Bilindiği üzere bu romana Türkiye’de ilgi son yıllarda fazlasıyla artmıştır. Bu artışın nedeni bana göre, popüler kültür içinde ve sosyal medyada sıkça romanda geçen sözlerin paylaşılmasıdır. Kabul etmek gerekirse romanda çok çarpıcı sözlerin olduğunu bir gerçektir. Nitekim bu sözler sanıldığının aksine çok farklı anlamları da içinde barındırır. Öncelikle bu kitaba başlamadan önce en dikkat çektiğim husus eserin adıydı. Tutunamayanlar tabiri çok çarpıcı gelmişti. Çünkü kim, neye, neden tutunamıyor sorularını da beraberinde getiren bir kitap adı olmuştur. Tutunamayanlar; kendi yaratılışı ya da hayattan beklentisi itibariyle onu hayatta bulamayan, çevresinde göremeyen, dolayısıyla bir tür hayal kırıklığı içerisinde olan ve ne yapacağını bilmez bir konumda kalan kişilere denir. Günümüzde de bu kavram geçerliliğini koruduğu için bana yabancı gelmedi. Roman karakterlerine bakıldığında ise kendi hayatımızdan, çevremizden hatta zaman zaman kendimizden bile bahsedildiğini düşünebiliriz. Bu tanım beni yansıtır diyebiliriz. Tabii ki hayatın herkese her beklediğini sunmayacağını biliyoruz. Fakat yine de hayat içerisinde mücadeleyi bırakıp yılmamak lazım. Tutunamayanlar, intihar olayı ile başlamış ve onun çevresinde gelişen olaylarla devam etmişti. Oğuz Atay’ın bunu anlatması okurun hayattaki o mücadeleyi bırakmamasını göstermektir. Çünkü eğer bırakırsa başına neler geleceğini anlatır. Yani Oğuz Atay’ın vermek istediğini mesajı kısaca söyleyecek olursak; kendinizi hayatta var kılabilmek için mücadele edindir. Oğuz Atay, tutunamamaya çok geniş bir perspektiften bakar. Herhangi spesifik bir şeye tutunamamaktan ziyade bunu okurun kendi algısına bırakmıştır. Unutmamalı ki her bireyin tutunamadığı veya tutamadığı bir şey mutlaka vardır. Geçmişten günümüze, hayat şartları değişse de değişmeyen bir olgudur bu.
Tutunamayanlar hakkında birçok çalışma ve inceleme yapılmıştır. Nitekim bu durum eserin hacimli olmasının yanında içinin, dıştan görünenden daha fazlasını içermesinden kaynaklıdır. Günümüzde popüler edebiyatın en çok satan eseri olan Tutunamayanlar’ı ilk okuyuşta anlamak pek mümkün değildir. Hatta belli bir bilgi birikimine sahip olmadan da anlaşılabilecek türde bir eser sayılmaz. Esere başlamadan önce Oğuz Atay’ın hayatı hakkında bilgi edinmek de fayda vardır. Çünkü her ne kadar edebiyat eserleri kurmaca olsa da içinde birtakım gerçeklikler de barındırır. Yazarın hayatı bir bakıma metne dâhildir. Okur olarak esere başlamadan önce ilk olarak yazarın hayatına, nerede doğup büyüdüğüne, hangi dönemde yaşadığına bakılmalıdır. Böylece o eserin yazıldığı dinamiklere ve dolayısıyla esere daha bilinçli yaklaşırız. Yani okur olarak yazarın hayatını bilmeliyiz. Daha sonra esere geçmemiz gerekmektedir. Eseri okurken, eğitim düzeyimiz, mesleğimiz, yaşadığımız çevre hatta o döneme dair farklı yaklaşımlar bulunabilir. Herkes, bu açıdan aynı metni farklı açılardan okumaya meyillidir.
Tutunamayanlar, Türk edebiyatında çığır açmış bir romandır. Bunun nedeni Oğuz Atay’ın Türk edebiyatında geleneksel çizgiden çıkarak bambaşka bir türü romana getirmiş olmasıdır. Bunlar; modernist ve postmodernist roman türleridir. 19 yüzyıl gerçekçi romanı, materyalist, pozitivist bir dünya görüşüne dayanıyordu. Herkesin aynı şekilde algıladığı nesnel bir dünya görüşü vardı. 19. Yüzyılın gerçekliğe güvenli ve iyimser bakışı herkes için sorgusuz sualsiz ortak bir dünya görüşü yaratmıştır. Ancak 20. Yüzyıla gelindiğinde durumlar değişir. Özellikle Birinci Dünya Savaşı’nın toplumlara etkisi bu iyimser havayı yok etmiş ve gerçekliğin ne olduğu sorgulanmaya başlanmıştır. 20. Yüzyıl yazarları, 19. Yüzyılda olduğu gibi topluma değil, insanın iç dünyasına ve bilincin karmaşıklığına yöneldiler. Klasik gerçekçi romanın öğeleri olan olay örgüsü, karakter ve çevre modernist romanda önemini yitirmiştir. Bunların yerine örüntü, simge, imge, ritim gibi öğeler geçmiştir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra postmodern dediğimiz roman akımı hem 19. Yüzyıl gerçekçi romanını hem de modernist romanın dayandığı estetiği yetersiz bulmuştur. Postmodernistlere göre romanın işlevi gerçeği yansıtmak veya örüntülerin kurgusuyla, simgelerin, motiflerin düzenlenmesiyle elde edilecek bir biçim estetiği sunmak değildir. Buradaki yazarlar kurmaca kavramını romanın konusu haline getirmeye çalışmışlardır. Postmodernist yapıtlar üstkurmaca özelliğine sahiplerdir. Ancak bu işlevi romana yerleştirerek bilinçli olarak vurgulamak ya da parodisini yapmak suretiyle ele alırlar. Oğuz Atay’da bir parodisttir. Fakat asıl parodistler okurlardır. Gerçekçi yazarlar, okura eserin kurmaca olduğunu unutturup gerçekmiş hissi uyandırırlardı. Dolayısıyla yazarın başlıca kaygısı anlattığı olayların, karakterlerin inandırıcı ve gerçekçi olması yönündeydi. Postmodern yazarlar tam tersine, romanın uydurma olduğu olgusunun altını çizerler. Zaten Tutunamayanlar’ın da herkes okusun ve anlasın diye yazılmış bir kitap olmadığını biliyoruz. Yani okunma kaygısı Oğuz Atay’da yoktur. Gerçekçi romanın parodisini yaparak, anlatı öğeleri arasında oyunlar kurarak gerçeklikle kurmaca arasında varsayılan bağları sorgularlar. Bu bağlamda postmodern romanın bir özelliği de sanatı bir tür oyun olarak görmesidir. Oyun oynama bilinçli şekilde yer alır. Oğuz Atay’ın da yaptığı tam olarak budur. Roman, oyunlar üzerine kurulmuş ve bir bakıma eseri eğlenceli hale getirmiştir. Denilebilir ki Tutunamayan romanının bir ayağı modernde bir ayağı da postmoderndedir. Tutunamayanları anlamak için öncelikle bu iki çağdaş roman türünü zihnimizde tutmalıyız.
