Benimle Asla Tanışamayacaksın

Benimle Asla Tanışamayacaksın - Leah Thomas

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (6.8)	Editör
Kitapevi (8)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

Benimle Asla Tanışamayacaksın Özet

Benimle Asla Tanışamayacaksın kitabı okuduğunuz diğer tüm kitaplardan biraz daha farklı. Gerek anlatım biçimiyle, gerek karakterleri ile…

Size boydan aşağı sıralamam gereken bir karakter listesi ne yazık ki yok. Olaylar sadece iki kişi arasında geçiyor. Çok özel iki insan arasında; Ollie ve Moritz’in sırlarında…

Ollie, 14 yaşında ormanın derinliklerinde yaşayan ve bir şehir efsanesi sanılan çocuk. Herkesin bildiği, ama kimsenin tanımadığı…

Moritz, 16 yaşında gözleri olmayan, etrafınca herkesten gördüğü zalimlik ve düşmanlıkla; insanlara güvenmeyen bir çocuk. Yalnız ve kimsesiz…

Ollie, her ne kadar annesi ve doktoru Auburn – Stache ‘den başkası olmasa da Ollie her zaman etrafında ki boşluğu, yokluğu umursamayıp, bitmez tükenmez enerjisiyle umudu yanı başından hiç eksik etmiyordu. Kendini yaşadığı o ıssız ormanda ki süper kahraman olarak görüyordu. Çünkü o diğer herkesten farklıydı. Elektriğe alerjisi vardı. Hayatında bırakın televizyon, bilgisayar veya herhangi bir teknolojik aleti, herhangi bir el feneri bile görmemişti.

Ormanın her sınırlarını aşmaya çalıştığın etrafını saran elektrik akımını, sarmaşık gibi Ollie’nin etrafına sarınıp onu yok etmeye çalışıyorlardı. Ollie’nin şans eseri karşılaştığı Liz, Ollie’nin her insan gibi aşk acısı çekmesine sebep olmuştu. Üzülmesine, kırılmasına, mutlu olmasına, çılgınca şeyler yapmasına, neden olmuştu.

Liz, Ollie’nin Moritz’e giden kapıyı açmasına da sebep olmuştu. Her şey, yılların geçip Liz’in değişmesi; Ollie’nin yavaş yavaş yok olup içine kapanması ve Ollie’nin annesinin oğlunun gerçekten bir arkadaşı olamasa da bir mektup arkadaşı olabileceğini düşünerek Moritz’le konuşmalarını başlatmaya çalışmasıyla gelişiyor.

Moritz, ilk başta Ollie’yi istemiyor. Ona güvenemeyeceğini düşünüyor. Her şeyden mahrum kalmasına rağmen bu kadar mutlu ve iyimser olmasına katlanamıyor.

Ama Ollie yılmadan, pes etmeden Moritz’le olan ilişkisini sürdürmek için, tek mektup arkadaşı olan Moritz’in her mektubunda ki hakaretlerini ve iğnemelerini görmezden gelip, hatta ona karşı ustaca cevap verip Moritz’in bu sebepsiz düşmanlığından usandırıp; gerçek bir arkadaş oluyorlar.

Birbirlerini hiçbir zaman göremeyeceklerdi. Çünkü Moritz’in kalbi pille çalışıyordu. Ollie’nin ise elektriğe alerjisi vardı. Ve onlar asla tanışamayacaktı.

Moritz’in hayatı ise Ollie gibi zorluklar üzerine kuruluydu. İkisinin de baş ettikleri konu farklı olsa da, sonları hep mutsuzluk hep haraptı.

Moritz’in gözleri yoktu. Hiç var olmamıştı. Ama herkesten daha fazla görüyordu. Herkesten daha fazla işitiyordu. O da aslında Ollie gibi çok özeldi. Renksiz bir dünyanın tanrısıydı o. Ses dalgalarının yarattığı her çeşit imgelerle dolu olan siyah beyaz bir dünya’nın.

Birbirlerini asla göremeyecek ama birbirlerini çok iyi anlayan iki yakın arkadaştı onlar… Birbirlerine hep destek oluyorlardı. Ollie, Moritz’in güvensizliği ve korkularına yenmesine yardımcı oluyor… Moritz ise Ollie’nin aşk acısını atlatmasına…

Asıl önemli olan şey ise Ollie ölebileceğini bilerek elektrik alerjisini yok sayarak, Moritz’in gönderdiği laboratuvar kıyafetiyle; Liz’in okul partisine gidiyor… Ama buraya gelene kadar ortaya çıkan sırlar, Moritz ve Ollie ‘yi daha fazla yakınlaştırmıştı.

Benimle Asla Tanışamayacaksın kitabının sonundan pek bahsetmek istemediğim için asıl sürpriz olaydan bahsetmiyorum. Ama belirtmek istiyorum ki son sayfalarda Moritz’in Ollie’ye aşkını itiraf etmesi, ilk sayfalarda ki Moritz hakkında ki düşüncelerimi sarsmıştı. LGBT’ ye karşı değilim. Lakin Moritz’in başta kabullenemediği daha sonra çok yakın iki arkadaş olduğu Ollie hakkında böyle düşünmesi beni biraz hayal kırıklığına uğrattı.

Leah Thomas'ın Benimle Asla Tanışamayacaksın romanı bana çok şey kattı. Öncelikle mektup arkadaşlığına özendirtti.

Her şeyin teknolojik aletlerden oluşmadığını da çok güzel vurguluyordu. Sade, öz ve komik bir dili vardı. Kitap sadece Moritz ve Ollie’nin otobiyografi mektuplarından oluşmasına rağmen konuşmalara ve olaylara oldukça yer vermişti.

Çıkarsız ve imkansız bir arkadaşlığın var oluş tohumlarının nasıl anlatıldığı ve çimlenip meyve verdiğini anlatan bir kitaptı.

Yazan: Selin Gürcüoğlu

Benimle Asla Tanışamayacaksın Soruları ve Cevapları

Benimle Asla Tanışamayacaksın Yorumları