Mahur Beste kitabında Abdülhamit döneminde geçen bir hikayeyi anlatan Ahmet Hamdi Tanpınar, bu dönem sorunlarına ve çözüm arayışlarına ışık tutmaya çalıştığı eserinde akıcı bir dil kullanmış. Bununla birlikte olaylar örgüsü kimi zaman hikayenin kahramanlarına uzak kalan karakterlerin öyküleriyle biraz yarım bırakılmış bir hava sunmakta.
Sahnenin Dışındakiler ve Huzur adlı romanlarında adı geçen Mahur Beste de, bu diğer romanlarla birlikte okunduğunda tamamlanmış sayılabilir. Cumhuriyet öncesi dönemin İstanbul’u ve içinde yaşananları aktarması bakımından da önemli bir eser niteliğinde.
Behçet Bey, insanlardan kaçan bir ihtiyardır. Kendi zevkince döşediği eski eşyalarla dolu bir odada zamanını geçirip yine burada uyumaktadır. Ablasının torunu olan Cavide’yi kendi yanında yaşamaya davet etmiş ancak bu düşünce onu biraz da tedirgin etmiştir. Zira Cavide’nin evin eski düzenini değiştirmesinden korkmaktadır. Bir yandan da on acımaktadır, zira Cavide de feleğin çemberinden geçmiş, art arda pek çok acı olay yaşamıştır.
Eski, güzel, renkli ve kıymetli tüm eşyaları seven Behçet Bey, bunları ne sanata olan düşkünlüğü ne de koleksiyoncu olduğu için sevmektedir. Eşyadan umduğu şey kendisine bir kaçış kapısı sunmalarıdır. Saat tamiriyle ve kitap ciltleme işleriyle olan meşguliyeti de yine böyle bir ihtiyaçtan ileri gelmektedir.
Babası İsmail Molla Bey, Mekke kadısı olarak atandığında o da 19 yaşlarında iken yatılı okula başlar. Babasıyla mizaçları tamamen terstir. Babası kitap okumayı severken kendisi kitapları ciltlemeyi sevmektedir. Babası, onun kendine benzemeyişinden ötürü bu yüzden oğlunu sevmemektedir.
Behçet Bey’in evliliği de bir emrin ifası şeklinde gerçekleşmiş olup, tarafların hiçbiri bu evliliği istememiştir. Kızın babası olan Ata Molla, bu işten hiç hoşnut olmamış, İsmail Molla’nın bu işin içinde parmağı olduğunu düşünüp ona da öfkelenmiştir. Öyle ki, evliliklerinin ardından damadının yüzünü görmek istemediği gibi çok sevdiği kızını da görmek istememiştir. diğer üç kızını satranç bilen kimselerle evlendirmiştir, bu damadı ise satranç bilmemektedir. Üstelik kısa boylu ve çirkindir.
Atiye Hanım ise oldukça güzel, uzun boylu, zarif bir kızdır. Evliliklerinden ötürü gençlik hayallerine ve aşk düşüncesine kapılarını kapatmak durumunda kalmıştır. İlk çocuğunu kaybetmesinin ardından Behçet Bey’e biraz da bağlanmıştır. Zira o da tıpkı bir çocuk gibidir. Üstelik tekrar çocuk sahibi de olamamıştır. Tüm bunların içinde Behçet Bey, kendisini annesi ile dadısından başka kimsenin sevmeyişini kabullenmiş ve meşgul olduğu işlerle bir tür sürgün hayatı yaşamaktadır.
İsmail Molla Bey ise gelini için evliliğin getirdiği mutsuzluğu gidermek için elinden geleni yapmakta, onu kendi öz kızı gibi sevmektedir. Kendisi gibi musikiye de düşkün olan gelininde seveceği pek çok hususiyet de bulmuştu ve onunla ilgilenmekten kendisi de hoşnut olmaktaydı.
Atiye ile Behçet arasında aşk kapısının kapalı olması, Atiye’yi, kocasına hayranlık duyacağı bazı faziletler bulmaya yöneltmişti. Ablalarının boşanma hususunu gündeme getirmelerine karşın o bunu reddetmiştir. İsmail Molla Bey’in üzülmesinden, Behçet’in ise kendisine olan bağlılığı ve boşanmaları durumunda onun yarım kalacağı endişesiyle buna yeltenmemiştir.
Mahur Beste’nin hikayesi de Atiye’ye İsmail Molla Bey anlatır. Mahur Beste, Atiye’nin küçük eniştesi Lütfullah Bey’in babası Talat Bey’in eseridir. Talat Bey, karısı Fatma Hanım’ın kendisini bırakmasından sonra bu eseri yazmıştır. Behçet Bey, karsının da böyle bir kaçış hikayesini örnek almasından ötürü babasının hikayeyi anlatmasını istemez.
Atiye Hanım, yaklaşık on yıl süren evliliklerinin ardından hayata veda eder. Behçet Bey’e göre bu durum, karısının inadından ötürü olmuştur; kocasına olan öfkeyi ölümle sonlandırmak istemesi inadından.
Hikâyenin bundan sonraki bölümlerinde Behçet Bey’in ve karısının akrabalarından bazılarının hikayeleri aktarılır. Aile dostları Sabri Hoca, Agop Efendi, Refik Bey, Halit Bey, Nuri Bey gibi isimlere yer verilir. Bu hikâyelerle dönemin yaşantısı, insanların hayat nizamı anlatılır ve eleştirilir. Abdülhamit zamanında geçen hikâyede Abdülhamit de eleştirilir. Sabri Hoca’nın ağzından dönemin sorunlarına çözüm aranır. Ve bu çözüm ne Abdülhamit’in tahttan indirilmesi ne de Kanun-i Esasi’nin yayınlanmasıyla mümkündür. Çözüm ancak içten gelen bir değişimin gerçekleşmesiyle mümkündür ve dönemin aydınları da bu değişimden uzaktır. Bu yüzden şarkın öldüğünü garba ise ulaşamadıklarını düşünür.
Yazan: Hamide Eken
Mahur Beste Soruları ve Cevapları
Mahur Beste kimin eseri?
Ahmet Hamdi Tanpınar
Mahur Beste türü nedir?
Yerli Romanlar
Mahur Beste kaç sayfa?
156
Mahur Beste Yorumları
ahmet hamdinin kitaplarını çok beğeniyorum bir çok kitabını okudum mahsur beste de güzel kitaplarından bir tanesi
08-04-2017 22:49
konusu çok güzel bir roman
18-05-2017 18:58
klask hamdi tanpınar kitabı bu adamın bir kitabını okursanız zaten hepsini okumak istiyorsunuz mahur beste de bu tarz kitaplardan tavsiye ederim
05-02-2019 21:12
mahur beste türü nedir bilen var mı roman dışında bana alt türü lazım
23-02-2020 19:56
saatleri ayarlama enstitüsü ve aydaki kadından sonra ahmet hamdinin en güzel romanı bu tabi benim görüşüm konusu diğerlerinden daha güzel konusu benim yaşadığım aşk acısına benziyor
08-03-2022 13:38
ismail molla karakteri bu romanda mı yer alıyor
14-06-2022 11:22
baş karakter ismail molla mı oluyor?
25-11-2022 18:52
baş kahraman kim?
09-04-2023 22:53
evet ismail molla bu kitapta ama baş karakter değil kısa özeti okusanız göreceksiniz