Mahkeme salonunda Akkız adında bir kadın yargılanıyor. Çalıştığı evin şoförünü öldürmüş ve evin hanımını yaralamış. Hâkim şoförü nereden tanıdığını sorunca onun annesinin emmioğlu olduğunu sırf bu yüzden öldürdüğünü söylemiştir.
Akkız babasını küçük yaşta kaybetmişidir. Annesinin ölümü üzerine köye ziyarete gelen Nuri Bey ve karısı ile tanışmış onların yanına hizmetçi olarak işe girmiştir. Hizmetçi olarak girmiş girmesine ama Nuri Bey ve karısı ona kardeşi gibi çok iyi davranmışlardır.
Bir ziyaret sırasında Akkız, Nuri Beylerin aile dostu olan Sallabaş ailesinin küçük ve hasta oğlu Bülent’le tanışmıştır. Küçücük çocuk ve Akkız birbirine anne oğul gibi bağlanmışlardır. Bunun üzerine Sallabaşlar, Akkız’ı yanlarına dadı olarak almışlardır.
Yolpalas apartmanının hanımı Sacide Hanım adeta bir sonradan görmedir. Yoksul bir gençlikten sonra Bay Sallabaş ile evlenmiş ve bir milyoner olmuştur fakat Sacide sanki yıllardır bu hayatın içindeymiş gibi davranmaktadır. Öyle ki babası Agâh Efendiyi evine uşak yaptırmıştır. Fakir kesimin her zaman ezilmesi gerektiğini, emeğinin sömürülmesi gerektiğini yoksa yüz bulup zengin kesimin tepesine çıkacaklarını düşünmekte hatta bunu sesli dile getirmektedir. Hatta en çok bu sebeple Bay Sallabaş’ın yeğeni Rıfkı Bey ile münakaşaya girmektedir. Rıfkı Bey zengin kesimin karşısında fakir, ezilen işçi sınıfını desteklemektedir.
Yolpalas da şatafatlı davetlerden birinin yapıldığı bir günde Sacide oğluna özel olarak diktirdiği tıpkı bir İngiliz Lordunun kıyafetlerine benzeyen takımı göstermek amacıyla hizmetçisi aracıyla dadının çocuğu giydirip aşağı indirmesini ister. Hizmetçi bir süre sonra aşağıya iner ve dadının; “Çocuğun uykuya yeni daldığını uyandırmanın mümkün olmadığını söylediğini.” bildirir. Misafirlerinin yanında reddedilen Sacide öfkelenir ve tekrar bir emir gönderir. Akkız, çocuğu aşağı indirdiğinde Rıfkı ile karşılaşır ve daha önce Rıfkı’nın arkadaşının evinde tanıştıkları ortaya çıkar. Bu hoş karşılaşmadan Sacide pek hoşlanmaz çünkü Rıfkı misafirlerinin yanında bir dadıyla ahbaplık etmiştir.
Yolpalas apartmanında bir de Mükerrem adında bir şoför bulunmaktadır. Dik başlı sert mizaçlı bu şoför aynı zamanda işini çok iyi yapmaktadır fakat o akşam misafirlerin yanında Sacide’ye diklenmiştir. Bunu yediremeyen Sacide ertesi gün odasına önce şoförü sonra da dadıyı çağırıp ikisini de kovmayı aklına koymuştur.
Ertesi gün sabah evde o elim hadise yaşanır ve Akkız şoförü sırtından bıçaklayarak öldürür, evin hanımını da yanlışlıkla yaralar.
Mahkeme salonunda tek laf etmeyen Akkız cinayetinin sebebini hücresinde avukatlığını üstlenen Rıfkı’ya anlatır: Akkız küçücükken babası öldüğünden anasıyla bir başına kalmıştır. Anası tarlalara gidip ekmeğini taştan çıkarıp öküz almak için para biriktirirmiş. Akkız da çok sevdiği kazlarına ve palazlarına bakarmış. Palazlardan en sevdiği tek ayağı aynı Bülent gibi aksak olan Sırma adında bir kaz yavrusuymuş. Mükerrem’in bazı geceler gelir, Akkız’ın anasıyla bir odaya girer bir iki saat sonra çeker gidermiş. Bir gece kadının paralarını ona ucuza öküz bulduğu bahanesiyle kandırıp almıştır. Akıllı bir kız olan Akkız engel olmaya çalışırken Sırma da sahibinin peşinden koşmuştur. Mükerrem’in Sırma’nın üzerine basıp ezmiş ve onu öldürmüştür. Akkız, bunun acısını unutamamışken; kaybedilen paraların acısıyla annesi de kalpten ölmüştür. Sırma, bir başına kalmış ve Mükremin’den intikam almaya karar vermiştir fakat Akkız Yolpalas’taki o geceye kadar bu düşünceyi kafasından atmıştır. Mükremin çocuğun odasına gelmiş ve Akkız’ı çocuğu da aynı Sırma gibi öldüreceğini, Akkız’ı kovduracağını söylemiştir. Ertesi sabah da o elim olay gerçekleşmiştir. Rıfkı, bu ifadeyi mahkeme heyetine de okumuştur. Ayrıca Mükerrem’in mağdur ettiği bazı kadınlarında şahitliğiyle Akkız tutuklanmamış bir akıl hastanesinde gözlem altında tutulmasına karar verilmiştir.
