Muzaffer İzgü’nün yazdığı Ökkeş Balık Avında, Özyürek Yayınevi tarafından yayımlanan Ökkeş serisinin üçüncü kitabı. İlk kez 1978 yılında basılan ve o günden bugüne onlarca kez yeniden baskıya giden eser, heyecan verici kurgusuyla yıllara meydan okuyor. 9 yaş ve üzeri okurlara hitap eden kitapta yazar, Ökkeş ile babasının balık avı macerasını anlatıyor. Bolca heyecan ve biraz da korku içeren çocuk kitabı; umut, gayret, aile sevgisi ve merhamet gibi konularda güzel mesajlar içeriyor.
Bora Özen’in çizdiği siyah beyaz resimlerle süslenen kitabın sonunda 2 sayfalık bir soru-cevap kısmı bulunuyor. Kitapla ilgili sorulardan oluşan bu kısımda okurların cevaplarını yazabilmesi için de boşluklar yer alıyor. Buradaki sorular arasında kitabın adı ve sayfa sayısı gibi kısa ve basit soruların yanı sıra çocukları düşünmeye sevk edecek sorular da bulunuyor.
Ökkeş Balık Avında Özeti
Bir gün Ökkeş sokakta arkadaşlarıyla vakit geçirirken babası yanına geliyor. Ertesi gün balık tutmaya gideceklerini ve bunun için hazırlık yapmaları gerektiğini söylüyor. Böylece baba oğul birlikte önce sandallarını sonra da ağlarını onarıyorlar. Ertesi sabah da erkenden denize açılıyorlar. Usta bir balıkçı olan Ökkeş’in babası, Ökkeş’in de yardımıyla ağı denize atıyor. Ökkeş ise çiğnenmiş ekmek parçalarını yem yaparak oltasıyla balık tutmaya çalışıyor. Bir süre sonra da kocaman bir balık tutmayı başarıyor.
Ökkeş’in babası balığı temizleyip parçalıyor ve yanlarında getirdikleri gaz ocağında pişirmeye başlıyor. Ancak ilk parçaları pişirip Ökkeş’e verdiği sırada havanın değiştiğini, kısa sürede fırtına çıkacağını fark ediyor. Fırtınaya yakalanmadan köye dönebilmek için Ökkeş’e belli etmeden ağı toplamaya başlıyor ama az sonra fırtına başlayınca ağdan da vazgeçip bir an önce canlarını kurtarmanın derdine düşüyor. Küçük sandal, fırtınanın sebep olduğu kocaman dalgalarla savrulup dururken bir yandan da suyla dolup duruyor.
Ökkeş’in babası bir an önce kıyıya ulaşmak için küreklere asılırken Ökkeş’e de sandala dolan suları boşaltmasını söylüyor. Ancak kısa süre sonra kürek çekmenin boşa olduğunu, bu havada ne yaparsa yapsın sandalı yönlendiremeyeceğini ve Ökkeş’in de sandaldaki suyu tek başına boşaltamayacağını anlıyor. Böylece o da sandaldaki suları boşaltmaya başlıyor ve baba oğul suları boşaltırken sandal da dalgalar nereye götürürse oraya doğru sürükleniyor. Ölüm korkusuyla geçen uzunca bir sürenin ardından dalgalar sandalı bir adanın kıyısına ulaştırıyor.
Azgın dalgalarla dolu denizden ve burun buruna geldikleri ölümden kıl payı kurtulan baba oğul sevinçle adaya çıkıyor. Adaya çıkar çıkmaz sandallarını sağlama alıyor ve hangi eşyalarının fırtınaya meydan okuyup sandalda kaldığına bakıyorlar. Ökkeş’in tuttuğu balığın bir kısmının ve su testisinin sağlam kaldığını görünce sevinçleri bir kat daha artıyor. Böylece hemen çalı çırpı toplayıp ateş yakarak balığı pişiriyor ve karınlarını doyuruyorlar.
Karınları doyduktan sonra geceyi geçirebilecekleri güvenli ve sıcak bir yer arıyorlar. Sonunda istedikleri gibi bir yer bulamasalar da çalıların arasında kuytu bir yer yapıp orada uykuya dalıyorlar. Ancak uykularının en tatlı yerinde yağmur yağmaya başlıyor ve baba oğul aceleyle sandalın altına girip sabaha kadar orada kalıyorlar. Sabah hava düzeliyor ve baba oğul sandallarını yeniden onarıp yola çıkıyorlar.
Ökkeş ile babası önce denizde sonra da adada yaşam mücadelesi verirken Ökkeş’in ninesi de köyde onlar için ağlayıp duruyor. Çünkü denizde fırtına çıktığını görünce sadece Ökkeş’in ninesi değil tüm köy halkı Ökkeş ile babasının öldüğünü düşünüyor. Ancak yine de nineyle birlikte deniz kıyısında bekleşiyor ve en azından baba oğulun cesetlerini bulmak için sahilde araştırma yapıyorlar.
Bir süre sonra uzakta görünen bir karaltıyla başta Ökkeş’in ninesi olmak üzere herkes umutlanıyor ve az sonra da boşa umutlanmadıklarını anlıyorlar. Çok şaşırsalar da baba ile oğulun dönüşüne herkes çok seviniyor. Ökkeş ile babasının sandalını kıyıya çıkarırlarken de Ökkeş’in sandalda takılı kalmış oltasına yakalanan kocaman balığı görerek çifte sevinç ve şaşkınlık yaşıyorlar. Böylece hikâye mutlu bir şekilde sona eriyor.