Grev

Kitabın Yazarı:Orhan Kemal Kitap Türü:Öykü/Hikaye Yayınevi:Everest Yayınları Yayınlandığı Yıl:2007 Sayfa Sayısı:225 ISBN:9789752893870 Kitap Puanı:7 / 10 | Yorum: 2

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al D&R:135,00 TL e-kitap,pdf,epub: *

7
Ehh işte
Giriş Yap Üye Ol

Grev - Orhan Kemal

Kitap Türü:Öykü/Hikaye

Puan Tablosu

Grev Özet

Grev, Orhan Kemal tarafından kaleme alınmış 18 hikayeden oluşan işçi hayatını ve halkın yaşadığı yoksulluğu eleştirel biçimde ele alan hikaye kitabıdır. Azınlık bir kesim sahip olduğu serveti tüketirken, toplumun büyük çoğunluğunun asgari yaşam standartlarına erişememe durumu hikayelerde farklı kahramanlar üzerinden anlatılmaktadır. Eseri oluşturan hikayelerde yoksulluk, hak temelli iş kavramı, hukuk devleti anlayışından uzak hükümet yöneticilerine ilişkin eleştiriler ve bireylerin çalışma hayatı içindeki yeri işlenmiştir. Eser kapsamında yoksulluğun sosyal sorun olarak değil, bireysel trajedi olarak değerlendirildiği toplumlarda, soruna ilişkin çözüm üretilemediği ve konuya ilişkin iyileştirme getirilemediği çıkarımı yapılabilir. Bu sebeple hükümetin yoksulluk algısını nasıl şekillendirdiği ve değerlendirdiği önemlidir.

Grev

Fabrika sahibinin oğlu seyrek saçlı, tombul bir adamdı. Kimi zaman müessese müdürünü çalışanları karşısında küçük düşürüyor ve rencide ediyordu. Bir gün fabrikadaki işçiler Sarı Memet önderliğinde İş Kanunu kapsamında düzenlenen işçi haklarının yerine getirilmesi istemiyle grev yapmaya başladı. Grev kanunen yasak olduğu için bunu alenen değil, tezgahların başında durup iş görmeyerek ve işin sürekliliğini bozarak yapıyorlardı. Bu duruma sinirlenen fabrika sahibinin oğlu lokavt yaparak polis çağırdı. Polisler hak, hukuk ve adalet devleti ilkelerine bağlı kaldıklarını belirterek işçi- işveren arasındaki sorunu çözmeye çalıştı. Fransa ve İtalya’da işçi kriziyle başlayan iç sorunların Türkiye’de yaşanması engellenmeye çalışılıyordu. Polislerin dokumacıların ifadesini alması sonucu ise Sarı Memet ve iki arkadaşı muhafaza altına alındı.

Nureddin Şadan Bey

Nureddin Şadan Bey, iyi giyinimli ve Almanya’da eğitimini tamamlamış bir doktordu, iki farklı cezadan hüküm giymişti. Hapishanede revirde kalmasını sağlamaları karşılığında gardiyanlara Alman düşünür ve yazarlardan pasajlar okumayı teklif etti. Gardiyanlar ise bunu kabul etme yetkileri olmadığını söyleyerek Nureddin Şadan Bey’i koğuşuna gönderdi. Koğuşta pasajlar okumaya devam etti ama fotoğrafçı hariç koğuştakiler bu okumalardan rahatsızlık duydu. Fotoğrafçı ise Nureddin Şadan Bey’in okuduklarını ilgi ve saygıyla dinlerken böyle biriyle aynı koğuşta kalmaktan memnuniyet duyuyordu. Nureddin Şadan Bey revirde yatma isteği konusunda ısrarcıydı ve önce müdürle sonra yedek savcıyla bu konuyu görüştü. Yedek savcı Şadan Bey’in bu isteğine sert bir tepki göstererek bu isteğini cezaya tabii tutacağını söyledi. Nureddin Şadan Bey ise üzüntü ve pişmanlığını dile getirerek yedek savcının vereceği yeni bir cezadan kurtuldu.

