Jules Verne’in yazdığı Altın Volkanı, ölümünden sonra oğlu Michel Verne tarafından düzenlenip yayımlanan bir roman. Fransızca orijinal adı “Le Volcan d’Or” olan kitabın Türkçe ilk baskısı 1959 yılında İnkılap Kitabevi tarafından yapılır. Sonraki yıllarda farklı yayınevlerinin yayımladığı kitap, 2019 yılında Tonguç Çulhaöz’ün çeviri ve uyarlamasıyla Bilgi Yayınevi tarafından da basılır. Kapak tasarımı Murat Sayın’a ait olan kitabın içerisinde George Roux tarafından çizilen, az sayıda siyah beyaz resim yer alır. Toplam 256 sayfadan oluşan kitap, 5-15 sayfalık 18 bölüme ayrılır.
Altın Volkanı Özeti
Montréalli teyze çocukları Summy Skim ve Ben Raddle, 1897 yılının mart ayında uzun zamandır görüşmedikleri dayıları Josias Lacoste’un öldüğünü ve kendilerine bir altın madeni miras bıraktığını öğrenirler. Yaşadığı çiftliği ve sakin hayatı seven Summy Skim, altın madenini hemen satıp kurtulma taraftarıyken onun aksine maceracı bir kişiliğe sahip olan ve yerinde duramayan mühendis kuzeni Ben Raddle Klondike’a gidip bu madeni görmek ister.
Başka akrabaları olmadığı için birbirine çok düşkün olan ve kolay kolay birbirinden ayrılmayan iki kuzen, miras kalan maden konusunda fikir ayrılığına düşerler. Ancak Ben Raddle’ın ikna kabiliyeti sonucunda Summy Skim, kuzeniyle Klondike’a gidip madeni incelemeyi kabul eder ve böylece iki kuzen hazırlıklarını tamamlayıp yola düşerler.
Yolculuk sırasında hem kendileri gibi kuzen olan iki genç bayanla hem de 129 numaralı madenlerine komşu olan 131 numaralı madenin sahibi Hunter ve Malone ile tanışırlar. Kuzenlerin komşularıyla yaşadıkları tanışma pek tatsız olsa da Alman asıllı kuzenler Edith ve Jane Edgerton ile maden ortaklığı karşılığında yol arkadaşlığına devam ederler. Yolculuk bitip Klondike’a vardıklarında Montréalli kuzenler kendi madenlerine gider, Edith Edgerton Dawson City Hastanesinde hemşireliğe başlar, Jane Edgerton ise madenciliğe girişir.
Montréalli kuzenler 129 numaralı madenlerini satmak için yaptıkları görüşmede Amerika ve Kanada arasında bir meridyen anlaşmazlığı çıktığını ve sorunun madenlerinin satışına engel olduğunu öğrenirler. Böylece meridyen sorunu çözülene kadar madenleri işletmeye karar verirler. Bir süre madenlerinden altın çıkarmayı başaran kuzenler yaşanan bir depremin ardından madenlerinin sular altında kalmasıyla büyük bir zarara ve hayal kırıklığına uğrar. Ayrıca selden kaçtıkları sırada Ben Raddle’ın bacağı kırılır ve böylece genç adamı Dawson City Hastanesine kaldırırlar.
Dayılarından miras kalan madenlerinin sonsuza dek yok olmasının ardından Montréalli kuzenler evlerine dönmeye karar verirler ancak kışın yolculuk yapmak mümkün olmadığı için havalar düzelene kadar beklemek zorunda kalırlar. Bu sırada Ben Raddle de Edith’in çalıştığı hastanede tedavi görüp iyileşir ve bu sırada genç kadınla genç adam arasındaki dostluk da ilerler.
Kışın bitmesinin ardından yola çıkmayı bekleyen kuzenler, bu süreçte Klondike’ta geçirdikleri günleri değerlendirmeye çalışırlar. İki kuzen, misafir ettikleri Jane Edgerton ile birlikte çıktıkları bir yürüyüş sırasında ölmek üzere olan bir adamla karşılaşırlar. Adının Jacques Ledun olduğunu öğrendikleri Fransız adamı Dawson City Hastanesine kaldırırlar ancak Dr. Pilcox’un tüm çabalarına rağmen ölümden kurtulmasını sağlayamazlar.
Fransız altın arayıcısı, ölmeden önce hem Jane Edgerton’a hem de Ben Raddle’a Altın Volkanından bahseder. Annesine bakmaları koşuluyla Jane Edgerton’a Altın Volkanının haritasını verirken Ben Raddle’a da Altın Volkanını nasıl bulacaklarını anlatır. Böylece Jane Edgerton ile Bay Raddle yeniden ortak olurlar ve Bay Ledun’ün ölümünün ardından Altın Volkanını bulmak için yola çıkarlar.
Jane Edgerton ile kuzenler atıldıkları yeni macerada hiç beklemedikleri bir gelişme yaşarlar. Altın Volkanını buldukları sırada Hunter ve Malone ile karşılaşırlar ve Altın Volkanı yüzünden onlarla çatışmaya girmek zorunda kalırlar. Bu sırada Ben Raddle dağın altına yerleştirdiği dinamitlerle Altın Volkanını patlatmayı başarır. Ancak patlamanın etkisiyle ortaya çıkan tüm altınlar okyanusa akar. Bu durum karşısında büyük bir hayal kırıklığı yaşayan altın avcıları oluşan depremlerin etkisiyle hareket eden büyük bir kayanın Hunter’ı ezip öldürmesine şahit olurlar ve bu kayanın içinden kocaman bir altın külçesi çıkarırlar.
Yaşadıkları olayların şaşkınlığıyla Klondike’a dönen altın avcıları, Altın Volkanının patlamasının Klondike’te depremlere sebep olduğunu, bu depremler sonucunda suların çekilip madenlerin yeniden işletilebilir hâle geldiğini ve onların yokluğunda Edith’in 129 numaralı madeni işletip büyük bir servet kazanmalarını sağladığını öğrenirler. Sonunda hayallerindeki zenginliğe ulaşan Montréalli kuzenler, aşık oldukları kadınlara evlenme teklifi ederler ve Ben Raddle ile Edith, Summy Skim ile de Jane evlenirler. 129 numaralı madeni ustabaşı Lorique’ye emanet ederek Montréal’e dönerler.