Kitabın tamamında adeta bir omurga göreviyle işlenmiş olan Neriman karakterinin etrafında dönüyor tüm olaylar. Neriman, 18 ini henüz doldurmamış gencecik ve güzeller güzeli bir kızdır. Hatta öyle ki herkes onu Sofia Loren’e benzetmektedir. Güzelliğinin de etkisiyle o yıllarda revaçta olan sinemacılığa kendini kaptırmıştır Neriman. Oyuncu olmak hayalleriyle yanıp tutuşmakta ve 18 olur olmaz evden kaçmayı planlamaktadır çünkü dindar ve aşırı baskıcı babası, Neriman’ı kendisi gibi bir koca bulup evlendirmek niyetindedir. Pazarcı Haydar yani Neriman’ın babası halk arasında Hoca Efendi diye tanınmış ne idüğü belirsiz bir adamın peşinde pervane olmuştur. Hoca Efendi, kadınların yeryüzündeki şeytanlar olduğunu söylediğinden beri karısına ve kızına hayatı zindan etmektedir. Kendisi hiç genç olmamış gibi Neriman’ın giyinmesine karışıp sokağa çıkmasına laf eder olmuştur. Neyse ki Nerimanların komşusu Süheyla ablası Neriman’ın imdadına yetişmekte ve ihtiyacı olduğunda Neriman’a güzel kıyafetler vermektedir. Günlerden birinde Neriman, babası noter olan arkadaşının evindeki partiye katılmak için babasından güç bela izin almış ve Süheyla ablanın bal rengi elbisesiyle partiye gitmiştir. Orada noterin oğlunun arkadaşı olan Bülent Nejat ile tanışmıştır. Neriman bu kültürlü ve sinema dünyasının içinden gelen yakışıklı genç adamdan çok etkilenmiştir. Bülent Nejat da Neriman’ın güzelliğine kayıtsız kalamamıştır. Günler akıp giderken Neriman ve Bülent Nejat’ın gizli buluşmaları sürüp gitmiştir ve Neriman kendisini tamamen Bülent Nejat’a teslim etmiştir. Tüm bunlar olurken Fabrikatör Hayri beyin çirkin kızı Fatma, planlar kurmakta ve Bülent Nejat’ı ağına düşürmeye çalışmaktadır. Çekeceği film için paraya ihtiyacı olan Bülent Nejat, Fatma’dan hiç hoşlanmasa da fabrikatör Hayri Bey’in kızının mutluluğu için verdiği iki yüz bin liralık fonu geri çevirememiştir. Bülent Nejat, sevgilisi Neriman bir yanda evlenmek hayalleri kuran ve ortaklık işine girdiği Fatma’yı bir yanda bırakarak İstanbul’a dönmüştür. İki yüz bin liralık fonu duyan patronu Recep Cıva pek mutlu olmuştur. Recep Cıva, Cıva filmin sahibi orta yaşlarında, yakışıklı fakat bir ton borcu olan ve dolandırıcılık işlerinden pekiyi anlayan bir adamdır.
