Son Sığınak romanı birçok kişi için Reşat Nuri Güntekin’in son romanı olarak kabul edilmektedir. Reşat Nuri Güntekin Son Sığınak kitabını ölümünden önce yazmıştır ve kitap ölümünden çok sonra ilk olarak 1961 yılında yayınlanmıştır.
Son Sığınak kitabının ana karakteri olan Süleyman Bey eski bir askerdir. 1. Dünya Savaşı sırasında görev almış ve İngilizlere esir düşmüştür. Esirlik zamanında tiyatroya merak sarmış, özgür kaldıktan sonrada İstanbul’a yerleşmiş ve sanata yönelmiştir.
Süleyman Bey’in yolu bir iş için Diyarbakır’a düşer. Burada işlerini hallettikten sonra geri dönmek için yola çıkar fakat yoğun kar yağışı nedeni ile tren yolda kalır. Süleyman Bey karda bekleyen trende kompartımanında uyurken üzerine dökülen su ile birden irkilerek uyanır. Kendisi ile kompartımanı paylaşan Makbule Hanım yanlışlıkla suyu dökmüş ve Süleyman Bey’i uyandırmıştır. Bu aynı zamanda Süleyman Bey ile Makbule Hanım arasında arkadaşlığın başlangıç vesilesi olur.
Trenin daha bir süre bekleyeceğini düşünerek Süleyman Bey bir şeyler içmek için trenden iner ve küçük kasabanın kahvehanesine gider. Burada şans eser kasabanın Halkevi Başkanı ile tanışır ve arkadaşlık kurar. Başkan onu halkevinde yapılacak olan bir düğüne davet eder ve Süleyman Bey de daveti geri çevirmez.
Süleyman Bey düşünde Eyüp Bey ile tanışır. Yaşlı ama oldukça eğlenceli biri olan ve herkes tarafından Hoca olarak çağrılan Eyüp Bey’in bir süre tiyatro ile uğraşması Süleyman Bey’in ilgisini arttırır.
Süleyman Bey’in kompartıman arkadaşı olan Makbule Hanım da düğüne katılmıştır ve Süleyman Bey’in masasına gelir. Yanında mirasyedi olan Servet Bey de vardır. Bu vesile ile Süleyman Bey ile Servet Bey de tanışır ve grup arasında bir tiyatro muhabbeti döner. Servet Bey oldukça varlıklı bir insandır ve tiyatroyu seven bu gurubun İstanbul’da bir Türk Tiyatrosu kurmasına destek olacağına dair söz verir.
Yolların açılması ile birlikte Süleyman Bey İstanbul’a geri döner. Kendisi bir iş yerinde katiplik yaparak geçimini sağlar. Aynı zamanda Fransızca ve İngilizce bildiği için ek iş olarak iş mektuplarının tercümanlığını da yapar.
Süleyman Bey yeni tiyatro kurulması sözüne pek inanmamıştır fakat bir süre sonra o küçük kasabada tanıştığı Makbule Hanım, Servet Bey ve Eyüp Bey(Hoca) kapısını çalar. Buna çok şaşıran Süleyman Bey kendisi gibi tiyatroyu çok seven arkadaşı Azmi’yi de yanına alarak yeni tiyatronun planlarını yapmak için yemeğe giderler. Fakat yemek il başta tiyatrodan daha çok herkesin kendisinin geçmişini anlattığı bir dertleşmeye döner.
Süleyman Bey aslında zengin bir ailenin çocuğudur. Fakat babası o daha küçük yaşta vefat edince mirastan kendisine pek bir şey kalmamıştır. Kendisine kalan mirası da eğitime harcamıştır. Makbule Hanım bir imamım kızıdır fakat bu onun hayat dolu olmasına engel olmamıştır. Üç kez evlenmiş fakat üç eşi ile de boşanmış şen şakrak bir kadındır. Eyüp Bey ise Süleyman Bey gibi bir dönem askermiş. Fakat tiyatro tutkusu çok büyük olduğu için her fırsatta tiyatro izlemek için askerden kaçınca sonunda askerden atılmış. Servet Bey ise zengin bir aileden gelmektedir ve bir anlamda mirasyedidir. Aynı zamanda eski bir sadrazamın kızı ile evlidir fakat gönlü başkasındadır. Yine de evliliğini zoraki olarak devam ettirmektedir.
Bir araya gelen bu beş kişilik grup Server Bey’in babasından kalma eski bir konağı kullanarak tiyatro ekibini kurmaya başlarlar. Birbirinden farklı birçok kişi kadroya alınır. Bunlardan bazıları jön olarak alınan yakışıklı Pertev Turhan, yaşlı bir Arap olan Hacı Lala, muallim olan Remziye, eski oyuncular Sadullah ve Lokman, hokkabaz olan Hakkı, bir şeyhin oğlu olan Gazali ve eski bir doktordur. Birçok kişi de kadronun tamamlanması ile birlikte kabul edilmez.
Ekip Anadolu turnesine çıktığında gittikleri her yerde büyük ilgi görürler. Tabi bunda Servet Bey’in etkisi büyüktür. Her yerde tanındığı için devlet katından büyük destek görürler ve desteklenirler. Fakat işler Servet Bey’in aldığı bir haber ile kötüye gitmeye başlar. Servet Bey İstanbul’a dönmek zorunda kalır ve tiyatro grubundan ayrılır. Bunun üzerine ekibe olan ilgi de azalır ve maddi zorluklar başlar. Ardından ekipte yer alan oyuncular da tek tek ayrılmaya başlar.
Süleyman Bey ve arkadaşları için bu tiyatro grubu bir anlamda Son Sığınak’tır. O da yavaş yavaş ellerinden kayıp gitmektedir.
Son Sığınak Soruları ve Cevapları
son sığınak kimin eseri?
Reşat Nuri Güntekin'in bir eseridir.
Son Sığınak Yorumları
sıradan bir hikayesi var pek farklı noktasını göremedim anafikir falan çok basit
14-05-2017 22:34
çok güzel bir kitaptı konusu harika
25-05-2017 17:23
özet için teşekkür ederim insanlara zorla okutursanız buradaki gibi gömerler kitabı