Oğullar ve Rencide Ruhlar

Oğullar ve Rencide Ruhlar - Alper Canıgüz

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (6.4)	Editör (8)
Kitapevi (8)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

Oğullar ve Rencide Ruhlar Özet

Oğullar ve Rencide Ruhlar, Alper Canıgüz'ün ilk olarak 2004 yılında İletişim Yayınları'ndan yayımlanmış olan kitabıdır. Alper Canıgüz'ün kendine özgü yazım dili ile dikkat çeken Oğullar ve Rencide Ruhlar, beş yaşında bir çocuğun, Alper Kamu'nun hikayesini anlatıyor.

Alper Kamu, henüz yalnızca beş yaşında olsa da gerek söyledikleri, gerekse yaptıklarıyla bir çocuğun bedenine gizlenmiş bir yetişkin izlenimi uyandıran bir çocuktur. Uzun uğraşlar sonucu anne babasını anaokulunun kendisine hiçbir faydası olmadığına dair ikna etmiştir. İnsanları pek sevmese de karşı komşusu Alev abla ve sokaklarındaki başka bir binada oturan bir ailenin çocuğu olan Hakan ile iyi anlaşmaktadır. Günlerini anne ve babası işteyken kitap okuyarak, televizyon izleyerek ve sokaktaki çocuklarla takılarak geçirmektedir.

Bir gün, akşam saatlerinde Alper hava almaya çıkar. O sırada Alev ablanın balkonda olduğunu görünce onu da çağırır ve beraber apartmanın girişindeki merdivenlerde otururlar. O sırada karşı apartmandan çıkan bir adam görürler. Fakat bir saniyeliğine gördüklerinden kim olduğu anlaşılmaz. O sırada apartmanın en üst katında oturan Hicabi Bey'in dairesinin camlarından eşyalar fırlatılan başlar. Alper heyecanla binaya girer ve Hicabi Bey'in evinin kapısının açık olduğunu görünce içeri girer. Deli Ertan 'ın içeride mobilyaları dışarı fırlatmakta olduğunu görür. Kafasını çevirdiğinde ise daha kötü bir manzarayla karşılaşır: Hicabi bey boğazı kesilmiş bir halde koltuğun kenarında durmaktadır.

Polisler geldiğinde ifade vermek üzere babasıyla beraber Alper de merkeze gider. Deli Ertan bir numaralı şüpheli durumundadır fakat Alper cinayeti apartmandan çıkan o uzun ve ince erkek siluetinin işlediğini düşünmektedir. Her ne kadar bunu polise söyleyip söylememek konusunda kararsız kalsa da, Deli Ertan'ın katil olduğunu düşünmediğinden polise tüm bildiğini anlatır. Polisler ve özellikle de savcı bey tüm anlattıklarının çocuğun hayal ettiklerinden başka bir şey olmadığını düşünse de, Alper'in söylediklerini göz ardı edemezler. Söyledikleri, o binada oturan birçok kişiyi şüpheli durumuna düşürmüştür.

Alper'in polise anlattıklarının mahallede duyulmasıyla şüpheli durumuna düşen üç gençten biri olan Gazanfer -ağabey-, Alper'in peşine düşer. Zaten her zaman iki köpeğiyle beraber sürekli mahallenin çocuklarıyla uğraşan, sinirlendiği çocukların üzerine köpeklerini salan Gazanfer, Alper'i bulduğu yerde köpeklerine yem etmeyi planlamaktadır. Bu sırada Alper ise Hicabi Bey'in katilinin peşine düşmüştür. Araştırma yaparken tesadüfen birkaç şey öğrense de daha parçaları birleştirememiştir. Neticede bir akşam Gazanfer ile karşılaşırlar. Hemen kaçmaya başlayan Alper, cinayetin işlendiği apartmanın kömürlüğüne saklanır. Her ne kadar kendini kapana kıstırmış olsa da, bu Alper'in önceden beri efsane gibi dilden dile dolaşan apartmanların bodrumları arasındaki gizli tüneli keşfetmesine sebep olur. Böylece birkaç şey daha öğrenmiş olur. Alper artık bu cinayetin peşini bırakmayacaktır, katili bulana kadar bırakmaz da. En sonunda polisin bulamadıklarını Alper bulur. Fakat buradan sonrasını okuyucuya bırakıyorum. Eğlenceli, yer yer komik, yer yer şaşırtıcı olan bu hikayeyi okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Her ne kadar çerez niteliğinde bir kitap gibi görünse de beş yaşındaki kahramanımız Alper Kamu'nun çok derin düşünceleri, tespitleri olduğunu fark edecek ve altını çizmeden edemeyeceksiniz. İşte benim altını çizdiğim cümlelerden bazıları:

"Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar."

"Oturur vaziyette sağ tarafımdaki pencerenin perdesini aralayarak dışarı baktım. Bunu hemen her gece yaparım aslında. Sanki pencerenin öbür yanında Tanrı'yı görüverecekmişim ve o bana her şeyin bir şakadan ibaret olduğunu açıklayacakmış gibi bir hissim vardır. "

"Çocuklara bakıp da saflık, masumiyet ve güzellik edebiyatı yapanların aklına şaşarım. Ben bizimkilere bakınca, insanoğlunun en alçakça eğilimlerinin en alçakça halinden başka bir şey görmüyorum. Kendimi onlardan çok farklı bir yere yerleştiriyor değilim. Sadece ben, hasbelkader, içimdeki çirkinliği dışa vurmanın daha rafine yöntemlerini geliştirmiş bulunuyorum. "

Yazan: Miraç Elif Kanbay

Oğullar ve Rencide Ruhlar Soruları ve Cevapları

Oğullar ve Rencide Ruhlar Yorumları