Neriman, kafasında Bülent Nejat’ın ona verdiği sözlerin hayalleriyle her şeyden habersiz 18 yaşını doldurup İstanbul’a kaçmayı planlamaktadır. Fatma, kıskançlıktan Neriman’ın babasına isimsiz bir mektup yollamış ve Neriman’ın bakire olmadığını belirtmiştir. Gözü dönen babası Neriman’ı ve annesini dayaktan deliye döndürmüştür. Neriman’a yaklaşmak için fırsat kollayan Hoca Efendi, evlerine gelip Neriman’la konuşmak istemiştir. Dünden razı olan pazarcı Haydar bu duruma pek sevinmiştir. Neriman başta baş başa kalmaktan korksa da Hoca Efendi’nin arka çıkması ve kendi yediği haltları anlatmasıyla şok olmuştur. Lafta din adamı olan Hoca Efendi’nin yemediği halt kalmamıştır. Karısı Gülizar hanımıda Çukurova’dan bir adamla evliyken kaçırıp ta buralara getirmiştir. Neriman’a yaranmak isteyen Hoca Efendi pazarcı Haydar’a kızının bir günahı olmadığını söylemiş ve ona zengin, dini bütün bir Ispartalı koca adayı bulduğunu söylemiştir. Zevkten deliye dönen Haydar kızını Ispartalı damadına vermeye kararlıdır. Neriman’ın başka talipleri de vardır. Süheyla ablasının evinde tanıştığı genç Atatürkçü öğretmen Neriman’a deliler gibi şık olmuştur. Neriman’ın gözü ise Bülent Nejattan başkasını görmemektedir. Bülent Nejat ise İstanbul’da Fatma’yla nişanlıcılık oynamakta ve kendisinden daha zeki olan Recep Cıva ’ya iki yüz bin lirayı yedirmektedir. Recep Cıva aynı zamanda Hayri beyle sıkı arkadaşlık kurmuş ve adamın adeta gözünü boyamıştır. Bir yandan da Hayri Bey’in güzel karısıyla işi pişirmektedir.
Tüm bunlar olurken zavallı Neriman, Hoca yetmezmiş gibi bir de hocanın kızlardan hoşlanan karısının eline düşmüştür. Kadın Neriman’a türlü türlü tacizlerde bulunsa da Neriman, kadın olduğu için zarar gelmeyeceğini düşünüp sesini çıkarmamaktadır. Zaten hem kadının elinde bakire olmadığına dair koz vardır hem de kimse Neriman’ın bu söylediklerine inanmayacaktır.
Bülent Nejat, beklenmedik bir haberle şok olmuştur. Asker kaçağı çıkan Bülent Nejat çareyi Neriman’ın yanına kaçmakta bulur. 18 ini doldurmuş olan Neriman mektuplarına bir süredir cevap alamamanın vermiş olduğu üzüntü içerisinde beklerken sevgilisinin gelişiyle adeta havalara uçmuştur. Samanlıkta sabaha kadar hasret gideren sevgililer sabah Neriman’ın babasının baskınıyla neye uğradıklarını şaşırmışlardır. Bülent Nejat beklenmedik bir hamleyle Neriman’ın elinden tutup götürmüştür. Neriman, bu kadar kolay olacağını düşünmese de çok mutlu olmuştur.
Bülent Nejat ve Neriman İstanbul’a gelip bir otele yerleşmişlerdir. Bülent Nejat çok güvendiği patronu Recep Cıva’dan yardım isteyip yerini söylemiştir. Recep Cıva, Fatma’yla evlenip Hayri Günsavar’ın servetine konmak derdindedir. Bu yüzden askerlik şubesini arayıp Bülent Nejat’ı ihbar etmiştir. İstanbul’da yapayalnız kalan Neriman, mecbur Recep Cıva’nın yanına sığınmıştır. Recep Cıva, Neriman’ı Bülent Nejat’a karşı doldurmuştur. Yardımcısı Coni’nin anlattıklarından sonra bunları da duyan Neriman, Bülent Nejat’a çok kızmıştır. Neriman, Recep Cıva’nında onu başından def etmesiyle birçok adamla yatıp kalkmak zorunda kalmış ve ünlü olmak için bunu yapmanın gerekli olduğuna inanmış ya da inandırılmıştır.
