Bu bölümde özlü sözler tarzında birden çok cümleden oluşuyor. Bu özlü sözler belli başlıklar bırakılarak alt kısımlarında ona uygun cümlelere yer verilmiştir. Cümlelerin anlam zenginliği geniş yani derin anlamlar içeriyor. İlk okuyuşta anlayacak tarzda cümleler yoktur içerisinde. Bizler cümleleri birkaç okuyuştan sonra anlamlandırmaya başlarız. Bazılarında devrik cümle tarzı kullanılmıştır. Cümleler kısa ama çok şey anlatmaktadır. Cümleler kısa fakat verilmek istenen mesajlar anlaşılması uzun süren tarzdadır. Cümleler üzerinde durup kendince anlamlar çıkarılabiliyor. Kurulan cümlelerde en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de yazar deyor, isteyor tarzında kelimeler kurmuştu. Bu tarz kelimeler ile daha önce hiç karşılaşmadım bu da yazarın üslubunun özgün olduğunu bizlere gösteriyor. Deyim ve atasözleri kullanılarak bunlar üzerinden mesajlar iletilmeye aktarılmaya çalışılmıştır. Konu olarak tek bir konudan bahsedemeyiz. Aşk, sevgi, spor, dürüstlük, yaşam, felsefe gibi birçok alanı içinde barındırmıştır. Bu özdeyişlerindeki hava samimi bir eda ile ortaya konmuştur. Dili yer yer akıcı yer yer de kapalıdır. Ağır dili kullandığı kısımlar felsefi alanında vermek istediği mesajların olduğu alanlarda yer alır. Etikaların genel havası kendi kendine konuşma havasındadır. Özellikle dikkatimi çeken tarafı yazar okurlarına yaşama dair öğütler verme çabası içinde olmuştur. Yaşama dair çok deneyimli bir yazar olduğunu kurduğu kısa ama derin anlamlı cümlelerden anlayabiliyoruz.
Ça
Bu bölümde yazarın denemeleri yer alıyor. Yazar okuyucuya üzerinde etki yapmak istediğim sizlersiniz diye hitapla başlıyor. Aslında genel hatlarıyla bu bölümün içeriği hakkında şunları söyleyebilirim: Yazar amacının okura sesini duyurmak olduğunu, yaşam deneyimlerini halkın deneyimleriyle harmanlayarak onlara sunmak olacağını, eserlerimin kaynağını besleyen sizlersiniz diyor. Eserinin konusu halkın günlük yaşayışında olan gelenekler, düğünler, aşklar, törenler olduğunu ifade ediyor. Okurlarına sizler benim güç kaynağımsınız diyor. Deneme türünün genel özelliğinden biri de yazar kendi kendiyle kendisiyle konuşuyormuş gibi yazar. Yazar özellikle bu bölümde sürekli kendi kendiyle konuşuyormuş havası içinde yazmıştır. Eskiden yazdıklarını karıştırıp onlarla yüzleşme vardır. Yani ilk yazılarının çalakalem, alelade yazıldığını ifade ediyor. Ama bu durumla yüzleşmenin kendisine yararının olduğunu içtenlikle ifade etmiştir. Benim bu bölümde en çok dikkatimi çeken bir tarafı da yazarın ilginç bir tarzı olduğu kanısına varmamdır. Birçok eser okudum okuduğum yazarlardan bu yazarın tarzı kendisini apayrı bir kefeye koydurdu bana. Çünkü tümceleri kurma düzeni farklı, denemelerin başlıkları, içerikleri anlam açısından çok zengin birçok anlam çıkartılabiliyor. Özellikle bir okuyuşta anlayacak tarzdan cümleler kurmamış, seni düşündürerek anlamaya sevk ediyor. Cümleleri arasında dahi anlam zenginliği çok bariz bellidir. Dikkatimi çeken bir yönde şu oldu: Başlıkların altında önemli kişiliklerin anlamlı kalıplaşmış sözleri ile cümleleri başlatmıştır. Başlıkları bizim alıştığımız tarzdan değil. İlgi çekici tarzda başlıklar bırakmıştır. Başlıkların içeriği olarak bakılırsa da felsefik düşünceler fazlaca yer alıyor. Bu yüzden aslında ilk okuyuşta anlaşılmayacak cümleler kurulduğunun farkına varılabiliyor. İnsanlara verilmek istenen çok fazla mesaj vardır. Bunlar yazarın yaşam deneyiminin ürünleri olduğu kendini bariz ortaya koyuyor. İlk bölüme göre dili daha anlaşılır. Benim bu bölüme dair çıkarımım açıkçası genel itibariyle yazarın yazım deneyimi üzerine oldu. İnsanı kurduğu cümleleriyle hayata dair geniş bir bakış açısı ile bakmaya yönlendiriyor.
Dün Yağmur Yağacak
Bu bölümde hikâyelerden oluşuyor. Geçmiş ve geleceğe dair konular ele alınmıştır. İlk bölümlerde olduğu gibi bu bölümde de ironi tarzında üslubu barındıran cümleler kullanılmıştır. Dili hemen anlaşılır tarzda değildir. Yazar bu bölümde anılarını baz alarak öyküleri oluşturmuştur. Etkileyiciliği yüksektir. Yazarın felsefik konuşma tarzı bu bölümde de devam ediyor. Öyküler samimi bir eda ile dile getirilmiştir.
DEĞERLENDİRME
Özdemir Asaf bu eserinden de çıkarabileceğim gibi tüm yazdıklarında sözcük oyunlarıyla kapalı bir anlatımı olduğuna şahit oldum. Özdeyiş, deneme, hikâyelerinde anılarını, çevreyi, eşyayı daha sayabileceğimiz hayata dair konuları işlemiştir. Eserlerinin genel havası felsefik düşüncelere dayanır. Kendine özgü bir edebi anlayış ve üslubu vardır. Bende eserin bıraktığı izlenim de Özdemir Asaf’ı sakin kafa ile sindire sindire okumak olduğudur. Eserin dili diğer okuduğum eserlerden çok farklı derin anlamlar barındırıyor. Özgün üslup ve konuların olduğu kitap okumak isteyenlere tavsiye ediyorum.
Yazan: Fatma Özdemir
Kırılmadık Bir Şey Kalmadı Soruları ve Cevapları
Kırılmadık Bir Şey Kalmadı kimin eseri?
Özdemir Asaf
Kırılmadık Bir Şey Kalmadı türü nedir?
Deneme, Günlük / Anı
Kırılmadık Bir Şey Kalmadı kaç sayfa?
584
Kırılmadık Bir Şey Kalmadı Yorumları
harika bir kitap editör neden düşük puan vermiş anlamadım