Beyoğlu Rapsodisi üç arkadaşın hikayesini anlatmaktadır. Kenan, Nihat ve Selim... Birbirlerinden çok farklı olan bu üç arkadaş aslında diğer bir yandan da birbirlerine çok benziyorlar. Bu arkadaşlar Galatasaray Lisesi'nde okuyorlar ve okulun izci takımında tanışıyorlar. Kenan ve Selim'in maddi durumları oldukça iyidir. Nihat için aynı şeyler geçerli değildi. Kenan ve Selim lisede harçlıklarından bir kısmını Nihat'a verirlerdi. Yıllar sonra bile görüşmeye devam ettiler. Kenan Hukuk Fakültesi'ne rahatlıkla girmiş, stajını da amaçlamasına rağmen avukat olamamıştı. Onun yerine babasının sigorta acentesinin başına geçti. Girişimci ruhu sayesinde çabucak alışmıştı mesleğine.
Nihat ise annesini çok küçük yaşta kaybetmiş, babası bir matbaada ustabaşı olarak çalışmaktadır. Nihat şanssız bir çocuktu büyüdükçe de bu şanssızlığı onu terk etmemişti. O da matbaada çalışmış daha sonra Selim ile Kenan'ın yardımlarıyla bir kitap dükkanı açmıştır. Sonra da Melek adında bir sözde yazarla tanışıp evlenmiştir. Kenan ve Selim'e iyi davranmayıp Nihat'ı da ezmeyi başarıyordu. Ne yazık ki Nihat çok saf olduğu için Melek'in davranışlarını alttan alabiliyordu.
Biraz Selim'den bahsedelim. Selim Mimarlık Fakültesi'ni bitirdikten sonra babasının tekstil fabrikasının başına geçmiştir. O da Kenan gibi kendi mesleğini yapmamış baba mesleğini devam ettirmiştir. İşlerini geliştirmiş AZYA adında bir mağaza açmıştır. Selim de Gülriz ile evlenmiş, Burç adında bir çocukları olmuştur. Burç, down sendromlu bir çocuk olarak doğmuştur. Bu duruma alışmaları çok zor olmuş ancak Nihat'ın Burç'a yakınlığı daha iyi sonuçlar vermiştir. Nihat her zaman Kenan ile Selim'in yanında olmuş, onlara her zaman destek vermiştir.
Şimdi gelelim başlarına gelen felaketi anlatmaya. Kenan hayatını dolu dolu yaşamış, aklına gelen her şeyi yapmış, kadınların hayır diyemediği -ki Kenan'da kadınlara hayır demiyordu- bir erkekti. Bir ara Nihat'ın fotoğraf çekimleriyle ilgili verdiği bilgilerle yani öğrettikleriyle fotoğraf galerileri açmaya başlamıştır. En son galeride Melek ve yanında iki arkadaşı vardı. Selim ve Nİhat ile tanıştılar. Selim kısa tombul adamı umursamamış, yanındaki Rus güzel Katya'dan etkilenmişti. Katya'nın ise dikkati konuklarıyla ilgilenen Kenan'da idi.
