Teneke, Yaşar Kemal'in 1955 yılında Varlık adlı dergide tefrika edilen yani her sayıda parça parça olacak şekilde yayınlanan eseridir. Daha sonraları 1967'de Yaşar Kemal'in uyarlamasıyla tiyatroya çevrilmiş ve tiyatrosu da birçok ödüle layık görülmüştür. İleriki yıllarda beyaz perdeye de uyarlanmıştır.
Yaşar Kemal, Teneke adlı eserinde diğer tüm kitaplarında olduğu gibi eleştirilerini öyküye ince ince işlemiş ve göndermelerini tam da yerinde kullanmış. Teneke tam anlamıyla Yaşar Kemal'in ustalığını konuşturduğu eserlerinden yalnızca bir tanesi ve bana göre en güzeli. Kitap sohbet havasında gelişiyor ve yazım dili oldukça samimi. Öykü okuyucuya tüm duyguları vererek, oldukça iyi aktarılmış. Doğrusu Yaşar Kemal'in romancılığı söz konusu olduğunda kendimde söz hakkı bulmaya pek cesaret edemiyorum. Okuyanların beğenmeme gibi bir seçeneği olmadığını düşündüğüm nadir kitaplardan biri oldu Teneke. Söyleyebileceğim tek şey Teneke'yi ve Yaşar Kemal'in diğer tüm eserlerini okumanızı, okumanızı ve hediye etmenizi tavsiye ettiğimdir.
Ayrıca kitabın Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık baskısında Teneke'nin tiyatro uyarlamasının da yer aldığını da eklemek isterim. Eserin kısa özeti ise şöyle:
Olaylar Çukurova'nın bir kasabasında geçer. Kasabaya uzun bir süredir kaymakam tayin edilmemiştir ve tahrirat katibi Resul Bey bir süredir kaymakam vekili olarak görev yapmaktadır. Resul Bey bu durumdan hiç memnun değildir çünkü kaymakam vekili olmanın omuzlarında koca bir yükle dolaşmak demek olduğunu bilmektedir ve tam da emekliliğine bir buçuk sene gibi kısa bir süre kalmışken bu yükü omuzlarına yüklenmek zorunda kalmıştır. Kasabada çeltik ekme zamanı gelmiştir ve çeltikçi ağaların kanun nizam tanımayan çeltik ruhsatlarını imzalamak Resul Bey'in görevidir. Fakat çeltik tarlaları köylere hayli yakın olduğundan tarlaları basan sinekler sıtma belasını köylere getirmekte, her yıl sıtmadan birçok insan ölmektedir. Tüm bunların sebebi de işte bu kanun nizam nedir bilmeyen ve yalnızca kendi edecekleri karı düşünen bu çeltikçi ağalardır. Resul Bey çok zor durumdadır, çünkü ruhsatları imzalarsa onca insanın vebalini taşıyamayacağını düşünür ve vicdan azabı çeker fakat diğer taraftan eğer ruhsatları imzalamazsa çeltik ağalarının başına bir iş getireceklerinden emindir. Hele bir ağa vardır ki, başına beladır. Bu ağanın adı Murtaza Ağa'dır ve her türlü kanunsuz işi yapsa da kimse ona engel olamamaktadır. İşte bu Murtaza Ağa da Resul Bey'in başına bela olmuştur ve her gördüğü yerde eğer ruhsatları imzalamazsa Resul Bey'in başına neler geleceği hakkında içten içe onu tehdit etmektedir. Resul Bey, önceleri basit bir memurken ve huzurlu ve rahat bir yaşama sahipken, şimdilerde hiç huzuru kalmamıştır ve bu dert içten içe onu yiyip bitirmektedir.