Neriman’ın zavallı annesi de babası tarafından terk edilmiştir. Süheyla ablalarda kalmaktayken; genç öğretmen, hem Neriman’ın aşkından hem de zavallı kadına acıdığından Neriman’ı aramak için kadını da yanına alıp İstanbul’a gelmişlerdir. Neriman hakkında duydukları hiç iç acıcı değilken onu aramaya devam etmişlerdir fakat yine de Neriman’ı bulamamışlardır. Tam ümidi kesmişken, Neriman onları bulmuştur. Ali Rıza isimli film teknisyeniyle evli ve hamile olan Neriman, hayatından gayet memnundur. Ali Rıza onu tüm geçmişiyle kabul etmiş ve yepyeni bir hayat sunmuştur. Neriman, birkaç filmde figüranlık yapmış ve aradığını bulamayıp bir konfeksiyon atölyesine çalışmaya başlamıştır. Kızına kavuşan anne, Neriman için çok mutlu olmuştur.
Değerlendirme
Orhan Kemal, 1966 yılında kaleme aldığı bu eseriyle gerçekçilik anlamında adeta okuyucular üzerinde iz bırakmıştır. Karakter analizleri ve birçok karakterin derinlemesine işlendiği kitap adeta çok pencereli bir binaya benzemektedir. Masum hayaller ve rüyalar içindeki bir genç kızın, gerek toplumun ileri gelenleri olarak ifade edilen gerekse ayak takımından olan birçok insan tarafından nasıl suiistimal edildiğinin açıkça bir resmi niteliğindedir. Orhan Kemal, romanını bu denli gerçeklikle işlerken toplumun farklı kesimlerinin kendi içlerinde nasıl bir cerahat gibi var olduğunu bizlere göstermiştir. En basitinden dini kullanarak toplumda yer edinmiş kişilerin aslında nasıl bir hipnozla ve yalanlar silsilesiyle cahil insanları etki altına alıp kendi çıkarları doğrultusunda kullanabildiğini en açık biçimde yansıtmıştır.
Romanın dili açık, yalın ve anlaşılırdır. Hikâyenin ilerleyişi yavaş olsa da okuyucuyu asla sıkmayacak bir işleyiş vardır. Gerçeklikten hoşlanan ve karakter analizlerinden hoşlanan okuyuculara tavsiye edebileceğim başarılı bir Orhan Kemal romanıdır.
Orhan Kemal, Türk Edebiyatı’nın çok önemli yazarlarından biri olarak hayatımıza eşsiz eserler sunmuştur. Kendisinin asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. Bursa Cezaevi’nde Nazım Hikmet ile tanışması onu yazı hayatında dönüm noktası olmuştur ve sonrasında da zevkle okuduğumuz eserler ortaya çıkmıştır.
Yalancı Dünya, Balıkesir’in ücra bir semtinde yaşayan ama güzelliğiyle herkesin dikkatini çeken Neriman’ın hikayesi anlatılıyor. Neriman son derece tutucu bir baba, babasına asla ses çıkaramayan bir annenin kızıdır. Hayallerinde her zaman bir film artisti olmak yatan Neriman yaşadığı hayattan hiç memnun değildir. Babasının baskılarını çok da umursamaz Neriman. Çünkü babası da gençlik yıllarında her türlü cevizi kıran, alkol düşkünü kabına sığmayan bir adamdır. Yaşı ilerleyince kendini dine adamıştır ve bu değişim Neriman’ı hiç de memnun etmemiştir.
Neriman yaşadığı bu mutsuz hayatında bir an önce 18 yaşına girmeyi ve bu evden gitmeyi hayal etmektedir. Babasının tüm azarlamaları neticesinde de annesine bunu sık sık dile getirir. Güzelliğinin kendisi de farkındadır ve bunu kesinlikle kullanmak istemektedir. Film artistlerini oldu olası hep özenerek izlemiştir ve bir gün kendisini orada hayal etmiştir. Buna da tek engel olarak babasını görür.
