Elveda Güzel Vatanım

Kitabın Yazarı:Ahmet Ümit Kitap Türü:Yerli Romanlar Yayınevi:Everest Yayınları Yayınlandığı Yıl:2015 (01-12-2015) Sayfa Sayısı:560 ISBN:9786051419480 Kitap Puanı:7.7 / 10 | Yorum: 42

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al D&R:335,00 TL e-kitap,pdf,epub: *

7.7
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Elveda Güzel Vatanım - Ahmet Ümit

Puan Tablosu

Elveda Güzel Vatanım Özet

Ahmet Ümit’in bu tarihi romanı yakın tarihin en karmaşık dönemlerinden birini ele alıyor ve cüretkar bir soruya dikkat çekiyor: sahi nedir vatan?

Öncelikle, bu yazı kitabın içeriğine ilişkin önemli bilgiler içermektedir, bu nedenle aşağıda yer alan değerlendirmeler kitabı halihazırda okumuş olanlar veya okumayı düşünmeyenlere daha çok hitap etmektedir. Okumayı düşünenler açısından sürpriz sonların bu aşamada bilinmesi kitaptan alınacak zevki azaltabilir. Okumayı düşünenler için şunu söyleyebilirim: geçmişten günümüze ışık tutan, belgelere dayalı, üstelik polisiye unsurlar barındıran, su gibi akan üslubuyla elinizden bırakamayacağınız, insana ilişkin çözümlemeleriyle duygulandıran harika bir kitap. Mutlaka okuyun.

Okumayı düşünenler için son bir uyarım daha olacak: kitabın en arkasındaki gazete sayfasını ve bir önceki sayfada kitabın tanıtımı şeklindeki bölümü okumayın, çünkü o bölümler romanın bir parçası. Kurgusal olmasının yanı sıra tam anlamıyla spoiler içeriyor.

Romanın değerlendirmesine geçmeden önce, ana hatlarıyla dönemin gelişmelerinden bahsetmek faydalı olacaktır.

II. Abdülhamit’in istibdat yönetiminden hoşnutsuzluk duyan muhalifler çeşitli yapılanmalara girerler. Bu yapılanmalardan en etkili olanı İttihat ve Terakki Partisidir (Talat Bey, Enver Paşa ve Cemal Bey). 1908 yılında meşrutiyetin ikinci kez ilanıyla rejimde padişahın yetkisi sınırlandırılır ancak İttihat ve Terakki Partisi (Parti, Cemiyet) 1913’te iktidara gelebilecektir. Meşrutiyetin ilanından yaklaşık dokuz ay sonra eski düzeni isteyenler ayaklanır, siyasi sakilerle başlayan isyan dini bir vaziyet alır. İsyan bir hafta içinde bastırılır ve II. Abdülhamit tahttan indirilerek yerine devlet yönetiminde inisiyatifi meşruti yönetime bırakan Sultan Reşad padişah olur.

Meşrutiyetin ilanıyla vadedilen özgürlük, hürriyet, kardeşlik ve eşitlik gibi yüce amaçlar bir türlü gerçekleşmez; çünkü yeni bir iktidar mücadelesi başlamıştır. Meşrutiyetin ilan edildiği 1908 yılından 1913 yılına dek Sadrazamlığa Parti yanlısı olmayan kişilerin getirilmesi ve İttihat ve Terakki Partisi’nin bir nevi muhalefette bırakılması Cemiyet içinde bazı hoşnutsuzluklara olur. Bu sırada dünya genelinde yaşanan güç savaşları siyasi çekişmelerle birleşince toprak kayıpları yaşanır. Önce Trablusgarp savaşı, sonra Birinci ve İkinci Balkan Savaşları ve son olarak Birinci Dünya Savaşı...

İttihat ve Terakki Partisi İkinci Balkan Savaşı sonrasında aldığı iktidarı Birinci Dünya Savaşından hemen sonra bırakır ve Parti kendini lağveder. Parti çeşitli akımlara bölünür. Büyük kısmı Milli Mücadele’ye katılır, bir kısmı padişahı destekler, lider kadro ise yurt dışına kaçmayı tercih eder. Cumhuriyet’in kurulmasıyla “bazı eski ittihatçılar” yeni yönetimden, inkılaptan ve Mustafa Kemal Atatürk’ten hoşnutsuzluklarını gizlemez, gizli ajandası olan bir muhalif yapıya dönüşür.

1925 yılında Şeyh Sait isyanının bastırılması sonrasında muhalif partilerin kapatılması ve diğer önlemler muhalefetin yer altına inmesini hızlandırır, öyle ki 1926 yılında Atatürk’e İzmir’de bir suikast düzenlenmesi bile planlanır. İzmir Suikastının öğrenilmesinin ardından tüm muhalif unsurların yakından izlenmesi ve zararlı olabileceklerin tasfiyesi daha bir kararlılıkla uygulanır. Bunlardan öne çıkanlar ya idam edilir ya da intihar süsü verdirilerek öldürülür. Özellikle, savunmasında, hiçbir hakaret ve konuşma ve yazısında şiddet bulunmadığını belirten Maliye Bakanı Cavit Bey’in idamı tasfiye harekâtının kapsamını göstermektedir. Milli Mücadele Dönemi’nin en etkili komutanlarından olan ve cumhuriyetin kurulmasında önemli rolü bulunan Kazım Karabekir ise idamdan son anda kurtulur.

Eski bir ittihatçı olan kitabın kahramanı Şehsuvar Sami ise İzmir Suikastı girişiminden hemen sonra Beşiktaş’taki evinden uzaklaşarak bilindik bir otele geçer; çünkü öldürülecek olursa bunun evinde yalnız, bir başına olmasındansa göz önünde bir otelde gerçekleşmesini tercih etmektedir.

