Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum

Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum
Kitabın Yazarı:Baek Sehee Kitap Türü:Yabancı Romanlar Yayınevi:Nova Kitap Yayınlandığı Yıl:2024 Sayfa Sayısı:144 ISBN:9786259520223 Kitap Puanı:6.5 / 10 | Yorum: 1

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al KitapYurdu:75,34 TL e-kitap,pdf,epub: *

6.5
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Ehh işte
Giriş Yap Üye Ol

Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum - Baek Sehee

Kitap Türü:Yabancı Romanlar Orjinal Adı:I want to die but I want to eat TteokbokkiÇeviren:Su Akaydın

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum Özet

Kitap aynı zamanda yazarımız olan Baek Sehee’nin terapi seanslarını ses kaydına alması ve bunları yazıya dökmesiyle oluşturulmuştur. Modern dünyanın sorunlarıyla boğuşan yazarımız psikoloğu tarafından çeşit çeşit tanıyla nitelendirilmektedir. Depresyon, histrionik bozukluk, anksiyete, vücut dismorfik bozukluğu ve zaman zaman ortaya çıkan kompulsüf davranışlar. Yardım almak istemesindeki ana neden ise yazarımızın depresyonu. Depresyona dair hislerini kendini bildi bileli fark eden yazarımız hem günlük hayatını sürdürürken hem de böyle depresif hissetmesine anlam veremiyor. Hatta kitabın adından da bunu anlayabiliriz. Hem ölmek isterken hem de nasıl koca bir tabak acılı tteokbokki canmım çekebilir diye sorguluyor. Depresyonla ilgili biraz bilgi vermem gerekirse pek çok farklı şekilde seyrettiğini ifade edebilirim. Yazarımızın depresyon çeşidi uzun süreli olması ve yoğunluğunun dönem dönem değişmesiyle karakterize edilmiş olan kronik depresyon ya da diğer adı ile distimidir. Distimisi olan bireylerin fark edilmesi daha zordur çünkü bu bireyler zaman zaman çok mutlu hisseder fakat bu uzun sürmez. İşlevsellikleri bozulmadan yaşamlarını sürdürseler de alttan alta hep bir mutsuzluk ve huzursuzluk hissederler. Yazarımız da üniversite okurken hayal ettiği yayınevinde çalışmasına ve işini çok sevmesine bunların yanına iyi bir ilişkisi olmasına rağmen bir türlü gerektiği kadar iyi hissedememekten yakınmakta ve yardım aramaktadır. Şu cümleler ile distimisini çok güzel açık etmektedir:” Her şeyin yolunda olduğunu biliyorum ama gerçekten de yolunda olduğunu devamlı kontrol etmekten kendimi alamıyorum ve bu süreçte kendimi mahvediyorum. Bugün de öyleydi. Devamlı sızlanasım geldi. Birine sırtımı dayayıp üzgün olasım geldi. Bana göre üzüntü en rahat, en tanıdık ve elimin hemen altındaki duygu. Günlük hayatımla bütünleşmiş bir alışkanlık.” Yazar kitap boyunca temelde kendini sevmeye çalışıyor. Kendini kabullenmeye ve terapistin de yardımıyla düşünceleri için kendini hırpalamaktan çok düşüncelerine özgürlük tanımaya odaklanıyorlar. İçgörü kazanmanın da faydasını görüyor. Kendini hırpalayanın ve kendisine tepeden bakanın yine kendisi olduğunu fark ediyor fakat bunları fark etmenin de iyileşmenin önemli bir parçası olduğunu da terapisti işaret ediyor.

Eserde terapilerindeki diyaloglara yer verildiğinden psikolog hakkında da birkaç cümle kurabilirim. Öncelikle bu seansların bir kitaba dönüşeceği ve bu sebeple kayıt altına alındığı sürecin en başından beri bilinmektedir. Bana kalırsa (kitabın son kısmında terapistin de belirttiği gibi) bu sürecin doğallığını baltalamış ve terapistin ifadelerinin mesleki kaygılarla şekillenmiş olabileceği görüşündeyim. Terapistin fazla yönlendirici olması, duygulara odaklanmadan sürekli tanılar koyup farmakolojik yollara yönelmesi beni rahatsız etti. Tamam yani yazarda birçok problem söz konusu da her cümlesine de “aha sen busun” demek durumu dışsallaştırmaktan ve etiketlemekten başka ne işe yarar?

Kitabı beğendiğim söylenemez. Yani “ne anlatıyor şimdi bu kitap” hissine çok kapıldım. Kurgu desen değil, deneme desen değil. Terapi seanslarından kesit ama yani kimin terapi seanslarından kesit? Neden okumaya değer olsun ki? Şeklinde bir sürü soru ve eleştirel cümle kurdum diyebilirim. Peki böyle eleştirilere maruz kalan bu kitap neden çoksatan kategorisinde yer alıyor? Bence yazarımızın sorunlarının aslında sosyolojik temelli olması bir etken olabilir. Güney Kore’de kadına bakış açısını izlediğimiz dizilerden edindiğimiz sınırlı bilgi ile değerlendirirsek orada kadın olmanın çok zor olduğunu söyleyebiliriz. Beyaz yakalı bir kadın olmak da bu durumu tetikliyor olabilir. Yani pek çok kişi muhtemelen kendinden bir şeyler buldu. Yine de biraz daha derinlik aramadan edemiyor insan. Kısa olması da hızlı okumaya yol açıyor. Böylece sorgulamanız fazla uzamadan kitap bitiveriyor.

Editör: Ceren Kozalıoğlu

Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum Soruları ve Cevapları

Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum kimin eseri?

Baek Sehee

Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum türü nedir?

Yabancı Romanlar

Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum kaç sayfa?

144

Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum Yorumları