Anne Frank'ın Hatıra Defteri

Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Kitabın Yazarı:Anne Frank Kitap Türü:Günlük / Anı Yayınevi:Epsilon Yayınları Yayınlandığı Yıl:1947 Sayfa Sayısı:341 ISBN:9789944824514 Kitap Puanı:8.5 / 10 | Yorum: 8

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al KitapYurdu:160,31 TL D&R:164,25 TL e-kitap,pdf,epub: *

8.5
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Harika
Giriş Yap Üye Ol

Anne Frank'ın Hatıra Defteri - Anne Frank

Kitap Türü:Günlük / Anı, Gerilim, Biyografi Orjinal Adı:The Diary of Anne Frank - The Diary of a Young GirlÇeviren:Hakan Kuyucuİngilizce:The Diary of Anne Frank - The Diary of a Young Girl Short Summary

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Anne Frank'ın Hatıra Defteri Özet

Otobiyografi tarzında yazılan Anne Frank'ın Hatıra Defteri kitabında ikinci Dünya Savaşı’nda Hollanda’nın Nazi İşgali dönemi anlatılır. Ama her şeyden önce henüz onarlı yaşlarında olan bir kız çocuğu olan Anne’nin, duygu ve düşünce dünyasını anlatır. Çok etkileyici ve başarılı olan gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri olan Piyanist tadında bir kitap olmasının yanı sıra; acı, hüzün, sevgi, umut, umutsuzluk gibi birçok duyguyu bünyesinde barındıran 1941 ve 1944 yıllarına ait günlüklerin toplandığı bir kitaptır.

Anne, aslında başından beri tüm yazıları sadece kendisi için yazıyordu. Savaştan sonra bir kitap yayımlamaya karar verdi…

1940 yılında önce savaş, ardından teslimiyet, Almanların egemenliği ve Yahudiler için sıkıntılar başlamıştı. Yahudi kanunları birbirini izledi ve özgürlükleri iyice kısıtlanmıştı. Bunlardan bazıları şöyleydi: Yahudiler Davut yıldızı taşımak zorundalar, bisikletlerini teslim etmeliler, tramvaya binemezler, sadece öğlen üç ve beş arası alışveriş yapabilirler, yalnızca Yahudi berbere gidebilirler, akşam sekiz sabah altı dışarı çıkamazlar, tiyatro, sinema gibi aktivitelere gidemezler, spor yapacakları alanları kullanamazlar, Yahudi okullarına gidebilirler… Yasak üstüne yasak vardı o günlerde.

Yapacakları fazla bir şey kalmamıştı ve tek çareleri saklanmaktı. Çünkü toplama kamplarına götürülmeler başlamıştı. Anne, annesi, babası ve ablası Margot üzerlerine kat kat giydikleri kıyafetlerle, kendilerine en gerekli olabileceğine inandıkları eşyalarla, tıka basa dolu okul ve alışveriş çantalarıyla evlerini terk ettiler. Gizlenecekleri yer babasının ofisinin olduğu bir binaydı ve artık bu evin adı Arka Ev, oldu. Korkuları her dönem devam etti. Komşuların onları görmemesi, duymaması gerekliydi. Asla pencereden bakamazlardı ve dışarı çıkamazlardı o yüzden sadece sessiz olmaları gerekliydi…

Anne hiçbir zaman ailesi ile uyum sağlayamıyordu. Hayatında en çok sevdiği, değer verdiği, kendini daha yakın hissettiği babası iken annesi ve ablası ile her zaman problem yaşıyordu. Onların, görünüşüne, karakterine, davranışlarına değer vermediklerini düşünüyor ve kendini sürekli yargılanıyor hissediyordu.

Bir süre sonra aralarına Van Daan ailesi katıldı. Karı koca ve oğulları Peter ve daha sonra bu Arka Ev sekiz kişi olarak yaşamaya başladı. Aileler arasında, yemek, tuvalet gibi birçok konudan sürtüşmeler yaşansa da aynı sofraya oturmak ve birbirlerine tahammül etmek zorundaydılar. Anne ise bu çekilmez anlarını günlüğü Kitty ile paylaşıyordu, aslında tüm duygularını paylaşıyordu.

Dışarıdan aldıkları haberlerle bazen büyük umutsuzluklara düşüyorlardı. Yahudi tanıdıkları kamplara alınıyor, birkaç bin insan için bir tuvalet ya da lavabo veriliyor, erkekler kadınlar bir arada uyutuluyor, kadın, çocuk hepsinin saçları tamamen kesiliyor, insanlar gaz odalarında öldürülüyor ve saklanmayan hiç kimse bu kaderden kurtulamıyordu…

Duydukları Anne’ye ağır geliyordu ama Anne gittikçe kendi kişiliğine yaklaşıyordu. Çünkü sorguluyordu; iyi, kötü, savaş, yetişkinler, ilişkiler…

1943 yılına gelinmişti ve savaş devam ediyordu. Hayatları başlarını dışarı çıkarmadan, okuyarak, öğrenerek, radyo dinleyerek ve birbirlerine tahammül etmek zorunda olarak geçiyordu ve hiçbir duygularını hele ki Anne asla yok sayamıyordu. Peter Van Daan’a aşık olmuştu. Bir süre ona nasıl yaklaşacağı, reddedilme korkuları arasında kendi dünyasında savaşsa da Anne Peter’ın kalbini fethetmeyi başarmıştı. Bir süre sonra ise bunun aşk değil güvenebileceği, sığınabileceği bir dostluk duygusu olduğunu Anne anlamıştı. Peter, Anne’ye zayıf, güçsüz belki de sevgiye muhtaç duyan biri gibi geliyordu...