Elveda Güzel Vatanım Kitabının Kurgusu

Roman, Şehsuvar Sami’nin vatanı uğruna vazgeçtiği sevgilisi Ester’e, yukarıda ana hatlarıyla ele almaya çalıştığımız dönemi 16 gün boyunca anlattığı günlük şeklindeki mektuplardan oluşmaktadır. Genel hatlarıyla bu mektuplar yazarın o anki ruh haliyle başlar, o günkü gelişmelerle devam eder ve 1907-1919 döneminin anlatılmasıyla sona erer.

Bölüm içerisindeki zaman geçişlerinin okuyucuyu rahatsız etmeyecek şekilde yapıldığını söyleyebiliriz; ancak “11. Gün, Sabah” bölümündeki geçiş oldukça keskin (s. 395). Diğer bölümlerin aksine gerçek zamandan geçmişe birden geçiyor ve bu bölümde ilave bir paragrafa ihtiyaç duyulduğunu düşündürüyor.

Elveda Güzel Vatanım Kitabının Özeti

Selanikli Şehsuvar Sami, Ester’in dayısı Leon Dayı’nın aracılığıyla İttihat ve Terakki Partisi’ne üyel olur. Selanik’te bazı görevleri yürütürken Ester’e bu durumu gizleyerek hayatını sürdürmeye devam eder. Ancak daha önemli ve mahrem görevleri yapmak için Payitaht’ta (Başkent, İstanbul) gitmesi gerektiğinde gerçek bir yol ayrımına gelir. Vatan ateş altındayken sevgisinin derdine düşecek değildir. Ester’den ayrılır ve Cemiyet tarafından verilen görevleri eksiksiz yapmak üzere İstanbul’a geçer. O bir fedaidir, vatan için öldürmekten de çekinmez. Trablusgarp’ta olduğu gibi savaş esnasında cephede de savaşır. Ancak, döneminin bitişinde sonsuz bir pişmanlıkla baş başa kalır.

Cemiyetin en önemli figürlerinden Talat Bey ve Enver Bey’in sarayın en güzel kızlarıyla evlenmeleri ilk ve küçük bir kırgınlığa neden olur; ancak asıl hayal kırıklığı, hürriyet için çıkılan yolda, iktidarı ele geçirmek için daha önce görülmemiş baskı rejiminin bizzat Cemiyet tarafından uygulanması, Enver Paşa’nın zapt edilemez makam sevdası ve Talat Bey ile Enver Paşa arasındaki güç kavgası olmuştur. İktidarı ele alan Cemiyet muhalif gördüğü her unsuru kontrol altına alır, alamadıklarının ise yaşamına son verir. Buna Cemiyet’in eski kurucuları da dahildir.

Nitekim bir süre Cemiyet’in kurucularından olan; ancak bazı konularda yönetimle ters düşen Ahmet Rıza da kuşkulular arasında yerini alması iç mücadelenin geldiği noktayı gösterir.

Zaman Ahmed Rıza’yı haklı çıkarır ve önlenemez büyük yıkım gerçekleşir. Evet, Şehsuvar Sami hayal kırıklığına uğramıştır, yol arkadaşları iktidar mücadelesi uğruna amaç ve erdemleri bir kenara bırakmıştır. Vatan için yola çıkılmış; ancak vatana zarar verilmiştir ve Şehsuvar Sami hiç arzu etmese ve iktidar hırsına sahip olmasa da bu cemiyetin içinde bulunmuştur.

Ancak, Şehsuvar Sami’nin Ester’i terk etmesindeki pişmanlık Cemiyet’in başarısızlığından duyduğu hayal kırıklığından da farklıdır: vatanı için gençliğinden ve sevdiği her şeyden vazgeçen Şehsuvar Sami 1926 yılına gelindiğinde hayatına son verilmesi gereken, vatan için tehlikeli bir kişi olarak görülmektedir.

Çünkü eski ittihatçılar boş durmamaktadır. 1926 yılındaki İzmir Suikastı girişiminin arkasında geniş muhalif kesimin bulunduğunun saptanmasının ardından birçok eski Cemiyet üyesi tutuklanır. Maliye Bakanı Cevdet Bey idam edilir, Kazım Karabekir idamdan son anda kurtulur. Şehsuvar Sami ise mimli bir karakterdir ve hayatına son verileceğini kabullenmiş vaziyettedir.

Şehsuvar Sami takip edilmektedir, ta ki eski silah arkadaşı Mehmet Esad’ın otelde ziyaretine dek. Mehmet Esad kendisinin artık hükümet için çalıştığını söyler ve Şehsuvar Sami’yi hükümet lehine gizli görevleri yapmaya, eski ittihatçıları deşifre etmeye çağırır. Esasında Şehsuvar Sami Mehmet Esad’tan pek hazzeden biri değildir, ayrıca emekliye ayrılmaya çoktan karar vermiştir.

Mehmet Esad’la münasebetinin hemen ardından Mülazım (Teğmen) Fuat da Şehsuvar Sami’yle irtibata geçer. O da kendisini cumhuriyet rejimini istemeyen bir teşkilatta yer aldığını ve kendisine ihtiyacı bulunduğunu söyler. Bu durum Şehsuvar Sami’yi oldukça şaşırtır, çünkü Mülazım Fuat, Cemiyet’in yaptığı yanlışları ve yaklaşmakta olan felaketi en isabetli şekilde gözlemleyen, Şehsuvar Sami’nin kardeşten öte arkadaşıdır. Birinci Dünya Savaşı’na dek birlikte omuz omuza çarpışmıştır.

Ve sürpriz son... Aslında durum tam tersidir. Mülazım Fuat Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Milli Mücadele’ye de katılmıştır. Mehmet Esad ise Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizler için casusluk yapan Sessiz John’dan başkası değildir. Dahası Mustafa Kemal’e suikast planlamaktadır. Mülazım Fuat ise Cumhuriyet’in istihbarat biriminde görev yapmaktadır, Mehmet Esad’ı yakalamak için gerçek kimliğini gizlemiştir.

