101 Atasözü 101 Öykü

101 Atasözü 101 Öykü - Süleyman Bulut

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (5.8)	Editör (8)
Kitapevi (9.9)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

101 Atasözü 101 Öykü Özet

Süleyman Bulut'un yazdığı, Burcu Yılmaz'ın resimlediği 101 Atasözü 101 Öykü; Can Çocuk Yayınları'nın "Meraklı Kitaplar" serisinde yer alıyor. 101 Atasözü 101 Öykü; birbirinden farklı 101 atasözü, atasözlerinin kısa açıklamaları ve 1-2 sayfalık öykülerden oluşuyor. Ayrıca bazı atasözlerinin açıklama kısmında benzer anlamlar taşıyan farklı atasözleri de bulunuyor.

Peki 101 Atasözü 101 Öykü kaç sayfa? 101 Atasözü 101 Öykü kitabı tam tamına 197 sayfa. Sayfa sayısının bu kadar fazla olması, her atasözü ve öykü için farklı bir sayfa ayrılmasından kaynaklanıyor. Yani sayfa sayısı biraz fazla olsa da kitap aslında oldukça kısa ve hızlıca okunabiliyor. Ancak öğreticiliği yüksek olduğundan her gün birkaç öykü okunarak ilerlenmesi atasözlerinin kavranması açısından önem taşıyor.

Atasözleri ve öykülerden önce "İçindekiler" ve "Önsöz" bölümleri yer alıyor. 101 Atasözü 101 Öykü'nün "İçindekiler" kısmında 101 atasözünün tamamı listeleniyor. Bu özellik ve atasözlerinin sözlüklerdeki gibi alfabetik olarak sıralanması, aranan atasözlerini bulmayı kolaylaştırıyor. Önsözde ise atasözlerinin nasıl oluştuğu ve hangi özelliklere sahip olduğu gibi genel bilgiler veriliyor.

Kitabın sonunda yer alan "Yararlanılan Kaynaklar" listesi hem okurlara bu kitaptaki atasözü ve öykülerin derlenebilmesi için ne kadar emek harcandığını gösteriyor hem konuyla ilgili ileri okuma yapmak isteyenlere fikir veriyor. Kitaptaki resimler de kitaba renk katıyor ve öyküleri daha eğlenceli hale getiriyor.

101 Atasözü 101 Öykü içindeki atasözlerinden bazıları ve öyküleri ise şöyle:

Açın uykusu gelmez.

Hoca bir eve yatılı misafirliğe gider. Saat geç olduğundan ve ev halkı akşam yemeğini yemiş olduğundan ev sahibi, misafiri için sofra kurma gereği duymaz. Hoca da kibarlığından ötürü ev sahibine "Karnım aç." diyemez. Yatma vakti gelince yatar ama bir türlü uyuyamaz. Uyuyamayınca da yattığı yerde sağa sola döner durur. Tabii bu sırada epey ses çıkarır. Ev sahibi bu sesleri duyunca uyanır. Hocaya neden uyuyamadığını sorar. Hoca da derdini kibarca anlatmak için böyle büyük ve rahat yataklara alışık olmadığını söyleyerek ev sahibinden yarısını yorgan, yarısını yastık yapabileceği büyükçe bir pide ister. Ev sahibi bunun üzerine durumu anlar ve hemen hoca için sofra kurdurtur.

Kazan taşınca kepçeye paha olmaz.

Aşçının biri, yemek yapmak için bir düğüne çağrılınca malzemelerini bir eşeğe yükler ve çırağıyla düğün evine gider. Önce sütlü helva yapmak için sütü kazana koyar. Süt kabarmaya başlayınca çırağından kepçeyi vermesini ister. Çırak kepçeyi arar ama bir türlü bulamaz. Bunun üzerine aşçı, kepçeyi unuttuklarını anlayarak çırağı yeni bir kepçe almak için çarşıya gönderir. Çırak çarşıya gider ama kepçeler çok pahalı olduğu için eli boş döner. Aşçıya kepçelerin pahalılığından yakınır ama yapacak bir şey yoktur. Sütün taşmak üzere olduğunu gören aşçı "Kazan taşınca kepçeye paha olmaz." diyerek çırağı yeniden kepçe almak üzere çarşıya gönderir.

Yanlış hesap, Bağdat'tan döner.

Eski zamanlardan birinde Mısır'dan İstanbul'a bir kervan gelir. Kervancı, mallarını satar ve yeniden yola koyulur. Bağdat'a yaklaştıklarında ise İstanbul'daki tüccarın kendisini kandırıp eksik ödeme yaptığını anlar. Bunun üzerine kervanı en güvenilir adamına emanet ederek İstanbul'a döner. Kendisini kandıran tüccarın eksik parayı güzellikle ödemeyeceğini düşünerek İstanbul'daki tanıdıklarıyla tüccara bir oyun oynamaya karar verir. Böylece kervancının oyununa ortak olan iki kadın; kervancıyı kandıran tüccara gelerek kendisinin en güvenilir tüccar olduğunu duyduklarını, bu yüzden de Hicaz'a giderken değerli eşyalarını ona emanet etmek istediklerini, olur da dönemezlerse değerli eşyalarının kendisine kalacağını söylerler. Tüccar bu durumdan memnun olarak kadınların emanetlerini alır. Tam o sırada kervancı gelir. Kervancıyı gören tüccar, kadınların güvenini sarsmamak için hemen atılır ve hesapta bir yanlışlık olduğunu söyleyerek kervancının eksik parasını öder. Kervancı parasını alınca kadınlar Hicaz'a gitmekten vazgeçtiklerini söyleyerek değerli eşyalarını geri alırlar. Tüccar, oyuna geldiğini anlar ama iş işten geçer. Yanlış hesap, Bağdat'tan döner.

101 Atasözü 101 Öykü'yü beğendiyseniz yazarın 101 Deyim 101 Öykü adlı kitabını da okuyabilir ya da kitabın özetine göz atabilirsiniz.

Editör: Firdevs AÇAR

101 Atasözü 101 Öykü Soruları ve Cevapları

101 Atasözü 101 Öykü Yorumları