Oğuz Atay’ın hayatı bakıldığında ilk olarak babasının baskısı altında kaldığı görmüştür. Yani aşırı sert ve kontrolcü bir baba figürü ile karşılaşırız. Bu nedenle Oğuz Atay annesine sığınmış ve daha çok annesinin desteğini görmüştür. Oğuz Atay için çok yönlü bir insan diyebiliriz. Bunu eserine fazlasıyla yansıtmıştır. Çok yönlü bir insan olması aslında yazdığı eserin her yeni okumada yeni şeyler keşfetmeye açık olduğunu gösterir. Mühendis olmasına rağmen hemen hemen her konuyla ilgilenmiştir. Eserde birçok alana dair bilgiye yer verilir. Tarih, edebiyat, mühendislik, müzik, kimya, felsefe gibi bilimlerden yararlanıp, bunlarla ilgili bilgileri de içermesi bakımından çok değerli bir roman haline gelmiştir. Atay’ın hayatında kızıyla mektuplaştıkları bilinir. Bu noktada dikkat çeken, şey, mektuplaşma olurken Oğuz Atay’ın yurt dışında bir hastanede tedavide olmasıdır. Kızıyla uzun zamandır görüşememiştir. Hasta haliyle kızından gelen mektuplardaki imla kurallarını önemsemiş ve düzeltmesi gereken yerler hakkında onu uyaran cevap yazmıştır. Bu bilgiden yola çıkarak anlıyoruz ki Oğuz Atay dilbilgisine önem veren birisidir. Fakat Oğuz Atay’ın kızına yazdığı bu yazıyı doğru bulanlar olduğu gibi eleştirenler de vardır. Bana göre Oğuz Atay gibi bir yazarın bu hassaslığı göstermesi gayet doğaldır. Kendi kızının iyiliği için ona doğrusunu öğretmiştir. Çocuğun ilk öğretmeni ebeveynleridir. Bu nedenle yaptığını doğru buluyorum ben de olsam bu şekilde davranırdım.
Tutunamayanlar, okuru düşündürmeye yöneltir. Eserin başlarında Oblomov’dan bahsedilmiştir. Edebiyat okuduğum ve bu eseri bildiğim için cümlede geçen kitabı araştırmadan da Oğuz Atay’ın neden bu örneği verdiğini anlayabildim. Ancak farklı bir alanda bilgili kişiler belki bu eseri hiç duymadığı için merak ederek ve araştırıp okuma eğilimine giderler. Kendi bilgimiz dışındaki alanlarda verilen bilgilerde romanın her yerinde bu merak duygusu uyanır. Oğuz Atay okuyucuda merak uyandırmaya çalışır. Bazen de yanlış bilgi vererek okuyucuyu bu şekilde araştırmaya teşvik eder ve doğruyu bulmalarını sağlar. Bilindiği üzere Oğuz Atay’ın dile hâkimiyeti ve dilbilgisi çok iyidir. Bu yeteneğini dili farklı şekillerde kullanarak öne sürdüğü de olmuştur. Örneğin; arabanın arka koltuğu yerine kanepe demesi gibi. Bugün bakıldığında kanepe sözcüğünü arabalar için kullanmayız. O zaman demek oluyor ki Oğuz Atay burada bir söz oyunu yapmıştır. Okurun ilgisini çekmek için söz oyunlarına başvurmuştur. Benim en çok ilgimi çeken oyun otobüs durağı oyunuydu. Burada zamana karşı bir mücadele söz konusudur. 14-0 zamana karşı bir galibiyet vardır. Esere bakıldığında göze çarpan birçok yazım yanlışı vardır. Bunların bazılarını Oğuz Atay bilinçli olarak yapmıştır. Bilmeden yaptığı düşünülemez çünkü dili kullanımı buna müsait etmez. Mesela bilinen yazarların isimlerini yanlış yazarak okurun bu yanlışı fark edip araştırmasını istemiştir. Atay’ın bu eserini 40’lı yaşlarda yazdığını biliyoruz. Dolayısıyla bu noktada aklımıza bu kadar bilgi birikimine nasıl sahip olduğu geliyor. Hem başarılı bir mühendis olup hem de iyi bir edebiyatçı olmasını çok okumasına bağlayabiliriz. Yine de sahip olduğu bilgi birikimi ilgimi çeken bir noktadır. O dönemde bilgiye ulaşmanın zorluğu ve imkânsızlığında bunu başarması Oğuz Atay’ı dönemindeki çağdaşlarından ayırmamızı sağlamıştır. Romanın bir yerinde tarihçi demek yerine ‘’müverrih’’ ve ‘’müşterek’’ sözcüklerini kullanmıştır. Bunlar Öztürkçe sözcüklerdir. Tutunamayanları diğer romanlardan ayıran bir özellikte çeşitli üsluplara yer vermesidir. Osmanlıca, Türkçe ve Öztürkçe sözcüklerden faydalanarak bir bakıma okurun dikkatini çekmesini amaçlar. Sadece üslup açısından değil romanın içerisinde ansiklopedi, günlük, şiir, tiyatro, mektup gibi çeşitli söylemlere yer vermiştir. Eğer eseri doğal okur olarak araştırmadan veya merak etmeden okursak Oğuz Atay’ın vermek istediği bilgilere ulaşamayız. Aynı zamanda tam anlamıyla anlatılanlarla bağlantı kurmamız zor olacağı için kitabı sıkıcı ve anlamsız bulabiliriz. Romanın bir yerinde Turgut Reis’ten bahsederken bir anda tarihe ve coğrafyaya kayan başka bilgiler vermiştir. Tutunamayanlara eleştiri getirecek olursam bu da sadece bütün bilgi birikimini esere sığdırmaya çalışılmış olmasıdır. O kadar çok bilgi vardır ki Oğuz Atay ne biliyorsa kitaba yazmış denebilir. Bütün bilgi birikimini bu kitaba aktarmış ve eserini kaleme alırken ciddi emek sarf etmiştir. Zaten herkes okusun, anlasın diye yazmadığını yani okunma kaygısı olmadığını biliyoruz. Hatta eserini yazdığı zaman çok kalın diye hiçbir yayınevi basmak istememiş, döneminde hoş karşılanmamıştır. Kendisi de okurun neye ilgisi varsa onu araştıracağının farkındadır. Bu nedenle her kesime hitap etmeye çalışmaz. İroni ve hicivlere de yer vermiştir. Kurmaca hikâyeler anlatılır. O hikâyeleri doğru olmasa da o kadar gerçekçi anlatır ki okuyucuyu bir an gerçek zannettirir.
Her okurun kitabı kendine göre değerlendirme ölçütü vardır. Herkes aynı mesajı alacak veya sona ulaşacak diye bir şart söz konusu değildir. Fakat herkes tarafından kabul edilen birtakım olgular da vardır. Bu kitabın Türk edebiyatında çığır açtığı ve yeni bir tarz yaratması gözle görünen somut ve değişmez bir gerçektir. Oğuz Atay’ın bilgi dağarcığının çok kapsamlı olmasını akış içinde daha önce bildiği bilgileri oraya yerleştirmesiyle somutlaştırabiliriz. Onları zaten biliyordur, okumuştur. Eserini kaleme alırken bir anda düşüncelerinin arasına gelenleri akışa yerleştirmiştir. Yani yazma sırasında özel bir arayış içinde olmadığını söyler. Bilgiler dağınık ve karmaşık şekilde eserde var olmuşlar. Özellikle yazacaklarının yanı sıra araya sıkıştırdığı bilgiler bana da kendisinin zaten bildiği bilgiler gibi geliyor. Eserin bir bölümünde Orhun Yazıtlarından bahsetmesi ilgi çekiciydi. Çünkü bu yazıt Türklerin bilinen ilk yazılı belgelerindendir. Oğuz Atay yeni bilgiler verdiği gibi var olan bilgileri hatırlatması açısından da okuru ihmal etmemiştir. Oğuz Atay’ın Türkçesi iyi olduğu gibi yabancı dillere de hâkimdir. Fransızca, İngilizce ve Almancası iyidir. Bu dillerdeki kelimeleri okunuşlarıyla yazar. Örneği; papyon kelimesini kullanmıştır. Bu kelime Fransızcadır.
