Yazar, Akçasaz’ın Ağaları serisinin ikinci romanı olan Yusufçuk Yusuf’ta Mahir Kabakçıoğlu ile Derviş Bey arasındaki husumetleri merkeze alır. Mahir, ekonomik gücün temsilcisi ve yeni nesil bir ağa olarak karşımıza çıkar. Derviş Bey ise halkın gücünden beslenen, geleneklere bağlı bir ağayı temsil etmektedir. Derviş Bey’in oğlu Akyollular tarafından öldürülür. Bunun üzerine Derviş Bey, Akyollu Mustafa Bey’in oğlu olan Mehmet Ali’yi öldürmek ister. Mehmet Ali, her şeyini satıp Adana’ya gider. Babasının yanında kalsa öldürüleceğinin bilincindedir. Mehmet Ali, gittikten sonra Mustafa Akyollu ölüm korkusuyla elinde silah ile bekler. Mahir Kabakçıoğlu uyanık ve ikiyüzlü bir ağadır. Viyana’da eğitim görmüş fakir bir ailenin oğludur. Mahir, sermayesini toprağa yatırıp zengin olmanın hayalleri kurmaktadır. Bu hayaller de Derviş Bey’in tarlasından geçmektedir. Derviş Bey, Mahir Bey’den hoşlanmamaktadır. Mahir Bey çıkarları için Derviş Bey’le iyi geçinmeye çalışır. İlk olarak Derviş Bey ile barışma yoluna gider. Mahir Bey barışmak istese de Derviş Bey kabul etmez. Mahir Bey, bu sefer aracı olarak köyün ileri gelenlerini yollar. Derviş Bey, yine barışmaz. Son olarak Reşid Ağa’yı yollayınca Derviş Bey dayanamaz ve barışır. Türkmen geleneklerine göre Mahir Bey, kefen giyip Derviş Bey’in kapısına gelecektir. Ama Mahir Bey bunu yapmamakta kararlıdır. Mahir Bey, Derviş Bey’i öldürmek için Sarı Mıstık ile anlaşır. Sarı Mıstık, Derviş Bey’i tanıyınca onun iyi biri olduğuna karar verir. Onu öldürmekten vazgeçer. Silahı ve paraları Mahir Bey’e iade eder. Mahir Bey, Türkmen geleneklerine göre barışma mecburiyetinde kalır. Köyde geleneklerin önemi ve hayata tekrar geçirilmesini anlatır. Bu fikirler köyde yayılır. Arzuhalci Ali’yi komünist olduğu gerekçesiyle içeriye attırırlar. Köyde Ali’nin olayı alıp başını gider. Köylüler bu durumdan başka şeyi konuşamaz olmuşlardır. Mahir Bey, kefen giyip köyü dolaştığında alay edilmemek için bu kumpası kurmuştur. Mahir Bey, aslında gelenekçi değildir. Ama geleneklerin öneminden bahsedip köylüyü kışkırtır. Beklenen gün gelir ve Mahir Bey kefeni giyer. Köyü dolaştıktan sonra Derviş Bey’in evinin önüne gelir. Derviş Bey, ulusal bir gazeteci eşliğinde olayı daha geniş kitlelere yayar. Derviş Bey, Mahir Bey’in geleneklere bağlı bir adam olduğunu düşünmektedir. Mahir Bey, nefret ettiği Derviş Bey ile yalandan dost olur. Yüzüne gülüp arkasından kuyular kazar. Sonunda Derviş Bey, Mahir Bey’e tarlasını satar. Mahir Bey’in daha sonra kötü yüzünü görür. Mahir Bey, bu sefer de Derviş Bey’in kızı Nurhan ile uğraşmaya devam etmektedir. Mahir Bey, oğlu Ergin’e Nurhan’ı elde etmesini söyler. Nurhan’ı bu kötü oyuna düşüremezler. Bu yüzden Derviş Bey’in İstanbul’da okuyan kızı Nurhan’a kötü yola düştü diyerek iftiralar atarlar. Derviş Bey kızını İstanbul’dan getirtmek zorunda kalır. Mestan adında bir ağa vardır. Topraksız olan bu ağa kendisinin toprak almasını istemeyen Süleyman Aslansoypençe’yi öldürür. Köylülerden ileri gelenler bu adamın cezalandırılması gerektiğini öne sürerler. Cinayeti işledikten sonra Mestan kendisini bataklığa atar. Bunun üzerine ailesi köy meydanında cezalandırılır. Mahir Bey’in kefen olayı gururunu çok incitir. Bu yüzden Deli Hacı’ya para vererek Derviş Bey’e küfür etmesini söyler. Derviş Bey de Yusuf’tan Deli Hacı’yı öldürmesini ister. İkiyüzlü Mahir Bey, cinayeti ihbar eder. Bir yandan da Derviş Bey ile konuşarak Yusuf’un yerini araştırır. Yusuf cinayetten sonra konağa gelince Derviş Bey onu güvendiği bir adamı olan Sakallı Ali’ye yollar. Yusuf, Sakallı Ali tutuklandığı için onu bulamaz. Derviş Bey’in oğlu Mehmet Ali ortak kuracağı fabrika için babasından para ister. Bu fabrikayı Mahir Bey, Ala Temir, Muzaffer, Muallim Rüstem Bey ile Mehmet Ali ortak kuracaklardır. Derviş Bey, Ala Temir ve Rüstemoğlu’na tarlasını sattıktan sonra onuru incinir. Mahir Bey’in çevirdiği dolapları anlamıştır ama artık çok geçtir. Yıllardır sakladığı adamı olan Emir Sultan’ı koruyamaz hale gelir. Onun parçalanışını izler. Yusuf, konağa tekrar döner. Annesi Meyro oğluyla vedalaşır. Derviş Bey, ailesi için Yusuf’u öldürür.
