Roman, Haluk’un hikâye boyunca devam eden karışık düşünceleri ve bulanık zihni ile başlar. Romanda İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği dönemde Kırım’ın Alman işgali ele alınıyor. Enstitü öğrencisi olan Haluk isimli Kırım Türkünün tedirginliklerini, savaştan ve yaşadığı toplumun değer yargılarından sıyrılabilmek için gösterdiği çaba dile getiriliyor. Yazar, savaşa maruz kalan bir kentle kişinin bunalımlarıyla, bir gencin sığınağı olan daha olgun bir kadının hikâyesi konularını ele alıyor.
Haluk’un zihnini kurcalayan, hikâyeleri vardır. Sürekli olarak çekmecede saklamış olduğu hikâyelerini düşünür. Bu hikâyeleri üç gün boyunca çekmecede saklarken içi her ne kadar rahat da olsa sonrasında gidip sakladığı yerden alıyor. Ardından bir küpün içerisine saklayıp sıkışık, karanlık ve rutubetli lavabonun arka duvarına saklıyor. Hikâyeleri orada üç gün boyunca kalmıştır. O süre boyunca ekmek bile yemeyen Haluk hikâyelerini yakmak ister fakat bundan vazgeçer. Fakat bu sırada da aklı hep hikâyelerindedir. İçi yine bir türlü rahat etmeyen Haluk günler sonra gidip hikâyelerini aramaya koyulur. Hikâyelerini kontrol etmek için lavaboya gittiğinde iki üç tane adamla karşılaşır ve onlardan kaçar, iletişim kurmaktan kaçınır. Küpünü oradan alır.
Günlerden bir gün Haluk ne yapacağını bilemez bir hâlde iken tramvaydan indiği sırada tesadüfen karşılaştığı kötü yola düşmüş olan Almira adında eskiden tanıdığını iddia eden kişiyle karşılaşır ve Fontannaya Sokağı'na giderler. Orada Almira’nın kalmış olduğu daireye girerler ve ardından Almira’nın daha sonraları kendisi için çok anlamlı olacak olan ak fanilasını ilk kez görür. Haluk, oradaki bir apartman dairesinde kendisine üç yıl gibi gelen üç gün geçirir. Bu üç gün içerisinde ara ara Almira yanına gelir ve Haluk’u yoklar. Ona ak fanilasını verir ve o yokken hiç üşümemesi için tembih eder. Haluk Almira’ yı beklerken hep onu düşünür, fanilasını okşardı. Düşündüklerini, kafasını kurcalayan her şeyi artık ıssız yerlere saklayıp maskelemeye çalışmayacağına dair kendisine söz verir. Apartman dairesinin penceresinden dışarıyı izleyerek, başı elleri arasında Fontannaya’dan uzaklaşan patlamaları dinleyerek kendi iç dünyasıyla karşılaşır ve her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünür. Her daim düşünceli ve sıkıntılı olan Haluk, bir zaman sonra hikâyelerden Almira’ya söz etmeyi düşünür. Onu bir tek Almira’nın anlayacağını düşünüyordur. Ancak Almira, nereye olduğunu bilmediği yere gidip gelmemektedir. Yine günlerden bir gün yalnız kaldığında ve Almira dönmediğinde yaşama hevesi iyice bitmişti. Odanın camından Fontannaya Sokağı’nı izleyerek Almira’yı düşünür Yazdıklarını okumaya dahi isteği yoktur. Kimsenin gözüne görünmeden apartmandan çıkmak istiyordu artık orada işi yoktu. Küpünü alıp eşyaların topladıktan sonra tam çıkacakken Almira’nın ak fanilasını okşayıp apartmandan koşarak çıktı. Sokak kapısına doğru yürürken aniden biri seslendi ve durdu. Tanımadığı adam, sokağın şu an Almanlar tarafından işgal altında olduğunu söyledi. Ardından Almira tarafından kendisiyle tanıştırılan Lopatov geldi ve Almira’dan haber getirmiştir. Rus devletin müsadere altına alınmış apartman sahiplerinin listesini bırakıp gittiğini –titreyen sesiyle- söyledi. Haluk’un sesi listenin en başındaki isme takıldı ve listenin en başındaki ‘Almira Hofman’ adını okudu. Ardından Almira’nın Haluk’a söylediği yalan ortaya çıktı ve apartmanın aslında Almira’nın kendisine ait olduğunu ve bir daha dönmeyeceğini hayal kırıklığı içerisinde öğrendi. Sonrasında avluya çıktı ve Fontannaya’dan uzaklaştı.
Roman boyunca Haluk’un orada kaldığı sürece bunalımlarını ve iç diyaloglarını, kendisine ve çevresine yabancılaşmasını görüyoruz. Romanda, Haluk’un iç sesine ve bilinçaltında yaşadıklarına ağırlık verilmiş, kendisini tanıması ve dünyayı anlamlandırması, zorlu kış şartlarını ve işgale uğramış şehirdeki apartman dairesinde yaşananlar Haluk’un penceresinden hikâye edilmiştir.
Yazan: Begüm Demir
Üşüyen Sokak Soruları ve Cevapları
Üşüyen Sokak kimin eseri?
Cengiz Dağcı
Üşüyen Sokak türü nedir?
Yerli Romanlar
Üşüyen Sokak kaç sayfa?
192
Üşüyen Sokak Yorumları
özet için çok teşekkür ederim biraz daha kısa halini yazabilir misiniz?