Halide Edip gerek yaşadığı dönemin şartlarına meydan okuyarak yaratıcılığını ve üreticiliğini idame ettirmiş bir kadın olması gerek de eserlerinin eşsiz tadı sebebiyle okumayı çok sevdiğim bir romancıdır.
Yolpalas Cinayeti isimli bu kitabında Akkız’ın hikâyesi irdelenmektedir. Akkız, kitapta oldukça masum ve temiz bir insan olarak tanıtılırken, bir cinayet işlemiştir fakat bu cinayetin kitapta sürekli “saik” kelimesiyle ifade edildiği gibi bir nedeni vardır. Akkız, bu cinayeti yıllar önce kaybettiği biricik kaz yavrusu Sırma için ve Sırma’nın yerine koyduğu Bülent için işlemiştir. Hatta Mükerrem’i bir daha öldürmekten bahsederken kast ettiği de budur bana göre. Mükerrem’in karanlık yüzüyle yeniden karşılaşan Akkız, çocukluk travmalarının da etkisiyle sevdiklerini korumak ve geçmişin intikamını almak için Mükerrem’i öldürmeye karar vermiştir. Halide Edip’in farklı olan yönlerinden biri de; bilinen cinayet romanlarının aksine “katil kim?” diye düşündürmekten çok “sebep ne?” diye düşünmeye itmiştir biz okurları.
Akkız’ın yanında Yolpalas Cinayeti kitabında geniş yer tutan ikinci bir kadın karakterde Sacide’dir. Sacide’nin kitapta bu denli geniş yer tutmasının bana göre iki sebebi olabilir. Birincisi, Sacide’yi Akkız’ın annesi Ümmühan’ın yerine koymuştur. Akkız, karakterinin Sacide’yi yaralamasının sebebi de annesine benzetmesidir. Tıpkı Sacide’de annesi gibi yavrusunu ihmal etmekte ve onu koruyamamaktadır. İkinci bir sebep de Sacide’nin içinde yaşanılan çağın zenginlik atmosferini yansıtması amacıyla kullanılmış olmasıdır. Görgüsüzlük, o şatafatlı hayatın altındaki dinamikler, sosyetenin değerleri gibi kavramları inceleyebilmek için de Sacide isimli kahramana romanda geniş yer verilmiş olabilir.
Yolpalas Cinayeti romanı genel olarak akıcı ve en fazla bir saatte bitirilebilecek bir romandır. Yazıldığı dönem neticesiyle çok fazla eski sözcük yer alsa da akıcılığı bozmamış ve Can Yayınlarının kitabın sonuna koyduğu sözlük son derece işe yaramaktadır. Gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bir Halide Edip romanı…
klask halide edip kitabı bir kerede bitirdim çok güzel
01-11-2018 15:49
romanın ana fikri ne paylaşabilir misiniz
15-11-2018 17:58
karakterleri hakkında daha fazla detay verebilir misin katil kim mesela?
28-05-2019 17:46
okurken halide edip romanı olduğuna pek inanamadım ilk kez polisiye bir roman yazdığını görüyorum hikaye de oldukça kısa ve bir kerede okunuyor anlatım halide edipe benziyor ağır ve kasvetli ama konusu onun tarzı değil yine de başarılı bir eser
28-03-2022 11:22
sanırım agatha christieden esinlenmiş denemek istemiş kötü kitap değil ama oldukça zayıf bir konusu var kendi tarzı ile agathanın tarzını birleştirmeye çalışmış
05-12-2022 15:10
bunun filmi çekildi mi çekilmedi ise yapılması lazım konusu tam filmlik olmuş
30-07-2023 23:11
sözde polisiye ama pek değil halide edip adıvar yine kendi tarzını yazmış