Angela'nın Külleri kitabını, okurken bunun yaşanmış bir hayat hikayesi olabileceğine inanamadım. Yitip gidenler, yoksulluk ve hayat mücadelesi... Hayatın aynası oluyor adeta. Babasının tek zaafı olan alkol sebebiyle yüzleri hiç gülemedi ailenin. Yine de küçük mutluluklar yetinmeyi bildiler. Genel olarak kitabın hüzünlü bir yönü olsa da Frank’in yaşadığı komik anıları da fazlasıyla mevcut. Sizi kendi çocukluğunuza ve gençlik yıllarınıza götürüp yüzünüzde tebessüm oluşmasına neden olacak.
Angela'nın Külleri kitabının ana karakteri olan Frank 6-7 yaşlarında küçük bir çocuktur. Kendi hikayesini anne ve babasının tanışmasından itibaren anlatmaya başlar. Annesi ve babası Amerika’da tanışır. İrlanda, İngilizlerle savaşmış ve bağımsızlıkla sonuçlanmıştır. Tam bir Kuzey İrlandalı olan babası İngilizlere karşı savaşmış ardından Amerika’ya gitmiş ve bir eğlencede Angela’yı görmüştür. Birbirlerinden hoşlanırlar ve o gece Frank’in tohumları atılır. Angela’nın hamile olduğunu öğrenen kuzenleri Malachy’yi bulur ve evlenmeleri için baskı yaparlar. Malachy beş parasızdır ve elenecek durumu yoktur. Ancak her imkanı kullanarak evlenirler. 5 ay sonra Francis(Frank) doğar. Vaftizi esnasında yanlışlıkla suya düşerek Protestan olmasıyla başlar talihsizlikler serüveni. Bir sene sonra erkek kardeşi Malachy dünyaya gelir. Babası diğer babalar gibi çalışıp haftalığını eve getirmez. Onun yerine barlara içmeye gider. Hiçbir işte daimi tutunamaz. Çalıştığında da haftalığını eve getirmez. Hepsini barlarda bitirir. Çocuklar, ısınacak ve yiyecek şeyler alma umuduyla babalarının yollarını gözler. Sonuç hep hüsran olur. Ama Frank hiçbir zaman kin besleyemez babasına. Çünkü babası ona İrlanda kahramanı Cuchulain’i anlatır. Sarhoş geldiğinde çocukları yataktan kaldırıp İrlanda marşı söyletir. Babasına derin bir bağ ile bağlıdır. Ancak Oliver ve Eugene adlı ikiz erkeklerin doğmasıyla geçinmek vahim bir hal alır. Angela herkesten borç alarak yaşamını sürdürmektedir. Amerikalı komşuları da onlara ellerinden geldiğince yardım etmektedir. Ta ki güzeller güzeli Margaret doğana kadar. Babası Margaret doğduktan sonra bambaşka birine dönüşür. Kızına baktığında büyülenir adeta. Ağladığında annesinden önce kucağına alır. Artık düzenli işe gider ve iş biter bitmez de eve gelir. Ne yazık ki küçük Margaret hastalıklı doğmuştur ve birkaç ay sonra ölür. Angela ve Malachy bu ölüm üzerine mahvolurlar. Angela yataktan çıkmaz. Malachy ise barlara atar kendini. Yine komşuları sayesinde toparlanırlar. Angela’nın kuzenleri artık bu ailenin kendilerine yük olmaya başlaması üzerine teyzelerine mektup yazarak kızının durumunu anlatırlar. Ardından bilet parası gelir ve McCourt ailesi İrlanda’ya geri döner. Öncelikle Malachy’nin ailesinin yanında konaklarlar. Ama onlar daha fazla bakamayacaklarını belirtir. Ardından Angela’nın annesinin yanına giderler bir süre sonra ev tutarlar. Buldukları ev rutubet içindedir. Merdivenli olan bu evin ilk katını su basar. O yüzden ikinci kata taşınırlar ve buraya İtalya adını verirler. Babaları yine parasını barlarda harcamaktadır. Angela’ya ne annesi ne de çocuk sahibi olamayan kız kardeşi Aggie yardım eder. Yoksulluk maaşı alarak geçinmeye çalışırlar. Yollardan kömür ve yakacak parçalar toplarlar. Üstelik aileye iki birey daha eklenir.