Sonuç olarak bu romanı okumaya başlamak demek derin bir bilgi dağarcığını da beraberinde getirir. Okumaya ilk başladığımda bu durum beni zorladı ve bir o kadar da yordu. Fakat yine de bu asla okunamayacak bir eser olarak görülmemelidir. Herkes mutlaka birkaç kez okuyup farklı yorum ve bilgilere ulaşarak esere daha farklı bakabildiğini görmelidir. Oğuz Atay’ın bilinçli yaptığı kelime oyunları üzerinde durmuştur. Tarihsel bir kişinin adını yanlış yazılıp aslında okura onun doğrusunu öğretmeyi hedeflemiştir. Oğuz Atay’ın entelektüel seviyesinin yüksek ve çok bilgili biridir. Kendi okurunun art alan bilgisinin yüksek olmasını istemektedir. Bundan dolayı sanat, edebiyat, kimya, matematik, müzik ve mühendislik gibi birçok alandan söz etmiştir. Modernizm olgusu Türk edebiyatında postmodernizm ile birlikte yer almıştır. Bu eserde de karşımıza çıkan bireyin tutunamamaya karşı duyduğu yalnızlık ve bir tutunma çabası vardır. Oğuz Atay bireyin karşı çıkışını ve çevresiyle iletişim kuramayıp yalnızlaşan bireyi yansıtmıştır. Üst kurmaca yapılmış yani romanın yazılış hikâyesi anlatılmıştır. İki ön söz olması esere başlamadan kafa karışıklığa sebebiyet verir. Birinde bu eserin tamamen gerçek kişi ve olaylardan söz ettiği söylenirken diğerinde ise kurmaca olduğu öne sürülür. Bu da dikkatimi çeken bir detay oldu. Bir diğer ilgi çekici kısım ise Günseli’nin Turgut’a Selim’i anlattığı kısımdır. Burada anlatılanlar sayfalarca noktasız ve virgülsüz süren cümlelerden ibarettir. Kimin konuştuğu belli olmayan ama bir aşk söyleminden söz edildiği vurgulanan bu bölümü okurken cümlelerin bitmemesi şaşırtıcı ve değişik bir detay olarak karşıma çıktı. Bir edebiyatçı olarak noktalama işaretlerinin olmaması beni rahatsız eden bir husus oldu. Bir edebiyatçı ve doğal okur kimliklerimle esere bakışım bu şekildedir. Editör olarak puan verecek olursam eğer bu 9 olur. Çünkü eserde bilinçli veya bilinçsiz yazım yanlışları olduğunu söylemiştim. Oğuz Atay’ın bilinçli yaptığı yanlışlar, okuru doğru bilgiye ulaştırma da bir araç niteliğindedir. Fakat bilinçsiz şekilde, bu hatayı Oğuz Atay’ın yapamayacağını düşündüğüm, yayınevinden kaynaklı yazım yanlışları da dikkatimi çekti. Kitabın hacimli olmasından ötürü bu yanlışlıkların çok göze batmayacağı düşünülüyor. Art alan bilgim gereği beni rahatsız eden yanlışların olduğunu gördüğüm için bir puanı kırıyorum. Eser tek kelimeyle muazzam. Ona diyebileceğim tek eleştiri aşırı bilgi yoğunluğu olur.
Yazan: Yağmur Duman
Tutunamayanlar Kitap Özeti
HAYATA ‘TUTUNAMAYANLARIN’ ROMANI
Türk edebiyatının en iyi yazılmış eserlerinden biridir Tutunamayanlar. Alışılmış üslubun dışında, yer yer kasvetli, okuyucuyu kızdıran, sevdiren ama bir o kadar da bağlılık yapan, bizi, insanlığı kısaca hayatı anlatan bir roman… Unutulmaz karakterler, Selim Işık, Turgut Özben, Süleyman Kargı, Metin, Esat ve diğerleri… Her biri bir roman karakteri belki… Okuyunca hayattan koparan bir yerlerde Selim var mı, Turgut ben miyim diye düşüncelere daldıran bir metin. Kısacası hayata tutunamayan, gidişatı kabul etmeyen, inkarın ve isyanın romanı.
Aslında bu kitap bir karakter romanı, çok fazla olay örgüsü yok. Oğuz Atay’ı ve eserlerini anlamak için öncelikle karakterleri iyi özümsemek ve iç dünyasını anlamak gerekmektedir. Roman bir trende başlar. Turgut trende tanıştığı bir gazeteciye bir mektupla yazdığı notları gönderir. Mektupta gazetecinin bu ‘eser’i yayınlamayı düşünürse ilgili kimselerle görüşmesini ve onların onayını aldıktan sonra harekete geçmesini ister. Böylece romanımız başlar.
Tutunamayanlar'ın başlıca kahramanları Selim Işık, Turgut Özben, Süleyman Kargı, Metin Kutbay, Nermin Özben, Günseli Ediz'dir. Düşünceleri ve sözü en çok edilen kahraman Selim Işık olsa da olay örgüsü Turgut Özben üzerinden anlatılmaktadır. Evli ve iki çocuk sahibidir. Kahramanlarını “tutunan” ve “tutunamayan” olarak sınıflandırdığımız romanın, her iki kavramın arasında kalan bir karakterdir. Mühendistir ve rahat bir hayatı vardır. Selim’in intiharından sonra, bir dönüşüm sürecine girecek kendi benliğini sorgulamaya başlayacak ve “özben” soyadını alacaktır. 1933 doğumlu ve çocukluğu İkinci Dünya Savaşı’nda geçmiş biridir. Aydınlanmaya üniversite yıllarında başlar ve en çok örnek aldığı kişi ise Selim’dir. Onun gibi çok okumaya özenip okunmadığı birçok kitap almıştır. Fakat iş hayatına atılıp evlenince birincil amacı para kazanıp rahat bir hayat sürmek olmuştur. Fakat Selim’in intiharı onu altüst eder ve arkadaşının hayatını araştırarak bir nevi benliğini bulmaya çalışacaktır. Ki intiharı bir gazete haberinden öğrenir ve çok sarsılır. Öncelikle Metin ve Esat’la konuşur. Metin Zeliha adlı bir kızdan bahseder. Eski sevgilisidir. Selim’in bu kızı Metin’e yakıştırmadığını söyler. Beraber bir tiyatro gurubunda rol aldıklarından bahseder. Metin kızı bırakınca Selim’in ona aşık olduğunu söyler. Fakat kız sonunda başkasıyla evlenmiştir. Esat ise Selim’in okuma tutkusundan ve Oscar Wilde’a olan hayranlığından bahseder. Sonra devreye Süleyman Kargı girer. Süleyman Turgut’a Selim’in şarkı diye yazdığı 600 mısralık bir şiir verir. Bu satırlardan Selim’in düşünen ve sorgulayan ama mutsuz bir insan olduğu anlaşılmaktadır.
Turgut’la tanışmak isteyen, kendini Selim’in arkadaşı olduğunu söyleyen bir kadın gelir. Adı Günseli’dir. Günseli Selim’le nasıl tanıştıklarını, aralarındaki ilişkiyi anlatır. Anlattıklarıyla Selim’in tutunamayan karakteri daha çok ortaya çıkar. Bunları duydukça Turgut, ben o zamanlar neredeydim neden Selim’i anlamadım diye hayıflanmaya başlar. Turgut sonra Selim’in günlüğünü bulur. Günlüğü okudukça Selim’i intihara sürükleyen sebepler bir bir ortaya çıkmaya başlar. Selim’in son zamanlarında “Türk Tutunamayanları Ansiklopedisi” hazırladığı anlaşılır. Hüsnü Ergeç, Ahmet Çekingen, Nazmiye Erdoğdu yazdığı bazı ‘tutunamayan’ karakterlerdir. Turgut bu ansiklopediyle sonuca ulaşır. Selim toplum tarafından kabul edilmeyen, farklı bir kişiliktir. Selim’in de tabir ettiği gibi bir tutunamayandır. Böylece Turgut kendisinin de bir tutunamayan olduğuna karar verir. Sonunda da trende tanıştığı birine yazdıklarını verir ve ortadan kaybolur.