Dert Dinleme Günü

Salih Topal ve Hüseyin Yorulmaz aynı fabrikada çalışan iki arkadaştı. Bir gün fabrika baş makinisti ikisini birden odasına çağırdı. Birkaç gün önce Salih’in yemeğin içinden kurt çıkmasına karşın dile getirdiği siteminin duyulduğunu ve bu yüzden makinist tarafından çağırıldıklarını düşünerek endişelendiler ama asıl sebep Ankara’dan esnafların şikayetlerini dinlemek için gelecek olan milletvekiliydi. Baş makinist fabrikatör ve büyük çiftçilerin bu konuda daha fazla söz sahibi olduğunu düşünerek çalışanları şikayette bulunmamaları konusunda uyardı. Çalışanlar da ‘büyüklerin yanında bize söz düşmez’ düşüncesiyle bunu kabul ettiler.

Telefon

Arzuhalci İsmail Efendi kıt kanaat evini geçindiren hatta kimi zaman çocuğunun ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan bir babadır. Bir gün İsmail Efendiyle dükkanda sohbete derken jandarmalığa yazdırdığı oğlu Mevlut ’ü piyadeliğe aldırmasını istedi. İsmail Efendi askerlik işlerinin hileden uzak, hassas ilerlemesi gerektiğini söylese de yakın arkadaşı şube reisi Kemal Bey ile konuşarak 50 lira karşılığında işi halletti. Bir gün İsmail Efendi yazıhanede kahvaltı yaparken Kemal Bey’in emrinde olduğunu söyleyen bir er onu aldı ve şubeye götürdü. Şubede Mevlut ile karşılaştı, Mevlut parasını verdiği halde piyade olamadığı için öfkeliydi. İsmail Efendi ise albaya yaptığı açıklamada Mevlut’u tanımadığını söyledi ve Mevlut’u mahkemeye verdi. Davayı kazanarak kendini Kemal Bey’e kanıtlamak istiyordu. Davayı Mevlut kaybetti. 3 ay hapis ve 50 lira para cezası aldı. Mevlut hem parasından hem de özgürlüğünden olmuştu.

Can Sıkıntısı

Vapura, biri kucağında dördü peşinde olmak üzere beş çocuklu bir kadın bindi. Vapurdaki diğer kadınlarla sohbet ederken kocasının dokumacı olduğunu ve 6 tane çocukları olduğunu anlattı. Derme çatma bir gecekondu da yaşamalarına rağmen azla yetinmesini bilen mutlu insanlardı. Bir cumartesi günü Sami, eşi Fethiye’ye sürpriz yapmak için balık aldı. Oğlu Ayhan’ı ise şarap almaya gönderdi. Çocukları Ayhan’ın matematiğe ilgisi vardı, öğretmeni onun mühendis olması gerektiğini söylemişti. Ayhan’da öğrencilik döneminde matematiğe ilgisi olan başarılı bir öğrenciydi ama günün birinde babasına maddi destek sağlaması gerektiği için okulu bırakmak zorunda kalmıştı.

Süpürgeci

Altı ay önce İstanbul’a gelmişti ve dört aydır belediyede temizlik işi yapıyordu. Bir gün yaşlı bir taksi şoförü süpürgeciye çarptı ve süpürgecinin uylukkemiği çatladı. Taksici çoluk çocuğunun yoksulluk içinde olduğunu, eğer kendisi de çalışmazsa çocuklara bakacak kimsenin olmadığını söyledi. Süpürgeci taksiciye çok üzüldü. Ertesi gün hastabakıcıya taksicinin hapishaneye düşüp düşmediğini sordu ama cevap alamadı.

Harika Çocuk

Tamir atölyelerinin bulunduğu hanlardan birine arkadaşını ziyarete gittiğinde Ayhan ile karşılaştı. Ayhan annesi olmayan haftada 10 liraya çıraklık yapan bir çocuk işçiydi. Babası daha önce kötü bir kadının peşine düşüp ebeveyn sorumluluklarını yerine getirmeyi bırakmıştı ve bu sebeple Ayhan babasına güvenmiyor kardeşlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyordu. Ustası, babasının arkadaşı olduğu için standart ücretlendirmeden daha az bir para veriyordu.

Hamam Anası

Kocası üzerine taş düşmesi sonucu vefat etmişti, kocasının ölümünden sonra Mısır hükümdarı Tutankamon ona sahip çıkmamış ve kötü davranmıştı. Bu adaletsiz gidişattan dolayı Mısır medeniyetinin yıkıldığını düşünen Hamam Anası Tutankamon’dan hakkını alacağı günü bekliyordu.