İkinci dünya savaşı eşiğinde olan İngiltere’nin işçi alımı yaptığı her yerde konuşulur. Oraya çalışmaya gidip evlerine para gönderen babalara şahit olurlar. O aileler babalarının gönderdikleri parayla zenginlik içinde yaşamaktadırlar. Malachy bir zamanlar savaştıkları ülkeye gidip çalışmayı başta reddetse de bir süre sonra gider. Ailece babalarının haftalığını göndermesini beklerler. Para gelecek umuduyla borç yaparlar. Ancak para gelmez. Üstelik yoksulluk maaşı da kesilir. Angela zatürre olur. Çocuklar onunla ilgilenir. Malachy geri gelip bu hallerini görünce para gönderir. Her şey yoluna girdi zannederler ama öyle olmaz. Babaları her şey bambaşka olacak diyerek gittiğinde bu onu son görüşleri olur. Artık kendi başlarına idare etmek durumunda kalırlar. Yakacak bulamayınca kendi evlerinin duvarlarından parçalar koparmaya başlamalarıyla evden kovulurlar. Angela’nın yalnız yaşayan erkek kuzeninin evinde yer bulurlar kendilerine. Adam onlara iyi davranmaz. Ayrıca eve de hep sarhoş gelir.
Frank bu zaman diliminde gittikçe büyür. Her şeyi anlamaya başlar. Para biriktirip Amerika’ya gitmeyi kafaya koyar. Bu hayalini gerçekleştirene kadar birçok zorlu yoldan geçer. Gözlerini kaybetmekten son anda kurtulur. Tifo hastalığına yakalanır ve aylarca hastanede kalır. Tüm zorluklara rağmen hayata tutunur. Artık ev geçindirmek zorunda olduklarının farkındadır. Tatillerde dayısıyla gazete satar. Postanede mektup dağıtımı işine başlar ve iki yıl orada kalır. Ayrıca mektup gönderdiği kadınların birine para karşılığında mektuplar yazar. Kadına borçlu olan kişilere hukuki süreç başlatılacağını belirten mektuplar gönderir. Pul gibi masrafları cebine atar. İlk ilişkisini yaşar. 16 yaşına geldiğinde postanede devam edemez ve İngiliz gazetesinin dağıtımında görev alır. Mektup yazdıran kadının ölmesiyle onun biriktirdiği paralara el koyar.
Angela, yaşlı bir adama bakıcılık yapmaya başlar. Malachy, bando takımında çalışmış sonra İrlanda’ya dönmüştür. Frank’in onu Amerika’ya yanına alacağı günü bekler.
Frank giderken içini hüzün kaplar. Ailesini bırakmak istemez. Ama bunu yapmak zorunda olduğunu da bilir. Gemiye biner ve İrlanda’dan uzaklaşır.
Yazan: Zeynep Petek
Angela'nın Külleri Soruları ve Cevapları
Angela'nın Külleri kimin eseri?
Frank McCourt
Angela'nın Külleri türü nedir?
Yabancı Romanlar, Günlük / Anı
Angela'nın Külleri kaç sayfa?
464
Angela'nın Külleri Yorumları
mükemmel bir eser
22-05-2017 19:19
mutlaka okunması gereken kusursuz bir klask tavsiye ederim
11-06-2017 22:08
angela nin külleri hatiralar kitabi mi bu hikaye doğru mu
29-04-2018 16:00
beklediğimden daha güzel bir kitap çıktı öğretmen kitabını okumuştum frank mccourtun o yüzden diğer kitaplarını merak edip okumak istedim angela'nın külleri de böyle okudum ve bunu da çok beğendim süperdi
01-01-2020 13:25
öğretmen kitabını okudum çok sevdim o yüzden yazarın bu kitabını da alıp okudum bana göre öğretmen kitabından bile daha güzel başka kitabı var mı sadece ikisi eklenmiş