İlk başlarda hiçbir problemi olmayan bir çocuk olarak dünyaya gelmişti Helen. O ateşli hastalık gelene kadar çok mutlu bir çocukmuş. Duyuyor, taklit ederek konuşmaya çalışıyor, koşuyor, oynuyor tıpkı bir çocuk gibi davranıyormuş. Bir gün ansızın ateşli bir hastalık gelerek bu mutlu günlerin sona erdirmiş. Doktorlar öleceğini düşünse de o hayata tutunmuş. Ancak bir daha ne görebilmiş ne de duyabilmiş. Çiçeklerin kokusunu alabiliyor ancak göremiyor. Annesini, babasını hissediyor ancak onları göremiyor, seslerini duyamıyor, konuşamıyor, derdini anlatamıyor. Su istediğinde, acıktığında ya da başka bir şeye ihtiyacı olduğunda bunu konuşarak anlatamıyor, anlatamayışına, iletişim kuramayışına sinirlenip kriz geçiriyor, gittikçe daha da agresif bir hal alıyormuş. Yaşı gelmesine rağmen eğitimine de başlayamıyor çünkü bulundukları alan da özel çocuklara ait herhangi bir okul bulunmuyor. Babası araştırarak eve özel bir öğretmen getirtebileceğini öğreniyor. Bunun sonucunda devlet evlerine Bayan Sullivan ismindeki öğretmeni gönderiyor. İlk başlarda ona da hırçın davranan Helen, zamanla Bayan Sullivan 'a alışmaya başlıyor. Önce eline yazılan yazıları anlamayı öğrenmeye, iletişimi bu sayede kurmayı öğrenmekle başlıyor.
Eline harflerin yazılarak iletişim kurabiliyor olması Helen için sevindirici bir öğrenme oluyor. Çünkü artık birileriyle iletişim kurabiliyor. Bu yolla ona kitaplar okunuyor, başka diller, matematik, geometri gibi dersler veriliyor. Ardından özel alfabe ile okumayı öğreniyor. Çevirisi yapılan kitapları kendiliğinden okumaya başlıyor. Matematik ve geometri de şekilleri kafasında oluşturmadığı için çok zorlanıyor. Bayan Sullivan ile her şeyi öğrenmeye okumaya başlıyor, öğrendikçe daha çok öğrenmek istiyor. Bayan Sullivan sadece ders anlatarak öğretmiyor aynı zamanda denetiyor. Dışarıya çıkarıyor orada kazandığı deneyimleri anlatıyor bu şekilde çok daha kolay bir şekilde öğrenebiliyor.
Helen, bir gün bir yazı yazmak istiyor. Bir tür hikaye alıyor kaleme. Bu hikayeyi aile üyeleri, Bayan Sullivan çok beğeniyor. Bu kadar beğenilen bir hikâyeyi okulunun müdürüne de göndermeye karar veriyorlar. Ancak hiç beklenmedik bir olay gerçekleşiyor. Bu hikâyenin başka bir yazarın bir kitabında bulunan küçük bir hikâye olduğu anlaşılıyor. Ve Helen disipline gitmek zorunda kalıyor. Bu durum Helen 'in özgüvenini çok düşürüyor. O hikâyeyi hiçbir yerden duymadığına hem kendisi hem de öğretmeni Bayan Sullivan yemin ediyorlar ancak kimse buna inanmıyor. Disiplin kurulu kararı Helen'den yana çıkmışsa da Helen'in özgüvenini tekrardan toparlamak Bayan Sullivan için hiçte kolay olmadı. Bahsi geçen kitabı bir tatile gittiklerinde okuduklarını çok sonra anımsayan Bayan Sullivan sonunda karmaşıklığı çözse de Helen bu kitabı yazarken bile sürekli Bayan Sullivan'a yazdıkları başka bir yerde var mı acaba? Diye göstermek zorunda hisseder.
Zamanları bu şekilde geçen ve liseyi böylece bitiren Helen, üniversite sınavlarına hazırlanmaya başladı. Kendisi için çok zor olsa da imkansız değildi. Sınavı da başarıyla atlattı. Edebiyat okuyordu. Ancak umduğunu bulamıyordu okulda. Hocalar o kadar hızlı anlatıyordu ki avucuna yazılanlardan hiçbir şey anlamıyordu. O böyle hayal etmemişti. Kitaplarla daha okul haşır neşir olacak diye düşünmüş ancak hayal kırıklığına uğradığını anlatır.
Değerlendirme:
Özel bir çocuğun yaşadığı zorluklar ile birlikte bu zorlukları aşarak nasıl başardığını anlatıyor. Her zorluğun sonu mutlaka başarı ile geliyor. Her insanın karşısına çıkan zorluklar çok farklı olabiliyor ama bazı insanlar hayata geriden de başlasa kendisini hayattan daha da öne çekebiliyor. İnsan isterse her şeyi başarabiliyor.
Yazan: Senanur KARAKUZULU
Her Şey Su İle Başladı Soruları ve Cevapları
Her Şey Su İle Başladı kimin eseri?
Helen Keller
Her Şey Su İle Başladı türü nedir?
Biyografi
Her Şey Su İle Başladı kaç sayfa?
104
Her Şey Su İle Başladı Yorumları
alanının en iyi eserlerinden bir tanesi mutlaka okunmalı