İlber Ortaylı’nın “Türkler anlaşılmadan, dünya tarihi anlaşılamaz.” mottosuyla ele aldığı kitap, tarihçinin konferanslarda yoğunlukla aldığı sorular çerçevesinde şekilleniyor. Türklerin Ortadoğu sahnesine çıkışı, devlet anlayışı, İslam’la tanışmaları, dünya tarihindeki yerleri, alfabesi ve dilinin yanında; Karahanlılar, Selçuklular, Beylikler Dönemi ve Osmanlı’nın kuruluş dönemi ile bu dönemlerin başat devletlerinden Sasaniler ve Gaznelileri içeren on altı farklı bölüm altındaki başlıklar, bilinen tarihteki soru işaretlerine yöneliyor.
Yazarın kitapta yer alan fikirlerine göre; Türkler Çin, Hindistan ve İran kavimleri gibi yerleşik olmadığından tarihlerinin tespiti zor. İlk çağlardan itibaren çeşitli toplulukların kayıtlarında bilgiler var ama kaynaklar hala kısıtlı ve bir kısmı karanlıkta olduğu için nihai değerlendirme mümkün değil. Türk tarihini kendi dilindeki kaynaklardan incelemek ise 6. yy’dan itibaren mümkün. Temelde Türklerin tarihteki önemi askerliğinden gelir, medeniyete herhangi bir bilimsel katkısı bulunmaz. İlk kez Karahanlıların Müslümanlığı topluca kabul ettiği konusunda tarihçiler hemfikir. Nasıl olduğu konusunda tartışmalar olmasına rağmen tarikatlar yoluyla olduğu, baskın düşünce. Türklerin İslamiyet’i kabul ettiği bu dönemin, Emevilerin Arap milliyetçiliğiyle dolu sert Müslümanlığından ziyade durulmuş bir İslam hakimiyeti dönemine denk gelmesi tesadüf değildir. Bu dönem ayrıca, İran medeniyeti ve Fars dilinin yükseldiği zamanlardır. Türklerin Anadolu’ya gelişi 11. yy ama eşik kabul edilen Malazgirt Savaşı’ndan önce de Anadolu’ya akınlar var. Aslında hedef Anadolu’dan ziyade Suriye ve Mısır; çünkü zenginlik orada. Anadolu ise yalnızca basamak olarak görülüyor. Türkler Anadolu’yu, İklim-i Rum olarak adlandırmasına rağmen 12. yy’da İtalyanlar bu coğrafyaya Turchia / Turcmenia der. İngilizce seyahatnamelerde Turkie olarak geçen isim, zamanla Turkey’e dönüşür. İran’a yerleştiğinde oradaki kültüre uyum sağlayan göçebe Selçuklular, Anadolu’ya gelince İran’dan taşıdığı sistemi bu topraklarda devam ettirir. Selçukluların Anadolu’ya girmesiyle Ortadoğu’nun siyasi yapısı değişir, Asya ilk kez Akdeniz kıyılarına bağlanır; İslam tarihi ise Türk tarihiyle birlikte anılmaya başlanır. Bu Roma ülkesinde çeşitli etnik grupların varlığı Türklüğün, din ve mezhep birliği olmaması da İslam’ın yaygınlaşmasını kolaylaştırır. Kösedağ Savaşı’nda Selçuklu ordusunun yenilmesiyle, Beylikler dönemi başlar. Bu dönem, diliyle ve gelenekleriyle modern Türkiye’nin temelidir. Avrupa’daki Türkiye olarak adlandırılan Balkanlara 14. yy’ın başında yerleşen ve bu toprakların kaybedilmesiyle travmaya sebep olan Osmanlı izleri üzerinden, bugünkü Türkiye problemleri okunabilir. Osmanlı tarihinin ilk kaynakları ise 15. yy’a (imparatorluk dönemi) ait vakayinamelerde yer alır; dolayısıyla devletin kuruluş dönemi hala muallaktır.
İlber Ortaylı, kanonik bilgilerin aksine Göktürk dilinin runik kökenini tartışmaya açar. Ayrıca bilinenin dışında Ak Hunlar ve Samanoğulları’nın Türk olmadığı söyler. Anadolu Selçuklularının kurucusu Süleyman Şah ise Ertuğrul Gazi’nin babası değildir. Ayrıca İslam’ı Türklere öğreten Araplar değil, İranlılardır.