Mehmet Esad’ın öldürülmesi ve Şehsuvar Sami’nin de temize çıkmasının ardından Şehsuvar Sami intihar eder. Otelde kaldığı 16 günlük sürede önce Ester’in İstanbul’da olabileceği duyumunu alan Şehsuvar Sami, daha sonra Leon Dayı’dan Ester’in kendisini affetmediğini, hatta unuttuğunu ve Paris’te kocasıyla mutlu bir hayat sürdüğünü öğrenmesiyle yaşama sevincini yitirmiştir.
Elveda Güzel Vatanım Kitabının Değerlendirmeleri

Şehsuvar Sami’nin edebi kişiliği olmasına ve bu konuda eğitim almasına rağmen Tevfik Fikret gibi dönemi etkileyen önemli edebiyatçılara değinilmemiş. Ester, edebiyata yönelmesi ve bu şekilde vatan savunmasına destek vermesi gerektiği konuda ısrarlarında yabancı yazarlardan örnek veriyor. Ester bunun yerine yanı başındaki edebiyatçılara dikkat çekseydi, belki de Şehsuvar Sami’yi ikna edebilirdi. Şehsuvar Sami’nin babasının II. Abdülhamit tarafından gönderildiği sürgünde ölmesi Cemiyet’e katılması için önemli bir etken; ancak, meşrutiyetin ilanından sonra edebiyata yönelmesi için bir fırsat bulunmaktaydı. Belki de bir defa Cemiyet’e girildikten sonra bir daha çıkmak mümkün olmuyordur, kim bilir.

Elveda Güzel Vatanım, tarihi bir roman olmakla birlikte nefesleri kesen polisiye unsurlar bulunduruyor. Bu durum, döneme ilişkin önemli bilgi ve gözlemleri içeren ve bu yönüyle günümüze de ışık tutan kitaba ayrı bir güzellik katmış.

Romanın günlük şeklinde ele alınmasının heyecanı azaltıcı bir etkisinin bulunduğunu burada ifade etmekte fayda var. Olaylar gelişiyor ve “Şehsuvar Sami şu an otel odasında bunları yazabiliyorsa olaydan sağ kurtulmuştur.” diyorsunuz.

“14. Gün, Gece” bölümünde ise ertesi gün çıkacak olayda ölebileceğini ifade eden Şehsuvar Sami, romanı iyi bir veda yerine yine geçmiş dönemi anlatarak bitiriyor. Kitabın genel kurgusu içinde bu makul görülse de son sözlerini yazdığını düşünen birinden etkili bir son paragraf bekliyorsunuz. En azından “İşte böyle Esterciğim, yine de şanslısın ki böyle bir sevginin sahibi sensin. Herkese nasip olmaz. Beni unutma.” gibi bir şeyin eksikliği hissediliyor.

Her şey yoluna girdikten sonra Şehsuvar Sami’nin hayatına son vermesini anlamak güç. Mülazım Fuat’ın teklifini kabul etmese de artık temize çıkmıştır ve özgürdür. Beşiktaş’taki evine geçip köşe yazıları yazabilir ya da Ester’e yazdığı mektupları kitaplaştırabilirdi. Kim bilir, belki de yeni bir aşkın heyecanını yeniden yaşayabilirdi. Her şeye rağmen kısa ömrüne birçok hayat sığdırmış birinin kararlarına saygı duymamız gerekir.

Ester’in ninesi Paloma Nine, her şeyin çok kötü olacağını başından beri sezen karakterlerden. Geleceğe ilişkin tahminlerinde olacak şeyleri noktası noktasına tahmin edebiliyor. Osmanlı’nın yıkılacağı, Balkanların kaybedileceği... Burada biraz yanılma payının olmasının kitabı daha gerçekçi bir zemine oturtabilirdi diye düşünüyorum. Sonuçta geçmişte yaşananları şu an biliyoruz, o zamana giden birisi bu şekilde tahminlerde bulunabilir; ancak o an yaşayan insanlar için Osmanlı’nın bu şekilde, en ağır biçimde dağılacağını, yıkılacağını öngörmek için üstün bir sezgi gücüne sahip olunması gerekir. Yine de Paloma Nine’nin Şehsuvar Sami’nin ümitvar sözlerine inanmak istemesi, bu durumu biraz daha makul hale getiriyor.

Osmanlı’nın son dönemlerinin anlatıldığı bir romanda 1915 Ermeni Tehciri olaylarına değinilmeden olmazdı. Ahmet Ümit, Şehsuvar Sami’nin okuldan arkadaşı, Ermeni kökenli Arşak karakteriyle bu olayı da ele alıyor.

Yine, Cumhuriyet’in ilanı dönemlerinde Pera Palas’ta konaklamış olan Agatha Cristie’ye de değinilmesi güzel bir detay olmuş.

Kitabın yalın olmakla birlikte yaşama ve insana ilişkin detayları aktarmasında su gibi akan üslubu sayesinde hacimli denebilecek romanı kısa sürede bitiriyorsunuz. Son olarak, bir roman tarafından ağlamayalı uzun süre olmuştu, Elveda Güzel Vatanım bu duyguyu da başarılı şekilde aktarıyor.

Sonuç olarak, güzel bir eser ortaya çıkmış. Okunmalı, okutulmalı.

Kitabın Öne Çıkan Karakterleri (K: Kurgusal, G: Gerçek)

Şehsuvar Sami (K): 1907 yılında Cemiyet’e üye olan fedai. Edebi yeteneği olmasına ve sevgilisi Ester’in mücadeleye sanat vasıtasıyla katkı vermesi ısrarına rağmen silahlı mücadeleye doğrudan girişir. Bunda babasının Abdülhamit tarafından gönderildiği sürgünde öldürülmesinin büyük etkisi vardır. Bununla birilkte vatan için elini doğrudan taşın altına konması gerektiğini düşündüren bir karaktere sahiptir.

Özgürlük mücadelesinin içinde doğrudan yer alan Şehsuvar Sami I. Dünya Savaşının ardından köşeye çekilir ve sonraki siyasi oluşumların içinde yer almaz.