Çeltik ekme zamanı iyice yaklaşmaktayken, kasabanın çeltik ağaları, günlerini bu duruma başka bir hal çare bulmak lazım geldiğini düşünerek geçirmektedirler. Sonunda bir çözüm bulurlar da. Hükümete Resul Ağa aleyhinde bir sürü yalan ve iftirayla dolu telgraf çekerler. Amaçları Resul Ağa'yı vekillikten aldırıp başka bir kaymakamın tayin edilmesini sağlamaktır. Birkaç güne kalmadan çekilen onlarca telgraf karşılığını bulur ve Resul Bey vekillikten alınır. Şimdiden kasaba yeni mezun olmuş genç ve çiçeği burnunda bir kaymakamın atandığı haberiyle çalkalanmaktadır. Resul Bey sonunda rahatına kavuşur ve eski küçük fakat huzurlu memuriyetine geri döner.
Kasabaya gerçekten de Fikret Irmaklı adında genç ve çiçeği burnunda bir kaymakam atanmıştır. Bu yeni kaymakam şimdiden görev aşkıyla yanıp tutuşmaktadır. Çeltik ağaları bu durumdan oldukça memnundur, çünkü bu genç ve deneyimsiz kaymakamı kısa sürede kontrolleri altına alıp her istediklerini yaptırabileceklerini düşünmektedirler. Murtaza Ağa yeni kaymakam için kaymakamlık binasına yakın krallara layık bir ev döşetir. Evin içini de Murtaza Ağa'nın yaltakçılarından biri en pahalı mobilyalarla döşer. Eve bir sürü tablo asmayı bile ihmal etmezler.
En sonunda genç kaymakam Fikret Irmaklı geldiğinde, büyük bir törenle karşılanır. Murtaza Ağa kapsamlı bir karşılama töreni hazırlatmış, bütün kasaba halkı otobüslere, arabalara doluşarak tren istasyonuna kaymakamı karşılamaya gitmiştir. Bu kadar büyük bir tören düzenlenmesini, böylesi dört gözle bekleneceğini tahmin etmeyen Fikret Bey çok şaşırmış, bir o kadar da sevinmiştir. Bu kasabadaki memuriyetinin gayet rahat ve güzel geçeceğine inanmaya başlamıştır. Fakat bu bir kısmı yalnızca kendini düşünen bencil ve kanun tanımayan, diğer kısmı ise zavallı ve sıtmadan yüzlercesi hayatını kaybeden insanların arasında başına neler geleceğinden habersizdir.
Yazan: Miraç Elif Kanbay
Teneke (roman) Soruları ve Cevapları
teneke kimin eseri?
Teneke romanı Yaşar Kemal'in bir eseridir.
Teneke Yorumları
yaşar kemalin en güzel kitaplarından bir tanesi özellikle kitabın konusu çok iyi
02-02-2016 22:15
mükemmel bir türkiye fotoğrafı çekmiş adam bir dönemi çok güzel anlatmış mutlaka okuyun
deniz gezmiş bu kitapı okuduktan sonra ilk siyasi direniş hazırlıklarına başlamıştır
o dönem deniz gezmiş orta son sınıf öğrencisiydi haydarpaşa da
28-01-2017 15:02
okuduğum en derin romanlardan birisi.
12-08-2017 19:57
bukadar harika bir roman gormedim
18-10-2017 18:56
yasar kemal neden kitabin ismini teneke koymustur
08-11-2017 20:43
çok çok güzel
12-01-2018 03:11
teneke kitap özeti için çok teşekkür ederim normalde yaşar kemal romanlarını çok severim ama sınavlardan dolayı teneke romanını okuma fırsatı bulamamıştım
19-12-2019 20:52
öğretmen fikret ırmaklı hangi romanda yer alır diye sormuştu teneke yazdım doğruymuş özetinizin çok faydası oldu teşekkür etmek istedim
12-03-2022 14:53
burada yazanan eline sağlık inceleme ödevi için okumamız gerekiyordu ama zamanım yoktu sitenizden faydalandım
29-09-2022 21:16
güzel bir roman yaşar kemalin öykü tadında roman yazmasını seviyorum
16-06-2023 13:31
teneke eserini bilmeyen öğrenci de ne bileyim artık