Gece bitmiş galeriye ilgi büyük olmuştu. Ertesi gün ise ne bir haber ne bir görüntü vardı. Kenan'ın buna morali çok bozulmuş kendini çok kötü hissediyordu. Selim ve Nihat'la buluştu. Öldükten sonra kendisinin unutulacağını kendisini hatırlatacak bir ailesinin bile olmadığını anlatıyordu. Nihat'tan hemen bir öneri gelmişti. Kenan'a Beyoğlu'nda işlenen cinayetlerinin fotoğraflarını çekmesini önermişti. Galerinin adı da ''Beyoğlu Cinayetleri'' olacaktı. Selim ne kadar itiraz etse de Kenan'ın aklına yatmıştı bu fikir. Cinayet fotoğrafları Kenan'ın arkadaşı Başkomiser Cüneyt'ten karakolun çatısını yaptırmak karşılığında alınacaktı. Dekorlar hazırlanacak mankenler ayarlanacak ve fotoğraflar aynı şekilde çekilmeye başlanacaktı. Selim bu işten uzak duruyordu ama mekan sıkıntısı çeken arkadaşına babasının vasiyetiyle yıktırmadığı Bayoğlu'ndaki dört katlı binayı verdi. Kenan kira ödemek istese de Selim arkadaşından kira alamayacağını, bunun lafı bile olmayacağını söylüyordu. Katya da onlarla çalışacaktı. Bir gece hep birlikte Katya'nın arkadaşının barına gittiler ve sarhoş oldular. Bu halde eve gidemeyecekleri için hepsi fotoğrafların çekildiği stüdyoya gitmeye karar verdiler. Stüdyoya gidince Selim Kenan ve Katya bir şişe daha şarap içtiler. O gece Selim, Katya ile Kenan'ın ilişkisini öğrenmişti. Geçen günlerde Selim kendi işiyle ilgileniyor, Kenan ve Katya çekimlere devam ederken Nihat'ta onlara yardım ediyor, Nihat'ın sahaf dükkanına Melek bakıyordu.
Bir gün Kenan fotoğraflarda bir şey fark etmişti. İki cinayet yerinde de aynı afişten vardı. Cinayetlerin ilişkili olduğunu ve aynı kişi tarafından yapıldığını düşündü. Hatta buna inandı ve Selim ile Nihat'a anlattı. Bu işin peşini de bırakmayacağını söyledi. Kenan artık kendine daha büyük, daha kalıcı bir ölümsüzlük formülü bulmuştu.
Polisten, herkesten gizli cinayet yerlerini gezdiler. Üstelik kendilerini polismiş gibi tanıttılar. Selim'de bu ziyaretlere katılıyordu. Katil olarak suçlanan kişilerle görüştüler, kendi katil tahminleriyle de bir görüşme ayarladılar. Ne yazık ki bu görüşmelerden tekine Nihat arkadaşlarından önce gitmiş ve dayağı yemişti. Neyse ki Kenan ile Selim zamanında yetişti ve adamı güzelce sorguya çektiler. Bütün soruşturmalar sonrası hala bir sonuca varamamışlardır. Tek bildikleri kurbanların ikisi sevgilidir. Kartal uyuşturucu bağımlısı ve sevgili Aysun'u da bu pisliğe bulaştırmıştır. Aysun'un eski sevgilisi asla katil olamazdı. Kartal'ın çevresi pek tekin değildi ve alacaklısı olan adam katil olabilirdi. Belki de uyuşturucu bağımlısı olan arkadaşlarından biri.
Kartal öldürüldükten sonra Aysun bu işin peşini bırakmamış ve katilin kim olduğunu bildiğini söylemişti ancak elinde bir kanıt yoktu. Katilde Aysun konuşmasın diye onu öldürmüştü. Selim bu hikayeden yanaydı ama Kenan bu kadar basit olmadığını düşünüyordu. Bu kadar basit olamazdı. O yüzden bu işi sonuna kadar götürecekti. Aysun'a gelen mektuplardan birini buldular. Mektup Fransa'dan Catherina adlı bir kadından gelmişti. Catherina mektubunda Aysun'u tehlikelere karşı uyarıyordu. O insanların çok tehlikeli olduğunu ve uzak durmasını söylüyordu. Kadının bu cinayetlerden haberi olmadığı ortadaydı ve Kenan ile Selim, Aysun'un akrabasıymış gibi kadına yeni bir mektup yazmışlardı. Şimdi mektuba bir cevap bekliyorlardı. Bu sürede Kenan çekimleri dahi unutmuş sadece cinayetleri düşünüyordu. Ellerindeki her şeyi değerlendiriyor, katilin kim olabileceğini düşünüyordu. Çekimlere devam eden Katya ise sevgilisinin başına bir şey gelmesinden, psikolojisinin bozulmasından korkuyordu. Selim ile Nihat'ta üzülüyordu.
