Son Ada, anakaradan uzak kendi doğasında yitip gitmiş, haftada bir uğrayan vapurun getirdiği gazete hariç dünya ile bağlantısı olmayan, birbirinin işine karışmayan, sakince yaşayıp giden kırk haneden oluşan huzurlu bir dünyadır.
Adayı yıllar önce çok zengin bir iş adamı satın alır, güzel bir malikane yaptırıp, yaşlılık yıllarını burada huzur içinde geçirmeye başlar. Zamanla canı sıkıldığı için birkaç tanıdığını buraya ev yapmaları için teşvik eder. Her gelen eşine dostuna söylediği için sonunda bu sayı kırka ulaşır. Burada kimseye ismi ile hitap edilmez, insalara ev numaraları ile seslenilir. Romanın anlatıcısı adsız yazarımız otuzaltı numaralı evde, en yakın dostu Yazar ise yedi numaralı evde oturmaktadır.
Adanın asıl sahibi ise martılardır. Yüzlerce yıl önce buraya yerleşen martılar, sonradan gelen ada halkı ile sorunsuzca yaşayıp giderler. İki tarafta, yaşam alanlarını birbirine karıştırmama konusunda sessiz bir anlaşma imzalarlar.
Adadaki huzurlu yaşam, görevden alınan eski darbeci devlet başkanının buraya yerleşmesi ile son bulur. Başkan ilk iş olarak; adaya medeniyet getirmek için ağaçlık yoldaki, güneşin kavurucu etkisinden insanları koruyan ve bir tünel gibi dallarını birbirine dolayıp gölge yapan ağaçları budatır. Daha sonra her kafadan bir ses çıktığı vakit bunun anarşiye yol açacağını söyleyerek, ada halkının bir yönetime ihtiyacı olduğunu beyan eder ve bir genel kurul oluşturur. Bu zamana kadar bir yönetime ihtiyaç duymayan ve kendi aralarında anlaşabilen ada halkı başta bunu garip karşılar ama sonra birkaç kişi hariç geri kalanlar bu durumu benimsemeye başlar.
Günler geçer ve başkan yeni bir fikirle halkın karşısına çıkar. Adanın yüzyıllık sahibi olan martıların yok edilmesi gerektiği kararını açıklar. Onlar yok edilirse, en güzel koylara beş yıldızlı oteller, lüks kumarhaneler yapılarak herkesin çok para kazanacağını söyleyerek halkın kafasını karıştırır. Ve halkı martıların insanların düşmanı olduğuna ikna eder.
Böylece başlayan martı avı ile doğanın dengesi geri dönüşü olmayacak şekilde bozulmaya başlar. Bu duruma karşı çıkan birkaç kişi olsa da azınlıkta kalmaları ve başkanın tehditleri sonucu diğer haneler yapılacak olanları onaylar. Önce kendileri tüfeklerle martı avı gerçekleştirip, başarılı olamayınca da adaya martı yumurtalarını yemleri için tilkiler getirirler. Gelen tilkiler süratle çoğaldığı için, martı nüfusu giderek azalmaya başlar. Martılar azaldığı için bu kez de ortaya yılanlar çıkar. Yılanlar evlere girerek insanlara zarar vermeye başlarlar, bunun önüne geçmek için yılanlara yedirmek amacıyla siyanürlü et getirtirler. Fakat bu etleri sadece yılanlar değil, diğer etçil hayvanlarda yer ve zehirlenirler.
Bir çare daha düşünüp, adaya leylekleri getirerek, yılanları azaltmayı amaçlarlar. Bunun için bir uzman çağırıp, direkler diktirirler ama gelen kişi ada halkını dolandırarak kaçar.
Ormanı yakmaktan başka çare kalmaz artık. Yangında kaçan tilkileri öldüreceklerdir. Fakat bu plan da başarılı olamaz ve yangın evleri dahil her yeri yakıp kül eder.
Yapacak bir şey kalmayınca başkan adadan ayrılmaya karar verir. Adadan ayrılırken adsız yazarımızın sevgilisi ile bir tartışma yaşarlar, bu esnada adanın tek bakkalının dilsiz oğlu başkanın üstüne atlar ve ikisi birlikte uçurumdan düşerek ölürler. Adaya gelen askerler halkı tutuklar ve doğa insanlarla verdiği savaşı kazanır.
