1923’te Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan Mübadele Anlaşmasının sonucu olarak üç bin yıllık tarihleri orada yazılmış Karınca (Mirmingi) Adası sakinleri hiç bilmedikleri topraklara göçe zorlanmışlardır. Ada halkı bu haberle kederin beş evresi olan inkâr, öfke, pazarlık, depresyon, en nihayetinde de kabullenme sürecini yaşarlar ve mübadil olarak Yunanistan topraklarına adım atarlar. Bu zorunlu göçe katılmayan tek kişi Sarıkamış gazisi Vasili Atoynatanoğlu’dur. Vasili mübadeleye tepki olarak adada saklanır ve adaya ilk ayak basanı öldüreceğine dair İncil’e el basar.
Vasili’nin adadaki bu yalnızlığı kısa bir zaman sonra Poyraz Musa’nın adaya ayak basmasıyla bozulur. Asıl adı Abbas olan Poyraz Musa, Çerkes kökenli bir askerdir. Bir Arap aşiret ağasının kardeşini öldürdüğü için bedeviler tarafından peşine düşüldüğünden saklanacağı en uygun yer olarak bu adayı seçmiş ve buraya yerleşmiştir. Vasili içtiği andı tutmak istese de eli bir türlü buna varmaz ve Musa’yı gözetlemekle yetinir. Musa da adada başka birinin varlığını sezer ve büyük bir gerginlik içinde adadaki hayatına devam eder. Adaya arada sırada hükümet tarafından yerleşmeleri için çeşitli insanlar gönderilse de bu kişiler kimi zaman klostrofobik hisler duyarak kimi zaman da mesleklerini icra edecek imkanları olmadığını ileri sürerek adayı kısa sürede terk ederler. Musa yalnızlığını paylaşacak bir kişiyi bulamayacağına artık iyice inandığı bir esnada adaya dört oğlu da Kurtuluş Savaşında şehit düşmüş Lena Papazoğlu gelir. Lena Ana Yunanistan’a yapılan yolculuktan kaçıp adasına geri dönmüştür. Musa’ya hemen kanı ısınan kadın ona Vasili’yi ve ettiği yemini anlatır. Saklandığı yerden konuşmayı duyan Vasili duruma çok öfkelense de ertesi gün çıkan büyük fırtınada boğulmak üzere Musa’yı kurtarma konusunda hiç tereddüt etmez. Bu olay adadaki üçlüyü birbirine yakınlaştırır. Adaya gelenleri yedi yaşından beri yanında çalıştığı ustası Panos Valyanos’un Yunanistan’a giderken armağan ettiği tekneyle getirip götüren Kadri Kaptan ve annesi Melek Hanımın da adaya yerleşmesiyle büyük bir aile olurlar.
Bir Ada Hikayesi dörtlemesinin ilk kitabı olan Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana adını I. Dünya Savaşı sonrasında kıyıma uğrayan Yezidilerin ölü bedenlerinin atıldığı Fırat Nehrindeki görüntüden alır. Göç olgusunun insanda yarattığı maddi ve manevi yıkımı tanrısal bakış açısıyla anlatan Yaşar Kemal, ortak acıların bir araya getirdiği insanların birlik, beraberlik ve dayanışma içinde yeniden hayata tutunabileceğinin altını çizer. Kitabın gizli kahramanı olan “umut” bu ütopya adasında varlığını daima hissettirir.
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana Soruları ve Cevapları
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana kimin eseri?
Yaşar Kemal
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana türü nedir?
Yerli Romanlar
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana kaç sayfa?
318
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana Yorumları
bir ada serisinin ilk kitabı tüm seriyi okumuştum çok etkilenmiştim herkese tavsiye ederim uzun bir seri ama okuduğunuza değiyor
23-09-2019 16:46
özet için teşekkür ederim çok güzel olmuş işime yaradı sizin sayenizde okuma ödevinden kurtuldum
09-12-2019 22:08
serinin dört kitabını da aldım okumaya başladım fırat suyu kan akıyor serinin ilk kitabı ve oldukça güzeldi karakterler gerçekçi hikaye zaten oldukça hüzünlü yaşar kemalin anlatım tekniği ile daha da hüzünlü hale geliyor şimdi serinin ikinci kitabına başlayacağım