Yusuf'un Üç Gömleği

Yusuf'un Üç Gömleği - Abdullah Yıldız

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (6.8)	Editör (7)
Kitapevi (10)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

Yusuf'un Üç Gömleği Özet

Abdullah YILDIZ Yusuf'un Üç Gömleği kitabına “Takdim” ile başlıyor. Daha sonra da üç bölümde Hz. Yusuf’un hayatını işliyor. Bu bölümler: Hz. Yusuf’un çocukluk döneminin anlatıldığı; Sahte Kanlı Gömlek. Delikanlılık döneminin anlatıldığı; Arkası Yırtık Gömlek. Olgunluk döneminin anlatıldığı; Yusuf Kokulu Gömlek.

TAKDİM başlığı altında yazar; Türkiye’nin genç bir nüfusa sahip olduğunu ve bu gençliğin değerlendirilmesi gerektiğinden bahsediyor. Günümüzde gençlerin beyinleri eğlence kültürü, arabesk müzik, futbol, şarkı yarışmaları, tv dizileri gibi programlarla uyutulmakta olduğunu söylüyor. Bundan dolayı da gençlerin kendi millî ve dinî değerlerinden koptuğunu, başıboş tamamen maddiyat endeksli bir birey olma yolunda hızla ilerlediklerini söylüyor. Bu noktada gençlere örnek olabilecek bir okuma seri yazmaya karar veriyor. Bunun ilk adımı olarak Yusuf’un Üç Gömleği adlı eseri Genç Öncüler Kitaplığı okuma serisinin ilk kitabı olarak yazıyor. İlk olarak Hz. Yusuf’tan bahsetmesinin nedeni de kıssanın içinde gençlerin kendilerine çıkarabilecekleri güzel örneklerin çok olmasına işaret ediyor.

1. Bölüm: Sahte Kanlı Gömlek

Yazar bu bölüme üç anahtar kelime ile başlıyor. Masumiyet, mağduriyet ve mazlumiyet gömleği. Çocukluk döneminde kardeşleri ile yaşadığı çekişmeleri bu anahtar kelimeler etrafında anlatıyor. Yine bu bölümde Hz. Yusuf’un babası Hz. Yakub’dan ve ailesinden bahsediliyor.

Hani bir zamanlar Yûsuf, babasına demişti ki: “Babacığım, ben rüyada onbir yıldızla güneşi ve ayı benim için secde ediyorlarken/saygıyla yere kapanmışlarken gördüm.” (Yusuf suresi, 4. ayet)

(Babası) “Yavrucuğum!” dedi; “Rüyanı kardeşlerine anlatma. Sonra sana bir tuzak kurarlar. Doğrusu şeytan insan için apaçık bir düşmandır.” (Yusuf suresi, 5. ayet)

Hz. Yusuf ve Hz. Yakub arasında böyle bir diyalog geçiyor. Hz. Yakub oğlunun da peygamber olacağını anlıyor. Bundan dolayı kardeşler arasında kıskançlık olabileceğini sezdiği için Hz. Yusuf’a bu uyarıda bulunuyor. Daha sonra kardeşleri babalarının Hz. Yusuf’a olan ilgisinden rahatsız olup onu bir kuyuya atmaya karar veriyorlar. Bir oyun yapıp babalarını da kandırıp güya Hz. Yusuf’u gezdirip eğlendirme bahanesiyle Hz. Yakub’un yanından uzaklaştırıyorlar. Bir kuyunun başına geliyorlar. Orada Hz. Yusuf’un üstünden gömleğini çıkarıp Hz. Yusuf’u kuyuya atıyorlar. Daha sonra bir koyun kesip kanını gömleğe bulaştırıp babalarının yanına dönüyorlar. Daha önce konuştukları gibi Hz. Yusuf’u kurt kaptığını ve geriye sadece kanlı gömleği kaldığını babalarına söylüyorlar. Hz. Yakub oğlunun ölmediğini biliyordu ve sabretmeye başladı. Üzüntüsü o kadar artmıştı ki ağlamaktan gözlerine ak inmişti (kör olmuştu). İşte bu sahte kanlı gömlek Hz. Yusuf’un masumiyet, mağduriyet ve mazlumiyet gömleği idi. Artık Hz. Yusuf kuyudaydı. Rabbi O’nu yalnız bırakmayacaktı. Bir kervan su içmek için kuyunun yanında durmuştu. Kervanın sucusu kuyu da Hz. Yusuf’u bulmuş ve çok sevinmişti. Çünkü O’nu satıp para kazanmaktı niyeti. Öyle de oldu Hz. Yusuf Mısır’ın Aziz (Başbakan, Maliye Bakanı)’i tarafından çok cüz’i bir miktara alınmıştı.

2. Bölüm: Arkadan Yırtılan Gömlek

Yazar bu bölüme de üç anahtar kelime ile başlıyor. İffet, ismet ve ihlas gömleği.

Artık Hz. Yusuf büyümüş genç, yakışıklı bir delikanlı olmuştu. Bu yakışıklılığı o kadar ileri düzeydeydi ki köle olarak kaldığı ev sahibi Aziz’in hanımı bile Hz. Yusuf’a meyletmişti.

