Kitap Türü:Yabancı RomanlarOrjinal Adı:Ningen ŞikkakuÇeviren:Peren Ercan
Puan Tablosu
Arka Kapak Bilgisi
İnsanlığımı Yitirirken Özet
Küçüklüğünden beri insani özellikler taşımadığını fark ediyordu. Japonya'nın bir taşrasında dünyaya gelmişti. Ailesinin maddi durumu çok iyiydi. Ailesini hiç utandırmak istemiyordu ama sanki bunun için gelmişti dünyaya. Küçükken tüm yetişkinler okuldan eve geldiğinde onun çok acıktığını düşünürler, ona yemek hazırlamaya çalışırlardı. Ancak o hiç açlık ne bilmemişti. Yediği yemekleri mecburiyetten, hayır diyemediği için yerdi. Yemek yerken insanların çok ciddi olmasını, çok acıkmasını anlamsız bulurdu. Hiç kimseyle empati kuramazdı. Çünkü insanların hissettiği duyguların hiçbirini anlayamıyordu. Onlara bu kadar yakınken bu kadar anlayamamak onu çok sıkıyor e insanlardan kaçmasına sebep oluyordu. O da şahsına münhasır bir yol tercih etmiş, soytarılığı seçmişti. Çevresindeki herkesi sorunsuz kahkahalara boğdurabilirdi. Okulu da sevmiyordu, hiç ders çalışmıyordu ama buna rağmen tüm dersleri çok yüksekti.
Okulda da soytarılık oyununa devam etmek için yapabildiği şeyleri bile yapamıyor olarak gösterir herkesi güldürürdü. Lakin bir gün bir kişi bunları bilerek yapamadığını gelip ona söyledi. Bu çocuğun adı Takeiçi’ydi. Takeiçi belki de bu dünya üzerinde kendisini anlayabilmiş olan tek insandı. Bunu fark edince hemen onunla arkadaş olmaya çalıştı ve bunu başardı. Resimlerini bile sadece ona gösteriyordu. Takeiçi gelecekte onun çok iyi bir ressam olacağını ve kadınların sürekli peşinden koşacağını söylüyordu. Ama o bir türlü anlayamıyordu. O insanlardan ki kadınlardan daha da fazla korkarken nasıl kadınlarla ilişki kuracaktı?
Gel zaman git zaman o artık liseye geçmişti. Kendisi bir resim okuluna gitmek istese de babası başka bir lise düşünmüştü ve tabii ki o hayır diyemezdi. Tokyo da hemen başladı o liseye. Bir zaman yurtta kaldı ancak yurt hayatı onu çok zorluyordu. Bunu ailesiyle paylaşınca babasını Tokyo’da bulunan evine geçmesi kararlaştırıldı. Elinin altında hizmetçilerde bulunuyordu. Böylece bakımını sürdürüp gidiyordu. Eve geçti geçeli okulu da boşlamaya başlamıştı ama her zamanki gibi kendisinin de nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde notları yüksek geliyordu. O eve arada sırada babası da geliyordu. Okul yerine kendi kendine bir resim kursuna yazılmıştı. Ve artık oraya gidiyordu. Orada Horaiki adında bir arkadaş edindi. Bu adam bildiğin serseriydi. Kendisini saçma topluluklara sokuyordu. İçkiye, sigaraya alıştırıyordu. Aslında bir bakıma kendisine benziyordu. Bu esnada babasının oturduğu evi satılığa çıkarmasıyla kendisi bir pansiyona yerleşmek zorunda kalmıştı. Artık harçlığı ile geçinemez olmuştu. Olan parasını da içkiye yatırıyordu. Babasına devamsızlık kağıdı gidiyordu. Her şey ters gidiyordu.
Kendisi şimdi bir de içki içmeye gittiği mekandaki garson kadınla kalmaya başlamıştı. Birlikte intihara karar vermişlerdi. Bunun için birlikte denize atladılar. Kadın öldü ama kendisi kurtuldu. Bu olay ailesi tarafından duyulunca babası desteği büsbütün kesmiş, tokyodaki bir aile dostlarının yanına yerleştirmişlerdi. Olay duyulunca okuldan da atılmıştı. Şimdi akrabasının evinin bir odasında mahkum hayatı sürüyordu. Babası bir zaman sonra liseye başlasın parayı ben ödeyeceğim dediyse de akrabaları bu konuyu ona farklı aktarmıştı. Eğer gerçeği söyleseydi hayatı böyle alt üst olmaz doğru düzgün okuluna devam ederdi. Ama artık her şey için çok geçti. Akrabasına daha fazla yük olmamak adına oradan da kaçmıştı. Şimdi başka bir kadınla evli hayatı yaşıyordu ancak çok fazla içiyordu. O kadın sayesinde karikatüristlik de yapıyordu. Ancak bir zaman sonra oradan da kaçtı.
Bulduğu yeni ve masum biriyle evli gibi yaşamak istiyordu. Bunu da yaptı ancak hayatı çok kötü gidiyordu. Kan kusmaya başlamıştı. İçkiden uzak durması gerekiyordu. Bunu başaramayınca morfin almaya başladı. Kısa süre içerisinde morfine de bağımlı olunca akrabaları kendisine üzülerek onu bir deli hastanesine yatırdı. Büyük abisi babasının ölüm haberini ona getirdikten sonra onu da oradan çıkardı. Bir taşrada bir ev satın aldı ve bir de hizmetçi tuttu.
Değerlendirme: Hayatı boyunca aradığı tek şey kendisiydi. Hiçbir zaman kendi kararlarını kendisi vermeyen birinin hikayesi. Yemek yemek isteyip istemediğine bile karar veren ailesi oldu. Belki hayır diyebilseydi, kendini ifade edebilseydi çok farklı bir hayatı olabilirdi. Şimdi hiçbir pişmanlık fayda etmiyor. Onunla konuşabilseydim eğer hayır demenin nasıl bir şey olduğunu anlatırdım. Duygularımızdan bahsederdim, insanlığını kaybettiğini düşünmesine izin vermezdim. Belki böyle kişiler vardır etrafımızda ama biz fark edemiyoruzdur. Kitabımız çabucak okunabilecek bir eser. Günlük hayattan belki de yanından geçip gittiğimiz birinin hikayesi. Bu kadar günlük olaylardan alınmış bir eser olması okunabilirliğini artırıyor.
Yazan: Senanur KARAKUZULU
İnsanlığımı Yitirirken Soruları ve Cevapları
İnsanlığımı Yitirirken kimin eseri?
Osamu Dazai
İnsanlığımı Yitirirken türü nedir?
Yabancı Romanlar
İnsanlığımı Yitirirken kaç sayfa?
128
İnsanlığımı Yitirirken Yorumları
konusu güzeldi çoğu yerinde kendimi buldum beğendim
17-07-2023 13:56
sonunda ne oluyor yarıda bıraktım okumak çok zor
15-02-2024 21:37
kitabı okuyamadıysan bali özeti oku orada yazıyor
18-03-2024 21:00
günümüzde böyle insan çok tanıdıklarım da var özellikle zenginler arasında çok fazla