Tutunamayanlar’ın unutulmazlarından, Turgut’un kendi iç benliğini anlattığı Olric diye bir karakteri vardır. Toplumdan uzaklaşıp kendi iç sesini dinlemeye başladığında hep Olric’e başvurur. Olric devamlı ‘efendimiz’ diye hitap eder Turgut’a. Romanın sonunda ise Turgut sadece Olric’le yaşamaya karar verir ve hayattan çıkıp gider.
Tutunamayanlar, anlatım şekli olarak bir devrim niteliğindedir. Türk romanına çağdaş bir görünüm kazandıran ilk eserlerdendir. Bu roman, kişinin benliğini bulma ve sorgulatma kitabıdır. Zekice kurgulanmış eserlerin en güzelidir. İçimizdeki Olric’lere ses vererek kendimizi bulup benliğimizi kabul etmek dileğiyle..
Tutunamayanlar Kitabının Özeti
Turgut Özben arkadaşı Selim Işık’ın kendini vurarak intihar ettiğini bir gazete haberinde görür. Bu intihar onu oldukça etkiler ve bu intiharın peşine düşmeye karar verir. O günden itibaren çeşitli araştırmalar yapar ve Selim ile birlikte kendi benliğini adeta yeniden keşfeder. Selim’in evine gider, annesiyle Selim hakkında sohbet eder. Selim’in odasına girerek eşyalarını karıştırır.
Selim’in daha önce yalnızca adını duyduğu ve Selim’in arkadaşlarını kaynaştırmaktan pek hoşlanmadığı gerekçesiyle tanıştırılmadığı pek çok arkadaşıyla tanışır. Bu kişilerden başlıcaları Süleyman Kargı, Esat, Metin Kutbay ve Günseli Ediz’dir. Selim her arkadaşına sanki bambaşka yüzlerini göstermiştir. Herk arkadaşından Selim’in hiç bilinmeyen yönlerini dinler. Zaman zaman kıskanır zaman zaman Selim’e atılan iftiralara öfkelenir. Tüm bunlar sırasında da yalnız değildir. İç sesi Olric Turgut Özben’e eşlik eder.
Selim’in farklı taraflarını keşfettikçe ve hayatının farklı kavşak noktalarında yaptığı her vazgeçiş ve seçime tutunma olasılıklarını görüp Selim’in nasıl bir tutunamayan haline geldiğini merak eder. Selim mi tutunmayı reddetmişti yoksa tüm bu olasılıklar birer yanılsama mıydı?
Selim’in bir sevgilisi olduğunu öğrenir. Kızın ismi Günseli’dir. Turgut, Selim’e sitem eder; insan bunu da anlatmayacaksa neyi anlatacak arkadaşlarına. Günseli ve Selim bir dargın bir barışık ilişkilerini bir süre sürdürürler. Günseli evlenmek ister Selim ise evliliğe yanaşmaz çünkü gelecek onu kaygılandırır, geleceğe umutsuzlukla bakar ve ölüm korkusu zaten dört bir yanını sarmıştır. Günseli’ye gönderdiği bir mektubun ardında da intihar eder.
Selim kendini yönetemediği fakat bir takım törelerin, kuralların ve alışkanlıkların da kendisini yönetmesine izin vermediği için yaşamına son vermiştir. En azından Turgut böyle inanır ve kendisinin de aynı şeylere tutunmuş olduğunu fark eder. Evlilik, iş, evlat olma, ebeveyn olma ve toplumda bir birey olma gibi çeşitli görevler Turgut’un tutunmasına sağlasa da bu tutunmadan Turgut büyük bir memnuniyetsizlik duyar. Tüm bunlardan sıyrılıp tutunamayan yani Selim Işık olmak için bir yolculuğa çıkar.
Halk ve aydın olarak gruplaştırmanın mevcut olduğunu hepimiz biliriz. Biraz olsun kendini geliştirmeye yüz tutan kişiler halktan sıyrılıp aydın olmaya çabalar. Kitabın başında aydın oldukları izlenimi veren Selim Işık ve Turgut Özben bırakalım topluma yön verip toplumun önüne geçmeyi daha kendi yaşamlarına bile yön veremediklerini görürüz. Turgut Özben, kendini Selimleşmeden önce yumuşakçalar grubuna ait hissettiğini ifade etmiştir. Selim hakkında yaptığı araştırmalar sırasında aslında kendisinin de bir tutunamayan olduğunun farkında varır. Öz benine ulaştığında kendisine de tutunamayanlar ansiklopedisinde bir yer verir. Hatta Garip Yaratıklar Ansiklopedisinde: “Beceriksiz ve korkak bir hayvandır. İnsan boyunda bile olanları vardır. Yalnız pençeleri ve tırnakları zayıftır. Gözleri çok büyük olmakla birlikte, görme duygusu zayıftır. Bu nedenle tehlikeyi uzaktan göremez. İçgüdüleri tam gelişmemiştir. Kendilerini korumayı bilemezler. Din kitapları bu hayvanları yemeyi yasaklamışsa da gizli olarak avlanmakta ve etleri kaçak olarak satılmaktadır. Anlayışlı bakışlarla süzerseniz, hemen yaklaşırlar size. Başları daima önde gezdikleri için çeşitli engellere takılırlar ve her tarafları yara bere içinde kalır.” Tutunamayanları bu şekilde tanımlar. Tutunamayanlara sempati duymamızı sağlayan bir ironi ve mizah vardır söylemlerinde fakat tutunamayanları eleştiren hor gören burjuvayı ise sert bir dille yerer.
Eser büyük bir içeriğe sahiptir. Çeşitli yerlerinde de Cumhuriyetin ilanıyla başlayan dil tartışmalarına göndermede bulunur, tarih tezini, Öz Türkçeçilik akımını, Doğu-Batı tartışmalarını da pek çok yerde eleştirir. Orhun Abidelerini Türk olmayan Türkologların incelemesini ve oraya siyasi sebeplerle uzman göndermemiş oluşumuzu da alaycı bir dille eleştirmektedir. Aynı zamanda da tarihe bakış açımızı eleştirir.
İsa ise yine bir kurtarıcı olarak resmedilmekle birlikte Selim’in ezilenlerin yanında olmak için ikinci kez dünyaya geleceği ifadesi İsa’nın ikinci kez dünyaya gelişi ile ilgili bir parodi olarak nitelendirilebilir.
Selim Işık’ın yazdığını belirttiği öyküdeki “Orkan Talmug, Salgan Saçak, Durman Elger, Yılgın Mete, Gökçin Karma, Düzgen Silik” isimli kahramanlarda geniş bir ideoloji eleştirisinin kahramanıdırlar. Atay, ayrıca giridği sosyalist çevrelerden uzak düşüşüyle ilgili bu kahramanlardan yola çıkarak bize ifade eder: “Kendilerine değiştirme kurulu adını takan bu yedi kişi sabahlara kadar içiyorlar. Bir iş görecekleri yok” Sosyalizme değil ama sosyalist aydınların halka üstten bakış açısı ve yabancılaşmaları dolayısıyla güvenmediğini de dile getiriyordu.
Herkesin bir Tutunamayanlar okuma girişimi vardır, kimisi yarım bırakır kimisi tamamlar. Eminim ki herkesin hayatının farklı bir döneminde tutunamadığı ya da tutunduğu şeyleri sorguladığı olmuştur. İşte böyle dönemlerde de kitabı yeniden elimize alabiliriz diye düşünüyorum. İçerik bakımından oldukça zengin yavaş yavaş okunması gereken bir eser çünkü Oğuz Atay dehası sizi satır aralarında verdiği mesajlarla alt edebiliyor.
Türk edebiyatının klasikleri arasında yer alan ve her kitapseverin mutlaka okuması gereken kitaplardan bir tanesi olan Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar romanı ilk olarak 1971 yılında yayınlandı. 1972’de ikinci cildi de yayınlanan eser daha sonra birleştirilerek tek kitap olarak okurlara sunulmaya başlandı.
