Hüseyin Rahmi Gürpınar, Gönül Ticareti kitabında okurlarına aşkın kirli, renkli, masum ve kendini beğenmiş yüzlerini sunuyor. Usta yazar öykülerinde okurlarının evlerini aralarken toplumun sevgi damarlarından tutarak hatırlanmayan veya görülmeyen pek çok nedeni cesurca paylaşıyor. Gönül Ticareti, bir dönemin ikili ilişkilerini yansıtırken görülmeyen bir pencereden de insanların yüreğine ironik bir neşter darbesi atıyor.
Kalemini bu kez yetişkinleri aynalamak için kullanan Hüseyin Rahmi Gürpınar, yer yer dram yer yer güldürü unsurları barındıran bir ihtiras öykü demeti sunuyor. Öykülerinin bazılarındaki samimiyet o kadar fazla ki okur bir öykünün içerisinde kendine ait bir parça buluveriyor.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Gülyabani ve Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç kitaplarının aksine Gönül Ticareti öykü derlemesinde; okurlarına, sevgi ve sevgi yoksunluğu konularında portrelere yer vermiş. İkili ve üçlü ilişkilerde köşeye sıkışan karakterler oluşturmuş. Hormonlarıyla başa çıkamayan insanların komik durumları çizilmiş. İnsan hırsıyla ezilen hayvanların bir köşeye sıkışması Güneş’in doğup batması kadar sıradan bir duygusuzlukla işlenmiş.
Gönül Ticareti kitabı sorulmaktan çekinilen pek çok duyguya da tercüman olmuş. Sevmediğin bir adamı aldatmak mı daha acımasız? Yoksa sevmediğin bir adamın çocuğunu taşımak mı? Sorularına yanıtlar ararken Hüseyin Rahmi Gürpınar, kendine has üslubuyla döneminin tabulu konularını sosyal sorunları ile birlikte sunuyor. Güçlü hanımefendilere yer verirken bir yandan da toplum baskısı ve batıl inançların etkisinde kendi vücudunu tanımaya çalışan karakterlere can verilmiş. Aşkın her halinden insanın anlatıldığı olaylarda sosyal sınıf farklıları ve camilere, kapılara bırakılan çocuklarda unutulmamış.
Suçun ve suçluların içinde doğan çocukların en önemli haklarından bir tanesi olan ‘’anne sevgisi’’ gurur ve utanç duygularıyla birlikte işlenmiş. Karanlığın içine gözlerini açan çocukların ışıkla ilk karşılaşmalarındaki kör ediş bütün acısıyla okura ustaca aktarılmış. Saf ve temiz çocukların vazgeçilip yok sayıldığı, satın alınma, terk edilme gibi olaylara maruz kalmasının toplum değerindeki yargıları Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın ‘’ Cadı Çarpıyor ’’ tekniklerini hatırlatıyor. Yazarın pek çok kitabında karşılaştığımız elli beşinde genç hanımefendilerin köşe başı lakırdıları ve Gülyabani kitabından hatırlayacağımız korkularının içinde oluşturdukları hurafeler Gönül Ticareti kitabında neredeyse hiç yok. İnsanların acımasızlıkları, şehvetleri var bu öykülerinde. Bütün kitaplarındaki karakterlerin bilinçaltı çöplüğü var. Fakirlik ve toplum baskısı altında gayri meşru çocuğunu sahiplenemeyen gözü yaşlı insanlar var. Sevgilerini imkânsızlıkların ardında arayan kendilerini yıllar sonra kaybettikleri bir insanda bulan insanlar var.
Sevginin ve hanımefendilerinin Dünya’yı sırtlarında taşımak zorunda kaldıkları(Yunan Mitoloji’si Atlas Etkisi.) ‘’doğurmanın’’ bir gereklilik ‘’kısırlığın veya çocuğu olmamanın’’ eksiklik hatta bir suç olduğu toplumda; gelenekselliğin cinayetleri meşrulaştırması sert fırça darbeleriyle resmedilmiş. Bir ailede, baskıcı toplumun insanlar arası ilişki ve çocuk üretilmesi konusundaki sözlü anayasası bütün ceza mekanizmalarıyla işlenmiş.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Gönül Ticareti adlı öyküsü derleme kitaba ismini vermiş. ‘’Uçurumun Kenarında, Çocuğumun Babası, Er Kişi Niyetine, Kırço , Gugular’’ kitapta geçen öykülerden birkaçı.
Aklımda kalan birkaç çarpıcı öyküden de tadında bırakarak bahsedeyim. Bir cami avlusuna bırakılan bir çocuğun yıllar sonra camiye bırakılmasının nedenleriyle ve annesiyle karşılaşmasını anlatan eşsiz bir öykü var. Bu öykü toplumun ve annelik ile yazılmamış kanunların perde arkasında pek çok aşkı anlatıyor. Ama gerçeğin kendisi bulanık bir suya atılan taşın oluşturduğu halkalar kadar açık. Bir diğer öyküde ise Çingene düğününde hiç kıyafeti olmayan bir adamın eş dost ile giydirilip sevindirilmesini anlatıyor. Buradaki samimiyet ve insanlar arasındaki aktarılan duygu herhâlde Hüseyin Rahmi Gürpınar sanatının pek tabi gücüdür. Öykülerin arasında bazen dramatik bazen de çaresizlikle suyun içerisinde savrulan karıncalar gibi bıçağın şah damarınızın yanından kayışını hissediyorsunuz. Ama pek çok defa Hüseyin Rahmi Gürpınar insanları plastik bıçaklar ile kendi çıkarlarının ve içgüdülerinin çukurunda yapayalnız bırakıyor.
Olmak ya da olmamak!(W.S) Bu kitabı okurken aklımda çınlayıp duruyordu. Bir insanın en saf değerlerinin kendine ait olmayan bir seçimin sonuçları olması ne kadar da ilginç değil mi? Son söz Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın unutulmaz Çingene’sinden:
‘’Galiba tıraşını pek beğeniyor, kendi kendini öpeceği geliyordu.’’(Sy.259)
Yazan: Şeyhzade Bilgin
Gönül Ticareti Soruları ve Cevapları
Gönül Ticareti kimin eseri?
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Gönül Ticareti türü nedir?
Yerli Romanlar
Gönül Ticareti kaç sayfa?
274
Gönül Ticareti Yorumları
harika bir roman
27-01-2017 19:00
bu bildiğimiz gulyabani hikayesi mi yoksa farklı mı kafam karıştı
07-02-2017 19:10
öğretmenimiz gönül ticareti kitabını okumamız için ödev vermişti çok hoşuma gitti çok güzel bir hikayesi var öğretmenimize teşekkür ederim bize kitap okumayı sevdiriyor