Leon Dayı (K): Şehsuvar Sami’yi İttihat ve Terakki Cemiyeti ile tanıştıran, hürriyet akımından etkilenmiş bir Yahudi, Ester’in Dayısı. Hürriyet, eşitilik ve özgürlük adına Cemiyete gönülden bağlı olsa da Meşrutiyet’in ilanından kısa süre sonra yeni bir iktidar mücadelesinin yaşanması, Cemiyetin, II. Abdülhamit döneminin baskıcı rejimine benzer faaliyette bulunması ve muhalefete tahammül edemeyişi neticesinde Cemiyet ile bağlantısını sona erdirir ve Cemiyet’i sert şekilde eleştirir.

Paloma Nine (K): Ester’in ninesi. Şehsuvar Sami’nin en sevdiği kişilerden. Gelecek felaketi herkesten önce hissetmiş ve bunu Şehsuvar Sami’ye de söylemiştir. İsteği Selanik elden gitmeden ölmektir; fakat Selanik’in işgalini de görür.

Ester (K): Ester’in sevgilisi. Şehsuvar Sami’yi siyaset yerine sanata yönelmesi koınusunda defaatle uyarmıştır; ancak, meşrutiyet sonrası karmaşa ortaya çıkmaya başladığında bile onu ikna edemez. Ülkenin istikbaline ilişkin son tartışmadan sonra Şehsuvar Sami bir daha Ester’le karşılaşamaz. Ester Paris’e yerleşir ve yuvasını kurar.
Şehsuvar Sami’nin intiharından sonra mektupları kitap haline getirir.

Mülazım Fuat (K): Şehsuvar Sami’nin Cemiyet’te en güvendiği arkadaşı. Binbaşı Basri’nin komutasında tüm görevleri birlikte yapan diğer fedai. Trablusgarp’ta da birlikte savaşırlar. Birinci Dünya Savaşı’nda cepheye gider ve Talat Paşa’nın talimatıyla İstanbul’da kalan Şehsuvar Sami ile yolları bu nedenle ayrılır.

Cumhuriyetin ilanı ve Şehsuvar Sami’nin hayatından endişe ettiği anlarda bir kez daha ortaya çıkar.

Mehmet Esad (K): Şehsuvar Sami’nin fedai grubuna ilk kabul edildiğinde birlikte çalıştığı, kendisinin alaylı, Şehsuvar Sami’nin ise mektepli olması nedeniyle Şehsuvar Sami’ye soğuk yaklaşan Cemiyet üyesi.

Bir operasyon esnasında yaralanmış ve fedai grubundan ayrılmıştır. Para sevgisi, vatan sevgisinin önündedir.

Arşak (K): Kitabın iki bölümünde anlatılan, Şehsuvar Sami’nin Ermeni arkadaşı. Gençlik yılları birlikte geçmiştir ve 1915 olaylarından sonra bir kez daha karşılaşırlar. Ailesinin başından geçenleri anlatır.

Binbaşı Basri (K): Fedai grubunun lideri. Mülazım Fuat ile Şehsuvar Sami’nin en çok güvendiği, bir ideal olarak gördükleri asker. Trablusgarp Savaşı’nda bir pusuya düşürülerek şehit olur.

Reşit Bey (K): Şehsuvar Sami’nin Beşiktaş’taki evinden ayrıldıktan sonra 16 gün boyunca kaldığı Pera Otel’in yöneticisi. Babası ile Şehsuvar Sami eski silah arkadaşıdır, bu nedenle Şehsuvar Sami’ye büyük saygı ve hürmet gösterir.

Talat Bey (G): Cemiyet’in en önemli liderlerinden, siyasi figür, Büyük Efendi. 1913 yılında Parti tam olarak iktidara geçtiğinde hükümeti kurar. İktidarı esnasında kendisini en çok zorlayan Enver Paşa’nın siyasi ihtiraslarıdır. Enver Paşa kendi muvaffakiyetlerini aklıselimden önde tutmaktadır, ancak Talat Paşa onun karşısında yeterli dirayeti gösteremez. Nitekim Birinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmayı tercih etse de Enver Paşa’nın ısrarı ve faaliyetleri neticesinde Osmanlı’nın savaşa girmesini engelleyemez.

Enver Bey (G): Meşrutiyetin ilanıyla “Hürriyet Kahramanı” olarak anılmaktadır. İkinci Balkan Savaşı’nda Bulgaristan’ın diğer Balkan ülkelerine savaş ilan etmesini fırsat bilerek Edirne’yi kurtaran ordunun başında olması kendisini daha da parlatır.

Son derece ihtiraslı bir kişiliktir, ülkedeki en yetkili kişi ve herkesin kahramanı olma arzusundadır. Talat Bey’in şerhine ve Osmanlı teamüllerine aykırı olmasına rağmen Harbiye Nazırlığını alır. Ayrıca Abdülmecit’in kızı Naciye Sultan’la evlenerek Saray’a damat olur. Yine ihtiraslarından dolayı Mustafa Kemal’i tehdit olarak görmekte ve ona mesafeli yaklaşmaktadır.

Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın Almanya’nın yanında savaşa girmesi için gizli anlaşmaları imzaladığı söylenir. Sarıkamış faciasının sorumlusudur. Sarıkamış faciasından sonra komutayı devrederek İstanbul’a dönmesi, Şehsuvar Sami’nin tepkisini çekmektedir, çünkü ordusunu korumak için kendini feda eden Süleyman Askeri aklına gelmektedir.

Sarıkamış Savaşı’nın kaybedilmesinde Ermeni aşiretlerini sorumlu tuttuğundan tehcir kanunun çıkarılması ve uygulanmasında da önemli bir rol üstlenmiştir.

Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Almanya’ya kaçar.