Oğuz Atay Tutunamayanlar kitabı sayesinde o zamanların en prestijli edebiyat ödüllerinden bir tanesi olan TRT Roman Ödülünü kazandı.
Edebiyat dünyasının başkaldırı romanı olarak ünlü eder daha sonrasında birçok yazarı ve eseri de etkilemiş ve Türk edebiyatının şekillenmesine büyük katkı sağlamıştır. Kitabın aynı zamanda Türk edebiyatının çağdaş dünya edebiyatına geçişini de sağladığı düşünülmektedir.
Kitapta Oğuz Atay başkaldırı ve mizahı ile olarak bir araya getirmeyi başarmış ve bunu yaparken mükemmel bir dil kullanmıştır.
Romanın ana karakteri olan Turgut Özben yakın arkadaşı Selim’in intihar ettiğini öğrenince hem onu daha iyi tanımak hem de neden canına kıydığını öğrenmek için onun geçmişini araştırmaya başlar. Selim’in geçmişinden kişiler ile görüşen Turgut Selim’in herkese farklı bir yönünü gösterdiğini fark eder. Arkadaşını daha yakından tanımaya başladığında da onun ve onun gibilerin neden hayata tutunamadıklarını daha iyi anlar.
Tutunamayanlar Soruları ve Cevapları
Tutunamayanlar kimin eseri?
Oğuz Atay
Tutunamayanlar türü nedir?
Yerli Romanlar
Tutunamayanlar kaç sayfa?
724
Tutunamayanlar Yorumları
çok uzun ama gerçekten büyüleyici bir kitap zamanında kıymeti bilinememiş o da hayata tutunamamış ne acı
20-05-2014 02:32
çok uzun zaman önce okumuştum etkisinden uzun süre kurtulamamıştım okullarda okutulması gereken mükemmel bir eser
23-05-2014 00:36
tutunamayanlar kitabının konusu ne?
29-05-2014 08:31
pdf buldum okudum okurken çok zevk aldım şimdi kitabını alacağım herkese tavsiye ederim kitap okumayı sevdirmek için bire bir kitap
05-06-2014 21:20
beni benden aldın oğuz atay ben de tutunamayanlardanım
10-06-2014 21:00
mükemmel bir roman bence tutunamayanlar okunması gereken romanlardan bir tanesi karakterleri çok iyi kurgulanmış mutlaka okuyun derim
12-06-2014 14:32
bitirdikten sonra uzunca bir süre başka bir kitabı kyifle okumadım.. hepsi çok sığ geldi...
18-08-2014 17:25
kitap bana kitap hediye paylaşım çekilişinde geldi ve çok kalın bir kitap kaç sayfa bilmiyorum ama okumak için fazla kalın geldi bu sayfada tutunamayanlar özeti okudum konusu ilginç geldi herkes de çok beyenmiş gerçekten bu kadar uzun kitabı okumaya değiyor mu ona göre başlamak istiyorum sonra pişman olmayayım
14-10-2014 15:03
çok güzel bir kitap tutunamayanlar sözleri diye bir sayfa var orada kitapla ilgili alıntıları okudum öyle okumaya karar verdim okuyunca da çok beğendim
03-05-2015 21:12
ozetini okurken bile icim urperdi muhtesemm
21-05-2015 16:00
teşekkürler gülizar şahin,alıp okuyacağım
09-06-2015 10:07
hangimiz tutunabildikki #oğuz #atay kitapların bana beni tekrar hatırlattı teşekkürler oğuz atay
16-06-2015 08:37
harbiden çok iyiymiş neden bu kadar çok tavsiye edildiğini okuduktan sonra anladım uzun kitap ama her sayfa dolu dolu kendimi buldum adeta çok iyiydi çok
09-07-2015 11:25
cok gzl bi kitap herkezn okumasni tavsiye ederm
26-08-2015 18:17
cok guzel ve surukleyici kitap uzun ama sıkılmiyor insann
29-08-2015 22:07
bu kitabı okumayı denedim ama ilk yüz sayfada bişey anlamadığım için bırakmak zorunda kaldım:( ilk yarim kalan kitabım
05-09-2015 20:02
ikiyüz sayfa okudum. anlatıldıgı kadar güzellik ve akıcılık bulamadım.
ikiyüz sayfa okudum. anlatıldıgı kadar güzellik ve akıcılık bulamadım.
24-09-2015 02:01
tutunamayanlar karakterleri hakkında daha detaylı bilgi verebilir misiniz?
04-10-2015 17:57
14 yaşındayım kitabı okuyup okumama arasında çok kalıyorum ama bulursam okuycam inşallah övüldüğü kadar güzeldir...
uzgunum ama cok ıgrenc bi kitap aldıgıma pısman oldum
27-11-2015 19:39
40 yaşında tutunamayanlardan olduğunu keşfetmek..
10-12-2015 14:22
herkezin güzel bir kitap dediğini duydum ve gördüm,bunun için bende almayı düşünüyorum. herkeze keyifli okurlar diliyorum.
11-12-2015 23:54
kitabi daha okumadim ama okuyan cok kisi cok begendigini ve mutlaka okumami tavsiye etiler en kisa zamanda okumak istiyorum
16-12-2015 11:50
cok guzel bir kitap gercekten
19-12-2015 17:16
kitap okumayi bilmeyen yorum yapmasin cunku kitap cok guzel
19-12-2015 17:32
kitap 700 sayfadır tavsiye etmıyorum zamanınıza yazık...
06-01-2016 23:42
kitabi daha okumadim niyetlendim okuyacaktim yorumlara baktim biri cok guzel diyor bir diyeri igrenc diyor simdi kitabi okuyayimmi yoksa okumaktan vazmi geceyim anlamadim her halde bende tutunamayanlardanim...
07-01-2016 13:26
kitabı kütüphaneden aldım okuyorum her sayfası bir birinden güzel
11-01-2016 22:29
başta çok sıkıcı gelebilir ama okumayı kesinlikle bırakmayın muhteşem bir kitap. bi de intihat etmeyin sonunda :)
12-01-2016 23:04
kitabin ortasindayim ama turgut neden selimoldugu halde onu gorup duruyor anlamadim cook karisk ama guzel
21-01-2016 04:03
bu kitap mütişh her kese tavsiye
31-01-2016 09:15
750 sayfa ömür demek
03-02-2016 10:02
beşta sıkıcı sonrada çok güzel gelebilir
04-02-2016 10:51
kitabı 3 kere bitirdim mükemmel bir kitap. kendinizi anlamakta zorluk çekiyorsanız okumanızı tavsiye ederim. biraz yorucu bir kitaptır dikkat ister beynini baya zorlar ama elinden bırakmak istemezsin sıkılmadan bırakmadan okumanızı şiddetle tavsiye ederim. iyi okumalar.
11-02-2016 01:54
bu kitap çok kalın ama bitirmeye gayret ediyorum inşallah bitiririm... herkese iyi okumalar
15-02-2016 14:43
kitabi yeni bitirenlerdenim oncelikle gercekten etkiliyici bi kitap ama gerek yas olarak gerek felsefe olarak herkezin anlayicagi gibi deil ve kitabi okurken farkli bisey dusunmene firsat vermeyen bi kitap komple bos ve beyninizin bos oldugu donemde okuyun fayda var
19-02-2016 22:32
beni benden aldın yeni esrlerini bekliyorum
27-02-2016 14:07
bu kitap çok guzel tavsiye ederım
29-02-2016 21:03
merhaba arkadaşlar tutunamayanlar sözleri paylaşabilir misiniz? kitaptan kesitler sunmamız gerekiyor da yardımcı olursanız sevinirim
01-03-2016 11:39
ıyı okuyucular lutfen dılınıze bıraz dıkkat bu kıtabı okuyorsanız ''herkez'' ya da ''deyıl '' dememelısınız ...kıtap bır kült eleştırıken ona göre yazın ....hayatınızın bırkac donemınde okumalısınız her sefer farklı anlayacaksınız ...
oğuz atay'ın kitaplarını okuyanlar bilir hızlı bir şekilde sadece okumak için okursanız o kitaptan hiçbir şey anlamayacaksınızdır.bu kitabı okurken onunla bütünleşmek zorundasınız , zorunda olduğunuz için değil istediğiniz için okumalısınız .. aaa bu 750 sayfa nasıl bitiricem ? diye düşünmeyin kitabı sadece bitirmek için okumayın kendinizi karakterlerin yerine koyun zaten okudukça kitap bitmesin isteyeceksiniz sadece biraz dikkatli ,anlayarak ve severek okuyun . kitabı okusam mı okumasam mı diye ortada kalan arkadaşlar kesinlikle okuyun kitabın kalınlığı emin olun okudukça size ilkokul hikaye kitapları gibi incecik gelecektir ..
