Kitap Türü:BiyografiOrjinal Adı:RudinÇeviren:Ergin Altay
Puan Tablosu
Arka Kapak Bilgisi
Rudin İlk Aşk Özet
İlk Aşk, İvan Sergeyeviç Turgenyev’in otobiyografik özellikler taşıyan bir romanıdır. On altı yaşında bir genç olan Vladimir Petroviç, ailesiyle kiraladığı yazlık evlerinde, maddi olarak hiç de parlak bir durumda olmayan Prenses Zasekina’ya komşu olur. 1833 yılının Neskuçnıy kasabasında başlayan bu hikâye, Vladimir Petroviç’in, kendisinden beş yaş büyük olan bir kızı görmesi ve ona romantik duygular beslemesiyle başlar. Bu kız, daha sonradan anlaşıldığı üzere, Prenses Zasekina’nın kızıdır. Zinaida adındaki bu genç ve güzel kızın etrafı kendisine ilgi duyan erkeklerle çevrilidir. Bir gün Vladimir Petroviç, bahçede etrafındaki erkeklerle eğlenen Zinaida’yı görür. Ondan çok hoşlanır. Zinaida da bu genç çocuğa yakınlık gösterir. Bunun üzerine Vladimir Petroviç’in duyguları, basit bir hoşlanmadan aşka doğru gelişmeye başlar. Prenses Zasekina’nın Vladimir Petroviçlere gidip borç para istemesi, iki aile arasında bir münasebet kurulmasına vesile olur. Bir gün Prenses Zasekina’nın evine giden Vladimir Petroviç, burada prensesin kızı Zinaida’yı görür. Zinaida, Vladimir’i odasına davet eder. Ona, kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını sorar. Aşk konusunda deneyimsiz ve bir o kadar da utangaç olan Vladimir Petroviç, bu soruya yanıt veremez. Zinaida ise büyük bir özgüvenle Vladimir Petroviç’e ilgi duyduğunu, ondan hoşlandığını söyler. Bundan sonra, diğer âşıklarıyla yaptığı toplantılara Vladimir Petroviç’in de gelmesini söyler. Böylece genç ve tecrübesiz Vladimir Petroviç, Zinaida’nın âşıkları arasına katılır.
Aslında Zinaida, etrafındaki erkeklerden hiçbirini sevmez; yalnızca onlarla eğlenir. Zinaida’nın etrafında dört dönen adamların da bu genç ve güzel kızdan beklentileri, sadece ve sadece hoşça zaman geçirmekten fazlası değildir. Oysa durum, Vladimir Petroviç için oldukça farklıdır. O, Zinaida’ya bütün içtenliğiyle sırılsıklam âşık olmuştur. Onun âşık olduğu an, hem büyük mutluluğunun hem de büyük acılarının başladığı andır.
Zinaida ve âşıkları, bütün gün ve gecelerini oyunlarla geçirir, eğlenir ve gülerler. Oysa Vladimir Petroviç, içine düştüğü umutsuz aşktan dolayı günden güne erimektedir. O, Zinaida’yı hayatının merkezine koymuştur; fakat Zinaida için kendisi, herhangi bir âşıktan fazlası değildir. Üstelik Vladimir, âşıklar arasında en genç olanıdır. Zamanla bunu anlayan ve Zinaida’nın kendisini çocuk yerine koyduğunu gören Vladimir’in üzüntüsü artmaktadır. Her ne hikmetse, Zinaida’ya da bir şeyler olmuştur. Sanki birine âşık gibidir. Artık eskisi gibi eğlenemez, hatta bazen odasından saatlerce çıkmadığı olur. Fgenç Vladimir’in içinde ise hâlâ bir ümit vardır. belki de Zinaida kendisine âşık olmuştur. Ama işler umduğu gibi gitmez. Zinaida, daha fazla zülmesini istemediği bu gence ömür boyu sürecek bir arkadaşlık teklif eder ve onu hizmetçisi olarak seçip daima yanına alır.
Zinaida’nın âşıklar gurubundan Luşin, bir gün Vladimir Petroviç’i uyarır ve bu oyunun onu yıpratacağını söyler. Vladimir ise ona aldırmaz.
Başka bir gün bir diğer âşık, Vladimir Petroviç’e, onun hoşuna gitmeyecek bir şeylerden bahseder ve sonra Zinaida’yı gece vakti gözlemesini tembih eder. İçine kurt düşen genç, âşık olduğu kızın evini gözetleyince, babasının gizlice ona gittiğini görür. O anda şok olan Vladimir, Zinaida’ya gidecek olan adamı öldürme planları yapan bir kahraman âşık rolünden okul talebesi rolüne bürünür, bıçağını düşürür ve susar.
Vladimir’in babası ile annesi, neden sonra Zinaida sebebiyle kavga eder. Çok geçmeden de yazlıktan taşınırlar. Vladimir Petroviç, o günden sonra âşık olduğu kızı uzun süre görmez. Bir gün, babasıyla at yarışı yaparken, bir olay olur. Babası, oğlundan müsaade isteyerek bir eve uğrar. Oğluna da atların başında kalmasını söyler. Babasının nereye gittiğini merak eden Vladimir Petroviç onu takip edince, pencerede Zinaida’yı görür. Demek ki babası, geçen yıllar boyunca Zinaida ile bağını koparmamıştır.
Vladimir Petroviç, üniversiteden mezun olduktan sonra Zinâida’nın âşıklar grubundan biriyle karşılaşır ve Zinaida’nın o sırada yakınlarda bir yerde olduğunu öğrenir. Vladimir, Zinaida’yı bir gün ziyaret etmeyi kafasına koyar. Öğrendiğine göre Zinaida evlenmiştir ve doğurmak üzeredir. Onunla buluşmayı bi müddet erteleyen Vladimir, Zinaida’nın kaldığı otele gidince, bir gün evvel, Zinaida’nın doğum sırasında öldüğünü öğrenir. Vladimir, bu ölümü, bir yabancının ölümü gibi karşılar. Yine de onun yüreğinde bir şeyler kopmuştur.
Roman, kahramanın ağzından, hatıra şeklinde yazılmıştır. Genç bir erkeğin başından geçen bu derin aşk hikâyesi, oldukça samimi bir üslupla ve sade bir dille yazılmıştır. Bu samimiyetin temel sebebi, romandaki otobiyografik etkinin varlığı olmalıdır. Rus edebiyatının önde gelen romancılarından Turgenyev’in bu kısa romanı ya da uzun hikâyesi, okunmaya değer eserler arasındadır.