Kızılcık Dalları

Kitabın Yazarı:Reşat Nuri Güntekin Kitap Türü:Yerli Romanlar Yayınevi:İnkılap Kitapevi Yayınlandığı Yıl:1932 Sayfa Sayısı:216 ISBN:9789751002001 Kitap Puanı:7.3 / 10 | Yorum: 9

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al e-kitap,pdf,epub: *

7.3
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Kızılcık Dalları - Reşat Nuri Güntekin

Kitap Türü:Yerli Romanlar

Puan Tablosu

Kızılcık Dalları Özet

Birçok kişinin Çalıkuşu dizisi münasebetiyle tanıdığı, hatta bazılarının oradan bile bilmediği bir kişi olsa da Reşat Nuri Güntekin Cumhuriyet dönemi edebiyatının vazgeçilmez bir yapı taşıdır. İkinci adını –o dönemlerin âdeti olduğu üzere- babası Nuri beyden alan yazarımız 25 Kasım 1889, İstanbul doğumludur. Romanlarında doğu ile batı çatışmasını, zengin kesimin köyden gelmiş halkı nasıl bir gözle gördüğünü işlemiş; adeta bulunduğu dönemin bir aynası olmuştur. Yazarımız 1932 yılında yazdığı Kızılcık Dalları eserinden tam 24 yıl sonra, 67 yaşında Londra’da vefat etmiştir.

Kızılcık Dalları yazarımızın realizm etkisiyle yazdığı romanlarındandır. Akıcı bir üslup, çabuk gelişen olaylar ve merak unsurlarıyla süslense de biraz havada kalan bir sonla bitirilmiştir.

Kızılcık Dalları kitabının ana karakterlerinden olan Nadide Hanım; sürekli üzülecek şeyler bulabilen, kızlarına, içgüveysi aldığı damatlarına düşkün, torunlarına hepsinden daha da düşkün, zeki, çabuk sinirlenebilen, herkesin hürmet ettiği ve varlıklı bir kadındır. Nezih bir semtte, ailesiyle birlikte bir konakta ikamet eder.

Nadide Hanım bir gün torunları ve diğer aile eşrafı ile geziden dönen kızıyla damadını karşılamak için istasyona gider. Kızlarını getiren trenden aynı zamanda üç kişi daha iner. Bunlar ayaklarında ayakkabı olmayan, sırtlarına kocaman bir yorgan yüklenmiş, fakir fukara kimselerdir. Biri yaşlıca bir adam, diğeri dokuz yaşında var yok bir kızcağız ve en sonuncusu da kızın kucağında uyuyan bir bebektir. Nadide Hanım’ın torunları bu köylülerle biraz dalga geçip, eğlendikten sonra herkes dağılır.

Gün geceye dönmeye meyil ettiği vakit Nadide Hanım evinin balkonundan istasyondaki köylüleri görür. Caddenin karşısında oturup duruyorlardır. Onlara acıyan Nadide Hanım evini bu köylülere açar. Yemekler ikram eder.

Ancak adının Gülsüm olduğunu öğrendiği kız bir türlü kendi yemiyor da kucağındaki kardeşi İsmail’e yedirmeye çalışıyordur. Bu Nadide Hanım’ın dikkatini çeker çünkü o da yeni doğmuş olan torunu Bülent’e ilgiyle bakacak bir dadı aramaktadır. Velhasıl kelam Nadide Hanım, Gülsüm’ün amcası olan yaşlı adamcağızla bu mevzuyu konuşur. Gülsüm zaten anasız babasızdır. Amcası bu yetim kızın rahat edeceğini düşünerek evlatlık vermeyi kabul eder. Böylelikle sabah İsmail’i de alıp, Gülsüm’ü arkasında bırakarak gider.

Gülsüm bir süre kardeşimi isterim diye tutturur. Konaktakiler başta ses çıkarmasa da zamanla kızmaya başlarlar. Nadide Hanım Gülsüm’ün tüm umudunu kesmesi için ona İsmail’in öldüğünü söylettirir. Böylelikle Gülsüm’ün konağa uyum sağlamaktan başka çaresi kalmaz. Köyden gelmiş bir kız olarak Gülsüm elbette zenginlerin hayatına adapte olmakta zorlanır. Evin hanımlarından/beyefendilerinden/çocuklarından ziyade uşak ve kalfalarla daha iyi anlaşsa da, konaktaki herkes tarafından dışlanır. Hizmetliler onu kullanmakta, evin çocukları onunla alay etmektedir. Evde ne zaman bir durum, bir kötülük vuku bulsa; o köylü kızı yapmıştır, bunlardan ne beklenir zaten denir.

Zaman geçer ve Gülsüm büyür. Bir gün tatil için gittikleri bir yerde Nadide Hanım ve ailesi komşularının eski bir akraba olduğunu öğrenirler. Murat bey dedikleri bu adamın birde hastalıklı bir eşi vardır. Nadide Hanım akrabalık vazifesi olarak bu kadını ziyaret etmektedir. Belli bir süreden sonra ise yanına Gülsüm’ü refakatçi bırakır.

Murat Beyin aklı ise karısı vefat ettikten sonra kiminle evleneceğidir. Aklında olan kişi de Nadide Hanımın küçük kızı Saniye Hanımdır. Adamın hastalıklı karısı bunu anlar ve ölmeden önce Gülsüm’e, Nadide Hanıma karşı ettiği bedduayı söyler.