27-03-2016 04:05
her kitabı okumam seciciyimdir.burdaki arkadaşlarımızın kitap okuma tutkusuna bayıldım.herkes iyi yada kötü fikrini dile getirmiş.tüm bu fikir renklerine saygım vardır.kitap hakkındaki görüşüm:
eğer hayata düşünüyorsanız roman anlamsız ve sıkıcı.
tutunamiyorsaniz:tam sizlik 1 roman.
27-03-2016 10:29
bu kitabin ozeti lazim okuyan arkadaslardan yorum istiyorum
hocamız ödev olarak verdi tutunamayanlar kitap özeti lazım okumak için yeterli zamanım olmadı yardımcı olabilirmisiniz arkadaşlar özette kitaptaki karakterlerin analizi ve ana fikir olursa çok iyi olur şimdiden teşekkürler
08-04-2016 01:00
merak ediyorum acaba nasıl ama guzel denıyor
08-04-2016 20:32
ben kimim selim kim ben selim miyim selim benim icimde mi?
11-04-2016 07:58
telefonun basinda saatlerce zaman geciyorda kitap okurken neden zamana yazik bu saatde kitap aklima geldi ve özetini okudum etkileyici tamamini okusam ne olurum bilmiyorum telefonlara ayirdimiz zamanin ceyreğini kitap okumaya ayirmaliyiz
20-04-2016 04:12
yemin ederim ki tutunamıyoruz oğuz ağabi!
hep bir yandan kırılıyor dallarmız. hep tutunamayanlardan olmaya mahkum bırakılıyoruz. istedikleri oluyor, biz yine tutunamıyoruz...
21-04-2016 10:58
bana göre tutunamayanlar'ı okumadan yaşayan insanın ottan farkı yoktur. hayatında her zaman bir şeyler eksk kalır, yarım yaşar. bu kitap bana çok şey kazandırdı. insan insana tutunamazken ben nasıl olur da bir kitaba böyle tutunurum. anlamış değilim. ayrıca yukarı daki 'yemin ederim ki tutunamıyoruz oğuz ağabi!' başlıklı yazı da bana aittir. her neyse uzun lafın kısası okuyun bu kitabı. okumakla kalmayıp bütünleşin. o zaman ne diyoruz oğuz atay zamanı!
yaşarsak göreceğiz olric. yaşamaktan korkmazsak göreceğiz. ve bu dünyaya göstereceğiz. onlar görmesede göstereceğiz. gösterdiğimizi bileceğiz. gitmeliyim olric hemen işe girişmeliyim. -disconnectus erectus
21-04-2016 11:06
icimdeki orlinc ortaya cikti cikali tutunmanin amaci olmadini anladim ... simdi ise tutunamiyorum ve bundan hic uzulmuyorum
en nefret ettigim sey kalbimin ben istemeden atmasi yasamak tan sa olmek daha mantikli 13 yasindayim ve icimdeki yasam sevinci bitti belkide olume yaklasiyorumdur
07-05-2016 17:59
insan daha gerçekleri görmeden yada bilmeden hayattan kopmamalı bence. daha yolun başındayken kendinizi tutunamayan olarak görmeyin.. kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.. kendinizi gerçekten anlamanız dileğiyle. .
18-05-2016 21:35
kalın kitabı elime alınca dedim ki ne kitap yazmışsın oğuz atay tutunamayanlar mükemmel bir kitapçış meğer okudukça elimden bırakamaz oldum içindeki sözleri not aldım çok hoşuma gittiler
29-05-2016 01:40
20 yaş altının okumasını tavsiye etmiyorum kötü yorum diyenlerin de bu yaş grubuna ait oldugunu düşünüyorum şu yönden çok ağır düşünce tarzı olarak ve ilk 250 sayfası hic bi sekilde akıcı değil ama 300 den sonra kitap gercekten her insanın okuması gereken bir kitap. ayrıca bir kere bitirince tekrar tekrar okumak istiyeceksiniz.. postmodern bir eser olduğu icin anlasilmasi zor. edebiyatimiza cok yeni kavramlar katmis bi eser. ciktigi yillarda degerinin bilinmedigi tutunamayan bir eser.
02-06-2016 04:04
güzel kitap
hiçbir zaman yüzeysel bakmamak, derine inmek lazım. 15 yaşındayım ve kitabı anlayarak okuyacağımı düşünüyorum :) sayfa sayısı hiç önemli değil, hatta fazla olması avantaj. roman çabuk bitmez ve biz gerçek hayata çabuk dönmeyiz.
10-06-2016 00:33
ilk yüz sayfasını okudum daha çok karışık geldi bana ama biran önce bitsin diye değil de anlayarak okumak lazım bazı arkadaşların yorumu beni okumaya teşvik ediyor oğuz atay ı da poyraz karayel dizisi nden etkilendiğim ve yanlış anlamadıysam ondan bahsedildiği için okuyorum bence okuyun iyi okumalar...
11-06-2016 04:20
beni ceken adi oldu tutunamayanlar.guzel isim okumak isterim.selim karakteri gibi okumayi cok severim o yuzden okuya bilirim.ozet cok guzelmis merak etdim.ben 14 yasindayim
23-06-2016 21:26
derinliği var diyenlere inamayın okumayın sıkıcı
16-08-2016 11:26
200 sayfaya gelmek uzereyim ama sanki sıkıcı geldi. pek anlıyamadm. karekterlerin konuşmalari birbirine karışıyor. bazen kimin kim olduğunu anlıyamıyorum 😩
04-09-2016 15:32
hastaneden çıktıktan sonra okumaya başladığım sıkılsamda anlamaya çalıştığım okuma alışkanlığı kazanmak ve yaşadıklarımı anlattığını düşündüğüm sanırım derinliğini pskolojiyi
05-09-2016 03:33
bu kitap her yiğidin harcı olmamakla birlikte sonlara doğru elinizden bırakamayacağınız tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz bir kitaptır. tutunanlar anlamaz bu kitabın güzelliğini
10-09-2016 10:13
sevmemiş olanlara bir daha okumalarını tavsiye edeceğim romandır para vermeye kıyamıyorsanız internetten tutunamayanlar pdf diye aratın öyle okuyun pişman olmayacaksınız
13-09-2016 15:52
bazen insan kendi sini bulmak amaciyla yola cikar sonra bir bosluga girir kacmak ister ama kendisi o boslukta kaybolmustur bu kitabtaki tipte
28-09-2016 14:51
tutunmak!tutunmak sadece tutunmak!tutunamazsin zaten o bizi taşıyamaz..
kopar kırılır kopar..
10-10-2016 21:03
neye üzüldüm biliyor musunuz?oğuz atay'ın doğum gününde tesadüfen düştüğüm bu sayfada; yorumlardan birinde herkezin okuması gerek yorumunu yazan kişinin "herkes" kelimesinin yazılışını bile bilmemesi beni çok üzdü.roman okuyan kitapla gözü sürekli ilişki halinde olan kimse herkes derken z ile yazmaz...dilerim daha çok okur...
