Kitabın baş karakteri olan Bihruz Bey yaklaşık olarak yirmi üç-yirmi beş yaşlarında top simalı, saz benizli, ela gözlü, kara saçlı ,az bıyıklı, kısaca boylu ,güzel giyinen bir paşanın oğludur. Babası eski vezirlerden olduğu için şehirden şehre taşınarak on beş sene kadar aralıksız İstanbul’a ayak basmamış olan babasıyla küçük yaşlarda memleket memleket dolaştığından Bihruz Bey bir çocuk için birinci derecede öğrenilmesi gereken bilgileri on altı yaşına kadar elde edememişti. Bihruz Bey’i babası Babıali kalemlerinden birisine çırak ettirmiş ve eğitimi için özel hocalar tutmuştur. Babasının servet ve geliri, oğlunun her arzu ettiği şeyi kolaycacık elde edebilmesinden dolayı kaleme çok sık gitmezdi. Kaleme gitmediği günlerse saçlarını kestirmek, terziye giysi ısmarlamak gibi işlerle uğraşırdı. Herkesle cümlelerinin arasına Fransızca öğrendiği birkaç cümleyi de koyar öyle konuşur. En büyük zevki araba kullanmak; alafranga beylerin hepsinden saha süslü gezmek ve Fransızca konuşmak. Babasının ölümü üzerine yirmi sekiz bin liralık bir mirasa kavuştu. Serveti az zaman içinde tüketecek bir eğlence hayatına koyuldu. Yazları Çamlıca da kışları Süleymaniye’de oturur. Yine bir gün Çamlıca taraflarını bir parkın yakınlarında atlı arabasıyla gezerken bir lando arabası onun dikkatini çeker. Bu arada Bihruz Bey’in kalemden arkadaşı olan yalancılığıyla meşhur Keşfi denen arkadaşı da onunla beraberdir. Lando’nun içinde iki tane kız olduğunu bu kızlardan sarışın, kibar görünüşlü kıza aşık olur. Aşık olmasının nedeni ise kendisi gibi iyi bir aileden geldiğini, iyi bir eğitim aldığını dış görünüşünden ve arabasından öyle sanmıştır. Halbuki öyle değil. İsmi Periveş olan bu hanım on altı yaşında babasını kaybettikten ve yirmi üç yaşında kocasından ayrıldıktan sonra Çengi hanım hayatına girmiş. Az zamanda güzelliğinin ve zarafetinin şöhreti gereği gibi yayılmış ve yazık ki mücevher değerindeki erdemi bütün bütün kaybolmuştu. Bihruz Bey aslında Periveş hanıma değil kendi kafasında yarattığı kadına aşık olmuştu. Bihruz Bey önce Periveş hanıma çiçek verir. Daha sonra ertesi hafta da ona aşkını ilan ettiği mektubu onun arabasına atar. Kızdan haber alamayınca çok üzülür çok acılar çeker Bihruz Bey. Keşfi Bey de Periveş’in öldüğünü söyler. Daha öncede onu tanıdığını söylemişti. İkisi de yalandı. Daha da kötü olur bu haberi duyunca çok zayıflar kendini harap eder. Servetini de tüketmişti zaten. Bihruz Bey bir gün çarşıda dolaşırken Periveş hanımı görür fakat onu Periveş hanımın kız kardeşi zanneder. Daha sonra Periveş’in kendisi olduğunu anlar ve öyle yüksek bir aileden gelmediğini de anlar. Periveş ile Çengi hanımın alaylı ve küçümseyici sözleriyle oradan hızla uzaklaşır. Dış görünüşe fazla aldanmamak gerekir.
Değerlendirme
Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası romanı, edebiyatımızda realizm akımı doğrultusunda kaleme alınan ilk eserlerden biridir. İlk olarak Servet-i Fünun dergisinde yayımlanan bu eserin konusu, baş karakter Bihruz Bey’in düşünceleri ,alafrangalığı ve aşkını anlatmaktadır. Yazar özellikle Bihruz Bey özelinde o dönemdeki toplumun batılılaşma serüvenini ironik bir dille bizlere aktarmaktadır. Romanda Bihruz Bey’in alafrangalığı etrafında şekillendiği için sık sık Fransızca kelimeler ve cümleler kullanılmıştır. Neyse ki dipnotlarda bu kelime ve cümlelerin açıklamasını vermişler. Romanın dikkat çeken yönlerinden biri de resimli olması. Roman türünün başarılı ilk örneklerinden de oluşuyla mutlaka herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Şiddetle tavsiye ederim.