Mektubun cevabı gelmişti. Kenan defalarca okumasına rağmen ipucu sayılabilecek hiçbir şey bulamamıştı. Sonunda bu işin peşini bırakacağını söylemişti. Herkes rahat bir nefes almışken ertesi sabah Kenan Fransa'ya gideceğini Selim'e bildirmişti. Gidip Catherina ile konuşacaktı. Selim beklemesini, beraber gidebileceklerini söylemişti ama Kenan çoktan uçak biletini almıştı. Selim'in Fransa'daki çalışanının yardımıyla Kenan kadının adresini bulmuştu. Kenan gelişmelerden Selim'e bahsetmiyor hatta aramıyordu bile. Catherina'nın öldüğünü, kadının sekreterine Kenan'ın çok kaba davrandığını hatta kadının cinayete kurban gittiğini söyleyip otopsi istemesini çalışanından öğrenmişti. Çalışanı ise kadının 90 yaşında olduğunu ve bu ölümün şaşırılacak bir şey olmadığını söylüyordu. Hatta Kenan otopsi yapılıp yapılamayacağını sormuştu. Selim'in çalışanı ise bunun mümkün olmadığını söylemişti.
Kenan ertesi gün konuşmak, olanları anlatmak için Selim'i stüdyoya çağırmıştı. Selim merak içinde stüdyoya gitmişti. Kenan her şeyi anlattı. Katil Selim'di... Selim ise inkar ediyor, Kenan'ın nasıl böyle düşünebildiğini söylüyordu. Kenan en başından tek tek anlatmaya başladı. Selim'in babasının gençlik yıllarında hiçbir serveti yoktu. Sadece terzi çırağıydı. Savaş zamanında Rusya'dan Türkiye'ye kaçanlar olmuştu. Bunlar arasında Rus komutanda vardı. Karısı ve iki çocuğuyla gelmişti Türkiye'ye. Geri dönemeyeceğini biliyordu ama Türkiye'de de kalamazdı. Güvendiği bir asker arkadaşıyla kızı Catherina'yı Fransa'ya okumaya göndermişti. Ailesiyle birlikte Beyoğlu'nun yıkık dökük binalarından birinde kalıyordu. Burada Selim'in babasıyla tanışmıştı. Komutan geçinmek için yanında getirdiği çok değerli mücevherleri Selim'in babasına göstermişti. Selim'in babası mücevherleri görünce kendine iyi bir hayat kurabileceği düşüncesiyle komutanı, karısı ve küçük oğlunu öldürdü. Fransa'ya giden Catherina ise ailesinden bir daha haber alamamıştı. O zamanın durumuna bakılırsa çok fazla üstünde durulmamıştı.
Yıllar sonra Catherina Aysun ile tanışmış, İstanbul'da yaşadığını duyunca olan biteni anlatmıştı. Aysun'dan ailesi hakkında bilgi toplamasını, onlara neler olduğunu araştırmasını istemişti. Aysun başarmıştı... Catherina'nın ailesini Selim'in babasının öldürdüğünü öğrendi. Uyuşturucu bağımlısı olan Aysun ve sevgilisi Kartal, Selim'e şantaj yapıyorlardı. Selim her ay düzenli olarak iki sevgiliye para veriyordu.
Bir gün Aysun İstanbul'da değildi, Kartal'ın da uyuşturucuya ihtiyacı vardı ama parası yoktu. Arkadaşından borç istedi. Arkadaşı önceki borcunu ödemediğini söyleyip vermedi. Parayı Selim'den istedi ama Selim daha zamanının gelmediğini, veremeyeceğini söyledi. Belki Kartal'ın evinin adresini aldı, belki de Kartal'ı takip edip o şekilde öldürdü. Sevgilisine deli gibi aşık olan Aysun katili biliyordu ve çıldırmış gibiydi. Çok geçmeden Selim onu da öldürmüştü. Sırada Catherina vardı. Babasının cinayetlerini Aysun'dan öğrenen Selim Catherina'yı bulmaya çalışıyordu. Bu yüzden Katya'ya sürekli 1920'li yıllarda Türkiye'ye kaçan bir yakınının olup olmadığını soruyordu. Aysun'un posta kutusunda bulduğu ipucuyla aradığı kişiyi de bulmuştu. İş için Fransa'ya yaptığı ziyarette Catherina'nın adresini bulup boğarak öldürmüştü. Kendisinin yazdığı mektuba da Catherina'nın ağzından yazmıştı. Çünkü Catherina'nın sekreterinin böyle bir mektuptan haberi yoktu.