12-10-2016 18:41
tutunamayanlar kitabı gerçekten mükemmel bir kitap hocamız okumak için ödev olarak verdi okuduğum en güzel kitaplardan bir tanesiydi bence tutunamayanlar oğuz atay ın en güzel romanı mutlaka okuyun
16-10-2016 05:48
okuduğum en kötü kitaplardan bir tanesi tutunamayanlar konusu bu kadar sıkıcı kitap olamaz olmamalı da yazar ne anlatmak istemiş bir türlü anlayamadım bir de gereğinden fazla uzun sürekli kendini anlatan bir konusu var okumanızı hiç tavsiye etmem
16-10-2016 06:06
bilmedigim almak istemiyorum cunku bi kac defa bilmedigim kitablari aldim sonradan pisman oldum acaba bunda pisman olurmuyum??
16-10-2016 09:43
bi cümleyi 22 sayfa yazıpta düşünce fırtınasına sokan tek yazar oğuz atay
25-10-2016 00:50
kitabi okuyorum. 150. sayfasındayım. çok heycanlıyım okumak istiyorum, çok güzel gidiyor ama korkuyorum
tutunamayan olmaktan :)
29-10-2016 19:53
tutunamayanlar romanını okuyorum suan okuduğum ilk 40 sayfada başka bir basımımı karıştı acaba romana demekten kendimi alamadım suan yarısındayım 2.bölüme geçtim ömrüm boyunca cok uzun rus klaskleride dahil omak üzere abartısız yüzlerce kitap okuduğumu söyleyebilirim fakat beni bu kadar sıkan bukitabı yalnız vede yalnız hayatımda hiçbir kitabı yarım bırakmadığımdan dolayı oluşan inadımdan dolayı okumaya çalışıyorum kesinlikle öneremem önerenleri vede beğenenlerinde koyun piskolojosinde olup herkes begenmiş bir türk roman klasigi herkes anlamış ben şimdi beğenmeyip salak durumunamı düşeyim piskozunda olduklarını
düşünüyorum ….saygılarımla
01-11-2016 15:43
düşündüren yoran kafa karıştıran.. fakat herkesin okuyup zevk alabileceği bir kitap değil... şu an okuyorum 300 sayfaya kadar beynim bulanıklasarak geldim.ama sayfalar atladıkca yazarın neler anlatmak istediğini güçlükle de olsa anlayabiliyor sunuz..
06-11-2016 19:44
okumak ve okuduğunu anlamak bu kitapta zor..akıl bulanıklığı yaşatıyor, galiba şimdilik bırakacağım. sıkıldım.
13-11-2016 02:20
bu kitabı çok yakın zamanda alıp okumayı düşünüyorum çünkü oğuz atayı acayip çok seviyorum onun yazdıklarını çok seviyorum..
13-11-2016 16:31
sırf 80 sayfa noktalama işareti kullanmadım demek için kasmasa güzel oabilirdi 460.sayfadan itibaren 80 sayfa duraklamamış ama bunu yapmak için bayağı lakayt duruma düşmüştür
06-12-2016 01:59
100 lerdeyim. karakterin intihar edisi bni biraz okumamaya itiyor
21-12-2016 23:01
mükemmel bir kitap. anladığım dil,ustalıkla kullanılan kalem,kafa çalıştırıcı,ders niteliğinde,şaheser. özellikle 600 mısralık şiir müthiş,en az iki kere okunur kıvamda. mutlaka kitaplığınızda olması gereken kitaptır.
23-12-2016 11:11
özetinden anladigim kadaruyla kesin okumaliymisim.simdiye kadar ojumadigim hara
23-12-2016 20:51
okumayı sevenler zaten tutunamayanlar değil mi?okumak çok güzel...
.
29-12-2016 20:37
kim yazdiysa guzel yazmiş tebrik ederim
10-01-2017 19:03
hayatınızda gelmiş geçmiş görebileceğiniz en güzel en özel kitap. oğuz atayın diğer serileride çok güzel.tavsiyemdir.okuyun :).tehlikeli oyunlarıda deneyin bence.
sorgulamayan ınsandan ne olur...ıctekı samımıyetı ya da samımıyetsızlıgı yedırebılırmıyız yutturabılırmıyız baskalarına..ne anladık kı hayattan..cok genc yasta okunmaması gereken bır kıtap bence..dusunebılen etrafını olup bıtenı sorgulayan ınsanı yakar..ama yanmaktan kokmamak lazım...
08-03-2017 15:05
h
arkadaşlar sadece sizlere şunu söylemek istiyorum hepiniz çok değerli insanlarsınız ama şu var ki ''tutunamayan olmak'' düşünüldüğü gibi havalı bir durum değil.bu söylemimden hepinizin bir şeyler çıkarmasını beklemiyorum saygı duyarak okursanız hepiniz farkedeceksiniz.
11-03-2017 00:47
şimdiye kadar tutunamadığım tek kitap ölmesek ilerki yaşlarda okurum
11-03-2017 14:54
kitabı az önce bitirdim. gerçekten muhteşem bir eser. kelimeler,cümleler dans ediyor adeta. düşündükçe ne çok tutunamayanlar varmış çevremde deyisiniz geliyor.kendinizi görüyorsunuz romanda.
11-03-2017 22:55
biraz sabır ve belli bir bilgi birikimi gerekiyor. çok genç insanlar için de sıkıcı, ya da zor anlaşılır gelebilir. bence pskoloji ve felsefe karışımı bir hava içerisinde insan ilişkileri ve davranışlarını irdeleyen bir yönü itibariyle oldukça etkileyici. yazar gerçekten entelleküel bir birikime sahip. edebiyat düşkünü birisi için mutlaka okunması gerekenlerden...
18-03-2017 23:53
en az 4 kere uzun araliklarla kitaba bastan baslamis olmama ragmen, sonunu getiremedigim kitap. anlasilmasi neredeyse imkansiz benim icin. iyi mi kotu mu yorum yapamiyorum, malesef hala anlama mevkisine erisemedim..
22-03-2017 23:43
oğuz atay tutunamayanlar adlı kitabında bu dünyada onun gibi tutunamayan milyonlarca insanın duygularını dillendirmiş. içten hatta içten de öte bir yerlerden, ruhundan dökülenleri sayfalara aktarmış.. okunuyor, okunması gerek çünkü inanıyorum ki çok insan kendi iç sesini duyacacak bulacak oğuz atay'ın o muhteşem satırlarında...
06-04-2017 23:19
"çok şey vardı anlatılacak. o yüzden sustum. birini söylesem diğeri yarım kalacaktı. sen duydun mu sustuklarımı?" alıntısını kitapta bulamayan tek ben miyim? sırf bu söz uğruna kitaba başladım, fakat hiç bir yerde geçmiyor.
16-04-2017 13:44
lütfen ama lütfen oğuz atay'ın diğer kitaplarını okumadan tutunamayanları alıp sonra da hiç bir şey anlamayıp kitaba iğrenç diyen insanlar yorum yapmasın. tutunamayanlar'ı anlamak için önce oğuz atay'ın dilini kavramak gerekiyor ve bunu da ilk olarak tutunamayanlar adlı eserini okumakla başlayarak yapamazsınız. o adama boşu boşuna türk edebiyatının "oyun bozanı" denmiyor. ve de ilk postmodern yazar olduğundan belki anlamak zor. bu da kitabı iğrenç yapmaz.
