Sisifos Söyleni

Sisifos Söyleni - Albert Camus

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (5.8)	Editör (8)
Kitapevi (9.6)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

Sisifos Söyleni Özet

Albert Camus bu kitapta felsefesini dört ana başlıkta ve toplam on dört deneme ile inceler. Kitabın içerisindeki ana başlıklar: uyumsuz bir uslama, uyumsuz insan, uyumsuz yaratım ve Sisifos söyleni iken alt başlıklar: uyumsuz ve intihar, uyumsuz duvarlar, felsefesel intihar, uyumsuz özgürlük, don juancılık, oyun, fetih, felsefe ve roman, kirilov, yarınsız yaratımdır.

Öncelikle Sisifos söylenini anlayabilmek için “absürt” ve “Sisifos” kavramlarının idrak edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Absürt, gerçek anlamıyla “akla, mantığa uymayan ya da saçma olarak adlandırılsa da kitapta ifade ettiği anlam insan açısından evrenin akla aykırılığını yani uyumsuzu ifade eder. Diğer bir ifademiz olan Sisifos ise yunan mitolojisinden gelmektedir. Sisifos, bir nevi başkaldırandır. Kendisi de bir tanrıdır. Fakat kendisine ihanet ettiği gerekçesi ile başka bir tanrı olan Zeus tarafından, ona göre yararsız ve umutsuz bir ceza verilmiştir. Cezası kocaman bir kaya parçasını bir dağın tepesine çıkarmaktır. Ne kadar çabalarsa çabalasın asla kayayı tepeye çıkaramayacaktır ve kaya hızla yine aşağı düşecektir. Her şey söyledikleri gibi olur, birkaç sefer çok yaklaşsa da asla taşı tepeye çıkaramaz ve asla da çıkaramayacaktır. Buna rağmen durmadan ve asla bıkmadan taşı yukarı doğru taşıma işine devam eder. Bu bakımdan, bizim hayatımızla arasında bir bağlantı kurabiliriz. Bizim hayatımızda anlamsızdır. Ama yaşamaya yani o taşı tepeye tekrar tekrar yukarı taşımaya devam ederiz. Hep umut ederiz. İnsanın doğasında vardır bu. Bize göre elbet iyi bir şey olacaktır hayatımızda. Diğer yandan da bu absürtlüğün tam olarak kendisidir. Hayata devam ederiz ama bunun sonucunda kesin olarak öleceğimizi de biliriz ama yine de vazgeçmeyiz. Bu nokta da intihar kavramı devreye girer. Albert Camus’a göre felsefenin tek önemli sorunu vardır. O da intihardır. Albert Camus bunu kitapta şu şekilde ifade ediyor. “Bu boğucu gökyüzünün altında yaşamak, bizde iki tepki doğurur birisi buradan kaçmak diğeri de burada yaşamaya devam etmek.”

Bu bakımda asıl cesaret isteyenin intihar olduğu düşünülse de Camus’a göre asıl yaşamak cesaret işidir. İntihar pes etmek, vazgeçmektir. Ona göre bu beyhude hayata rağmen yaşamaya devam etmeli ve asla pes etmemelidir…

Kitabın sonuna geldiğimizde kitaba ismini veren Sisifostan bize bahseder ve onun hikâyesini kendi gözünden bize aktarır. Bölümü bitirirken Sisifos’u kendi düşünce dünyasında üzgün ya da bıkmış biri olarak değil de mutlu biri olarak düşündüğünü ve bizim de öyle düşünmemizi ister.

DEĞERLENDİRME

Albert Camus yüzyıllardır değinilen yaşam ve ölüm kavramını bize başka bir bakış açısı olan varoluşçuluk felsefesinden yola çıkarak anlatıyor. Ona göre hayat yaşamaya değmez, ama ölmeye de değmez işte bu paradoks çevresinde dönüyor kitabımız. Albert Camus, ilk olarak “Yabancı” adlı eseri ile tanıdığım bir yazar benim için ki aynı zamanda en sevdiğim yazarlardan biri olduğunu da söylemeliyim. Yabancı eserini de çok sevdiğim için kitap benim için adeta o eserin açıklaması niteliğindeydi. Yabancı romanında ne kadar bir kurgu varmış gibi görünse de, Camus bize varoluşçuluk felsefesinden bahseder. Bu konu hakkında bir bilgisi olmayan insanlar yabancı kitabını saçma bulabilir ama bu kitapla birlikte ikisi anlam kazanıyor. Hatta devam kitabı niteliğinde bile olabilir. Bu yüzden benim için daha anlamlıydı kitap. Tabii ki kullanılan dil bakımından ağır olduğunu söylemeliyim. Okurken kelime hazineme çok fazla kelime kattım. Bunlara rağmen bazı yerleri anlamakta güçlükte çektim ve birkaç kez okumak zorunda kaldığım yerler oldu. Bunun çevirisinden de kaynaklanabileceğini düşünüyorum. Diğer yandan felsefeye aşinaysanız ya da ilginizi çeken bir konuysa daha rahat bir şekilde kitabı idrak edebileceğinizi düşünüyorum.

Yazan: Suheda Andıç

Sisifos Söyleni Soruları ve Cevapları

Sisifos Söyleni Yorumları