Bir Adam Girdi Şehre Koşarak, Tarık Tufan’ın 2011 yılında yayımlanmış dört kitabından ilki ve bir bakıma yayın hayatına girişinin başlangıcıdır. Kitapta da belirtildiği üzere eserin isminde Yasin suresinin 20. Ayetinden esinlenilmiştir:
“…Şehrin en uzak ucundan bir adam koşarak geldi ve ‘Ey kavmim’ dedi, ‘Bu elçilere uyun!’”
Deneme/hatırat türündeki eser, içinde ne ararsan var denilen eserlerden. Yazar Bir Adam Girdi Şehre Koşarak’ ta sizi Diyarbakır’dan Kudüs’e ve İsrail’den İstanbul’a birçok farklı yere alıp götürüyor. Bazen bize bizi anlatıyor, bazense kendini. Daha kimlerden bahsetmiyor ki: Raif Efendi, Maria Puder, Max Brod, Anna, Sartre, Bachelard, Cemal Süreyya, Ümmügülsüm, Faruk Yücel… Anlaşılacağı üzere bu kitapta her şeyden biraz biraz var, herkesin kendinden birer parça ile karşılaşması mümkün.
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak, Tarık Tufan’ın bir araya gelmiş tam altmış sekiz denemesinden oluşuyor. Yukarıda da belirtildiği üzere bu denemelerin konuları oldukça geniş bir alana yayılıyor. Yazıldığı dönemde gündemdeki konulardan, başına gelen herhangi bir olaydan, şahit olduğu bir andan, yazdığı kısa bir öyküden, biraz bizden biraz da kendinden bahsediyor yazar. Genel olarak akıcı ve kolay okunan bir kitap olsa da, okurken okuduğu şey üzerine düşünmeyi seven okurlar için pek cezbedici bir eser olduğunu düşünmüyorum ne yazık ki. Fakat okuyucuyu dünyanın farklı yerlerine sürükleyecek, bir oturuşta bitebilecek bir eser olduğu ise su götürmez. Dikkatli okurların gözden kaçırmayacağı bir diğer konu ise kitapta çok fazla dini-tasavvufi motifin işlenmiş olması. Hatta o kadar fazla ki, bu motifler Tarık Tufan’ın kaleminin anlatım gücünün ve okurken verdiği edebi zevkin önüne geçmiş. Yazarın diğer kitaplarında da bu motifler sıkça görülse de Bir Adam Girdi Şehre Koşarak’ ta anlatımı boğacak seviyede yer aldığını söylemek mümkün.
Kitapta altı çizilesi birçok cümle yer alıyor. Hatta bazı denemeler komple altı çizilebilir zira cümleler okuyucuya ciddi anlamda edebi zevk veriyor. Ayrıca kitapta yer alan “İlk Söz” başlıklı giriş bölümünü oldukça sevdiğimi belirtmeden edemeyeceğim. Benim okurken altını çizdiğim bazı bölümler ise şöyle:
“Yakama yapışan cümleleri yazdım. Bir cümle insanın yakasına yapışır mı demeyin. Yapışır.”
“Çoktan kabuk bağladığını düşündüğüm yaralarım vardı. Yanılmışım. Yazmaya başlayınca onlar da bir bir sızlamaya ve bazen de kanamaya başladı. En çok tekrarladıklarım, en çok ihtiyaç duyduklarımdır. Bundan öte bir amacım yok.”
“İşte böyle yaşıyoruz ve yaşamak da sana dair uzayıp giden bir özleme dönüşüyor. İnsaf et Anna! Gidelim buradan. Senin masumiyetini, bilgelik zamanlarından kalma sırları, dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim. Hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim.”
“Her insanın ömrü boyunca ezberinde tutacağı bir yağmur olmalı. Ansızın veya keskin bir gök gürültüsü sonrası şehre düşen bir yağmuru ezberinde tutmalı insan. Damla damla ezberlemeli kendi yağmurunu.”
“Başkasının ölümüne tanıklık etmenin zorluğu, gerçekte kendi ölümüne dair mutlak bir delille karşılaşmanın zorluğundan başka nedir?”
Yazan: Miraç Elif Kanbay
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak Soruları ve Cevapları
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak kimin eseri?
Tarık Tufan
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak türü nedir?
Deneme
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak kaç sayfa?
120
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak Yorumları
kısa olmasına rağmen zor bitirdiğim bir kitaptı
16-02-2018 20:33
kitabın türü deneme adam denemiş ama olmamış
24-01-2019 18:01
bu kadar etkilenerek ve düşünerek okuduğum bir kitap olmadı. lütfen edebiyatla ilgisi olmayan insanlar okuyup yorum yazmasın, çünkü gerçekçi olmuyor...
20-02-2019 21:46
gayet güzel bir kitap. roman türünde olmadığı için kopukluklar yaşanabiliyor ama bu içeriğindeki hoş anlatımı etkilemez. puanım 7/10.🦄