Bir akşam Bakan Bolkestein’dan radyoda, savaştan sonra bu döneme ait yazılan anı defterlerinin, mektupların yayınlanacağını duydular. Tabi herkes Anne’nin Arka Ev’i anlattığı defterine saldırdı. Anne’nin ise tek bir hayali ve hedefi vardı: Bir gün büyük bir yazar olmak!

Savaş devam ederken halk bitkindi. Doğru dürüst yiyecek yok, doktor yok, kıyafet yok… Anne’nin son zamanda sorguladığı şeyse; neden her gün savaşlar için milyonlar harcanıyor da, sağlığa, sanata, yoksullara bir sent bile yok? Tüm sorgulamaları ve rolleriyle Anne artık bedenen ve ruhen bağımsızdı.

Ve sonunda çıkarma yapılmıştı. İngilizler Almanlarla denizde savaşıyordu. Rusya, Fransa, Amerika… 1944 sabahı, saklananların yerinin ihbar edildiği tahmin ediliyordu. Yeşil Polis, Arka Ev’ deki sekiz kişiyi ve onlara yardımcı olan dostlarını tutuklamıştı. Onlara ait değerli, değersiz bütün eşyaları ele geçirmişlerdi. Sadece Anne’nin anı defterini kaçırmayı başarmışlardı.

Bu sekiz kişilik üyeden bazıları açlıktan, yorgunluktan bazıları ise taşıma araçlarında ölmüştü. Margot ve Anne ise 1944-1945 yılları arasındaki sürüldükleri bölgede tifüs salgını yüzünden ölmüştü. Toplama kampından sağ kurtulan tek bir isim vardı, Anne’nin babası Otto Frank ve kendini Anne Frank’ın hatıra defteri ve içindeki mesajın yayılmasına adadı…

İlki 1947’de basılan bu kitap daha sonra ufak düzenlemelerle günümüze kadar taşınmıştır.

Bence herkes bir gün Anne Frank ile karşılaşmalı…

Yazan: Pınar Çağlayan

Anne Frank'ın Hatıra Defteri Soruları ve Cevapları

Anne Frank'ın Hatıra Defteri kimin eseri?

Anne Frank

Anne Frank'ın Hatıra Defteri türü nedir?

Günlük / Anı, Gerilim, Biyografi

Anne Frank'ın Hatıra Defteri kaç sayfa?

341

Anne Frank'ın Hatıra Defteri Yorumları

okurken ağladığım kitaplardan bir tanesi herşeyden önce insanız kim olursa olsun okudukça belki ölüm onu özgürlüğüne kavuşturmuş diye düşündüm yine de insanın içi acıyor ne gerek vardı bunlara diye soruyor ne geçti yani ellerine

24-09-2016 19:20

bunun gibi binlercesi sürekli afrikada oluyor bunun tek farkı yahudi olması yahudiler kendilerini acındırmak için pompaladıkça pompalıyorlar tüm para onlarda nasıl olsa ama aynılarını kendileri de yapıyor filistinde anna frank gibi kaç çocuk var sizce? yada yahudilerin değerli madenlerini sömürdüğü afrikada kaç tane anne frank var kaçının hikayesini okuyabildiniz?

07-11-2016 21:59

bügün dünyaya insan hakları masalları satan devletlerin dün yaptıkları ile bugün ve yarın yapacakları hep aynı olaçak

14-11-2016 22:20

evet binlercesi oluyor!!!ama buna yahudi diye acındırıyor olarak nasıl bakabiliyorsunuz?bir çocuk yazmış,yahudi,müslüman,filistinli,vs.diye ayırmadan sadece insan diye bakamıyır musunuz?yorumunuzda bile yahudilerin yaptıklarından bahsediyorsunuz.bu bir çocuğun bunları yaşamış olmasını değiştirmiyor.onlar da diğerlerine yapıyor diyerek bu zulümlere engel olunmuyor maalesef.önce ayırmadan hepsine aynı duygu ile bakabilirseniz belki hepsi için kalbinizde bir size hissedebilirsiniz.

20-09-2018 14:11

kitap çok acıklı ama şuanki edebiyat değerini hak eden bir eser değil bana göre yaşanmaması gereken bir olay yaşanmış o anları okumak insanda çok acı duygular oluşturuyor

18-01-2020 22:51

okurken içim parçalandı hep dua ettim sağ olsun diye yaşananları insan anlayamıyor insan olan anlayamıyor çok acı

14-04-2022 12:41

filmini izlemiş çok etkileyiciydi ama kitabı daha güzel okurken ağladım

18-01-2023 15:13

7. sınıf için uygun bir kitap mı

10-10-2023 23:31