Fakir Baykurt Yandım Ali adlı kitabında çocukken yaşadığı köy hatıralarını unutamadığı arkadaşı Yandım Ali’yi merkeze alarak anlatıyor. Ayrıca kitapta Gök Sultan, Deli Polat ve Sağır Memiş gibi farklı kişilikler de yer alıyor. Yirmi sekiz bölümden oluşan kitabın sonunda Fakir Baykurt’un dilinden “Yandım Ali’de Ne Var?” ve “Sözlük” başlıklı ek bölümler yer alıyor. Bu bölümler sayesinde okur kitabın gerçekliği hakkında birinci elden bilgi ediniyor ve kitapta geçen yerel sözcüklerin anlamlarını öğreniyor.
“Yandım Ali” bir çocuğun türlü konulardaki hislerini çok güzel ve içten bir şekilde okura yansıtıyor. Bu bağlamda Tahir’in babasına olan sevgisi ve bunu dile getirişi özellikle dikkat çekiyor. Ayrıca doğal yaşamla ilgili pek çok sahne içeren kitap, özellikle günümüz çocukları için adeta farklı bir dünyanın kapısını aralıyor.
Kara Veli Dayı, oğlu Tahir’i Karatepe’nin eteğindeki bostana bekçi bırakıyor. Gündüzleri kendi işlerine gidip akşam evden erzak alıp Tahir’in yanına gelerek geceyi onunla geçiriyor. Tahir babasıyla geçirdiği her andan büyük mutluluk duyuyor. Ama gündüzleri etraf ıssızlaştığı için canı çok sıkılıyor. Kimi zaman büyüklerden öğrendiği çeşit çeşit türküleri söyleyerek kimi zaman da bostanı gezerek günleri bitirmeye çalışıyor. Böyle günlerde Tahir, can sıkıntısı dayanılamayacak kadar arttığında çobanlar yanına gelsin de kendisiyle iki kelam etsin istiyor. Ama çok geçmeden de çobanlarla birlikte sürülerinin de geleceğini ve bu yüzden bostanın zarar göreceğini düşünerek bu isteğinden vazgeçiyor.
Tahir’in yine böyle sıkıntıyla geçen günlerinden birinde Yandım Ali bostana geliyor. Tahir’le hoşbeş edip dostluk kuruyor. Hatta Tahir’e asker idmanı bile yaptırıyor. Daha sonra da Tahir’le derdini paylaşıyor. Tahir, Yandım Ali’nin fakir olduğu için sevdiği kızla evlenmediğini öğrenince çok üzülüyor. Molla Mahmut’a, kızı Dudu’yla Yandım Ali’nin evlenmesine müsaade etmediği için öfkeleniyor. Aralarındaki muhabbet artınca Yandım Ali bir çan çıkarıyor. Bu çanı Tahir’e vermeyi teklif edip içinin yandığını söyleyerek bir tanecik kelek istiyor. Tahir bu teklife karşı epey direniyor ama Yandım Ali o kadar sevecen konuşuyor ki sonunda Tahir’i ikna ediyor.
Yandım Ali’nin verdiği çan Tahir’in içine koyun-kuzu sevgisi düşürüyor. Böylece çanını kullanmaya can atarak, babasına koyun-kuzu aldırmanın hayallerini kuruyor. Tahir birkaç gün çanıyla oynayıp eğleniyor. Ama bir gün çanını sakladığı yerde bulamıyor ve çok telaşlanıyor. Neyse ki Yandım Ali gelince Tahir çanına yeniden kavuşuyor. Çanın kaybolup bulunmasının ardından Yandım Ali, Tahir’e bir an evvel bu çanı takacak bir koyun-kuzu bulmasını tembihliyor. Tahir de babasından koyun-kuzu almasını istediğini ama babasının bunu kabul etmediğini söylüyor.
Böylece Yandım Ali, Tahir’e bir kavun karşılığında bir koyun, bir karpuz karşılığında bir kuzu vermeyi teklif ediyor. Bu sırada koyunların, kuzuların nasıl da hızlıca çoğaldığını söylüyor. Babasından gizli koyun-kuzu almaya başlayıp bir sürüsü olduğunda babasına göstererek babasını ne kadar mutlu edebileceğini anlatıyor. Tahir bu fikirden çok hoşlanıyor ve Yandım Ali’ye bir kavun veriyor. Yandım Ali de kavuna karşılık sürüden bir koyun seçiyor. Ama Tahir koyuna babasından gizli bakamayacağı için koyun sürünün içinde kalıyor. Tahir, çanını koyununa takınca sevinçten havalara uçuyor. O günden sonra Yandım Ali arada bir uğrayıp koyun-kuzu karşılığında Tahir’den kavun-karpuz alıyor.
Bir gün Yandım Ali yine bostana geliyor ve Tahir’e süt sağıp ziyafet çekiyor. Ziyafetin arkasından da bir daha süt sağıp yılanları sütün etrafına topluyor. Böylece Tahir’e hayatında görmediği bir oyun sunarak aralarındaki dostluğu pekiştiriyor. Günler geçtikçe Tahir’in koyun-kuzuları artıyor, bostandaki kavun-karpuzlar ise azalıyor. Bir gün Tahir’in babası yol kenarında iri bir karpuz kabuğu görünce Tahir hatasını anlayarak Yandım Ali’yle olan alışverişini bitirmeye karar veriyor. Ama Yandım Ali, Tahir’i son bir kez kandırıp bir çana karşılık son bir kelek almayı başarıyor.
Tahir o günden sonra Yandım Ali’yi bir daha görmüyor ve sürüsü Yandım Ali’de kaldığı için çok üzülüyor. Günler sonra ise Yandım Ali’nin evlenmek için uzaklara gittiğini öğreniyor. Tahir yıllar sonra büyüyünce Yandım Ali’yi görüyor. İki dost oturup kimi zaman kelimelerle kimi zamansa gözleriyle konuşuyorlar.