Derken, evinde kalmakta olduğu kadın, onun nefsinden murad almak istedi ve kapıları sımsıkı kapatarak: “seni istiyorum, hadi gelsene! dedi. Yusuf: “Allah’a sığınırım! Çünkü o benim efendimdir, yerimi güzel tutmuştur. Doğrusu zalimler hiç iflah olmazlar.” dedi. (Yusuf Suresi 23. ayet)

Hz. Yusuf büyük bir imtihanla baş başa kalmıştı. Çünkü karşısında bir erkeğin nefsine hoş gelecek bir durumla karşı karşıyaydı. Hz. Yusuf neredeyse kadına meyletmişti. Ancak Allah’ın yardımı ile o düşüncesinden vazgeçmişti. Böyle davetkâr bir kadına hayır demek her babayiğidin harcı değildi. Derken Hz. Yusuf kadından kaçmaya başladı. Kadın da Hz. Yusuf’un peşinden koştu ve gömleğini arkadan çekip yırttı. Tam bu esnada kocası kapıda belirdi. Bunun üzerine kadın Hz. Yusuf’un kendisine tecavüz etmek istediğini kocasına söyledi. Ama Aziz’e bir akrabası; Hz. Yusuf’un gömleğinin arkadan yırtıldığını eğer suçlu olmuş olsa önden yırtılması gerektiğini söyledi. Bu durum Mısır’ın önde gelen insanları tarafından duyulmuştu. Koca Mısır Aziz’inin karısının kölesine meyletmesi şehirde alay konusu olmuştu. Bunun üzerine kadın kendi meyletmesini haklı göstermek için Mısır’ın önde gelen kadınlarını evine davet etmişti. Mükellef bir sofra hazırlatmış ve ellerine de birer bıçak tutuşturmuştu. Sonra Hz. Yusuf’a içeri gir demişti. Hz. Yusuf’u o genç ve yakışıklı delikanlıyı karşılarında gören kadınlar ‘bu, olsa olsa yüce bir melektir’ dediler. Farkına varmadan da ellerindeki bıçakla parmaklarını kestiler. Aziz’in karısı o kadar Hz. Yusuf’u arzulamıştı ki eğer kendisinin olmazsa zindana düşeceketi. Daha sonra Hz. Yusuf zindanı zinaya tercih etmiş ve zindana düşmüştü. Zindan da Allah o’nu yalnız bırakmamış rüya tabir etmeyi öğretmişti. Yıllarca zindan da kalımş ve bu zindan onun için Medrese-i Yusuf olmuştu. Günlerden bir gün Mıısır hükümdarı bir rüya görmüştü. Rüyasında yedi cılız ineğin yedi semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak görmüştü. Bunun tabiri öğrenmek için etrafındaki insanlara anlatmıştı. Ama kimse bunu çözememişti. Çok zaman sonra hükümdarın yanındaki bir kişi daha önce Hz. Yusuf ile zindan da kaldığını ve rüyayı onun tabir edebileceğini hatırladı. Hükümdardan izin isteyip Hz. Yusuf’un yanına gitti ve rüyayı anlattı. Hz. Yusuf rüyayı tabir etti. Adam gidip hükümdara rüyanın tabirini anlattı. Hükümdar Hz. Yusuf’un zindandan çıkarılmasını ve zindana girerken üstüne atılan iftiranın temizlenmesini sağladı.

3. Bölüm: Yusuf Kokulu Gömlek

Yazar son bölüme de üç anahtar kelime ile başlıyor. İktidar, istikrar ve istikamet gömleği.

Hz. Yusuf’un hikayesi baba ocağından kuyuya, kuyudan Aziz’in evine, Aziz’in evinden zindana ve son olarakta zindandan saraya uzanmıştı.

Hz. Yusuf’un hükümdarın gözündeki değeri rüyasını tabir ettikten sonra iyice artmıştı. Hükümdar daha sonra O’nu hazinenin başına geçirmişti. İlerleyen zamanlarda da diğer tüm alanların yönetimini yine O’na bırakmıştı. Artık Hz. Yusuf Mısır’da her alanda söz sahibi bir konuma gelmişti. Kuraklık ve kıtlık bütün Mısır diyarlarında etkili olmuştu. Yardım için insanlar Mısır’a geliyorlardı. Gelenlerden bir grupta Hz. Yusuf’u yıllar önce kuyuya atan kardeşleriydi. Öz kardeşi Bünyamin’i güzel bir hile ile yanına aldı. Daha önce de kardeşini kuyuya atan bu grup şimdi de Bünyamin’e sahip çıkamamıştı. Bu durumu babalarına anlattıkların da Hz. Yakub’un kederi iki katına çıkmıştı. Daha sonra babaları Bünyamin ve Hz. Yusuf’tan haber getirmeleri için oğullarını tekrar Mısır’a yolladı. Burada Hz. Yusuf’un yıllar önce kuyuya attıkları kardeşleri olduğunu öğrendiler ve O’nun üstünlüğünü kabul ettiler.

Yusuf'un Üç Gömleği Soruları ve Cevapları

Yusuf'un Üç Gömleği Yorumları