Yazarımız kitaba; ileride yaşanacak olan zekice planlanmış bir cinayete tanıklık edecek, daha doğrusu kaçınılmaz olarak cinayetin içine doğru çekilecek karakterlerin yaşantılarından birer günü alıntılayarak başlar. Karakterlerin arasında iyi bir sporcu, soğukkanlı bir müfettiş, intihara kalkışan bir adam, kriminoloji ile ilgilenen yaşlı bir avukat, cinayet ile sonuçlanacak bir davete ev sahipliği yapan yaşlı bir kadın, sporcu adamın eski ve yeni eşi, aynı zamanda kadının yakasını bir türlü bırakmayan eski sevgilisi bulunmaktadır.
Zeki ve sportif karakterimiz Nevile Strange, eski eşi Audrey Strange ve yeni eşi Kay Strange’i , eskiden beri tanıdığı yaşlı kadın Camilla Tressilian’ın kendi köşkünde düzenleyeceği davette, ikisini tanıştırıp arkadaş olmalarını sağlamak ister. Fakat Kay bunu kesin bir dille istemediğini belirt ve katiyen o kadınla arkadaş olmayı reddeder. Audrey’i her ne kadar kıskanmadığını söylese de içten içe kıskanıyor ve kocasının eski eşi ile birlikte bırak aynı köşkte iki hafta kalmayı, aynı ortamda bile bulunmaya tahammül edemeyeceğini biliyordu. Fakat Audrey zaten her sene o köşke davet edilmektedir, çünkü Leydi Tressilian kendisini çok sever ve sayardı. Nevile’in yeni eşi Kay Strange’den ise hiç hazzetmez, kendisini de bu köşke tamamen incelik olsun, Nevile gücenmesin diye çağırır. İşin aslı o köşkte bulunan kimse Kay’i sevmez, fakat şaşılır derecede güzel oluşuna imrenirler. Yazar tam olarak baş döndürücü bir güzelliğe sahip, insan kullanmayı bilen ve sinsi planlar kurabilecek zekaya sahip, aynı zamanda paraya önem veren bir kadın profili oluşturmak istemiş ve bunda da başarılı olmuş. Böylece diğer karakterlerin hazzetmeyeceği ve sadece sevip değer verdikleri insan için aynı yerde bulunmaya tahammül edecekleri bir karakter meydana gelir. Nevile’in yeni eşine kıyasla Audrey sessiz, içine kapanık bir karakterdir. Kocasını ayartıp kendisinden boşanmasına sebep olan o kadına bile her zaman iyi niyetle yaklaşır, kadının yaptığı tüm imaları görmezden gelir, bir tatsızlığa sebep olmaktan ölesiye korkardı.
Hepsi köşke geldikten sonra ortama uzun süren bir sessizlik hakim olur. Bunu fırtına öncesi sessizlik olarak da adlandırabiliriz. Birlikte yedikleri ilk akşam yemeğinden sonra beklenmedik ama sebebi tahmin edilebilir bir ölüm gerçekleşir. Bu ölüme neyin neden olduğu az çok bilindiği için kimse üzerinde durmaz fakat daha sonra aniden yaşanan bu ölüm tekrar su yüzüne çıkar ve etrafındaki herkesi içine çeken bir girdap haline gelir. Elbette her zaman tehlikeli sularda yüzmeyi seven katilimiz de boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve bundan –şimdilik- kurtulur. Daha sonralarda ise bu ölümün aniden yaşanmadığı, aksine basitçe işlenmiş bir cinayet olduğu üzerinde durulur.
Nevile’in eski eşinin o köşkte bulunmasının Kay’i rahatsız ettiği kadar aynı şekilde Kay’in eski sevgilisi Ted Latimer’in de orada bulunması Nevile’i rahatsız etmektedir fakat bunun üzerinde çok durmaz çünkü Ted her zaman Kay’e umutsuz bir aşkla bağlı olmuştur. Kay ise Audrey’den neredeyse elini kana bulayacak kadar nefret ediyordur. Nevile’in ikisinin arkadaş olmasıyla ilgili yaptığı plan başarısız olmuş, hatta herkesin içindeki bazı duyguları körüklemiştir.
İlerleyen zamanlarda esas cinayetimiz meydana gelir ve hiçbir şey, hiç kimse eskisi gibi kalmaz. Katilin kim olduğu, cinayet silahı ve cinayetin işlendiği saat apaçık ortadadır fakat başmüfettiş Battle,tüm bunun herkesi katilin başka biri olduğuna inandırmak için asıl katilin kurduğu bir komplo olduğu teorisinin üzerinde durur . Daha sonra farklı deliller de ortaya çıkar ve herkes katilin başka biri olduğuna emin olur. Başmüfettiş Battle hala bunların zekice planlanmış bir komplo olduğunu düşünmektedir ve asıl katil yakalanana kadar da bu işin peşini bırakmaz.