Romanımızın başkahramanı Bihruz Bey adındaki zengin, şımarık, Batı özentisi bir paşa çocuğudur. Fransız özentisi adeta takıntı haline gelmiştir. Yarım yamalak bildiği Fransızca kelimelerle batılı gibi konuşmaya çalışır. Bihruz Bey'in babası vefat ettikten sonra ailenin bütün serveti Bihruz Bey'in yönetimine geçer. Hiçbir servetin Bihruz Bey'in israf ve gösterişe dayalı yaşantısına dayanamayacağı gibi aile servetleri eriyip tükenmektedir. Bihruz Bey validesinin henüz satılmamış olan mücevherlerine güvenerek harcamalarını sürdürmektedir. Millet Bahçesi, Çamlıca'da bu dönemde açılmış pek popüler bir parktır. Bihruz Bey de nerede şamata orada bir tip olduğundan pek popüler olan bu parkı ziyaret etmekten geri kalmaz. Bu gezilerden birinde kendi arabasıyla yarışır güzellikte olan bir arabanın içinde gördüğü kadına âşık olur. Arabaya da bakılırsa bu kızın pek zengin ve soylu olduğunu düşünür. Adı Periveş olan bu kadın fakir bir aileden gelmektedir. Gerçekten de çok güzel olan bu kadının yolu Çengi adında ünü pek de iyi olmayan kadınla denk gelir. Periveş'in de ünü güzelliğinin de etkisiyle neredeyse bütün İstanbul'a yayılır fakat büyüyen ünüyle birlikte erdemi de gitgide küçülür. Durumdan bir haber olan aklı bir karış havada olan Bihruz Bey, günün her vakti Periveş'i düşünmekten kendini alamaz. Periveş'e aşkını anlatan bir mektup yazar. Yine Çamlıca Bahçesinde karşılaştığı Periveş'e mektubu verir fakat tek kelime edemez. Bu güzel kadın karşısında dili tutulur. Periveş'i görmek için sık sık Millet Bahçesine gitse de onu göremez.
Günler geçer ve Periveş'i bir daha ne görüp ne duyan Bihruz Bey yemeden içmeden kesilir. Kederinden pek keyif aldığı aktivitelerini bile yapamaz. Kalemden yakın arkadaşı memur Keşfi Bey durumdan haberdardır ve Bihruz Bey'e bir yalan uydurur. Hemşiresinin Periveş'in ailesinin köşküne gidip hanımla görüştüğünü Periveş'in ailesini tanıdıklarını, kendisine çok benzeyen bir ablası olduğunu ve Periveş'in veremden öldüğünü söyler. Bihruz Bey deneyimlere dayanan aklından istifade edebilecek kabiliyette olmadığından yakın arkadaşına inanır ve büyük bir üzüntü duyar. İnandığı için pek de kızmamak da gerekir çünkü Periveş Hanım'ın iki aydan beridir hiçbir mesirede görünmemesi de Keşfi Bey'in yalanını doğrular niteliktedir.
Şimdi Bihruz Bey kendisi için en büyük saadetin onun gibi can verebilmek olduğunu fakat sürekli bir can çekişme içinde senelerce mustarip olduktan sonra yarı ölü ve perişan kalacaktır.
Üç saat aralıksız ağladıktan sonra Mişel yemeğin hazır olduğunu bildirdi. Yemeğe oturmadığı günler haremde bir panik havası hâkim olduğundan ve kimseye laf anlatacak hali kalmadığından Bihruz Bey sofraya oturup her şeyden yermiş gibi yaptıktan sonra erkenden yatağına girdi. O geceyi pek huzursuz geçirdi. Bihruz Bey'in durumu ne kadar saklamaya çalışsa da fark edildi ve evi bir panik havası sardı. Türlü çareler arandı, sayısız sorular soruldu en sonunda doktor çağırıldı. Bihruz Bey'in muayenesinden bir hastalık çıkmadı ve bunun sinirsel sebepten kaynaklanan bir durum olduğuna karar verildi. Sinirlerini yatıştıracak bir ilaç yazıldı. Bihruz Bey sevgilisinin mezarını bulmaya yemin etti.