Kenan bunları anlatırken Selim karşı çıkıyor, arkadaşının psikolojisinin bozulduğunu söylüyordu. Kenan anlatmaya devam ediyordu. Tek şey aklına takılmıştı. Komutan ve ailesinin cesetleri nerede olabilirdi? Düşündükçe onu da bulmuştu. Bunları anlatırken binanın bodrumuna inmişlerdi. Selim'in babasının arabası yoktu o zamanlar. Cesetleri bir yere taşıyamazdı o yüzden bu binanın bodrumuna gömmüştü. Kenan gece uyumamış, bodrumda gömülü olan cesetleri bulmuştu. Selim cesetten kalan kemikleri görünce Kenan'a her yerin anahtarını neden verdiğini düşündü. Kenan çok üzülmüştü. Arkadaşına neden kendisinden yardım istemediğini, başka bir yol bulabileceklerini söylüyordu. Selim, bunları kimseye anlatmamasını istiyordu. Burç'tan, Gülriz'den bahsediyordu. Kenan yapamayacağını söyledi. Sonra Selim kontrolden çıkarak silahıyla Kenan'ı tam kalbinden vurmuştu. O anda içeri giren Katya Kenan'a sarılarak ağlıyordu, Nihat ise gördükleri karşısında donakalmıştı.
Selim sadece Kenan'ı öldürmekten hapse girmiş, diğer cinayetlerde kanıt olmadığı için onlardan yargılanmamıştı. İlk başta ziyarete gelmeyen Nihat sonraları gelmişti. Uzun bir süre Kenan'dan bahsetmiyorlardı. Katya ise sevdiği adamın katilini haklı olarak ziyaret etmiyordu. Fotoğraf çekimlerini gecikmeli bitirdi ve sergiyi açtı. Bütün haberler günlerce bu sergiden, Kenan'dan bahsetmişti. Katya sergiyi açtıktan sonra Rusya'ya dönmüştü. Kenan ölümüyle ölümsüzlüğü yakalamıştı. Gülriz ise ilk başta zorlansa da AZYA'yı çok iyi idare ediyordu. Burç'un hapishaneye gelmesi doktoru tarafından yasaktı bu yüzden babasını ziyarete hiç gidemedi.
Beyoğlu Rapsodisi Soruları ve Cevapları
Beyoğlu Rapsodisi kimin eseri?
Ahmet Ümit
Beyoğlu Rapsodisi türü nedir?
Polisiye, Yerli Romanlar, Gerilim
Beyoğlu Rapsodisi kaç sayfa?
