Kitap Türü:Tiyatro & OyunOrjinal Adı:En Attendant GodotÇeviren:Tarık Günersel, Uğur Ün
Puan Tablosu
Arka Kapak Bilgisi
Godot'yu Beklerken Özet
1949’da Samuel Beckett tarafından absürd tiyatro olarak kaleme alınmıştır. Başlangıçta hak ettiği değeri göremese ve hatta eleştiriye maruz kalsa bile zamanla bir klasik haline gelmiştir.
Eser Vladimir ve Estragon isimli iki kahramanın Godot isimli bir varlığı bekledikleri iki gün sürecinde geçer. Eserde zaman ve mekan belirsiz olmakla birlikte İkinci Dünya Savaşının etkileri sürerken yaşanan tarihsel sürecin izleri görülmektedir. Tıpkı o zamanlarda olduğu gibi umudun tükenmeyişi, ne olduğunu bile bilmeden büyük bir belirsizliğin içinde gelecek olanı beklemeyi, büyük bir eylemsizlik içinde yine de hayatta kalabilmeyi, yazar kahramanlar üzerinden aktarmaktadır.
Eser; Vladimir(Didi), Estragon(Gogo) isimli kahramanlar akşamüzeri bir kır yolunda konusu çok de belli olmayan bir takım konuşmalarda bulunurlar. Şakalaşır, son kalmış havucu yer ve turpları değerlendirmeye çalışırlar. Kahramanlar konuşmayı sürdürürken efendi Pozzo ve bir ipe bağlı köle Lucky gelir. Lucky, çok ağır bir yük taşımakta ve fiziksel olarak pek de sağlıklı gözükmemektedir. Sahibinin ona kötü söz ve davranışları da cabasıdır. Lucky’nin adı ve içinde bulunduğu durum göz önüne alınırsa yazarın burada bir ironi yaptığını anlamak çok da zor değil. Adı ne olursa olsun acı çeken insanı fark etmemek elde değil sonuçta. Bana göre Pozzo, karakteri o zamanların kötü komutanlarını; Lucky ise onun emirlerine uyan, itaat eden, gıkını bile çıkarmayan halkı temsil etmekteydi. Şu an ise tüm kaynakları, ekonomik imkanları elinde bulunduran kişi ve kişiler Pozzo olarak düşünülebilir. Lucky ise biziz adımız şanslı olabilir, bize sunulan imkanların sınırsızlığından bahsediliyor olabilir, kapasitemiz hakkında yorum yapılıyor. Biz kendi adımızı mı koyuyoruz yoksa başkalarının boyunduruğunda yaşamayı tercih mi ediyoruz?
Lucky, şapkası olmadan düşünemeyen garip bir köledir. Efendi Pozzo ve kahramanlarımız köle Lucky’i dansa zorlarlar. Birtakım figürlerde bulunan kölenin performansını yeterli bulamazlar. Estragon beceriksizce taklit eder, Lucky’i. Karanlık çökmek üzereyken sahneye bir çocuk girer. Çocuk efendi Godot’un bu akşam gelemeyeceğini ama yarın akşam mutlaka geleceğini söyler. Çocuğa kim olduğunu, Godot’la alakasının ne olduğunu anlamak için birtakım sorular sorarlar. Çocuk, kardeşiyle birlikte Godot’un çiftliğinde çalışmaktadır. Haberi getirenin çocuk olmasının da mutlak bir anlamı vardır. Akla en yatkın olan çocukların masumiyeti üzerinden kendimizi avutmak için söylediğimiz beyaz, masum yalanlara vurguda bulumaktır.
Vladimir(Didi) ve Estragon(Gogo) geceyi geçirmek için bir yer ararlar. Ellerinde kalan son yiyecek bir turptur. Memnun kalmasalar da tek yiyecekleri olan turptan başka çareleri yoktur. Derken Pozzo’nun yardım çığlıklarını duyarlar. Pozzo, kör olmuştur. Yardımcısı Lucky ise sağır. Pozzo’ya bir yüzük ve biraz para karşılığında yardım etmeyi kabul ederler. Olyalar burada garipleşir çünkü birbirlerini gördüklerini hatırlayamazlar. Bu hatırlamamanın da bir anlamı vardır. Zaman adeta bir döngü yaratır. Yaşanılanlar tekrar yaşanır, gelecek de aynı olmuştur, geçmiş de. Beklenen gelmemiştir çünkü varoluş hakkınd söylenecek söz yoktur. Derken akşama doğru dünkü çocuk çıkar gelir. Çocuk da dün bu ikiliyi gördüğünü hatırlamaz. Yine o malum haberi getirir. Godot, bugün de gelemeyecektir. İkili yavaş yavaş umudunu kaybetmeye başlar.
Son perde de aralarında şöyle bir diyalog geçer:
Gogo: Böyle devam edemeyeceğim ben.
Didi: Sana öyle geliyor.
Gogo: Ayrılsak? Belki daha hayırlı olur.
Didi: Yarın asarız kendimizi, Godot gelmezse.
Gogo: Ya gelirse.
Didi: Kurtuluruz.
Tıpkı zaman zaman bizlerinde düştüğü ikilem gibi bir konuşma yaşanır aralarında, gitmeli mi kalmalı mı? O ne olduğu belirsiz kurtarıcıyı beklemeli mi?
Oyun, iki perdeden oluşmaktadır ve yaklaşık iki saatlik versiyonunu internet üzerinde bulmak mümkün. Kitap olarak ise şu an baskıda değil fakat ikinci el kitap sitelerinden ulaşmanız mümkün.