Günler geçti Bihruz Bey, Direklerarasına gitmek için yollara düştüğü bir gün kalabalığı izlerken yüreği ağzına geldi. Kırmızı şemsiyeli bir kadın gördü ve bu kadının Periveş Hanım'ın kardeşi olduğunu anladı. Mezarın yerini öğrenmek umuduyla bu kadınların peşine düştü. Köşeyi dönen kadınların yanına tenhada yaklaştı. Kız kardeşinizin mezarı neredeyse bana söylemenizi rica ediyorum diyerek söze girdi. Periveş Hanım Bihruz Bey'i bir güzel alaya alıp kendisini tanıyamadığı için onun üzerine gitti. Kardeşi falan olmadığını anlattığı kadının yani Periveş'in bizzat kendisi olduğunu söyledi.
Çengi Hanım ve Periveş Hanım Bihruz Bey'i azarlayıp bir de üstüne alaya aldılar. Bihruz Bey küçük düştüğü gibi o gün onları soylu bir aileden geldiklerini sandığı Lando'nun da kiralık olduğunu öğrendi. İşte şimdi büsbütün hayal kırıklığına uğramıştı.
Eser dönemin belirgin özelliklerinden olan yanlış batılılaşmaya konu almaktadır. Kitap bir aşk hikâyesini anlatmakla beraber, dönemin toplumsal ve sosyal yapısını incelemekte, İstanbul'un entelektüel çevresini oluşturan Jön Türklerin ve üst tabakanın yaşantısını eleştirmektedir. Romantizm akımını da alaya alan eser edebiyatımızın ilk realistik roman örneği olarak kabul edilmektedir. Eserde olay oldukça azdır. Dili yeni baskılarda sadeleştirilse de konusu gereği oldukça fazla yabancı kelime içermektedir.
Osmanlı Edebiyatının ünlü şairlerinden biri olan Recaizade Mahmud Ekrem’in tek romanı olan Araba Sevdası ilk olarak 1896 yılında yayınlanmış ve büyük beğeni toplamıştır. Türk edebiyat klasikleri arasında yer alan ve tekrar tekrar yayınlanan kitap halen günümüz de okunması gereken romanlar listesinde yer almaktadır.
Bihruz Bey eski vezirlerden (...) paşanın oğludur. On beş senedir İstanbul'a ayak basmamış olan babasıyla küçük yaşında memleket memleket dolaştığı için Bihruz Bey bir çocuğun öğrenmesi gereken bilgileri on altı yaşına kadar öğrenememişti.
Bihruz Bey yabancı hocalardan ders alıyordu. Bütün hocaları işten çıkarıyordu. Saçlarını kestirir, terzide kıyafetler ısmarlar, kunduracıya ölçü verirdi. Alafrangalığa meraklıdır. Terzilerle, garsonlarla, berberlerle Fransızca konuşur.
Gün gelir babası ölür. Paşanın vefatı üzerine oğluna yirmi sekiz bin liralık miras kalır. Bihruz Bey bu büyük serveti kısa zamanda yok edecek eğlence hayatına koyulur.
Bihruz Bey bir gün at arabasıyla giderken çok güzel sarışın bir kız görür. Bu kızı gördüğü gibi kalbi çarpmaya başlar. Bihruz Beyin yanındaki arkadaşı bu hanımefendiyi tanır. Kız arabadan indiği gibi Bihruz Bey onu takip eder. Kızla konuşmaya çalışır; fakat başarılı olamaz. Kızın adı ise Periveş'tir.
Bihruz Beyin aşık olduğu Periveş Hanım öyle soylu bir aileye mensup değildir. Periveş Hanım, Mağmum Efendi denen adamın eski eşidir. Sonradan ise Zamiye Hanımla yaşamaya başlar. Bihruz Bey , Periveş'e gücenmiştir ve içini dökecek bir mektup yazmak ister. Cuma günü onu bekleyecek ve mektubu ona verecektir. Gece uyuduğunda bile sürekli Periveş'i görmüştü.
Bihruz Bey mektubu yazmaya başladı. Kendini soylu gösterecek şekilde Fransızca kelimeler kullanıyordu. İçindeki aşkı, kederi, özlemi bir bir mektuba aktardı. Mektubu en az on defa okudu. Hiç bir kusur bulamadı.