408
Beyoğlu Rapsodisi Yorumları
mükemmel bir kitap okuduğum en iyi polisiye roman
18-04-2014 09:29
bence ahmet ümitin en güzel kitabı
18-04-2014 20:52
yazan güzel yazmış teşekkürler
26-04-2014 02:36
ufff ne kitapti ya aglamaktan helak oldum resmen Ahmet Umitin istanbul Hatirasi diye bir polisiye romani var onu okumanizi siddetle tavsiye ederimmm
19-06-2014 22:52
güzel kurgulanmış bir roman tavsiye edrim ancak kitabı okurkn ya da öncesinde son sayfayı açmayın kitabın kilit noktasını görüyosunuz ve bir polisiye romanın sonunu bildikten sonra okumanın mantığı olmadığını düşünüyorum
13-08-2014 04:02
saatinkaç olduğunu görüyor ve ürperiyorm
13-08-2014 04:04
istanbul harikasını okumayan polisiye okudum demesin harikaaaa
21-10-2014 21:15
olaya cok gec girdi ama sonu biraz karışıkti ama güzel bitti
12-12-2014 00:01
ahmet umit favori yazarim istanbul hatirasi ve beyoglunun en guzel abisi kitplari cooook guzel ahmet umitin ellerine saglik cok basarili bir yazar
27-12-2014 19:40
bahsi gecen beyoğlu ilçesininde keşke fotoğraflar ini ve harita bilgilerini de kitap yer alsaydi
28-12-2014 00:39
bence okunması gereken bir kitap istanbul hatırası da güzel di
11-01-2015 14:11
ahmet ümitin sultanı öldürmek ve sis ve gece kitaplarıda güzel
29-01-2015 18:24
kitabın sonu kötü bitti ya!
09-02-2015 17:05
bence selim suçsuz o sadece bu suçu saklamalı çünkü hem kendini hemde ailesini koruması gerekti ama bunu yaparken bazı yanışlar,hatalar yaptı.
09-02-2015 17:11
asırı derecede guzelll
asırı derecede guzelll
10-02-2015 19:17
kukla kitabında adnan karakterıne bazı yerlerde okadar cok guluyordum kı adam resmen duygularyla yazmıs kıtabı söylenecek söz yok kukla harika bir kitap ama beyoglu rapsodisi beni ağlatan tek kitap :)
03-03-2015 21:57
güzel bir kitabı bitirmenin keyfini yaşıyorum..sonu şooook
bab-esrar ve beyoğlu'nun en güzel abisi de çok güzel
27-03-2015 15:31
polisiye sevenler mutlaka okumalı
türk bir yazarımızdan bir başyapıt
05-07-2015 00:09
tek kelimeyle "mükemmel" defalarca okudum, öyle güzel ki :)) bitiriyorum tekrar okumak istiyorum, hiç sıkılmıyorum :)) en yakın üç arkadaş, biri deli dolu, biri arkadaşları kadar varlıklı olmadığı için, kenan ve selimin yardımlarıyla ayakta duran, diğeri ise kendi çabalarıyla, kariyer yapan, en akıllıları.. en yakın arkadaşını.. neyse okuyun ve görün diyorum.. gerçi kitap çıkalı kaç yıl olmuş, ama hala okumayanlar vardır.. kesinlikle tavsiye ediyorum, çok güzel bir kitap :))
cok guzel bir kitap kitap okumayı sevmeyenlerin bile siddetle okuyabileceği bir roman :) herkese önerebilirim .
06-09-2015 11:24
kitap şahane başı biraz sıkıcı ama yine de okumaktan kendinizi alı koyamıyorsunuz sonu ise tam bir şok oldu gözlerim dolu dolu okudum son satırları ama ben son sayfasını yani o küçük paragrafı anlamadım diyor ya kapıyı kapattım falan me anlatıyor orda bilen varsa yazsn
15-09-2015 22:55
bu kitapta başkomiser nevzat yok mu?
25-09-2015 14:21
kitap cok guzel hastasiyim adammin baayiliyorum bundan iyi yazar yok bence arkadaslar herse tavsiyeee
29-11-2015 13:15
mükemmel olmuş ama sonu cookkk kötüydü cooookkkkk uzuldum
03-01-2016 00:26
harika bir kitap son sayfalara kadar kımın olduğu anlasılamıyor ve anlasıldığında da sok oluyorsunuz mükemmel
02-02-2016 22:00
kitabın
çok sürükleyici bir kitaptı 2 iş günü içinde bitirdim ancak sonunda hayal kırıklığına uğradımm :( katil o olamaz!!!
