Günümüz Divan edebiyatçısı olarak bilinen İskender Pala'nın polisiye ve aşkı bir arada işlediği Katre-i Matem romanında Osmanlı Devleti'nin en ilginç dönemlerinden biri olan "Lale Devri" dönemini anlatmaktadır. Gerilimin hiç düşmediği ve dönem hakkında birbirinden farklı bilgilere ulaşabildiğimiz bu roman yazarımızın bir müzayede de satın aldığı el yazması kitapla başlıyor.66 sualde cinayet konu başlıklı kitabın konusu ise şöyle;
Şahin ve çok sevdiği Nakşıgül ilk tanışmalarından kısa bir süre sonra evlenmişler ve ilk gece mutlu ve aşk sarhoşu bir halde uyumuşlardı. Şahin sabah uyandığında Nakşıgül'e sarılmak istemiş fakat yatağın yanının boş olduğunu, etrafa bakındığında ise her yerin kanla kaplı olduğunu görmüştü. Olayın şokunu üstünden atamadan odaya bir sürü kişi girmiş ve adı Tomruk Emini olan bir kolluk görevlisi onu derhal zindana atmıştı. Birçok işkence gördükten sonra sorguya çekilmiş ve Nakşıgül'ün katili olarak sorgulanmıştı. Tomruk Emini ve diğerleri onu Haliç'e götürüp denize atmaya karar vermişler ama çıkan lodos sayesinde Şahin kaçabilmişti. Şahin izini kaybettirip kayığına bindiği Osmanzade sayesinde Macar bir hekime simasını değiştirtmiş, Macar hekimde kaşlarını kaldırıp burnunu biraz değiştirince çok başka biri haline getirmişti. İlk olarak dilencilerin arasında katılmaya karar verdi ve orada çok yakın bir dost kazanmış oldu. Adı Topaç Yeye idi. Onunla beraber hem dilenip hem de Nakşıgül'ün katillerini bulmaya karar verdiler.
O dönemin veziri olan Veziriazam İbrahim Paşa gizli olayları çözmede ve çözülememiş cinayetleri aydınlatmada çok ünlü biriydi. Kendisi de bu tür şeylerden çok hoşlanırdı. Bir gün muhafızlardan biri ona içi birçok çeşit meyve ve yemişle dolu bir sepet getirdi. Sepeti ters çevirdiğinde ise halıya bir kadın başı saçıldı. O günden itibaren bu cinayetin peşine düşmeye karar vermişti. Sultan Ahmet ise Osmanlı Devleti'ni on yıl boyunca barışa sürükleyecek bir anlaşma imzalamış ve İstanbul'u adeta yeniden inşa ettirmişti. Her yeri güzelleştirmiş ve her yere laleler dikmişti. Herkes zevk ve sefa içindeydi. Halk hariç. Padişahın en yakınlarından olan İshak Efendi ise bir gün ona bir mektup getirdi. Abisi Sultan Mustafa'nın bir oğlu olduğunu ve bu şehzadenin hep gizli tutulduğunu yazmıştı. Şehzade Ahmet şuan ortalardaydı ve bu devlet-i aliyye için bir riskti. Hemen Şehzade Ahmet aranmaya başlamıştı. Vezir bu konuşmaları bir şekilde öğrenmiş ve o da Şehzade Ahmet'in peşine düşmüştü. Birbirinden habersiz olan görevliler her yerde şehzadeyi arıyorlardı. Kısa bir süre içinde onun kılık değiştirdiğini ve adının Kara Şahin olduğunu öğrendiler.
Dilencilikten, dervişliğe oradan da vezirin istihbaratçılığına geçen Şahin ise Nakşıgül'ün cinayetini araştırmaya devam ediyordu. Bir kaç isme ulaşmıştı fakat vezirin yardımına ihtiyaç duyuyordu. Bu sıralarda Hafız Çelebi adında bir lale yetiştirici kişisiyle tanıştılar. Topaç Yeye ve Şahin bu adamı çok sevmişlerdi. Hafız Çelebi, Şahin'in sürekli elinde tuttuğu mora çalan laleyi görmüş ve onu nerde bulduğunu sormuştu. Çünkü o lale bir ikizi bulunan ve çalınan bir laleydi. Şahin ise bu laleyi Nakşıgül'ün elinde bulduğunu söylemişti. O günden itibaren Topaç Yeye, Hafız Çelebi ile yaşamaya başlamıştı. Bir kişi vardı ki şehzade Ahmet'in varlığından haberdardı ve tek amacı onun güvenliğiydi. Bu kişi Hurikız'dı. Çok uzun süredir Şahin'i koruyordu. Kısa süre içinde tanıştılar ve ikisi de Nakşıgül cinayetinin peşine düştüler.
