Vejetaryen, bir sonraki sayfaya geçtiğimde tahmin edemediğim bir etki bırakan kitap. Haruki Murakami’den sonra doğu kültürü ve edebiyatının etkisinden sıkça söz ederken; Han Kang’la aşina olmadığımız hayal gücü ve yaşamlara uzanıyoruz. Vejetaryen kitabı da mistik ögeler ve kaotik oluşumların yer aldığı, sıcak bir bıçak darbesi kadar yaşamınızda derin izler bırakabilecek bir okur deneyimi.
İngiliz ve Amerikan edebiyatlarından farklı olarak bize daha yakın bu kültürlerde, en fazla karşılaştığımız ögeler hayvanlar. Murakami’nin kedilerinden sonra Han Kang’ın köpekleri ve domuzları da kendinden uzun yıllar söz ettirecektir. Vejetaryen kitabı Dünya’nın en etkili çevirmen ödülü diyebileceğimiz Man Booker 2016 ödülünü kazanmış. Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk’un, Kafamda Bir Tuhaflık adlı eserinin de katıldığı yıl, ödülün sahibi olmuş.
Han Kang’ın bu kitabı bir öykü dizisi kendi anlatımıyla. Yıllar öncesinde ‘’Kadınımın Meyvesi’’ adlı kısa öyküsünün mucizevi bir hayatta kalma öyküsü diyebiliriz. Bir apartman dairesinde geçen bu öyküsünde, sönük bir yaşam içerisindeki kadının metamorfik bir anlatımla Doğu edebiyatında kutsal anlamlara gelen bir bitki ya da ağaca dönüşmesinin hikayesi. (Bizde bu kutsal öngörüye, Tuba ağacı örnek gösterilebilir.) Sonrasında, kültürel ayrılmalar olsa da değersizleşme ve en yakınlarının duyarsızlaşmaları Kafka’nın Dönüşüm'ünü hatırlatarak, liğme liğme edilerek sunuluyor. Çünkü bu kozmik değişimin başlangıcı aile içerisinde artık bir farklılık yaratmayacak derecede kanıksanmış. Vejetaryen adlı kitapta bu kısa öyküden başlı başına esinlenmiş. Kitabı oluşturan dört bölümden bir tanesi olan teşekkür bölümünde: Han Kang Kadınımın Meyvesi adlı öyküsüne, Vejetaryen ve genel öykü hatlarına değindiği bir son söz bölümüne yer vermiş. Keyifle okuduğum ve samimiyetini hissettiğim bu metinleri severek okuyacağınızdan eminim.
Kitabın genel konusu ise Kadınımın Meyvesi adlı kısa öyküsünden çok farklı değil. Vejetaryen, Moğol Lekesi ve Alev Ağacı kitabın diğer bölümlerini oluşturuyor. Kitap kurgu noktasında iki farklı mozaik üzerine kurulmuş: Birincisi Vejetaryen öyküsü, ikincisi ise öykülerin birleşerek okurda bıraktığı farklı perspektiflerden sunulmuş bir eskiz bir tablo tadı.
Yonğhe adlı karakterin yaşamış olduğu bu yolculuğun anlatımı: Vejetaryen adlı öykünün fikir konusunu tümleyen bir evreni okura sunuyor. Evin içerisindeki boğucu hava, rutin sıradanlık ve bıçağın kemiğe dayandığı ilişkinin durağanlığı arka planında okura işliyor. Yonğhe’nin gördüğü kanlı rüyalarla vejetaryen kültüre yaklaşmasının ardından Yonğhe topluma ve ailevi değerlere de bir direnç gösteriyor. Doğu kültürü için önemli bir noktada bulunan birlikte yemek yeme kavramı: Doğu toplumundan uzaklaştıkça diğer toplumlarda psikologların aile ve ilişki içerisinde haftada en az 2 kere birlikte yemek yeme kavramını reçetelerde görebildiğimiz bir bilince dönüşüyor.
Yonğhe’nin bu durumu gelişirken, eşinin saplantılı cinsel arzularını tekrarlara düşerek bir meta işleyişini hissediyoruz. Bu durumun ruhu yaşlanan bir bireyin, giderek ilişkinin tek taraflı bir aynaya dönüşmesinin, pekte makul olmayan bir açıklamasını doğrular haline getirdiğini söyleyebiliriz. Yonğhe’nin bu ailevi dünyası, rüyalarının da etkisiyle yeşeren kendini arama çabalarının, kendisini yıpratan bu ilişkiden başka yönlere yönelmesini de pekte mantıksız kılmıyor. Karakterin içine düştüğü bu durumda ‘’karar alabilme’’ hakkı en çok geleneksel kültürden zarar görüyor. İçinde bulunduğu kaosun kırılmalarını yaşarken söz hakkı veya düşünce hakkının olamaması bana göre bu kitabın gerçek fikri.
Etkileyici geriye dönüşlerin yaşandığı bu kitapta yemekteki hayvanlar ile duygusal bağ kurulmuş hayvanların kendi zincirlerini koparamamış insanları anımsatacak şekilde anlatılması okuru derinden etkiliyor. Kore kültürüne göre insanların yemeklerini süsleyen köpekler ve diğer hayvanlar, ilişkilerin bir tepsi üzerinde sunulan bir anlaşamama ya da av kurgusunu başarıyla anlatmış. Aile kültürünün iki birey yerine hakim bir dogmanın, yaşantının ve fikrin geleneğin karşısındaki her karşıt görüşe kendi elleriyle acımadan şiddet uygulaması insanın içgüdülerini ve hayvani genlerini bütün kana susamışlığıyla paylaşıyor.
Vejetaryen kitabı çok fazla olayın geçtiği bir kitap değil. İçe bakış, rüya ve geriye dönülen hatıraların anlatıldığı bir iç hesaplaşma kitabı. Öykülerden oluşması, canlı ve insanı okurken delip geçen bir anlatımla anlatılması elinizden bırakmamanızı sağlıyor. Öykülerinin sonuna geldiğinizi fark edemiyorsunuz. Bu yazıyı 8 Mart tarihinde yazıyorum. Kitabın bende bıraktığı en derin izlenim ise aile kavramlarının insanları ezerek kurulmaması gerekliliğidir. Aile, bireylerin düşüncelerini yok ederek veya inşa ederek yaşatılamaz.
Yazan: Şeyhzade Bilgin
Vejetaryen Soruları ve Cevapları
Vejetaryen kimin eseri?
Han Kang
Vejetaryen türü nedir?
Yabancı Romanlar
Vejetaryen kaç sayfa?
160
Vejetaryen Yorumları
bir kerede okudum elimden bırakamadım 10 numara kitap olmuş
15-03-2017 18:31
mükemmel bir konusu var çok beğendim
24-03-2017 18:38
kitabın adı bilinçli olarak mı yazıldı vejeteryan olması gerekmiyor mu ben mi yanlış biliyorum
29-11-2019 22:06
yemek kitabı mı yoksa normal roman mı konusunu yazar mısınız