Süleyman Askeri (G): Şehsuvar Sami ile Mülazım Fuat, yaptıkları hizmetlere rağmen resmi bir göreve sahip değildir ve Talat Bey’den devlet kademesinde resmi bir görev almak için ısrarcı olurlar. Başlangıçta bu duruma sıcak bakmayan Talat Bey, daha sonra bu ikiliyi Süleyman Askeri’ye gönderir. Süleyman Askeri, Cemiyet’in çıkarları doğrultusunda istihbarat toplayan ve gerektiğinde suikast eylemlerinde bulunan gizli bir teşkilat olan Teşkilat-ı Mahsusa’nın başkanıdır. Süleyman Askeri komutasında Şehsuvar Sami ile Mülazım Fuat’ın ilk görevi, Cemiyet’in önemli isimlerinden Maliye Bakanı Cavit Bey ile Ahmet Rıza’yı izlemektir. Çünkü bu ikili Almanya ile savaşa girmeye karşı olduklarından casus olarak görülmeye başlanmıştır.

Süleyman Askeri’nin Mülazım Fuat ile Şehsuvar Sami’nin üzerinde etki bırakmasının bir diğer nedeni de Birinci Dünya Savaşı’nda gösterdiği fedakarlıktır. Irak Cephesi’nde mağlup olan ordunun kaçabilmesi için intihar etmiştir.

Ahmet Rıza (G): Cemiyetin lider kadrosunun bir diğer üyesi, münevver. Şehsuvar Sami’yle ilk karşılaştığında ona fedailiği bırakmasını ve edebiyata yönelmesini salık vermiştir. Almanya ile savaşa girmek istemediğinden yönetimle ters düşmüştür. Milli Mücadele sırasında da yurtdışında kamuoyu oluşturmak için çalışmıştır.

Cavit Bey (G): Romanda çok fazla bahsedilmemektedir; ancak kitabın hemen girişinde savunmasından dikkat çekici bir bölüm alıntılanmıştır. Birinci Dünya Savaşı öncesi Maliye Bakanlığı görevini üstlenmiş, 1922’deki Lozan Delegasyonunda yer almıştır. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra yönetime muhalif tavır takınan Cavit Bey, İzmir Suikastı girişiminden sorumlu tutularak idam edilmiştir. Savunmasında, hayatının hiçbir döneminde şiddeti savunmadığını ifade etmiştir.

Kara Kemal (G): Devlet meselelerinin çözülmesinde sertliği savunan Cemiyet liderlerinden, Küçük Efendi. Bab-ı Ali baskınını desteklemiştir. Milli Mücadele’ye ve Cumhuriyet’in kurulmasına destek vermiş olmasına rağmen 1926’daki İzmir Suikastı girişiminden suçlu bulunmuş, hakkında gıyabi idam cezası kararı verilmiştir. Daha sonra bir kümeste öldürülmüş ve bunun intihar olduğu söylenmiştir.

Kara Kemal’in bu şekilde ölümü, Şehsuvar Sami’nin Beşiktaş’taki evinde yalnız ölmemek için Pera Palas’a gelmesinin en önemli nedenidir.

Yazan: Gökhan İPKİN

Elveda Güzel Vatanım Konusu

Ahmet Ümit'in yeni romanı Elveda Güzel Vatanım'ın yazarın çok farklı tarzda yazdığı bir roman. Diğer eserlerinde polisiye tarzı kullanan yazar bu romanında daha kurgusal ve tarihi bir tarzda yazmış. Tarihimizin önemli olaylarından olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin üç dönemini konu alan bu roman sürükleyici olmasının yanında çok sayıda bilgi de veriyor. Elveda Güzel Vatanım kitabının konusu ise şöyle;

Şehsuvar Sami 1906 yılının Osmanlı İmparatorluğunda Selanik'te annesi ile birlikte yaşayan genç biridir. Edebiyata olan merakı ve yazmaya duyduğu sevgi onu hep yazar olmaya heveslendirmiştir. Ayrıca sevgilisi Ester de onu bu konuda hep desteklemiştir. Ester bir Yahudi’dir ve onunla tanışmasına vesile olan Ester'in dayısı Mösyö Leon'dur. Ester ve Şehsuvar ikisi arasındaki din farklılığından dolayı kavuşamayacaklarını biliyorlardı. Bu nedenle Ester hep Paris'e yerleşmeyi istemiş ve Şehsuvar da bunu kabul etmişti. Fakat Mösyö Leon 1908 yılında onunla bir konuşma yaptı ve bağlı olduğu cemiyet hakkında onu bilgilendirdi. O sıralarda herkes Fransız İhtilali gibi bir ihtilal istiyor ve meşrutiyetin ilan edilmesini istiyorlardı. Bu nedenle daha çok insana ihtiyaç vardı. İşte Mösyö Leon da bu cemiyetin yani İttihat ve Terakki'nin üyelerinden biriydi. Şehsuvar da bu düşünceleri onaylıyor vatanını düşünüyordu. Bu nedenle uzunca bir süre düşündükten sonra bu cemiyete katılmaya karar verdi ve 1908 yılında gizlice katıldı. Ester ve annesine bu konudan hiç bahsetmemişti. Fakat görev nedeniyle sürekli bir yerlere gitmesi gerekiyordu. Daha fazla yalan söyleyemedi ve en sonunda Ester'le ayrıldılar ve Şehsuvar İstanbul'a geldi.