Özellikle dil öğretimi konusunda eğitim sistemimize eleştirilerle başlayan kitap, tarih yazımındaki sıkıntılarla devam eder. Bu sıkıntıların başında da farklı alfabelerle yazılan metinlerin okuma güçlükleri ve yorum tartışmaları gelir. Yazara göre coğrafya, arkeoloji ve filolojiyle senkronize olmadan tarihçilik yapılamaz. Nihayetinde Bizans ve İran mirası var bu topraklarda. Yunan-Latin kültürü Batı medeniyeti için ne ise, İran kültürü de Türkler için aynıdır; hatta Türk dilinin %30’u Farsçadır. Türk kavimlerinin eski kayıtları doğuda Çin, Sanskrit, Pehlevi ve Bizans kayıtlarına; Batı’da ise Cenovalılar ve Venediklilere dayanır. Papalık arşivi de bu noktada çok önemlidir; çünkü 12. yy’dan itibaren çok düzenli tutulur.
Kitabın dili yalın olsa da konulara ve terminolojiye belirli bir aşinalık gerekiyor. Yer alan bilgilerin giriş mahiyetinde olduğu söylense de ön bilgilerin varlığına ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca Ortaylı, “Bütün tarihçiler sübjektiftir. Mühim olan kompozisyonu iyi yapmak, palavracılığın dengesini ayarlamak ve ahlaksızlık derecesinde tahrifata gitmemek…” diyerek araştırılmaya muhtaç ve bakir alanlar üzerinden, bu alanda araştırma yapacaklara kapı aralıyor.
Yazan: Ceren GÖL
Türklerin Tarihi Konusu
Türk tarihi denilince akla gelen ilk isimlerden bir tanesi olan İlber Ortaylı Türklerin Tarihi isimli kitabı ile yine tarih severlere mükemmel bir eser sunuyor.
Kavimler göçü ile başlayan ve Ortadoğu’nun Türkleşmesine dair detaylı bilgiler sunan kitapta aynı zamanda Türkiye kavramının nasıl oluştuğu da kitapta sunuluyor.
Türk tarihinde bir çok konuda detaylı bilgi sunan İlber Ortaylı bir çok tarihi olayı da kolay anlaşılır bir şekilde okurlarına anlatıyor.
Türklerin Tarihi Soruları ve Cevapları
Türklerin Tarihi kimin eseri?
İlber Ortaylı
Türklerin Tarihi türü nedir?
Tarihi
Türklerin Tarihi kaç sayfa?
320
Türklerin Tarihi Yorumları
adam çok güzel yazıyor verdiği bilgiler mükemmel tarih kitapları yerine okutulabilir okurken sıkılmıyorsunuz da
31-03-2015 20:18
ilber ortayli hocamiz allah sizlerden razi olsun. sizin gibileri bu dünyada hala var mi
18-11-2015 15:58
çok eğitici bir kitaptı teşekkürler
18-12-2015 20:52
allah razi osun hocam.tarihini bilmiyen milletler mualaktadir
26-04-2016 12:18
henuz okumadım ama en kisa zamanda okuyacagim.
17-12-2016 22:52
kitap çok güzeldi
22-12-2016 16:07
ne anlattıgını söyleyebilir misiniz? ödevimiz varda onun için...
24-12-2016 16:10
buradaki özet biraz fazla kısa olmuş bunun daha uzun hali yok mu bana bir sayfayo dolduracak uzunlukta bir özet lazım
07-11-2019 22:15
özet çıkartmamız lazım ama adam ders anlatır gibi anlatmış tamam bilgilisin abi de karşındakini de kendin gibi neden sanıyorsun güzel bilgiler var ama anlatım inanılmaz sıkıcı okurken kafamda sanki öğretmen ders anlatıyor gibi hissediyorum
05-04-2022 19:54
bu 1. kitap mı devamı var mı
04-01-2023 13:11
bu adam gibisi gelmez keşke daha fazla kitap yazabilse