Bir gün babasından zar zor bir arkadaşına gitmek için izin alır. Gittiği evde arkadaşları ile gülüp eğlenirken arkadaşının abisi eve arkadaşı Bülent Nejat ile gelir. Bülent Nejat, İstanbul’dan bir reji asistanıdır. Bunu duyan Neriman’ın heyecandan eli ayağına dolaşır. Bülent Nejat eve girip Neriman’ın güzelliğini gördüğünde onunla hemen tanışmak ister. Bu tanışma ile Neriman güzel hayallere dalarken, yakın zamanda başına geleceklerden habersizdir. Nejat’a aşık olan ve onun peşinden İstanbul’a kaçan Neriman’ın başına az çok tahmin edebileceğimiz hayal kırıklıkları gelir.
Nejat’ın asker kaçağı olduğunun ortaya çıkmasından ve askere alınmasından sonra Neriman hayatı oldukça zorlaşır. Nejat, Neriman’ı Recep adında bir ağabeyine emanet etmiştir ama Recep başta olmak üzerinde çevresindeki bütün insanlar Nejat askere alındıktan sonra Neriman’a türlü türlü kötülükler yapmışlardır.
Neriman bütün bunları yaşarken babası annesini olanlardan sorumlu tutarak evden atmıştır ve annesi yanına Neriman’ı seven öğretmen ile İstanbul yollarına düşmüştür. İstanbul’da alabildikleri bilgiler ile Neriman’ı aramaya başlarlar ama Neriman’ın başına gelen fenalıkları duyan öğretmen durumdan rahatsız olur. Annesi Neriman’ı ararken, Neriman’ı yaşadığı bu kötü hayattan alıp kurtaran bir film teknisyeni vardır. Bu teknisyen Neriman’ın başına gelen her şeye rağmen onu sevmiş ve birlikte olmak istemiştir. Neriman bu teknisyen ile evlenir. Annesi Neriman’ı bulduğunda o teknisyen ile evlenmiştir. Durumlar karşısında annesi çok üzülse de en azından şu an mutlu olduğu için rahatlamıştır.
Yalancı Dünya kitabının hikayesine baktığınızda Türk filmi senaryolarını aratmayan sahneler görüyoruz. O dönemin hikayesi olsa da bakıldığında her dönem geçerliliğini koruyacak insani hevesler ve nefis mücadelesini konu alıyor.
Orhan Kemal Yalancı Dünya kitabında akıcı ve sade bir dil kullanmıştır. Kitaptaki betimlemeleri oldukça kuvvetlidir. Karakterleri gözümüzde öyle bir canlandırıyor ki, sokakta görsek tanıyabiliriz. Bunun yanı sıra günümüz için klasik ve biraz da klişe bir hikaye sınıfına girse de, olay örgüsünün akışı merak uyandırıyor. Bu da okuyucu için konsantre olmak konusunda kolaylık sağlıyor. Yalan Dünya kitabı film olarak da düşünülmüş bir eserdir. Zaten Orhan Kemal’in eserleri en çok senaryolaştırılan eserler arasındadır. Bunda da usta kaleminin etkilerini görebiliyoruz.
Gençlerin okuması gereken önemli Türk Edebiyatı eserlerinden biri olarak keyifle okuduğumu söylemeliyim.
Pınar Şimşek
Yalancı Dünya Soruları ve Cevapları
Yalancı Dünya kimin eseri?
Orhan Kemal
Yalancı Dünya türü nedir?
Yerli Romanlar
Yalancı Dünya kaç sayfa?
355
Yalancı Dünya Yorumları
okurken sıkıldım konusu pek akıcı değil
01-11-2018 14:43
klask orhan kemal kitabi konusu güzel karakterler uyumlu çok beğendim
10-11-2018 17:49
bize hocamız okuttu sınavda soracağım dedi sorulardan bir tanesi yalancı dünya kimin eseri sorusuydu sınıfın yarısı bilememiş kitap okumayı bırakın kitaba bakmamışlar bile yazık orhan kemal o kadar da güzel yazmışki
26-05-2019 16:55
konusu pek ilgimi çekmedi diğer orhan kemal romanlarına benzemiyor biraz hayal kırıklığı oldu bende