Değerlendirme
Akçasaz’ın Ağaları serisinin ikinci romanı olan Yusufçuk Yusuf, ağaların güç gösterilerini konu almıştır. Kimi ağalar ekonomik gücüyle kimileri ise gelenekler ile güçlerini göstermişlerdir. Romanda Mahir Kabakçıoğlu ile Derviş Bey arasında adeta ölüm ruleti oynanmıştır. Romanda şahıs kadrosu geniş olmakla beraber karakterler iyi ve kötü olarak ayrılmıştır. Yeni yetme ve geleneklere bağlı ağalar arasındaki çatışmalar birçok ölümü beraberinde getirmiştir. Romandaki ana sorun yönetimden kaynaklanan boşluğu halkın doldurmak istemesidir. Bunu da aralarında ağalık yarışına girerek yapmışlardır. Beraberinde hırs, kibir, öfke, ölüm derebeyliğin çöküşünü hazırlamıştır. Romanda sürekli tekrar edilen “O iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler.” cümlesi romana ahenk katmıştır. Ana fikri de bu cümle içerisinde arayabiliriz. Romanda iyi insan modelinde olan karakterler hep kullanılmış ve öldürülmüştür. En belirgin örnek olarak Yusuf’u Derviş Bey öldürdükten sonra yine bu cümleyi tekrarlamaktadır.
Yazan: B. Öğretmen
Yusufçuk Yusuf Soruları ve Cevapları
Yusufçuk Yusuf kimin eseri?
Yaşar Kemal
Yusufçuk Yusuf türü nedir?
Yerli Romanlar
Yusufçuk Yusuf kaç sayfa?
622
Yusufçuk Yusuf Yorumları
yaşar kemal'i severim. bu romanı da çok güzel olmuş
18-06-2020 13:45
ülkemizin dostoyevskisi kim diye sorsalar şüphesiz yaşar kemal derdim. ilk kitabı demirciler çarşısı cinayeti'ni ardından yusufçuk yusuf'u beğenerek okudum. genel hatlarıyla menderes dönemi türkiyesini anlatıyor kitaplar. aslında menderes döneminin yıkıcılığını, toprak ağalarıyla işbirliğini, din ve vatan sevgisinin acımasızca sömürülmesi, türklük bilincinin sömürülmesi, öte yandan amerika yandaşlığı gibi kavramlar bolca işlenmiş. yine bir yaşar kemal klasiği olarak doğa tasvirlerini görüyoruz sıklıkla.
kitap serisinde beni en çok etkileyen şey ise kırsalda yaşayan insanların ikiyüzlülüklerini, insanların vurdumduymazlıklarını, şark kurnazlıklarını çok iyi aktarmasıydı. yine kitapta oldukça vahşi korku filmlerini aratmayan öldürme sahneleri vardı.
sorgulama yapan insanların ''komünist, dinsiz'' olarak yaftalanması da oldukça dikkat çekiciydi. buram buram eril kokan kitabın çukurova coğrafyasını çok iyi yansıttığını düşünüyorum. tarih yedirmeleri de çok dozunda ve kaliteli olmuş diyebilirim. yani yaşar kemal'den de bu beklenirdi zaten.
yine de okuması çok kolay olmayan bir kitap. okurken o şiirselliği yakalayabilirseniz işte o zaman tadına doyum olmuyor.
28-07-2020 20:48
yaşar kemalin eseriymiş yanlış cevaplamışım
19-11-2022 21:12
yusufçuk kuşu efsanesi ile ilgisi var mı
14-07-2023 23:09
özetini çıkartmak için okudum güzel bir eser ama kısa olsa daha fazla insan okur