İstanbul'da çok önemli görevler üstlendi, istihbaratçı olarak çalışıyordu ve bir kaç kez adam da öldürmüştü. İlk başlarda her şey çok güzel gidiyordu. Meşrutiyet ilan edilmişti fakat Abdülhamit hala padişahtı. İttihat ve Terakki'ye karşı olan bir kaç grup iyice kızışmıştı ve bir akşam 31 Mart Vakası olarak bilinen olay gerçekleşti. Herkes yürüyüşe geçti askerler ve bazı dervişlerin talebeleri. Bu olayı bastırmak için aralarında Mustafa Kemal'in de bulunduğu Hareket Ordusu İstanbul'a geldi. İsyan bastırıldı. Cemiyet tekrar başarılı olmuştu fakat bir süre sonra yine etkisini yitirdi. Şehsuvar ve arkadaşı Fuad'ın da bu cemiyete pek itimadı kalmamıştı. Bir gün darbe yapılacağı bildirildi ve Bab-ı Ali baskını yani hükümet darbesi gerçekleşti. İttihatçılar bir kaç kişiyi öldürerek yine başa geçtiler. Fakat bu sefer de Trablusgarp ve Balkan Savaşları gündemdeydi. İttihatçıların çoğu Trablusgarp’ta ve Balkan Savaşlarında savaştılar. Edirne kaybedildi.2.Balkan Harbi'nde ise bir anlaşma ile geri alındı. Şimdi ise 1.Dünya Savaşı çıkmıştı.

Bu sıralarda ise cemiyette üç başlılık sorunu ortaya çıktı. Cemiyetin kurucuları Talat, Enver ve Cemal Paşa farklı düşünceler barındırıyorlardı. Enver Paşa ise hep en üstte olmak daha üst bir rütbeye gelmek istiyordu.1.Dünya Savaşı'nda da çok yanlış hamleler yaparak gizlice Almanya ile ittifak imzaladı ve savaşa Osmanlı da sokulmuş oldu. Onun sayesinde Sarıkamış ve Ermenililerin Tehcir Olayı yaşanmış oldu. Fakat sona yaklaşıldı. İki cephede galip gelsek de tüm savaşı kaybetmiştik. Böylece 1926 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti sona erdi. Talat, Enver ve Cemil paşalar ülkeyi terk ettiler ve gittikleri yerlerde öldürüldüler.

İşte bu olayları yıllar önce yaşamış olan Şehsuvar Sami kaldığı otel odasında eski bir ittihatçı olarak tutuklanma korkusuyla ve Ester'i sürekli arayarak mektup yazıyordu. Ester'i her yerde arıyor ve ona yaşadığı olayları anlatıyordu. Tüm yaşadıklarını yazdıktan sonra daha çok yaşamak istemeyerek bir 1926 yılında kafasına sıkarak intihar etti. Yazdığı mektupları ise hep aradığı, sevmekten vazgeçemediği çok sevdiği Ester roman halinde yayımladı.

Ilgın Kocaman

Elveda Güzel Vatanım Soruları ve Cevapları

Elveda Güzel Vatanım kimin eseri?

Ahmet Ümit

Elveda Güzel Vatanım türü nedir?

Yerli Romanlar, Polisiye, Macera, Tarihi

Elveda Güzel Vatanım kaç sayfa?

560

Elveda Güzel Vatanım Yorumları

kitabı yeni aldım okumaya başladım oldukça akıcı gidiyor ahmet ümiti artık herkes biliyor zaten kötü kitap yazacağına inanmıyorum

11-12-2015 06:49

ağır ilerliyor ama bitireceğim

15-12-2015 12:45

hele bu nedir bea biraz konuyu karakterlerı fln yazın

23-12-2015 20:19

nasıl olur da sıkıcı diyorsunuz. sıkıcı diyen kitap okumayı sevmeyen belki de senede 1 kitabın yarısına ya gelmiş ya gelmemiş insandır.

25-12-2015 09:16

ahmet ümit'in altı kitabını okudum çok güzel ve akıcı

27-12-2015 12:37

çok güzel değil

28-12-2015 10:26

sıkıcı diyen, daha önce iyi bir kitapla karşılaşmamış denektir. gayet akıcı ve sürükleyici bir roman.

08-01-2016 07:21

roman degil,inceleme tarihi notlar ,ne kadar dogru ?.akici bir uslup yok basit bir kitap.okumakta fayda var.

12-01-2016 15:11

beyoğlunun en güzel abisi,ve beyığlu rapsodisinin üstüne tanımam.nasıl heyecanla bekledim ve hiç düşünmeden aldım.kötü diyemem fakat önceki kitapları kadar heyecan ve merak uyandırmadı,ağır ilerliyor

14-01-2016 21:58

muhteşem, ama biraz tarih bilgisine ihtiyaç var, o dönemi azıcık biliyorsanız üstüne süper gider. bence bu kitabı okumadan önce azıcık ittihat ve terakki ile ilgili bişeyler, kısa bile olsa, okuyun sonra bu kitabı okuyun, göreceksiniz ki dönemin mükemmel bir fotoğrafını çekmiş.

Afa • 18-01-2016 23:48

bab-ı esrar ve beyoğlunun engüzel abisi favorilerim.sultanı öldürmek kitabın da da bunda da biraz ağır gittiğini söyleyebilirim.tarih bilgisi edinmek lazım.

29-01-2016 20:52

ben daha almadım ama pazartesi alacağım..

05-03-2016 17:59

soluksuz okudum gerçekten. 4 yıl uğraşmış bu roman için. kaynakçaya bakıldığında sarf edilen emek ortada. kuru bir tarih kitabı değil.

06-03-2016 13:40

sanki film seyrediyor gibi okuduğum bir romandı.çok emek harcamış.ahmet ümit 'i ,bir okur olarak yürekten tebrik ederim.bütün detaylar gerçekten oradaymışınız hissine katılmanıza sebep oluyor.hatta o sık içilen kahve kokusunu hissedip,kahve içesiniz geliyor.roman özellikle 250'li sayfalardan sonra daha da zevkli hale geliyor.yarısına geldikten sonraki olaylar bir çırpıda okuyup bitirivermenizi tetikliyor.tabii ki konu size hitap ediyorsa.

09-03-2016 23:35

kitapı okudum ve bittiğinede üzüldüm gercekten çok güzel bir kitap ahmet ümitin emeğine sağlık

19-03-2016 16:14

bu kitabı bir ayda bitirmeme lazım yoksa derya canler bana 0 verecek proje aksaray
ve çok sıkıcı aksaray

24-03-2016 19:46

tarih bilgisi olmadan okunacak bir kitap değil. bu yüzdendir ki sıkıcı ve ağır gidiyor. araştırma yapmak şart!

