Sâra, İstanbullu bir genç kızdır ve dönemin İstanbullu gençleri gibi eğlenmeye ve zevke oldukça düşkündür. Bu yüzden, Erzurum’da görev yapan Paşababasının, Sâra’yı ve annesini yanına aldıracak olmasından dolayı canı sıkılmıştır. Neyse ki, o sıralarda dayısının kızının evlenecek olması sebebiyle -biraz da içine başka oyunlar katarak- babasını ikna edip İstanbul’da kalmıştır. Düğün sebebiyle dayısının İstanbul’un dışında bir sahil kasabasında olan çiftliğine yerleşen Sâra, birkaç ayını “sıkıcı” olarak tabir ettiği bu köyde geçireceği için ilk başlarda mutsuz olsa da, sonraları, insanların ona karşı bakışından ve hayranlıklarından memnun olarak köyde kalmaktan zevk almaya başlar. Yaşadıklarını ve çevresini, arkadaşı Nermin’e sık sık yolladığı mektuplarda dile getirmektedir.
Kaldıkları çiftliğin az ötesinde kamp yapan bir grup genç sporcuyla tanışmak isteyen genç kızlar, onları çiftliğe davet eder. Sporcular bu daveti seve seve kabul ederler ve bir süre sonra kaynaşırlar; ancak, içlerinden biri ne kadınlarla kaynaşma ne de onların bulunduğu ortama girme niyetindedir. Bu yüzden, çiftliğe adım atmaktan olabildiğince kaçar. Ziya isimli bu gence, duygusuz ve kalpsiz bir film kahramanı olan “Homongolos” diye hitap edilmektedir. Arkadaşlarının zorlaması sonucu çiftliğe giden Homongolos, bulunduğu ortamlarda kadınları küçük düşürücü espriler yaptığı için kadınlar tarafından hoş karşılanmaz ve ‘kadın düşmanı’ olarak görülür, fakat misafir olduğu için müsamaha gösterilir. İstediği her şeyi elde edebilmeye ve istediği herkesi güzelliğini kullanarak etkisi altına almaya alışmış olan Sâra, Homongolos’un, güzelliğinden hiçbir şekilde etkilenmediğini görünce içten içe bozulur ve sinirlenir; onun kadın düşmanı fikirlerini ve esprilerini bahane ederek ona asla unutamayacağı bir oyun oynamak ister. Bu oyun için birtakım kadınları da kendi safına çekerek bir plan hazırlar. Bu oyunla Homongolos’tan tüm kadınların intikamını almak için uğraşan Sâra’yı bir sürpriz beklemektedir.
Arka kapak yazısında da olduğu gibi, Bir Kadın Düşmanı kitabı tek yönlü yazılmış olan mektuplardan oluşuyor. İki bölüme ayrılmış olan kitabın ilk bölümünde, Sâra’nın arkadaşı Nermin’e ve ara sıra da babasına yazdığı mektuplarda, yaşadığı çevreyi, insanları ve olayları anlatışını okuyoruz. Bazen direkt olarak, bazen de bir mektuba cevap niteliğinde yazılmış bu mektupları okudukça, yalnızca yaşanan olayları, oldukça iyi betimlenmiş çevrelerde izlemekle kalmıyor; aynı zamanda olayın baş kahramanı Sâra’nın asıl hislerini ve düşüncelerini onun ağzından, dürüstçe öğrenme imkanı kazanıyoruz. Kendinizi bu bölümde, kimi zaman Sâra’ya hak verirken, kimi zaman Homongolos’a acırken; fakat sürekli olarak olayın nereye varacağını tahmin etmeye çalışırken bulabilirsiniz.
