Kitap Türü:Yabancı RomanlarOrjinal Adı:A Happy DeathÇeviren:Ramis Dara
Puan Tablosu
Arka Kapak Bilgisi
Mutlu Ölüm Özet
Kitap başkahraman Mersault’un, Zergaus isimli iki bacağını geçirdiği bir kazada kaybetmiş, zengin adamı öldürmesi ile başlar. Mersault, annesini kaybettikten sonra beraber yaşadıkları odada; hayatını sürdürmeye devam etmekte ve liman memurluğu görevine devam etmektedir. Boş zamanlarında da odasından dışarıyı izlemekte diğer insanların hayatlarına gıpta ile bakmaktadır. Aynı zamanda beraber vakit geçirdiği, azıcık gönlünü kaptırdığı Marthe isimli bir genç kadın ile ilişkisini sürdürmektedir. Bu ilişki Mersault’un hayatını monotonluktan uzaklaştıran tek şeydir. Bir gece beraber sinemaya gittikleri sırada Marthe’nin eski sevgilisi olan genç bir adam ile selamlaşmasını kıskanan Mersault, Marthe’ye hayatına giren herkesi bilmek istediğini söyler. Söz Zergaus’a geldiğinde Marthe hala onunla ara sıra konuştuğunu ve geçirdiği kazandan bahseder. Bu konuşma üzerine Mersault, Zergaus isimli bu gizemli adamı oldukça merak etmiştir. Sonuç olarak onunla tanışmaya karar verir.
Tanıştıktan sonra Mersault ve Zergaus’un arasında dostluk oluşur ve birbirlerini konuşmaları ve fikirleri ile çok etkilerler. Zergaus, Mersault’a içten ve samimi öğütler verir. Bu öğütler genellikle kendi hayatından yola çıkarak ona hayatını güzel yaşaması ve küçük şeyleri dert etmemesi gibi konularda olmuştur. Mersault ise yaşadığı hayatın sıkıcılığından yakınır. Zergaus, Mersult’a kaza geçirmeden önce edindiği servet ile mutluluğu yakaladığını söyler fakat artık mutlu olmasının imkânı olmadığını bu dünyadaki görevini tamamladığını inandığını söyler. İşte tam da bu noktada kitabın başına dönüş yapılır ve Mersault, Zergaus’u öldürdükten sonra ondan aldığı bir miktar para ile şehir dışına çıkar.
Mersault, yolculuğunun ilk durağı olan Prag’a gider. Sokaklarda bomboş gezer. Yeterince parası olduğu içinse çalışmaya ihtiyaç duymaz. Fakat yine de düşünceler onu rahat bırakmamıştır. Prag’da iç sıkıntısını atamayan Mersault, trenle Avrupa turu yapmaya karar verir. Mersault bu yolculuk sırasında hayatını, yaşadıklarını gözden geçirir. Yaşadığı hayattan ve para sıkıntısı çekmemesinden dolayı mutlu olduğunu düşünür.
Arkadaşları Catherine, Claire ve Rose’dan bir mektup alır. Mektupta, onu Cezayir’e beklediklerinden bahsederler. Mersault, Cezayir’e gitmeye karar verir. “Dünyanın karşısındaki ev” olarak adlandırdıkları arkadaşlarının evinde yaşamaktayken Luccienne adında bir kadınla tanışır ve onunla evlenme kararı alır. Beraber köye yerleşip basit ve sade fakat mutlu bir hayat sürmektedir. Mersault, mutlulukla ilgili düşünürken önemli olanın “mutlu olma isteği” olduğunu fark eder. Yaşam böyle yıllar yılı sürüp giderken Mersault, bir hastalığa yakalanır. Ölümünün yaklaştığını bilen ve bayılma nöbetleri geçiren Mersault, doktoruna bilinci açıkken ölmek istediğini söyler. Mersault, ölümü karısı Luccienne’nın yanında mutlu ve bilinçli bir şekilde karşılamıştır.