Mösyö Piyer adlı Bihruz'un yanında çalışan bir adam vardı. Bu adam 65 yaşlarında siyasete ilgi duyan bir Fransızca öğretmeniydi. Menfaatçi birinin tekidir. Bihruz'dan para çekmeye çalışır. Mösyö Piyer zaman zaman Bihruz' a şiirler okuyordu.
Bihruz Bey aradan günlerin geçmesiyle tekrar Çamlıca'ya gitti. Saatlerce kadını bekledi ki mektubu ona verebilsin. Fakat ne kadın göründü ne de landosu. Bihruz Bey bekledikçe umudunu kaybetti. Ona aşkını itiraf etmek istiyordu. Kadını görmediği günler azap çekiyordu.
Bir gün çıkarıp yazdığı mektubu tekrar okudu. Mektupta '' siyah çerde '' adlı bir söz yer alıyordu. Bihruz bunun anlamını merak etti ve Naim Efendiyi çağırdı. Naim Efendi ise Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen bir adamdı. Siyah çerdenin anlamına sözlükte baktılar ve anlamının siyah bir at olduğunu gördüler. Bihruz Bey bunu görünce kadının buluşmaya neden gelmediğini anladı. Kadına siyah at demişti ve bunun için üzülüp durdu. Neyse ki kadına çıkarıp yeni bir mektup yazdı o kelimeyi dediği için affetmesini diledi, kadına yalvardı. Mektubu vermek için günler boyu bekledi ama kadını görmedi. Mektup da cebinde eskiyip gitti.
Bihruz Bey bunun üzerine odasından bile çıkmıyordu. Kadını hayal ediyor, düşlerinde ona kavuşabiliyordu. Periveş Hanımın ise hiç bir şeyden haberi yoktu. Bihruz Bey haftanın her günü mesaiye gider gibi Çamlıca'ya gidiyordu. Bihruz Bey beş dakika rahat olamıyordu. Kırlarda hem araba sürüyor hem de gezinti yaparken hayallerinde Periveş'ten özür diliyordu. Tam bu esnada Bihruz Beye bir mektup geldi ve Mösyö Kondoraki mektubu efendisine verdi. Mektubun içinde eskiden kıyafetlerini aldığı dükkanın parasını vermesi gerektiğini ya da arabasının ve hayvanlarının haciz edileceği yazılıydı. Bihruz Beyin de artık parası kalmamıştı. Bunu nasıl ödeyeceğini düşünüyordu.
Diğer gün arkadaşı Keşfi Beyi gördü. Ona sarışın kadın Periveş Hanımı sordu. Adam kendisinin de artık Periveş Hanımı görmediğini ve onun veremden dolayı öldüğünü söyler. Bu habere Bihruz dayanamaz tüm dünyası başına yıkılır. Bihruz aslında Keşfi'nin dediklerine inanmaz; ama Keşfi bir konuşur ki adamı inandırır.
Keşfi Bey yalancının tekidir. Arkadaşları arasında bu huyuyla ün kazanmıştır. Bihruz Bey yemeden içmeden kesilir, psikolojisi bozulur. Periveş Hanımı görememek ona azaptır. Bir gün dışarda gezerken Periveş Hanım'ı görür, ona seslenir; fakat kadın duymaz. Bihruz Bey, Keşfi’nin yalan attığını anlar. Keşfi'ye gelip bunun hesabını sorar Keşfi ise kızın ikiz kardeşinin olduğunu ancak kardeşini görebileceğini söyleyip yine yalan atmıştır. Bihruz Bey bu yalana da inanır.
Bihruz Beye diğer ay borcunu ödemediği için haciz gelir. Çoğu malını kaybeder. İstanbul'a taşınır. Bir ramazan akşamı köleler başında dolaşırken birden bire kıza rastlar, onu sevgilisinin kız kardeşi zannederek yanına gider, Periveş'in mezarını sorar. Sonunda, gördüğü kızın Periveş olduğunu, fakat öyle sandığı gibi yüksek bir aileden olmayıp tersine düşkün bir kadın olduğunu anlar ve Periveş'le yanındaki Çengi Hanım'ın hakareti ve gülüşmeleri arasında oradan uzaklaşır.
Araba Sevdası Soruları ve Cevapları
araba sevdası olay örgüsü nedir?
