Akıl ve Tutku

Akıl ve Tutku
Kitabın Yazarı:Jane Austen Kitap Türü:Yabancı Romanlar Yayınevi:İş Bankası Kültür Yayınları Yayınlandığı Yıl:1817 Sayfa Sayısı:392 ISBN:9789944882552 Kitap Puanı:8.2 / 10 | Yorum: 3

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al D&R:56,00 TL e-kitap,pdf,epub: *

8.2
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Akıl ve Tutku - Jane Austen

Kitap Türü:Yabancı Romanlar Çeviren:Hamdi Koç

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Akıl ve Tutku Özet

Mr. Henry Dashwood, yasalar gereğince mirasını ilk karısından olan oğluna bırakmak zorundadır. Ölüm döşeğindeyken oğluna ikinci evliliğinden olan 3 kızına ve karısına sahip çıkmasını ve onlara destek olmasını ister. Mr. Dashwood’un ölümünden sonra ise oğlu, karısı olan Fanny isimli kötü kalpli kadının etkisinde kalarak yardımlarını oldukça küçük miktarlarda gerekleştirmeye karar verir. Bir de Fanny ve kocası anne ve kızların yaşadıkları malikâneye taşınmaya karar verirler. Fanny’nin ineleyici tavırlarından oldukça rahatsız olup buradan bir an önce taşınmak için acele ederler. Anne ve kızları ise Sussex’teki malikânelerini terk edip Devonshire’de oldukça ucuz kirası olan bir kır evine yerleşmek zorunda kalırlar. Sussex’ten ayrılmadan önce Fanny’nin erkek kardeşi Edwards Ferrars ve Elinor arasında bir arkadaşlık başlar. Birbiriyle çok iyi anlaşan iki genç Sussex’teki son günlerini beraber geçirmeye başlarlar. Henüz aralarındaki ilişkinin adı konmasa bile Fanny kardeşinin bu beş parasız kalan kızla birlikte olmasını istemez ve Edwards’ı alelacele Londra’ya yollar. Elinor, Edwards’ın hiçbir şey söylemeden çekip gitmesine çok içerlenir ama taşındıkları yere ziyarete geleceğinden emindir. Ailedeki herkes de Edwards’ı çok sevmektedir.

Elinor, kardeşler arasında en sağduyulu olan ve mantığıyla hareket edendir. Marianne ise duygularıyla hayatına yön veren mnantığını devre dışı bırakıp saf bir şekilde hareket eden genç kızdır. Margeret ise evin en küçük kızıdır ve henüz çocuk yaştadır. Bu adaletsizlik ve geçim sıkıntılarıyla birlikte tepetaklak olan hayatları Devonshire’da yeniden renklenmeye başlar. Renkli ve cana yakın akrabalarının da desteğiyle anne ve kızları yeniden eski neşelerine kavuşmaya başlarlar. Bekar bir centilmen olan Albay Brandon ile, Sör John’un kayınvalidesi yaşlı ve her şeye burnunu sokan Bayan Jennings ile tanışırlar. Albay Brandon’ın acıklı hikayesini çok geçmeden öğrenirler. Albay, evlerinde çalışan Eliza adındaki kıza aşık olmuştur fakat ailesi bu evliliğe izin vermeyerek Elizayı uzak bir yere göndermişlerdir. Albay kızı yıllarca aramış bulduğunda onu oldukça düşkün bir halde ve ölmek üzere olduğunu görmüştür. Eliza vefat ettikten sonra albay kimseye kalbini açmamıştır. Albay Brandon Marianne’den çok etkilenmektedir. Marianne ise albayı fazla yaşlı bulmaktadır.

Günler geçerken Marianne kırlara gerçek bir tutkuyla bağlanmaktadır. Kırlarda gezdiği sırada fena bir yağmura yakalanır ve ayağı kayarak sakatlanır. John Willoughby adında bir centilmen Marianne’nin yardımına yetişir. Marianne, John Willoughby’ye tutkuyla bağlanır. John Willoughby de ona karşı boş değildir. Günlerini beraber geçirmeye ve çılgın aşıklar gibi birbirlerine adeta tapmaya başlarlar. John Willoughby, Marianne’ye bir at hediye etmek ister fakat Elinor ata bakmanın maddi olarak imkansız olduğunu söyeyince Marianne de bu fikri mantıksız bulur. Albay evinde bir piknik verdiğini ve kızlarla annesinin de davetli olduğunu söyler. Ayrıca John Willoughby’nin de davetliler arasında olduğunu belirtir. Piknik daha başlamadan albaya bir haber gelir ve albay aceleyle oradan ayrılır. Piknikte Lucy adında bir genç kadın vardır.Lucy, Elinor ile yakınlık kurmaya çalışır ve ona Edward’ı tanıdığını kendisinden bir kardeş gibi bahsettiği ayrıca Edward ile 5 yıl önce gizlice nişanlandıklarını söyler. Elinor, neye uğradığını şaşırır. Kendisini büyük bir acının ortasında bulsa da hiç kimseye bir şey söyleyemez.