11-02-2016 15:16
çok güzel bi kitaptı teşekkürler
15-02-2016 20:36
kavim ve beyoğlu rapsodisi en güzel kitaplarp
07-03-2016 23:42
ahmet umitin en iyi kitabi acik ara kavim.dir. beyoğlu rapsodisi ise genel anlamda basarili sayilir ancak ilk 250 sayfada skilmayip devam ederseniz ozellikle son 130 sayfa cok basarili. sonuna ben de inanamadim. selim gibi akilli ve mantikli bir adamin aysun ve sevgilisine karsi bir cozum bulamamasi cok mantik disi geldi bana.
24-03-2016 14:06
gerçekten çok güzel bir kitap bence sakın kitabı bitirmeden özeti okumayın katilin kim olduğunu öğrenince kitabı alıp okumanın bir anlamı kalmıyor zaten kitabı okuduktan sonra kimse özeti okumaz.
13-05-2016 16:07
tek kelimeyle mükemmel bir kitap
22-05-2016 19:46
okudugum en etkileyici kitaplardan biriydi. ülkemizde boyle yazarlarimizin olmasi bizim icin buyuk şans. tesekkurler ahmet umit
kitabin son sayfasinda agatha christie nin kitabindan bir bölüm var. ne oldugunu tam anlayamadim. anlayan var mi
26-05-2016 13:32
daha okumadim ama güzel bir kitaba benziyor
27-07-2016 23:09
böyle bir yazara sahip olduğumuz için şanslıyız... mükemmel bir hikaye ve mükemmel bir kurgu. teşekkür ederim ahmet ümit
01-01-2017 22:36
mükemmel bir yazar ahmet ümit senin en büyük hayranınım 10 kitabında okudum hepsinden de çok etkilendim istan bul hatırası çok güzel bir roman tavsiye ediyorum tüm kitapları bir şahser
05-02-2017 19:48
anladığım pek söylenemez 2 kez okudum ancak pek anlamadım bu sebepten polisiye kitaplar yerine bilim kurgu kitaplari okumaya başladim ve gregor serisi ile başladim herkese önerim polisiye kitaplari daha çok canı sıkılmış olgun insanlar içindir ...
12-04-2017 16:29
efsane bir kitap keske daha once okusaydim
23-04-2017 15:49
bir solukta okudum..harikaydı ...nasıl bir sondur bu yavv...şok..
ben başta çok begendim ama yazarın başta katil hakkında hiç ipucu vermemesi sonunu inandırıcı kılmıyor o katil olamzmış gibi oluyor.
05-02-2018 02:12
bu kitap sayesinde uyuyamiyorum ayrica herseyden suphe duymaya basladim kitap guzel ama bana gore degil 😑😕😕😕😕😕
guzellll bir kitttappp sonu biraz karisiiiik ama dehset 📚📚📚📚
05-03-2018 11:20
kitabı yeni aldım özetini
13-10-2018 08:35
ahmet ümitin okuduğum ilk romanı. çok beğenmiştim diğer romanlarını da okumaya başladım. sonuna kadar esrarengiz ve gizem dolu bir roman. tamam katil bu derken sizi ters köşe yapıyor bu roman. istanbul tarihini ve karakterleri çok güzel anlatan bir roman.
ahmet ümit beyoğlu rapsodisi ile bana göre en güzel kitabını yazmış mükemmel bir konusu var elimden bırakamadım okuduğum en güzel ahmet ümit kitabıydı
28-01-2020 21:02
beyoğlunda büyüyen biri olarak çok hoşuma giden bir roman oldu ahmet ümiti biliyorum zaten harika yazıyor beyoğlunu da harika ele almış çok güzel bir polisiye roman tavsiye ederim
27-03-2022 21:21
kitabın konusu çok güzeldi gerçek mi merak ediyorum
11-10-2022 18:56
polisiye romanda hoca ana fikri sordu öldürme tutkusu yazdım
10-04-2023 20:53
kendi cinayetlerini yazan yazarın kitabı bu mu?
23-09-2023 22:09
cevapsız kalan çok soru var dağıtıp toparlayamamış