Silas Marner

Silas Marner - George Eliot

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (5.2)	Editör (8)
Kitapevi (10)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

Silas Marner Özet

Silas Marner’ın yazarı George Eliot aslında İngiliz kadın yazar ve çevirmen Mary Anne Evanstır. Onun yarattığı bu karakter çerçevesinde kilisenin öğretileri ve Avrupa’nın sosyal hayatı hakkında önemli bilgiler elde etmiş oluruz. Yıllar önce kendisine hırsızlık iftirası atılan ve sonradan başına çok kötü olaylar gelen Marner’ın hikayesi şöyledir;

Silas Marner, Lantern Yard adında bir köyde yaşıyordu. Dine olan ilgisi çok fazla olduğundan yakın çevresi tarafından çok saygın bir kişilik haline gelmişti. William Dane adında çok yakın bir arkadaşı vardı. Onunla dostlukları on yılı aşkın süredir devam ediyordu ve yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi. Düşünceleri bazen çatışsa da ikisi birbirini mutlaka anlardı. Ayrıca Marner’ın bir de Sarah adında bir kızla ilişkisi vardı. Yakın zamanda nişanlanacaklar ve daha sonra evleneceklerdi. Aralarında tek bir sorun vardı: Marner ın geçirdiği krizler. Çok arada olan ve onu on dakika boyunca hayattan soyutlayan bu krizler çoğu insan tarafından dini bir nitelik olarak görülüyordu. En yakın arkadaşı William ise bu kriz anlarında içine şeytanın girdiğini ve ona kötü şeyler yaptırdığını düşündüğünü söylerdi. Sarah ise şimdilik sorun etmese de bu durum onun için iyi bir şey sayılmazdı. Bir gün çok yakından tanıdıkları bir köylü hastalanmıştı. Silas ve arkadaşları nöbet tutarak başında bekliyorlardı. Aniden içeriye birçok insan girdi ve bir çakıdan bahsettiler. Ona ait olup olmadığını sordular. Silas ise hiç görmediğini söylüyordu. William hemen konuya açıklık getirdi. Hasta yatan köylünün altınları kaybolmuştu ve kesenin bulunduğu yerde Silas’ın çakısı duruyordu. Kendisine yöneltilen suçlamayı aniden fark eden Silas duyduklarına inanamıyordu. Onu hırsızlıkla suçluyorlardı. En kötüsü de en yakın arkadaşı William bu iftirayı atmıştı. Kısa süre içinde herkes onu suçlu gösterdi, Sarah nişanı bozduğunu iletti. Bir hafta içinde William ve Sarah evlendiler.

Silas hemen bu köyü terk etti. Raveloe adında bir kasabaya yerleşti. Burada tek bildiği iş olan dokumacılığa başladı. Buradaki hiç kimseyle konuşmuyor, selamlaşmıyordu. Fakat kısa zamanda herkes onun yeteneğini fark etmiş, tüm keten dokumalarına ona veriyorlardı. Marner küçük bir taş ocağında yaşıyor ve sadece işini yaparak vaktini geçiriyordu. Köylüler ona o kadar çok iş verdiler ki Silas bir anda artan parası karşısında şaşkınlık duydu. O günden itibaren tek amacı daha çok altın biriktirmek oldu. Onu mutlu eden tek şey her gece eve geldiğinde izlediği servetiydi. Altınlarını kumların altına yaptığı iki tuğlanın altında saklıyordu. Ayrıca evini kilitlemeden dışarıya asla çıkmıyordu. Sadece bir gün çok acil dışarı çıktı ve o tüm servetini kaybetti. Bütün mal varlığını çalan kişi ise kasabanın en zengin ailesi olan Beyzade Cass’in küçük oğlu Dunstan’dı.

Dunstan ve ağabeyi Godfrey babalarının parasını bir türlü paylaşamıyorlardı. Godfrey’in ailesinden habersiz yaptığı bir evliliği vardı. Ayrıca bir de bebeği olmuştu. Fakat kendisi kasabanın en güzel kızı olan Nancy ile ilişki yaşıyordu. Bu olayı tek bilen Dunstan dı ve sürekli ona şantaj yapıyordu. Godfrey de tüm parasını kardeşine veriyordu. Bir gün Dunstan ağabeyinden çok sevdiği atını satmasını istedi. Hatta bu işi kendisi üstlendi ve atı çok yüksek bir fiyata sattı. Fakat atı sakatlayarak ölmesine sebep oldu. Bu parayı bulmak içinde yolu üstündeki Silas Marner’ın serveti aklına geldi. Bütün altınlarını çalarak kaçtı.

Aradan yıllar geçti. Bir gün Silas’ın evine bir iki yaşlarında bir bebek geldi. Annesi yol üstünde ölmüştü. Bu kişi Godfrey’in herkesten saklandığı karısı ve onun kızıydı. Silas servetini kaybetse de bu yeni bebek onun için umut oldu. Onu çok güzel bir şekilde büyüyüp yetiştirdi. Eve gelip her şeyi itiraf eden Godfrey bile onların arasına giremedi. Kız evlenince bile yaşlı dokumacının yanında yaşamaya karar verdi.

Silas Marner Soruları ve Cevapları

Silas Marner Yorumları