Araba Sevdası bir paşa oğlu olan Bihruz Bey'in gezinti sırasında gördüğü araba ve onun sahibini merak etmesi ile başlar. Arabadan güzel bir bayan inince ona aşık olur ve hislerini ona açmaya çalışır. Fakat umduğu karşılığı alamaz ama bunu da kabullenemez. Kafasında farklı senaryolar üretir ve aşkı tamamen platonik olarak kalır. Güzel bayanı her yerde aramasına rağmen bir türlü bulamaz. Daha sonra yalancılığı ile ünlü arkadaşının sözüne inanıp öldüğüne inanır fakat bu kez de mezarını bulma çabası içine girer. Daha sonra güzel bayanı tekrar görür ama bu seferde yalancı arkadaşının ablası yalanına inanır ve bu kez de ablasını bulup mezarının yerini öğrenme mücadelesi içine gerir. Sonunda şans eseri güzel bayan ile yine karşılaşır ve aşkının tamamen platonik olduğunu öğrenir.
araba sevdası yazarı kimdir?
Araba Sevdası yazarı Osmanlı Edebiyatının öncülerinden olan Recaizade Mahmud Ekrem'dir.
araba sevdası romanın türü nedir?
Eser Yerli Roman olarak kabul edilir. Konusu itibari ile platonik bir aşkı anlattığı için Dönemsel Aşk Romanı olarak da kabul edilmektedir.
Araba Sevdası Yorumları
sıkıcı bir kitap neden bu kadar beğeniliyor anlamıyorum
26-11-2014 02:45
aynen bizim sınıfa Türkçecimiz Mustafa hoca tavsiye etti zaten ondan ancak bunu beklerdim .iğrenç ve çok sıkıcı bir kitap .okuyacaklara duyurulur
04-12-2014 20:24
kitabi cok begendim herkze tavsiye ederim
10-10-2015 16:05
okuduğum en ilginç romanlardan bir tanesiydi araba sevdası özet de güzel olmuş bu arada yazan arkadaşa teşekkür ederim
10-11-2015 19:03
mükemmel bir kitap araba sevdası recaizade mahmut ekrem e teşekkür ederim böyle bir kitabı bizimle paylaştığı için
10-12-2015 22:28
merak ediyorum da bu romana iğrenç diyen arakadaşlar, tanzimat ile ilgili ne biliyorlar. bu roman bizim edebiyatımızda ilk olması açısından önemlidir. bunu unutmadan okuyup değerlendirin.
12-12-2015 17:15
kitap konu bakımından bence güzel karekter de bence olmuş ama kitap okunurken gitmiyor akış olarak kötü
20-12-2015 19:20
kardeşim adam batıdan okuya okuya öğrenmiş ve hiçbir örneği yokken türk edebiyatında ilk realist romanı yazmış bundan 200yıl önce bırak sıkıcı olsun. ama romanı kötülemek de büyük ayıp olur.
04-01-2016 22:51
kitabı beğenmeyen acaba hayatı boyunca nasıl kitaplar okumuş merak ettim açıkçası cin ali falan mı
08-01-2016 17:17
çok saçma bir kitap zaten türk edebiyatinin ilk realist romani biz bu kitabi sinifça saçma gördük
öğretici ve dini bir yönü yok
orhan kemal in hanımın çiftliği romanını tavsiye ederim
09-01-2016 23:15
arkadaşlar araba sevdası karakterleri hakkında daha detaylı bilgi sunabilir misiniz roman hakkında inceleme hazırlıyorum da
10-01-2016 15:15
ben okumadım daha ilk birkaç sayfayı okudum sıkıldım araba sevdası kitap özeti çıkartmam gerek ama okuyamıyorum neden bu kadar sıkıcı bir romanı verdilerki
26-01-2016 19:20
bizimde hocamiz bize okuyun dedi ama kararsizim📑📖 kapatim mi? yoksa açıp okuyayim mi?
26-01-2016 19:27
çok sıkıcı bir roman ya okunmuyor çok sıkıldım araba sevdası olay örgüsü lazım ama bir türlü hazırlayamadım neden bu kadar sıkıcı bir kitap yazmışlarki
27-01-2016 17:39
kitap çok sıkıcı araba sevdası özet ödevi olmasa okumazdım
25-03-2016 08:41
kitap çok güzel çok beğendim herkese tavsiye ederim
01-04-2016 21:55
çok güzel eğlenceli hem bir aşk hikayesi aynı zamanda o dönemin gençlerinden bahsetmişş
14-04-2016 22:19
çok güzel beğendim
05-12-2016 09:25
bence dönemine göre gayet güzel bir kitap ben beğendim üstelik gayet akıcı sadece sonunun böyle bitmesini istemezdim
23-12-2016 10:15
ilk başlarda bende sevmedim ama iyi bir kitap olmadığı anlamına gelmez
14-01-2017 12:33
süper olmuş elerinize sağlık
05-03-2017 13:11
kitabı çok sevdim ilk realist romanınız herkesin okumasını tavsiye ederim
03-04-2017 08:35
fsdf
ilk başlarda çok sıkıcı ve karışıktı ama daha sonra olayları anlayınca gayet güzel bir kitap olduğunu anladım. ayrıca türk edebiyatındaki ilk reaslist romanımızdır.