24-04-2017 00:17
bu kitabi bir arkadasm tavsiye etti gerçekten dediginz kadar gzlmi acaba alipta sonra pişman olmak istemyrm
02-05-2017 23:52
yeni başladım kitap a 60. sayfadayım.biraz sıkıldım aslında ama okumaya devam edeceğim
04-05-2017 12:33
tek kelimeyle olağanndışı bir roman
05-05-2017 08:37
kitap okumak için biraz uzun diyen arkadaşlarıma seslenmek istiyorum bir kitabı kitap uzun okunmaya değer mi diye niteliyorsanız okumamanız daha iyi girin burdan özetini okuyun hatta hiç ilgilenmeyin işte bu algı yüzünden bir çok konuda olduğu gibi edebiyatta da gerideyiz hayatımda hiç kimsenin elinde bir şiir kitabı görmedim siz aleyna tilki dinleyin daha iyi bu kafaya ;)
24-05-2017 22:51
oğuz atay' a hitap ediyorsunuz ama kendisi 1977 de vefat etti. yeni roman yazamaz ne yazık ki
02-08-2017 15:13
mükemmel bir kitap. başyapıt. türk edebiyatında yeni bir soluk. mutlaka okunmalı...
11-09-2017 13:47
yıllar önce okuyup etkisinde kaldığım harika bir kitaptı. bu kitap sayesinde kafka'yı da tanıdım. kafka'nın kitaplarını okuduktan sonra selim'in neden intihar ettiğini daha iyi anladım. okumanızı tavsiye ederim.
19-09-2017 21:31
okuyamadim ama insanı derinden etkiliyoruş merak ettim
25-09-2017 11:10
okumadım ama merak ediyorum
27-11-2017 11:34
uzun zamandır okumak istiyordum.
nihayet başladım.
50. sayfaya kadar çözemedim ama bitirmek de karalıyım.
30-11-2017 16:34
tutunamayanlara iğrenç, zaman kaybı diyenler henüz "herkes"i "herkez" yazma aşamasında.
25-12-2017 00:39
ben bu kitabi bitiremeyenlerdenim tutunamadım bir türlü kitaba
28-01-2018 05:15
harika bir kitaptı bence kaç yıl önce okumuştum ve çok sevmiştim herkese öneririm...
17-02-2018 23:12
çok düşündürücü bir kitap
28-02-2018 15:50
şu anda okuyorum 300.sayfadayım anlamaya çalışıyorum umarım bitiririm
04-04-2018 12:15
200 sayfaya gelene kadar zorlu bi mücadale sergiledim akıcı gelmedi bi okadarda bitirmek istiyorum 100 sayfa daha böyle giderse zor
06-05-2018 10:21
bu kitabı sıkıla sıkıla almıştım fakat okuduğum her sayfada gerçekten çok şey öğrendim kendimi tanımamı sağladı . kitabın dili biraz ağır ve kapalı olduğu için her anlatılanı anında ve tek bir şekilde anlayamıyorsunuz , her okudugunuzda farklı anlamlar cıkabiliyor . okumanızı kesinlikle tavsiye edeceğim kitaplardan bir tanesidir . kitabı okuyun ve tutunup tutunamadığınıza karar verin :) :)
etrafımdaki çok kitap okuyan insanların önerisi sonucu okumaya çalıştıysam da, çok gaza gelmiş olmama rağmen, 75 sayfa okuyabildim. betimlemeler çok ağır ve olay örgüsü de oldukça karmaşık. çok uzun bir süre kimin konuştuğunu bile anlayamamıştım, baş rol kitapta kendini diğerlerinin yerine koyuyor ve olayları onların gözünden yaşıyormuş, bunu kitabı bıraktıktan sonra öğrendim fakat yeniden okuma isteği oluşmadı.
kitabın sayfa sayısı, kalınlığı ürkütücüydü, sanırım 100-150. sayfalarda olay kendini gösteriyordu. pskologların özellikle okuması gerkeen bir kitap bence, çünkü; hisler, duyguları, duygular düşünceleri, düşünceler de davranışlarımızı şekillendirir, yazmak, gülmek gibi devrimci bir eylemdir. atay, kitabında da belirttiği gibi çivisi çıkmış bu dünya'ya normalmiş gibi dayatılan tabulara, kösnüllüklere, hatta postmodernizmin kendisine, klaskçiliğe, bağnazlığa vs. vs. vs. tüm duygu ve düşüncelere meydan okuyor, olric ise bir akımın başlangıcı oluyor, duygu durum bozukluklarının ve şizofreninin kıyısından geçişin özetlendiği bu kitabı okumanızı salık veriririm.
ben tutunamayanlar pdf arıyorum elinde olan var mı okumak istiyorum ama kitapçıda çok pahalı o kadar para veremem elinde olan paylaşabilir mi
12-01-2020 22:44
çok sıkıcı bir kitap
10 gün önce aldım, şu an 500.sayfadayım, geriye 260 sayfa kaldı. nokta, virgül düz ara, sayfalarca süren cümle.bir mühendis olarak methini duyduğum, meslektaşım oğuz atay'ın bu romanını okumak istedim ama pişman oldum.geçen zamanıma acıyorum ancak kalan 260 sayfayı da okuyup kitabı bitireceğim.bu nasıl roman tekniği, ifadeler soyut, cümle düzeni yok ve özetle maalesef çok sıkıcı bir roman.
03-04-2020 16:17
özet gibi olmamış, editör düşüncelerini yazmış hiç yardımcı olmadı
29-05-2020 18:58
özet niteliğinde değil de daha çok kitabı eleştirme gibi olmuş. bu romanın popülerliğinin artmasının sosyal medya ile ilgisi yok bence.
05-07-2020 18:47
oğuz atay'ın kısa yazım hayatındaki ilk ve kimilerince en güzel eseridir. kitap boyunca en yakın arkadaşını kaybetmenin ve onu yeterince anlayamamış olmanın acılarını aklında ve kalbinde derinden hisseden turgut karakterinin bu süreçte yaşadığı buhrana şahit oluyoruz. kitapta karakter diyaloglarının yer yer karmaşık ve uzun olması, ani zaman/mekan değişimleri gibi unsurlar okuyucuya akıl karışıklığı yaratabilmektedir. ancak zamanla yazarın yazım diline alıştıkça insan kitabı tekrara tekrar okumaktan kendini alıkoyamaz. kesinlikle tavsiye diyorum.
herkesin okuyabileceği bir kitap değil birçoğumuz bu kitabı okumakta zorlanabilir ağır bir dille yazılmış ama dikkat edildiğinde hayatınıza anlam katabilecek o kadar çok cümle var ki...
birçok insana göre oğuz atay hislerini cümlelerine gizlemiştir bu kitapta...
bence hiç de öyle değil o kadar güzel bir dili var ki insanın ruhuna iyi geliyor.
yeni kitap okumaya başlayanlar bu kitabı okumakta zorlanabilir.
tutunamayanlar hangi dönemde yazılmıştır cevabı bilen?
25-04-2022 16:39
galiba artık ben de bir tutunamayanım.
11-05-2022 18:12
kitabın kahramanları hakkında daha fazla bilgi verir misiniz
15-09-2022 15:07
kitabın baş karakteri kim? ana fikri nedir? ne zaman yazıldı? ve ne tür romandır soruları çıktı
02-12-2022 22:05
bizden özet yerine romanın karakterlerini istedi adam gibisini bulamadım
06-03-2023 22:59
herkes övüyor da ben kitap ne anlatıyor bir türlü anlamadım o kadar ağır gidiyorki okumakta zorlanıyorum bir türlü hikaye beni tutmadı acaba tutunamayanlardan kasıt kitabın konusununun tutmadıkları mı beni tutmuyor yani
03-06-2023 23:26
oğuz atay türkiyenin dostosu gibi kitapları sıkıcı gibi başlıyor belli bir noktaya kadar bırakmadan okursanız sonra zaten sizi içine alıp götürüyor
11-09-2023 21:11
bu romana başlayıpta bitirebilene helal olsun konusu beni hiç sarmadı kahramanlar çok silik tam ağır okuma romanı o yüzden sevmedim
08-12-2023 21:18
ülke genel olarak o kadar depresyondaki kitabı okuyan kendini buluyor başka ülkede bu kitap bu kadar tutmaz
08-03-2024 18:35
başlayıpta bitirilemeyen romanlar listesinde bir numaradır tartışılmaz