Nermin

Nermin’in eşi işsiz kaldıktan sonra evine ekmek getiremez olmuştu ve ailesine karşı bunun utancını yaşıyordu. Çalıştığı zaman alkol ve sigara kullansa da kızının ihtiyaçlarını karşılar ve kızıyla ilgilenirdi. Ev geçimine destek sağlamak isteyen Nermin çorap atölyesinde iş buldu. Yetiştiği toplum kadınların çalışmasını hoş karşılamasa da yaşadıkları ekonomik sıkıntıdan dolayı çalışması gerekiyordu. Atölyede Haygonaş adında bir arkadaşı oldu, onunla kazandıkları parayı nasıl değerlendirecekleri hakkında sohbet ediyorlardı. Nermin kendi kazancıyla eve radyo alma hayali kurarken beklentisinin çok altında bir para kazandı. Bu durum onun hayal kırıklığı ve öfke yaşamasına sebep oldu.

Balon

Leman’ın hamile olduğu haberi evde hızla yayıldı. Kocası Nusret zaten memur maaşıyla üç çocuğa zar zor bakıyordu ve bir çocuğun daha bakımını üstlenebilecek durumda değildi. Kadının hamile kalmasını istemedikleri için korunmalarına rağmen değişen hükümetle beraber şeylerin kalitesi de bozulmuş ve hamile kalmıştı. Daha önce çocuklarını kontrole götürdükleri doktora bu kez kürtaj için gittiler. Doktor konuşma sırasında hükümet hakkında söylemlerde bulundu, Nusret’in ülke gündemi ve siyasetten uzak olması hatta kendi deyimiyle ‘ekmek partili’ olması doktoru kızdırdı. Çünkü ülke toprakları içinde yaşayan her bireyin ülke gündemi hakkında bilgi ve yorumu olması gerektiğini düşünüyordu. Nusret doktor ile kürtaj için 100 lirada anlaştı ve doktora biraz kaparo verdikten sonra klinikten çıktı. Nusret gerekli parayı borç bulmaya çalıştı, bir gün romancı Cihat Bey ile otururken onunda metresinin hamile kaldığını öğrendi ve kendi gittikleri doktoru önererek 300 liraya kürtaj olabileceklerini söyledi. Bu durumu mutlulukla karşılayan Cihat Bey kabul etti. Böylelikle Nusret, Cihat Bey’den aldığı parayla hem kendi eşinin hem de Cihat Bey’in metresinin kürtajını yaptırabilecek ve kendisine de fazladan para kalacaktı.

El Kapısı

Ev sahibinin çocukları olan Sedat ve Vedat bazı geceler hizmetçinin odasına girer ve eğer annelerine bunu söylerseler onu işten attırmakla tehdit ederlerdi. Sedat bir gün evin hizmetçisi Pervin’in odasına girmek istedi, Pervin odaya almak istemese de girmesine engel olamadı. Evin babası, oğlunu Pervin’in odasına girerken gördükten sonra o da Pervin’den aynı istekte bulundu. Ev hanımı eşini Pervin’in odasından çıkarken görünce durumu sordu ve adam hizmetçinin oğullarını baştan çıkardığını söyledi. Bunun üzerine evin hanımı Pervin’in işine son verdi.

Numaracı

Duvar işçisi olarak çalışan adam yemek yemeye bir lokantaya gitti. Lokantada karşısında oturan adam ciddiyeti ve hiçbir şeyle ilgilenmemesiyle dikkatini çekti. Duvar işçisi, zamanla kendini geliştirdi ve işsiz figüranlara umut olan biri haline geldi. Bir gün lokantada gördüğü adamla karşılaştı ve adam veremin üçüncü evresinde hasta bir kızı olduğunu söyleyerek yardım istedi. Adamın herkesten yardım istediğine ve gerçekte böyle bir durum olmadığına dair söylemler duydu. Aynı zamanda duvar işçisiyken adamın lokantadaki tavrından dolayı yardım etmez istemedi.

Yazan: Çisem Bayram

Grev Soruları ve Cevapları

Grev kimin eseri?

Orhan Kemal

Grev türü nedir?

Öykü/Hikaye

Grev kaç sayfa?

225

Grev Yorumları

orhan kemalin kötü kitabı yoktur

09-08-2023 00:29

grev hikayesi güzel diğerleri sıradan

03-05-2024 22:05