Bir Kadın Düşmanı kitabının ismi gayet çarpıcı, özellikle de yazıldığı zamanı düşündüğümüzde. O zamanlarda, Osmanlı sonrası oldukça gelişmiş, Avrupai ve modern bir şehir kabul edilen İstanbul’da geçen bu romanın adının “Bir Kadın Düşmanı” olması, yazarın ne kastetmiş olabileceği hakkında birtakım soru işaretleri oluşturuyor. Kitabı okumaya başladıktan sonra bu soru işaretleri, yerini delillere ve kesin yargılara bırakıyor. Kitabın ikinci bölümü ise çözümlemelerden ibaret. Bu bölümde, bir olaya farklı bakış açılarından bakarak ilk bölümde sahip olduğunuz yargıları değiştirebilirsiniz; keza ilk bölümde duyduğunuz hisler de yerini bambaşka duygulara bırakabilir.
Reşat Nuri Güntekin, oldukça iyi tahlil ve betimlemelerle, insanı adeta kitapta yaşatıyor. Yapılan diyaloglarda ve anlatımlarda, hem dönemin etkisinde kalan hem de Avrupaileşme çabasında olan İstanbul insanlarına tanık olabiliyorsunuz. Yaptığı psikolojik çözümlemeler, olayları o kişiymiş gibi yaşayabilmeyi sağlamış. Bu sayede, aynı zaman içinde hem yaşananları izleyip hem de işin iç yüzünü bilebilmek mümkün hale gelmiş. Kitabın dişe değer tek sorunu ise dili diyebilirim. 1927’de yazılmış olan bu kitabın Osmanlıca’dan çevirisinde oldukça iyi bir iş çıkarılmış olsa da, şu an kullanılmayan kelimeler oldukça fazla. Çevirmen, yaklaşık 300 sözcüğün anlamını anekdotta vermiş; fakat, diğer bütün sözcükleri tamamıyla anlayabilmek isteyenler, yanlarında bir sözlük bulundururlarsa daha yararlı olacaktır. Keyifli okumalar!
Yazan: Esra Acar
Bir Kadın Düşmanı Soruları ve Cevapları
Bir Kadın Düşmanı kimin eseri?
Reşat Nuri Güntekin
Bir Kadın Düşmanı türü nedir?
Yerli Romanlar
Bir Kadın Düşmanı kaç sayfa?
172
Bir Kadın Düşmanı Yorumları
okunması gereken bir eser vermek istediği mesajı çok güzel anlatmış
16-07-2017 23:24
yer ve karakterler çok gerçekçi çok iyi bir romandı
04-08-2017 17:33
ben kısa özet arıyordum ama buradaki baya uzun yine de kitabın tamamını okumaktansa buradaki özeti okuyup kısaltmak daha mantıklı
13-06-2019 18:47
bir kadın düşmanı özet diye aradım burası çıktı ama buradaki özet uzun olmuş tamam güzel olmuş ama uzun olmuş kısa özet de yazmanızı tavsiye ederim insanlar genelde kitapların kısa özetlerini arıyorlar bunlar daha çok uzun makaleleler gibi yine de teşekkürler
20-08-2019 12:53
arkadaşlar bir kadın düşmanı türü hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz yerli roman yazılmış da aksiyon mu macera mı belirtilmemiş sadece aşk romanı mı yoksa dram mı?
05-10-2019 15:49
herkes benim gibi bir kadın düşmanı özet ödevi için gelmiş sanırım başka türlü okunmaz zaten sıkıcı bir kitap ben ilk 50 sayfasını okuyabildim sonra internetten özet aramaya başladım ödevler de olmasa bu kitapları kitap okuyacak merak ediyorum
27-11-2019 22:01
ben de özet ödevi için okudum güzel kitaptı daha önce reşat nuri kitabı okumamıştım kitapları güzelmiş diğerlerini merak ettim
08-02-2020 23:14
karakterleri ve konusu çok gerçekçi acaba gerçek bir hikayeden mi esinlenilerek yazıldı
24-03-2022 10:03
çok başarılı bir eser kadın haklarını da iyi ele almış kadınları ezdirmemiş