İlk gençlik çağlarından itibaren gayrimeşru ilişkiler yaşamayı alışkanlık haline getirmiş olan Şadan Bey, komşu kızı Mesrure’nin, hizmetçi kız Züleyha’nın ardından genelevlere dadanıp bel soğukluğuna yakalanınca annesi ve babası oğullarını evlendirmeye karar verirler. Birkaç başarısız girişimden sonra Rubaizade Didar Bey’in kızı Sabiha Hanım’la evlenerek Erenköy’deki köşke içgüveysi olarak yerleşen Şadan Bey zamanla, iyi bir eğitim almış, piyano çalan, Fransızcayı anadili gibi bilen, bazı gazete ve dergilere yazdığı makalelerle tanınmış bir kadın olan eşinin kültürel üstünlüğü karşısında öyle ezilir ki bu durumla başa çıkabilmek için en uygun yolun onu aldatmak olduğuna karar vererek 18 yaşındaki hizmetçi kız Servinaz ve kayınvalidesi Nuriye Hanım’ın evlatlığı Nevres ile birlikte olmaya başlar. Evliliklerinin üzerinden bir buçuk yıl kadar geçtikten sonra uzun zamandır boş kalan komşu köşke Profesör Hürrem Medari Bey ve karısı Cevher Hanım taşınır. Osman Sadık Bey’in kendisini aldatan karısı Raife’yi öldürdüğü için uğursuz addedilen köşkün yeni sakinleriyle kısa zamanda kaynaşan Şadan Bey ve Sabiha Hanım, kısa sürede kendilerini eş değiştirmeye dayalı bir ilişkinin içinde bulur. Sırlarını saklamak için gösterdiği efordan dolayı karısının yaşadığı ilişkiyi fark edemeyen Şadan Bey, işsiz güçsüz bir mirasyedi olan kayınbiraderi Halis Didar Bey’in Cevher Hanım’a tutulmasının aralarındaki ilişkiye halel getireceğini düşürerek onu bu sevdasından vazgeçirmeye çalışsa da genç aşık, kocasının evde olmamasını fırsat bilerek Cevher Hanım’la bir gece geçiren Şadan Bey’den şüphelenerek bir hırsızlık olayı ortaya atıp nefesini çiftin ensesinde hissettirir. Hürrem Bey’e karısının sadakatsizliğini haber verdiği mektuptan istediği reaksiyonu alamamasından duyduğu ıztırar, hamile kalan Nevres’in çocuğunun babasının o olduğunu adliye memurunun önünde itirafıyla yerini korkuya bırakır ve İsviçre’ye kaçar. Bu olay sayesinde kayınbiraderi bertaraf olan Şadan Bey, kendine bir meşguliyet icat ederek aynı akşam Sahaflar Çarşısı’nda müzayedeye gitmiş olan Hürrem Medari Bey’in yokluğuyla soluğu Cevher Hanım’ın yanında alır. Camdan baktığında evinin yatak odası penceresinden yayılan ışıkla Sabiha Hanım ve Hürrem Bey’in birlikteliğine şahit olup beyninden vurulmuşa dönen Şadan Bey ve aynı görüntüye maruz kalan Cevher Hanım eşlerini aslında çok sevdiklerini fark ederek işin içinde çıkma yolları aramaya başlarlar. Şadan Bey ertesi gün eve gittiğinde hiçbir şey bilmiyormuş gibi davransa da Cevher Hanım’la bir sonraki buluşmasında karısının da Hürrem Medari’yle birlikte olacağını bilmekten büyük rahatsızlık duymaktadır. Gittikçe karısını daha çok sevdiğinin bilincine varan Şadan Bey, bir gece Cevher Hanım’ın yanına gitmek için evden ayrılır ancak amacı Sabiha Hanım’ın yanına gitmekte olan Hürrem Medari’yle yüzleşmektir. Hürrem Medari, Şadan Bey’e bu modern değiş-tokuşa devam etmelerini önerse de pişman kocanın yalvarmaları karşısında geri adım atarak Şadan Bey’e kendi odasının anahtarını teslime eder. Şadan Bey ve Sabiha Hanım kendi aralarındaki hesaplaşmalarının ardından her şeyi unutarak evliliklerine devam etme kararı alırlar. Bu olaydan iki gün sonra da Hürrem Bey ve Cevher Hanım’ın hiç haber vermeden İtalya seyahatine çıktığını öğrenirler.
İkdam gazetesinde Gizli Sıtma adıyla tefrika edildikten 21 sene sonra kitaplaştırılan Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür, “Kadına Doymaz Bir Çapkının Hikâyesi: Karımı Nasıl Aldattım” ve “Karım Beni Nasıl Aldattı” adlı iki başlık altında toplumsal ve bireysel isteklerin cenderesi altında sıkışmış kadın-erkek ilişkilerinin savrulmasını mizahi bir dille okura aktarmıştır.