26-03-2016 21:12

roman 100 yıl öncesinde de geçse,günümüz türkiye'si ile geniş paralellikler taşıyor.sırf bu yüzden bile okunabilir.

31-03-2016 06:48

kavim, beyoğlunun en güzel abisi, beyoğlu rapsodisi, sis ve geceden sonra biraz akıcı ve heyecanlı gibi gelmedi belki kitabın ortalarından sonra daha heyecanlı olabilir diger kitaplarrı gibi ahmet ümit'in kitapları süper

05-04-2016 14:25

tarihe olan merakım vesilesi ile tercih ettiğim bir kitap üslup ve tasvirler muazzam dönemim keşmekeşini muazzam anlatmış emeğine sğlık diyorum yanlız final bölümüne değinmeden geçemiyeceğim final şehsuvar samiye yakişmadı

05-04-2016 20:02

kitabı okumaya başladığım edindiğim intiba sonunda beni haklı çıkardı esterde aklı ve yüreği kalmıştı ama pek fazla değindedi yasayamadığı askına haklı olarak vatan aşkı hep önplandaydı okurken bu mesajı çok rahat veriyordu yanı sonu baştan belliydi sadece öolum bu şekide yakılmadı ihanetleri çinayetleri enderinden yaşamışti zaten ders çıkarmış herşeyden uzak mütevazi birşekilde hayatını idame edebilirdi kafasına sıkarak gitmesi nerede bunun vatan aşkı dedirtti açıkcası ne istediğini bildiği halde finalde yaprak gibi savruldu yakışmadı be şehsuvar sami
bir sonraki kitabınıda sabırla bekliyoruz ahmet ümit iyiki hayatımdasın

05-04-2016 20:11

kitabi okudum çok muhtesem bıraz tarıh bılgınız varsa kıtap tadından yenmiyor hem eski zamanda hem bu zamanda yazılmıs bı kıtap heyecanlı ve akıcı kotu dıyenler bnce kıtap okumamıs ınsanlar

17-04-2016 12:51

patasana kitabini animsadim kitabi okuyunca.gecmis ile gunumuz baglantilari,geçişler mukemmel.kitap tarih dersi de veriyor ve anliyorsunuzki okullardaki ogrendigimiz tarih den otesi de var gercek hayatta.sami ester in evlendigini ogrenince asil o zaman olmustu bence.pera palasa gittim romani okuyunca.kahve icmeye basladim.enver ve ataturk arasindaki mucadeleyi anlatan arastirmalara merak saldim.ve kut zaferini hic bilmedigimizi anladim.boyle bir destan bizlere neden ogretilmedi bunu ahmet umit mi yapmaliydi?sami benim roman kahramanlarimdan biri oldun.iyiki okumusum kitabi.ahmet umit iyiki varsin

26-04-2016 11:47

kitaptaki kisileri tanıyabilir misiniz:)

15-05-2016 20:24

çok güzel bir kitap
kukla romanında guzel

26-08-2016 16:48

cok guzel bir roman herkesin okumasini tavsiye ederim

28-09-2016 07:41

tek kelime ile mükemmel

05-11-2016 13:36

cok güzel ama cok ayrınyıya girmiş.bitiremedim ama bitiricegim cunku sınav sorularız kitapla ilgili 😧

11-11-2016 19:29

mükemmel bir kitap uzun zaman sonra bana kitap okuma alışkanlığımı tekrar kazandıran eser. teşekkürler ahmet ümit

Yusuf ERBAŞ • 27-11-2016 00:29

bence çok sıkıcı sayfa 90yim ama daha birsey anlamadım tavsiye etmiyorum

08-01-2017 17:21

kavim ve istanbul hatirasi en icon yeri doldurulamaz polisiyeler,ahmet umitin siyasi goruslerini bol bol katabilecegi elveda güzel vatanim ise henuuz yeni basladigim nir kitabi.abdülhamit ten despot,cani olarak bahsedilmesi bekledigim bir şeydi, her ne kadar bakış acisina katilmasam da okuma ya devam

28-01-2017 02:01

kitap çok güzel hastaydım 5 günde bitirebildim.ahmet ümit kitaplkarıni okurken şunu keşfettim önce kitaba başlarken yavaş yavaş kitabı olursunuz kahramanı benisersinsiniz nereye gitsem yanında o kahraman evde sokakta yemekte sanki nereye gitsen yanında kitap bittiğinde ise ne olduğunu anlamazsınız bir kaç saat sonra kitabın boşluğunu duyarsan ve bir iki gün etkisinden çıkmazsınız şehsuvar sami bin sonu çok kötüydü gerçekten güzel bir kitaptı

05-02-2017 20:04

tarihi olayları cok içerdiği için 1 haftadır 308ci sayfaya anca gelebildim. o dönemin tarihine ışık tutup bizleri bilgilendirmiş
ahmet ümit yine üstün yazarlığını bu kitapla ıspatlamış, büyük bir zevk ve azimlilikle okuyorum. teşekkürler ahmet ümit

04-03-2017 02:50

kitabın bir bölümünde şehsuvar sami leon dayı'dan ester'in adresini istiyor. burada çelişki madem şehsuvar sami ester'in adrsini bilmiyor yazdığı mektupları nereye hangi adrese gonderiyor. o ayrıntıyı ya ben kaçırdım ya da romanda kurgusal bir eksklik olarak not edilmesi gerekn bir durum bu.

20-04-2017 14:38

okumadan önce dönem hakkında bilgi edinmek lazım. tarih bu kadar akıcı anlatılabilir ancak. nerdeyse şehsuvar sami dışında tüm karakterler tarihten alınmış gerçek kişiler. mutlaka okunmalı. hacmi kimseyi korkutmasın.