John Willoughby ise Marianne’yle yalnız konuşmak istediğini ona bir teklifi olduğunu söyler fakat o gün geldiğinde işler hiç de Marianne’nin beklediği gibi gitmez. Anne ve kızlar eve geldiğinde Marianne’i ağlarken bulur. John Willoughby, hiçbir şey söylemeden Londra’ya gitmesi gerektiğini söylemiştir.

Bayan Jennings, kızlara Londra’ya gitmeyi teklif eder. John’un sevgisinden emin olan Marianne, Londra’ya vardığında John’a sayısız mektuplar yazar fakat mektuplarına hiç cevap alamaz. Katıldıkları bir baloda Marianne, John’u görür ve büyük bir heyecanla yanına gittiğinde John’u başka bir kadının yanında görür. Büyük bir hayal kırıklığı içinde eve dönerler. Albay, Londra’da olduğundan kızları ziyaret eder ve Elinor’a John hakkındaki gerçekleri anlatır. John, bir kızı hamile bıraktığını o gün gerçekten de Marianne’ye evlenme teklifi edecek olduğunu fakat bütün mirastan reddedildiği için varlıklı bir kadınla evlenmek üzere olduğunu anlatır. Marianne, paraya karşı tercih edildiği için tekrar bir yıkıma uğrar. Marianne ve Elinor eve dönerlerken kuzenlerinin malikanesinde konakladıkları sırada Marianne rahatsızlanır. Hummaya yakalanan Marianne için umut çok az demektedir, doktor. Albay ve Elinor, Marianne’yi bir an olsun yalnız bırakmaz ve Marianne hastalığı atlatır.

Eve döndüklerinde Edward’ın beklenmeyen ziyaretiyle şaşırılar. Edward, bir kilisede görev yapmakta olduğunu yalnızca Elinor’u sevdiğini fakat 5 yıl önce vermiş olduğu bir sözden dönemediğini anlatmıştır. Lucy’nin ise gittikleri piknikte Edward’ın küçük kardeşiyle yakınlaştığını ve nişanı bozup onunla evlendiğini anlatır.

Çifte bir düğünle Elinor ve Edward ile Marianne ve Albay evlenirler. Elinor, hayalindeki aşka kavuşmuştur. Marianne ise tutkulu ama yaralayıcı bir aşkın küllerinden kurtulup kendisine değer veren ve güvenli bir liman olan albay ile evlenmiştir. Marianne bir aşk uğruna kendini eve kapatıp acılar içinde kıvranmaktansa geçmişte çok acılar çekmiş bir adamın mutlu günlerinin başlangıcı kendi hayatının da akıl ve sağduyuyla yön vereni olmuştu. Zamanla da Albay Brandon’a büyük bir tutkuyla bağlandı çünkü Marianne asla yarım sevemezdi.

19.yüzyılın erkek egemen ve ahlakçı dünyasında bir de ekonomik sorunlarla baş etmek zorunda kalan bir anne ve üç kızının sürükleyici hikayesi içimizi ısıtmaktadır. Karakterlerin güçlü duruşu, duygularına sahip çıkışı bize büyük bir okuma zevki sunmaktadır. Jane Austen, dönemin özelliklerini ve insan ilişkilerini büyük bir gözlem ve aktarım yeteneğine sahiptir. Özellikle kadın karakterleri eserlerinde büyük bir incelikle işlemektedir. Biz kadınlar hayatta kimi zaman Elinor gibi mantığımızla kimi zaman da Marianne gibi tutkularımızla hareket ederiz, acılar çekip kalbimiz paramparça olsa da günün sonunda ikisinin dengesiyle mutlu oluruz. Mantık düpedüz işlemez çünkü insan olarak duygulardan besleniriz. Kör bir şekilde duyguya gidilmez çünkü aklın rehberliğine ihtiyacımız vardır. Tıpkı Elinor’un dediği gibi “Mantığının eleştirdiğini, merhametinin savunmasına izin verme.”

Editör: Ceren Kozalıoğlu

Akıl ve Tutku Soruları ve Cevapları

Akıl ve Tutku kimin eseri?

Jane Austen

Akıl ve Tutku türü nedir?

Yabancı Romanlar

Akıl ve Tutku kaç sayfa?

392

Akıl ve Tutku Yorumları

kadının kitapları çok güzel ama daha çok kadınlara yönelik o yönünü ön plana çıkarmasa en iyi 10 yazardan biri olurdu

10-01-2023 13:47

harika bir söz: mantığının eleştirdiğini merhametinin savunmasına izin verme

27-05-2023 16:19

bu kadında ne kitaplar yazmış nasıl bir hayat yaşadı çok merak ediyorum

18-03-2024 22:54