Livaneli bu harika eserinde, bütünü anlatmak için küçük bir parçadan yola çıkıyor. Bir ada örneği ile modernleşme ve uygarlaşma adı altında doğanın dengesinin nasıl bozulduğunu, otorite ve güç karşısında çoğunluğun ne şekilde sindirilip, sessiz kalabildiğini, sessiz kaldıkça haksızdan yana olmaya başladığını güzel örneklerle anlatıyor.Verdiği mesajlarla okuru, bir parçası olduğu doğayı ne derece tahrip ettiğini görmeye ve bütünün geleceğini ilgilendiren kararları verirken kendini bir kez daha sorgulamaya itiyor.Bencillik, vurdumduymazlık, küçük hırslar ve boyun eğme ile gelinecek son noktanın uçurumdan düşmek olacağını akıcı dili ve sade anlatımıyla okuyucularına sunuyor.
Yaşar Kemal’in bu roman için “Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir” sözü kitabın mutlaka okunması gerekenler arasında olduğunu bir kez daha vurguluyor.
Yazan: Serap ERGİN
Son Ada Soruları ve Cevapları
Son Ada kimin eseri?
Zülfü Livaneli
Son Ada türü nedir?
Yerli Romanlar
Son Ada kaç sayfa?
200
Son Ada Yorumları
bu benim okuduğum ilk zülfü livaneli kitabıydı son ada kitabı ile adamın yazarlığına hayran kalmıştım çok güzel bir eser herkese tavsiye ederim
21-06-2019 17:38
çok güzel bir kitap klask zülfü livaneli göndermeleri var
26-06-2019 21:06
bilge toyan
fena değil bence
20-07-2019 02:57
zülfü livaneli'nin birçok kitabını okudum. kardeşimin hikayesi, serenad, huzursuzluk, mutluluk, leyla'nın evi. hepsini yazarın bu kitabı gibi keyifle okudum. kırk aile bir adada huzur içinde yaşayıp gidiyor. herkes mutlu, kimse kimseyi kırmıyor hiç kavga etmiyorlar en önemlisi de bu adada yönetim yok. adaya eski bir bakanın gelmesiyle herşey alt üst oluyor. adada komşu olan kişilerin davranışlarındaki değişim etkileyici bir şekilde anlatılmış. herkese tavsiye edebileceğim ve bir günde bitirilebilecek harika bir kitap.
kitabın konusu çok güzel ama siyasetten o kadar bıktım ki kitabın tek kötü yanı konusuydu siyasilerin insanları nasıl kullanıp hayatı nasıl berbat bir hale getirdiklerini çok basit bir şekilde anlatmış güzelim ada huzurdan nereye gitti siyasilerden bir kere daha nefret ettim
04-09-2022 22:50
arkadaş gurubu olarak sevdik ama herkes politikacıların neden böyle olduğunu sorguladı benim dikkatimi ise farklı birşey çekti biz neden politikacıların karşısında böyleyiz karakterlere bakın karşıdaki politikacı olunca bir boyun eğme bir koyun olup çoğunluğu takip etme var en başta bu tavır ile hareket etmeseler bunlar olmazdı normal biri gelse bunları yapsa karşı çıkarlardı ama söz konusu politikacı olunca hemen evet efendime dönmüşler
20-11-2022 23:29
siyasetçilere nefreti körükleyen bir kitap yasaklanması lazım
24-02-2023 19:34
seçim zamanı okumayın insan çok sinir oluyor politikacılar hayatımda en sevmediğim insan türü
25-05-2023 23:25
livaneli bu kadar gıcık bir karakteri nasıl yazmış adama sinirden kitabı atacaktım o derece gıcık oldum
25-08-2023 18:33
bu kitabın konusu son adanın çoçukları kitabı ile alakalımı
26-11-2023 19:10
livaneli siyasetçi halk ilişkisini harika gözlemlemiş çok iyi de anlatmış siyasetçi kendini herkesten üstün görüyor halk da boyun eğiyor çıkar kavgaları da aynı ilerde bu kitabı yasaklarlar
21-02-2024 21:43
günümüzde okunabilecek en harika romanlardan bir tanesi okudukça türkiye resmini göreceksiniz