Turgut Şen, dokuz çocuk babası olan küçük bir memurdur. Günün birinde eline on lira geçer. Bunun üzerine Turgut Şen çok sevinir belki de uzun yıllar sonra ilk kez güler. Hemen önündeki defteri, kitabı toplar meyhaneye gidip kendine içki ısmarlar. Turgut Şen önündeki kadehleri kafaya dikerken içeriye tilki kılıklı, zeytin gözlü bir adam girer. Adamın gözleri tanıdık birisini ararken Turgut Şen ile karşılaşır. Turgut Şen tanımadığı halde adamı davet eder. Tilki yapılı adam biri doktor biri mirasyedi olmak iki kişiyle sebze komisyonculuğu yapmaktadır. Ortağı olan doktorun başka birisine verdiği nasihatı anlatır. Doktorun kendisine enayi demesinden bahseder. Bu Turgut Şen'in hoşuna gider. Beraber kadeh kaldırıp biraz daha sohbet ederler. Sohbet en sonunda geçim sıkıntısına gelir. Turgut Şen dokuz çocuğunun olduğundan hatta karısının onuncu çocuğuna gebe olduğundan bahseder. On gündür evinde sıcak yemeğin kaynamadığını söyleyip ağlamaya başlar. Tilki kılıklı adam da kendi sıkıntılarını hatırlar beraber ağlaşırlar. Bu sırada hesap gelir. İkisi de ödemek için birbirine ısrar eder. Uzun süren ısrarın sonucunda Turgut Şen öder. Ardından da ısrarlar kapıda devam eder. Birbirlerine yol vermeye, önce sen geç demeye başlarlar. Bu ısrarlar anlamsız laflara döner ve birbirleriyle sözlü tartışmaya başlarlar. Tilki kılıklı adam şaraphanedekilere dönüp ceza hakkında birtakım laflar edince şaraphanedekiler gülmekten kırılır. Şaraphaneden çıkınca Turgut Şen bakkaldan iki paket sigara alıp birini diğer adama uzatır. Tilki kılıklı adam utansa teklifi kabul eder ancak bu sefer de Turgut Şen'i arkadaşlarının yanına götürmek için ısrar eder. Turgut Şen gitmek istemediğini söyleyerek yakasını kurtarmaya çalışsa da başaramaz. Tilki kılıklı adam, Turgut Şen'e sekiz çocuğu olduğunu söyler. Turgut Şen ise dokuz olduğuna dair yeminler eder. Diğer adam ise sekiz çocuk olduğunu dokuz olmayacağını onun yanlış bildiğini öne sürer. Turgut Şen çocuklarının adını saymaya başlayınca dahi sekiz olduğu hakkında inat edip durur. Bu sırada etrafını sarmış kalabalık onların haline güler. Turgut Şen yakasını zor da olsa kurtarır ve koşmaya başlar fakat peşinden diğer adam da koşunca arkalarında kahkaha atan bir kalabalık bırakırlar.
İŞ ÖZET
Kimya dersinde kapı çalınıp içeri yapılı biri girince öğretmen ve sınıftakiler ilk başta onu müfettiş sanar ancak gelen kişi hangi okuldan nakil olduğunu söyleyince herkes gülmeye başlar. Müfettiş sandıkları çocuğun aslında varlıklı bir avukatın çocuğu olduğu ortaya çıkar. Ve ismi Burhanettin olan bu çocuğa "Asilzade" lakabını takarlar. İlk başlarda çok ciddi olan Asilzade bir zaman sonra patavatsız, iğneleyici bir içtenliğe bürünür. Çok para harcayıp fakir öğrencileri de yanına sokmaz olur. Bir gün sınıf arkadaşı neden böyle davrandığını sorunca ise sefaletten nefret ettiğini, insanın sefil olmamak için elinden geleni yapması gerektiğini söyler. Başka bir gün cebirci onu tahtaya kaldırmak istediğindeyse hazırlıklı olmadığı için kalkamayacağını dile getirir. Ona o zaman ne not vereceğini soran öğretmenine ise "Sıfırı basarsın birader." der. Başka bir hocasına daha böyle davrandığında küstah olanın hocası olduğunu söyleyip çekip gider. Aradan geçen 16 yıl sonra eskiden konuştuğu o sınıf arkadaşına denk gelir. Fakat bu "Asilzade"nin eski yapısından eser kalmamış, yanakları içeri çökmüş üstelik üstü de eski kıyafetlerle... Eskiden bu kılıktaki insanlardan nefret ettiğini şimdi bu kılığa düşmesinin sebebinin ise pederinin ölmesi olduğunu anlatır. Karşılaştığı sınıf arkadaşının küçük bir memurlukta çalıştığını duyunca ise bir anlığına o eski iğneyelici haline geri kavuşur. Arkadaşının kendisine değinmesine izin vermeden cebinden bir kart uzatır. Bu karttaki şirkete gidip kendi adını söylemesini ama eğer onun nerede olduğunu sorarlarsa da Avrupa gezisine çıktığını söylemesini rica eder. Laf olsun diye denilen şirkete giden sınıf arkadaşıysa pek içten karşılanır. Ona Burhan Bey'in nerede olduğunu sorup dururlar. O işte memurlukta aldığı maaşın üç katı maaşla, memurlukta çalıştığından daha az çalışır.
DEĞERLENDİRME
Orhan Kemal'in kısa hikayelerinden oluştuğu bu kitapta Orhan Kemal çoğu öyküde meteliksiz insanlara değinmiş. Kitaba adını da veren Sarhoşlar'da olduğu gibi bir bazı öykülerinde anlık olaylardan bahsetmiş. Tadımlık bir şeyler okumak için güzel bir tercih gerçi bazı öykülerinin sonu pek beklediğim gibi bitmedi ya da şaşırmayı beklediğim öyküler sıradan bitse de güzeldi. Zaten kitapta da en çok "İş" öyküsünü beğendim.
Yazan: Ayşenur Ebrar Akben
Sarhoşlar Soruları ve Cevapları
Sarhoşlar kimin eseri?
Orhan Kemal
Sarhoşlar türü nedir?
Öykü/Hikaye
Sarhoşlar kaç sayfa?
139
Sarhoşlar Yorumları
okurken sıkıldım pek beyenmedim bana göre bir kitap deyil
23-09-2022 22:57
günümüz türkiyesi okurken kendimi de gördüm sokaktaki insanları da gördüm güzel bir gözlem gücü ile yazılmış