Gülsüm de bu bedduayı aynen Nadide Hanıma iletir ve herkes uyurken bohçasıyla birlikte evden kaçar. Aradan yıllar geçer. Artık Nadide Hanım iyice yaşlanmış, iki kızını da toprağa vermiştir. Akrabasının hatırı için tiyatroya geldiği bir gün, sahneye büyük alkışlarla çıkan Mücella Suzan Hanımın aslında Gülsüm olduğunu görür. Eski evlatlığını gören Nadide Hanım ne diyeceğini bilemez. Ta ki onları fark eden Gülsüm yanlarına gelene kadar…

Kızılcık Dalları romanının sonu konusunda tereddüde düşsem de, yazarın vermek istediği mesajı en etkili şekilde verdiğinden kuşkum yok. O dönemde ki şehirli-köylü çatışmasını, insanların birbirini nasıl ezmeye çalıştığını çok net bir şekilde ele alıyor. Reşat Nuri Güntekin kitabında konuşmadan daha ziyade paragraflara yer veriyor. Yani olayları değil de olaylar karşısındaki duygu değişimlerini çok güzel ortaya koyuyor. Gülsüm’ün hasret çektiği aileyi, yalnızlığını, insanların ne kadar empati yoksunu olduğunu bir kelimeler tiyatrosuyla bize gösteriyor.

Yazan: Senagül YILDIZ

Kızılcık Dalları Soruları ve Cevapları

kızılcık dalları kimin eseri?



Kızılcık Dalları Reşat Nuri Güntekin'in bir eseridir.

kızılcık dalları türü nedir?



Kızılcık Dalları türü romandır.

Kızılcık Dalları Yorumları

çok güzel bir eser tam bir klask severek okudum

12-02-2018 10:44

çok güzel hayatımın tercüman ı diyebilirim

08-05-2018 20:11

konusu çok etkileyici bir roman reşat nuri güntekin zaten çok güzel yazan bir yazar kızılcık dalları ile de okura hayal kırıklığı yaşatmamış okunması gereken bir eser olmuş

04-01-2020 20:12

reşat nurinin az bilinen ama çok güzel romanlarından bir tanesi konusu çok hoşuma gitti

14-01-2020 23:36

öğretmen bize bu kitabın ödevini verdi okuyun soruları cevaplayın getirin dedi kimin eseri, kitabın türü ne, konusu ne, ana fikri ne, karakterleri kimler vs diye sorular var keşke özet isteseymiş hazır buradan yazardım özetten bunları çıkartmaya çalışıyorum ama zor yardımcı olur musunuz

05-02-2020 22:48

roman çok sıkıcı çok zor okuyup bitirdim okumak zorunda olmasak kesinlikle okumazdım konusu ilerlemiyor karakterler kafa karıştıcı neden okutuyorlar anlamadım

14-03-2022 17:09

kitap özeti güzel olmuş okumama gerek kalmadı ama karakterleri biraz daha detaylı yazabilirdiniz

11-10-2022 18:34

okumaya değer bir kitap mı

24-06-2023 23:14

hoca tek paragraf ile konusunu yazmamızı istiyor

08-04-2024 21:42

Leyla İle Mecnun Değirmen Tanrı Misafiri Sönmüş Yıldızlar Gizli El Anadolu Notları Damga Acımak Eski Ahbap Ateş Gecesi Dudaktan Kalbe Kızılcık Dalları Kavak Yelleri Harabelerin Çiçeği Miskinler Tekkesi Eski Hastalık Bir Kadın Düşmanı Son Sığınak Akşam Güneşi Kan Davası Yeşil Gece Yaprak Dökümü Çalıkuşu Gökyüzü en iyi kitaplar yeni çıkan kitaplar en çok satan kitaplar okunması gereken kitaplar en çok okunan kitaplar 100 temel eser bedava kitap editör ol kitap bağışı Gün Olur Asra Bedel Tutunamayanlar Acımak Camdaki Kız 1984 Hayvan Çiftliği Sokrates'in Savunması Uzun Hikaye Alice Harikalar Diyarında Haritada Kaybolmak Kraliçeyi Kurtarmak İçimdeki Müzik Çalıkuşu Çocuk Kalbi Küçük Kara Balık İntibah Bülbülü Öldürmek Beyaz Zambaklar Ülkesinde Don Kişot Sineklerin Tanrısı Toprak Ana İnce Memed Satranç İki Şehrin Hikayesi Vadideki Zambak İçimizdeki Şeytan Sergüzeşt Beyaz Gemi Araba Sevdası Yaban İnsan Ne İle Yaşar Küçük Prens Dönüşüm Beyaz Diş Saatleri Ayarlama Enstitüsü Fareler ve İnsanlar Sol Ayağım Suç ve Ceza Sefiller Simyacı Şeker Portakalı Kürk Mantolu Madonna Pembe İncili Kaftan Esir Şehrin İnsanları Üç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik Martin Eden Yeraltından Notlar Sait Faik Seçme Hikayeler Rüzgarı Dizginleyen Çocuk Sabahattin Ali Bütün Öyküleri Ahmet Ümit Ahmet Batman Ayşe Kulin İskender Pala Canan Tan Dostoyevski Elif Şafak Jojo Moyes Kahraman Tazeoğlu Memduh Şevket Esendal Orhan Kemal Peyami Safa Sabahattin Ali Sarah Jio Tarık Buğra Victor Hugo Zülfü Livaneli