Mutlu Ölüm, 1930’ların sonlarında yazılan ama ancak 1971 yılında yayımlanan bir romandır. Albert Camus Yabancı’yı daha önce yazdığı için Mutlu Ölüm’ün yayımlanmasını ertelenmiştir. Yazarının ölümünden yıllar sonra kitap içeriğinde sürekli bahsedilen özgürlük duygusunu tatmış ve yıllar sonra zincirlerinden kurtularak biz okurlara ulaşmıştır.
Mutlu Ölüm kitabının başında epey uzun bir önsöz yer almaktadır. Kitabın Camus’tan sonra yayınlanması sebebiyle bu önsöze doğal olarak ihtiyaç duyulmuştur fakat önsözün sonlarına doğru biraz sıkıldığımı hissettim. Yani “okumaya ihtiyacım var mıydı? “ sorusunun cevabını kendime net olarak veremiyorum. Bir an önce bitse de hikâyeye geçsem diye düşündüm durdum. Sizlere tavsiyem; eğer sıkılgan bir yapınız var ise önsözü okumamanızdan yanadır. Zira kitabın bu dezavantajına takılıp ana mesajı kaçırabilirsiniz. Ana mesaj nedir diye sorarsanız da bana göre ana mesaj; “Mutlu olmak için özgür olmanın bir ön şart olduğu ve insanın mutlu olmayı istemesi gerektiğidir.”
Mutlu ölüm, hayatı boyunca mutluluğu arayan bir adamın bu amacı doğrultusunda yaptıklarını içeren bir serüveni konu almaktadır. Yazarın ilk yayınlanan kitabı olan Yabancı ile benzerlikleri oldukça fazladır. Kitaptaki isim benzerlikleri, cinayet ve kaçış olayları gibi ögeler benzerlik taşımaktadır. Hatta kitap ile ilgili yapılan en büyük eleştiri ise yazarın en bilindik kitaplarından biri olan Yabancı’nın bir çeşit başarısız eskizi olduğu yönündedir. Hatta bu konuda yazarımız Albert Camus’un notlarında bir takım ipuçları bulunduğu yönünde iddialar mevcuttur. Yukarıda belirttiğim ve daha nicesi bulunabilecek benzerlikler göz önüne alındığında bu eleştirilerin haklı olduğu söylenebilir ancak başarısız mıdır, bu konu biz okurların kitaptan aldığı doyuma bağlıdır. Ben bir okur olarak kitaptan doyum aldığımı düşünüyorum fakat zaman zaman satırlarca süren yer betimlemelerinden sıkıldığımı belirtmek isterim. Kitap dayandığı felsefe ve anlattığı içsel yolculuk sebebiyle sakin bir kitaptır. Kendinizi kitabın sakinliğine teslim ederek, bir doyuma ulaşabilirsiniz.
Kitabın en dikkat çeken iki karakterinin arasında mantıksal bir bağ vardır. Her okuyan kişi bu mantıksal bağı kurabilir. Mersault, oldukça sağlıklı fakat parası olmayan genç bir adamdır. Zergaus, ise zengin fakat sağlığı yerinde olmayan genç bir adamdır. İki genç adam da hayatlarındaki bu eksiklikler yüzünden mutlu olamamaktadır. Mersault, Zergeus’a öldürdükten sonra ona ait olan parayla kurduğu yeni hayatında hem sağlığının hem de paranın gücü ile mutlu olmuştur. Aslında bu mutluluk onun hayatını istediği gibi yönlendirebilmesinden kaynaklanan özgürlük duygusuna bağlıdır. Mersault, istemediği bir işte çalışmamakta ve sıkıldığı anda yaşadığı yeri değiştirebilmektedir. Başka bir farklılık ise Mersault’un kendi ölümüne bilinçli bir şekilde gitmesidir fakat Zergaus ise ölüme kendi isteği ile bile olsa fiziksel engeli yüzünden başka birinin onu öldürmesine ihtiyaç duyması sebebiyle özgür olarak gidememiştir. Mersault ise kendi ölümüne özgürce gitmiştir. Kitabın sonunda da özgür ve mutlu bir adam olarak ölmüştür.