16-04-2017 15:51
ılk basta guzel ama sonra ısler corba cok karisık
17-04-2017 16:11
ya sonu boyle mi bitiyor
29-10-2017 19:28
çok sıkıcı 11. sınıflara göre bir kitap
30-10-2017 13:35
bizim hoca bundan sınav yapacak yarın. zorla bitirdim ama sonlara doğru güzeldi. başıysa oldukça sıkıcı. türk klasklerine meraklı olanlar okumalı
20-11-2017 00:04
özetin sonu yalnış bihruz vapurda görüyor perişev hanımı vapura yetişemeyip binemiyor keşfiye söylediğinde ise o dul kardeşi olduğunu söylüyor
27-12-2017 00:10
hocamız okuyun sınavda çıkacak demeseydi okumazdım romanı aldım sıkıcı bir şeye benziyordu ama özeti okuduğumda güzel bir roman benziyor
04-01-2018 19:56
bence güzel ve herkese tavsiye ederim
16-02-2018 09:08
hocamız araba sevdası özet ve olay örgüsü ödevi verdi sayenizde yapabildim çok teşekkür ederim
19-05-2019 18:33
bana araba sevdası geniş özet lazımdı burada buldum çok teşekkür ederim çok yardımcı oldunuz son dakika olduğu için kitabı yetiştiremedim
28-11-2019 21:43
araba sevdası kitap özeti aslında oldukça basit kendi kendine gelin güvey olan bir adamın platonik aşkı araba ile olan ilgisi ise sırf kızın bindiği arabadan etkilenerek kıza ilgi duyması hepsi bu
21-02-2020 23:51
özet ödevi için okudum ama hiç bir şey anlamadım yani konusu tamamda ne anlatmak istemiş çok sıradan ne yani sırf arabasını beğendiği için kızı zengin sanıyor peşinden gidiyor ama saçma sapan işler yapıyor bildiğiniz saf zengin çocuğu sonra kızı buluyor şok geçiriyor kitap bitiyor bu mu yani?
24-03-2022 11:42
ayrıntılı özet için teşekkür ederim
29-06-2022 18:13
aslında yazar zenginlerle dalga geçmiş ben onu anladım ama sorularda ilk ne romanı diye soru var onun cevabını bulamadım
02-11-2022 23:12
okurken sinir oldum zengin çocukları hep mi böyle sal oluyorlar günümüzde de böyle o zamanda böyleymiş roman güzel ama o karakter çok sinir bozucu
31-01-2023 23:21
bana göre yazar zenginlere gönderme yapmış yoksa bir insan bu kadar enayi olamaz zengin eğitimsiz tiplerin ne kadar kolay kanabileceği ve aciz olabileceğini anlatmış ben kitaptan bunu anladım
03-05-2023 21:19
günümüzde olsa teslaya binen kıza mı aşık olacaktı
31-07-2023 19:32
maddeler halinde olay örgüsü lazım
29-10-2023 18:43
kitabın sonu nasıl bitiyor sonunda kızı buluyor mu
03-02-2024 20:21
harika bir eser daha.
23-02-2024 14:53
bihruz bey’in kişiliği aslında o dönemin trajik batılaşmasını işlemekte.
03-03-2024 20:34
araba diye övdüğü de at arabası.
07-03-2024 08:19
bihruz bey kendi kendine gelin güvey olmuş.
27-03-2024 16:34
bihruz bey’in kendisinin yarattığı bir aşk hikayesi.
24-04-2024 14:55
hep araya fransızca kelimeler koymuşlar.
18-05-2024 18:28
okuduktan sonra ben ne okudum diye baya kendime sordum yazıldığı döneme mi özel anlamıyorum bugün yazılsa bu hikayeyi kapıdan sokmazlar