Düşüncelerimiz hayatımızı yönlendirirler aslında. Freud, bilinçaltını 0-6 yaş aralığında yaşamış olduğumuz tramvalarımız, hüzünlerimiz, mutluluklarımızla dolu olan ve hayatımız boyunca davranışlarımıza yön veren alan olarak açıklar. Murphy'de aslında aynı şeyleri farklı yollarla söylüyor. Bilinçaltımızın, burada düşündüğümüz şeylerin hayatımızı, davranışlarımızı yönlendirdiğini söylüyor. Bilinçaltına ne verirsen onu alırsın yani "ne ekersen onu biçersin." Bu sebeple düşüncelerimize, gün içerisinde söylediğimiz sözlere dikkat etmeli, onu negatife yönlendirmemeliyiz.
Murphy, bilinçaltını bir toprak olarak hayal eder. Bu toprağa istediğin şeyi ekmek senin elindedir. İyi düşünceler, mutluluklar, başarı, zenginlik, barış, sevgi de ekebilirsin. Savaş, düşmanlık, ihanet, kötülük de ekebilirsin. Ama bu ekimi yaparken bilmemiz gereken asıl şey ne ekersek onu biçeceğimizdir. Eğer dış hayatımızdaki şartları değiştirmek istiyorsak bu şartlara sebep olan şeyleri değiştirmekle işe başlamalıyız. Bu da ancak düşüncelerimizi değiştirmekle mümkün olabilir. Ve eğer düşüncelerimizi değiştirirsek kaderimizi de değiştiririz.
Zihnimiz, bilinç ve bilinçaltı olarak ikiye ayrılır. Bilinçli zihin mantık yürüten zihindir, seçim yapmamızı sağlar. Okuyacağımız kitapları, yaşayacağımız evi, eşimizi, işimizi hep bilinçli zihinle seçeriz. Ancak bilinç kontrolü dışında olan şeyler bilinçaltı tarafından yürütülür. Sormaz ve sorgulamaz. Ona ne verirseniz onu kabul eder. Bilinçaltı aynı zamanda alışkanlıklarımızın oluştuğu yerlerdir. Eğer ona iyi şeyler verirsek, edineceğimiz alışkanlıklarda aynı oranda iyileşecektir. Şaka yollu olarak söylediğimiz şeyler bile bilinçaltımızda olumsuz etkiler yaratabiliyor. Dolayısıyla ağzımızdan çıkan her söze dikkat etmeli, kelimelerimizi özenle seçmeliyiz.
Tabii kendimize yaptığımız olumlamalar, telkinler kadar başkalarının bize yaptığı telkinler(hetero-telkin) de bilinçaltımız için önem arz eder. "Yapamazsın, sen zaten anlamazsın, değmezsin, yakışmamış, salak, başaramazsın..." herkesin hayatında en az bir kere duyduğu kelimelerdir. Maalesef ki bu kelimeler de bilinçaltımıza işleyerek bir süre sonra bizi o kişilere dönüştürebilir. Kendi kendimize oluşturduğumuz olumlamalar ise bu hetero-telkinlerin önüne geçebilir.
Murphy, şifa’nın da bilinçaltımızdan geldiğine inanıyor. Kendisine gelen mektuplar da anlatılan olaylar ya da akrabalarından bizzat şahit olduğu durumları paylaşıyor. Mesela yanlış teşhis sonucu 30 günlük bir ömrü kaldığını düşünen bir akrabası sonradan yanlış teşhis olduğu anlaşılmasına rağmen vefat etmiştir. Hem de tam zamanında. Çünkü zihnini ona hazırlamış ve kendisini tam 30 gün sonra öleceğine inandırmıştı. Üstelik şifa yalnızca hasta kişinin bilinçaltında olmak zorunda da değil. Bir yakınının iyileşmesini istiyorsan gerekli cümleleri kur ve bilinçaltını o kişinin sağlıklı olduğuna inandır. Böyle o kişi sağlığına kavuşsun.
Sadece sağlık için değil aslında bu söylenilen sözler. Yeni bir ilişki istiyorsanız, yeni bir iş, yeni bir telefon, bolca zenginlik, yüksek başarı... gibi gibi bir sürü şey yazılabilir. Kitap boyunca hepsine tek tek değiniliyor, kurulması gereken cümlelere örnekler veriliyor, bu cümleleri kullanarak insanların hayatlarında yaşanan değişimler anlatılıyor. Bilinçaltına bu mesajları iletmek için en uygun saatler var. Mesela gece uykuyla uyanıklık arasında kalınan o an ya da sabah uyanır uyanmaz bilinçaltının en çok emrimizde olduğu ve söylemlerimizi gerçekleştirecek durumda olduğu saatlerdir. Gün içerisinde de aklımıza geldikçe cümleleri tekrar edebiliriz, imgelemek de çok işe yarıyor, gün içerisinde imgeleme ve bu cümlelere ayrılan zaman dilimi hayatları değiştirmeye, dokunmaya yetiyor. Tabii bunları inanarak yapmak gerekiyor. Unutmayın ki siz inanmadan bilinçaltınızı da inandıramazsınız. İnanmadığınız müddetçe söylenen sözler boş gelecektir.
DEĞERLENDİRME: Aslında ilk çekim yasasını duyduğum sıralarda ben de inanmıyordum ancak hakkında çok fazla yazılar, kitaplar yazılıyor, Instagram sayfaları açılıyor, uygulamalar çıkıyor, olumlamalar havada uçuşuyor. Okudukça neden olmasın? Denemekten ne çıkar ki? Diye düşünmeye başlıyor insan. Tabii ki sadece birkaç cümleyi söyleyip hiç emek vermeden başarılı, zengin, sağlıklı olmayı dileyemeyiz. Kilo vermek istiyorsak zihnimizi hazırlamakla birlikte spor ve diyette yapmalıyız, başarı istiyorsak zihnimizi hazırlarken bunun için çalışmalıyız. Ne de olsa kader gayrete aşıktır. Ve emek olmadan hiçbir şey olmayacağını düşünüyorum. Ancak bunun yanında yapılan olumlamalar, zihnimizi nasıl hazır etmemiz gerektiği gibi konular kitabımızda çok akıcı ve basit bir dille anlatılıyor. Oku bitirlik bir kitap da değil. Yanımızda olması olumlamalarda çok işe yarayacaktır. Okumak isteyenlere iyi okumalar, denemek isteyenlere iyi şanslar diliyorum.
Yazan: Senanur KARAKUZULU
Bilinçaltının Gücü Soruları ve Cevapları
Bilinçaltının Gücü kimin eseri?
Joseph Murphy
Bilinçaltının Gücü türü nedir?
Kişisel Gelişim
Bilinçaltının Gücü kaç sayfa?
276
Bilinçaltının Gücü Yorumları
harika bir kitaptır alıp okuyun pişman olmazsınız
27-07-2023 19:32
kaç yaş için uygun ben ortasınıftayım
28-02-2024 23:01
haklı noktalar var ama inanış üzerine varsayımlar da fazla o yüzden kendinizi fazla kaptırmayın
23-03-2024 19:32
pdfini bulabilsek okuruz kitap fiyatları çok arttı artık alamıyorum