03-08-2017 16:30

kitabin yarisini okudum daha hiçbişey anlamadim 7yillik öğretmenim de okuyor oda nerdeyse bitiriyor oda daha hiçbişey anlamadigini soyluyor

11-03-2018 22:22

ahmet ümit elveda güzel vatanım ile bence en güzel kitabına imza atmış süperdi 10 üüzerinden 10

24-12-2019 20:16

(öncelikle ilk defa böyle ve benzeri bir platformda yorum yazma deneyimi kazanacağım , bu yüzden her ne kadar elimden geldiğince dikkat edecek olsamda yazım yanlışı noktalama vs yanlışlarım olacak şimdiden bu yanlışlarım için herkesten özür diliyorum iyi okumalar)
'elveda güzel vatanım' kitabı okuduğum ve bitirdiğim üçüncü kitaptır. bu kitap öyle bir kitap ki okurken çok farklı ruh hallerine bürünebiliyorsunuz . yeri geliyor ester ve şehsuvar'ı hayal edip mutlu oluyorsunuz . birbirlerini çok temiz seven iki aşığın ayrılış hikayesi bu . vatanı için ester ve daha nice sevdiklerinden vazgeçip vazifeye giden şehsuvar sami 'yi anlatıyor bu kitap . bu ayrılık esnasında yapılanlar şehsuvar saminin ağzından bir bir anlatılıyor ester 'e . kitabı okuduktan sonra ilk başta bir mutlu oluyorsunuz daha sonra ayrılığın vermiş olduğu hüzün içinizi kaplıyor . şehsuvar 'ın yaptıkları sizi bir hayli heyecanlandırıyor . kitabı okuduktan sonra kendi kendime şunu sordum acaba ester 'le gitseydi olmazmıydı ? ne var yani bir şehsuvar gider yerine niceleri gelir . sen gel vatanın için onca fedakarlık
yap ama yaptıklarından sonra cinayete kurban gitme telaşıyla yaşa ...
kitap sonlara doğru muhteşem bir şekilde sizi kendine bağlıyor , acaba diyorsunuz şehsuvar 'da mı diğer ittihatçı arkadaşları gibi intihar süsü ile cinayete kurban gidicek vs. ...
ama en sonda olan oluyor ne yazık ki eter ve şehsuvar buluşamıyor . şehsuvar diğerleri gibi cinayete kurban gidip ölmesin diye sonlara doğru büyük bir korku ,le okuyorsun ama en sonda şehsuvar olanı biteni ester 'e anlattıktan sonra intihar ediyor . ne acı son ama ...

MUHTAR • 04-12-2020 00:30

şehsuvar sami kimdir kısaca yazar mısınız

24-04-2022 13:05

çok uzun bir inceleme yazmışsınız ama güzel olmuş

07-02-2023 20:54

çizgi roman hali var mı çocuğum için istiyorum

07-11-2023 21:33

şehsuvar sami gerçek mi

27-07-2024 22:44

Kukla Kar Kokusu Bir Aşk Masalı Şeytan Ayrıntıda Gizlidir Sokağın Zulası Kayıp Tanrılar Ülkesi İstanbul Hatırası Bir Ses Böler Geceyi Sultanı Öldürmek Aşkımız Eski Bir Roman Masal Masal İçinde Kırlangıç Çığlığı Agatha'nın Anahtarı Aşk Köpekliktir Elveda Güzel Vatanım Sis ve Gece Bab-ı Esrar Patasana Kavim Beyoğlu Rapsodisi Beyoğlunun En Güzel Abisi Olmayan Ülke en iyi kitaplar yeni çıkan kitaplar en çok satan kitaplar okunması gereken kitaplar en çok okunan kitaplar 100 temel eser bedava kitap editör ol kitap bağışı Gün Olur Asra Bedel Tutunamayanlar Acımak Camdaki Kız 1984 Hayvan Çiftliği Sokrates'in Savunması Uzun Hikaye Alice Harikalar Diyarında Haritada Kaybolmak Kraliçeyi Kurtarmak İçimdeki Müzik Çalıkuşu Çocuk Kalbi Küçük Kara Balık İntibah Bülbülü Öldürmek Beyaz Zambaklar Ülkesinde Don Kişot Sineklerin Tanrısı Toprak Ana İnce Memed Satranç İki Şehrin Hikayesi Vadideki Zambak İçimizdeki Şeytan Sergüzeşt Beyaz Gemi Araba Sevdası Yaban İnsan Ne İle Yaşar Küçük Prens Dönüşüm Beyaz Diş Saatleri Ayarlama Enstitüsü Fareler ve İnsanlar Sol Ayağım Suç ve Ceza Sefiller Simyacı Şeker Portakalı Kürk Mantolu Madonna Pembe İncili Kaftan Esir Şehrin İnsanları Üç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik Martin Eden Yeraltından Notlar Sait Faik Seçme Hikayeler Rüzgarı Dizginleyen Çocuk Sabahattin Ali Bütün Öyküleri Ahmet Ümit Ahmet Batman Ayşe Kulin İskender Pala Canan Tan Dostoyevski Elif Şafak Jojo Moyes Kahraman Tazeoğlu Memduh Şevket Esendal Orhan Kemal Peyami Safa Sabahattin Ali Sarah Jio Tarık Buğra Victor Hugo Zülfü Livaneli Erotik Kitaplar Çocuk Kitapları Romantik Aşk Kitapları Tarihi Kitaplar Yabancı Romanlar Öykü Hikaye Kitapları Yerli Romanlar Komik Kitaplar Felsefe Kitapları Macera Kitapları Polisiye Kitaplar Korku Kitapları Fantastik Kitaplar Kadın Erkek İlişkisi Din / Tasavvuf Kitapları Tiyatro & Oyun Kitapları Biyografi Kitapları Kişisel Gelişim Kitapları Psikoloji Kitapları Gizem Kitapları Şiir Kitapları Gerilim Kitapları Günlük Anı Kitapları Beslenme Diyet Kitapları Politik Kitaplar Bilim Kurgu Kitapları Deneme Kitapları