O dönemde halk iyice fakirleşmiş ve herkes sultandan memnun olmadığını dile getiriyordu. Patrona Halil adında bir kişi etrafında toplanan halk isyan başlattı ve Sultan Ahmet tahttan indirildi vezir de öldürüldü. Bu olayla beraber Şahin ve Hurikız da istedikleri adamlara ulaşıp cinayeti öğrendiler. Meğerse Şahin'in ona annesinden kalen 30 incinin peşindelermiş. Nakşıgül ise Gürcü bir cariyeymiş ve her şey bir oyunmuş. Kayınpederi sandığı adam ise köle tacirliği yapan kötü bir adammış. Nakşıgül ölmemiş onun yerine başka birinin bedeni parçalanmış ve suç Şahin'in üstüne kalmış.
Şahin her şeyi öğrenmişti fakat Şehzade Ahmet olduğu herkes tarafından gizleniyordu. Osmanlı tarihinde gizli tutulan ve bilinmeyen bu hikaye hala gizemini korumaktadır ve el yazması bu kitabın yazarı hala bilinememektedir. Kişiler ise gerçektir.
Yazan: Ilgın Kocaman
Katre-i Matem Soruları ve Cevapları
Katre-i Matem kimin eseri?
İskender Pala
Katre-i Matem türü nedir?
Yerli Romanlar, Tarihi, Polisiye
Katre-i Matem kaç sayfa?
480
Katre-i Matem Yorumları
klask bir iskender pala kitabı mükemmel
16-12-2015 01:34
daha uzunu yok mu eleştirisi gitcek
17-12-2015 20:46
çok sevdiğim bir kitap. yazanını ve iskender pala'nın ellerine sağlık.bence diğer kitaplarını da okuyun hepsi süper
23-12-2015 22:17
ya daha uzun olsaydı keşke
26-12-2015 22:22
uzun olsa müthiş olurdu yarın yazılıda çıkcak ya bu çok kısa
28-12-2015 21:23
o kadar guzel bir kitap ki hala etkisinden cikamadim keske daha uzun olsaydi iskender pala ellerine saglikmen sevdigim yazarsin
16-05-2016 21:13
cok fazla gereksiz kelime kullanilmis.mesela meyvelere elma armut vb. diye ornek verililmesi gerekirken.burda elma armut uzum portakal mandalina karpuz kavun cilek erik seftali kayisi.bu sekilde.bosu bosuna zaman kaybi
meyve ornegini misal olarak gosterdim.asil anlatmak istedigimi anlamissinizdir umarim
21-05-2016 17:27
sen daha dogru duzgun cumle bile kuramıyorsun bide iskender pala ya laf atmaya çalışıyorsun
30-05-2016 22:11
şahin'in sonunu merak ediyorum keşke biraz da olsa bilgi verseydi:(
30-07-2016 23:52
özetini okudum çokgüzel di bilen biri varsa anlatsın
10-10-2016 13:37
geniş özeti yoh mu kitabın
12-02-2017 14:56
henuz basinda olmama ragmen cok dikkat cekici bir kitap
28-02-2017 19:57
evet sonunda nakışgüiü öldüren katil kim
29-08-2018 13:57
çok güzel bir kitap hem tarih hem aşk hemde cinayet kalın kitap okumam ama bu kitabı nasıl okudum bilmiyorum
28-11-2018 18:20
katre i matem konusu bu kadar mı buradaki özeti yazsam yeterli mi
26-01-2020 20:13
katre i matem ne demek açıklar mısınız
22-03-2022 23:20
adam çok güzel yazıyor yine 10 numara kitap yazmış