Cengiz Aytmatov ,1928 yılında Kırgızistan'da doğdu. Çevirmen ve gazeteci olan Aytmatov yazarlığa 1952'de başlamıştır.
Yazar, Povesti Gori Stepey (Dağlar ve Steplerden Masallar) öykü kitabıyla Lenin edebiyat ödülünü kazandı.
Eserleri Türkçeyle beraber 170 dilde çevrilmiştir. Bu durum onun çok okunan bir yazar olduğunu gösterir.
Cengiz Aytmatov Kırgız edebiyatının önemli yazarları arasında yer alıp, eserleriyle eşsiz bir haz bırakmıştır.
Yazarın öykü kitabında: Kızıl Elma, Oğulla Buluşma, Beyaz Yağmur, Asker Çocuğu ve Deve Gözü isminde beş hikaye bulunmaktadır.
KIZIL ELMA: Isabiekov, mektubuna nasıl başlayacağını bilmiyordu. Bitmeyen kavgalardan gürültülerden sıkılmıştı. Genç ve güzel bir karısı vardı. Karısıyla ayrı yaşama kararı almışlardı. Bu sebeple karısı Moskova'ya gitmişti. Şimdi Isabiekov bu durumu kızı Anara'ya anlatmak zorundaydı. Isabiekov kızını bir kır gezisine götürdü. Maksadı karısıyla olan ilişkisini anlatmaktı. Kızı Anara birden bahçeye koştu. Ağaca tırmandı. Kız çıktığı ağaçta kızıl bir elma buldu. Isabiekov bu duruma şaşırdı. Zamanında kendisi de böyle bir kızıl elma bulmuştu. O zaman gençlik yıllarındaydı. Ağaçta bulduğu kızıl elmayı hoşlandığı genç kıza vermeyi istiyordu. Kıza elmayı verdiğinde kız kabul etmedi. Sinirle elmayı duvara fırlattı. Diğer kız arkadaşlarına elma vermedi. Zaten onlarda istememişti. Elma isteyen tek kişi karısıydı. Kızı ağaçta bulduğu elmayı annesine götürmek istedi. Isabiekov kızını haklı buldu. Hemen Moskova'da ki karısına bir telgraf çekip kızıyla beraber yanına geleceklerini ve bir kızıl elma getireceklerini söyledi.
OĞULLA BULUŞMA: Çordon günlerdir huzursuzdu. Savaşta kaybettiği oğlunun ölmediğine inanıyordu. Bir gün karar alıp oğlunun yaşadığı yerlere gitti. Bu yerlere gelince oğluyla son buluşmasını hatırladı. Oğlu daha çok küçüktü ve gönüllü olarak savaşa gitmek istiyordu. Ablası ile babasına kardeşinin savaşa gitmemesi gerektiğini söylüyordu. Çordon ise oğlunun vazgeçmeyeceğini biliyordu. Daha sonra kızı oğlunu ölüme gönderiyorsun deyince adam dayanamayıp oğlunun yanına gitti. Hareket eden trene yetişmek için bir ata atladı. Tren durunca oğluyla sarıldılar. Oğlan herkesin onu affetmesini, kendi isteğiyle savaşa gittiğini açıkladı. Daha sonra trene binip uzaklaştı. Çordon şimdi oğlunun yaşadığı bu topraklarda bulunuyordu.
ASKER ÇOCUĞU: Cihangül cephede kocasını kaybetmiş beş yaşındaki oğluyla yalnız kalmıştı. Her yıl koyun kırpma zamanında ağılda yardımcı işçi olarak çalışırdı. Akşam ağıla sinema gelecekti. Filmin konusu savaştı. Filmi izlemek için koyuldular. Kadın film sırasında oğluna savaştaki askerlerden birisini göstererek bu senin baban dedi. Herhalde kocasına benzettiği için öyle dedi. Hayatı boyunca babasını görmeyen çocuk bugün babasını gördüğünde beş yaşındaydı. Film bittikten sonra gururla babasının nasıl savaştığını anlattı. Orada bulunanlar o adamın bir oyuncu olduğunu söyleseler de çocuk inanmıyordu. Artık birisini kaybetmenin verdiği acının ne demek olduğunu biliyordu.
BEYAZ YAĞMUR: Saadet, annesiyle birlikte yaşıyordu. Amcası Tokay sayesinde annesinden izin alarak pullukçu olarak çalışmaya başladı. Annesi ise yalnız kalmaktan korkuyor, kızının çalışmasına karşı geliyordu. Bir gün çalıştığı yerden bir gençle evlendi. Annesi ise artık tamamen yalnız kalacağını anlamıştı. Kızına çok kızgındı. Hemen Tokay'ın yanına giderek kızını geri getirmesini istedi. Oysa Saadet'in amcası Tokay'a göre yeğeni kötü bir şey yapmamıştı. Onlar zamanında Eski Oba topraklarını sürmek istemişlerdi. Onların başaramadığı işi bugün Saadet ve onun gibiler yapıyordu. Annesini de yalnız bıraktığı yoktu. Gelip onu görecekti. Bütün bunlardan sonra kadın dayanamayıp kızını görmeye gitti. O sırada beyaz bir yağmur yağıyordu. Beyaz yağmur bereket demekti. Giderken eski obanın yanından geçti. O ürün vermeyen toprak şimdi kızı sayesinde ne kadar verimli hale gelmişti. Bir taşın üstüne oturarak ağlamaya başladı. Bu yaşlar çocuğuyla gurur duyan bir annenin gözyaşlarıydı.
Oldukça anlaşılır bir anlatıma sahip olan yazarın kurgularında aşk, dostluk ve savaş sıklıkla görülmektedir.
Kitapta bulunan beş öykü birbirinden güzel kurgularıyla tek solukta okunabilecek türdedir.
Yazan: Elif POYRAZ
Kızıl Elma Konusu
Kızıl Elma, Kırgız edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Cengiz Aytmatov’un sevilen eserlerinden biridir. Aytmatov eserlerinde genellikle köy ve kırsal hayatı anlatırken bu kitabında şehir hayatından bahsetmiştir.
Kitabın ana karakteri İsabiekov adında bir babadır. İsabiekov kızı Anara’ya annesiyle ayrılmalarını anlatmaya çalışır. Bunu evde anlatmak yerine onu dışarı çıkarmayı düşünür. Hem keyfi yerine gelirse o kadar da üzülmez diye düşünür ve kızını kır gezisine çıkarır. Kızı kırlarda oynarken birden koşturarak babasının yanına gelir ve ona kıpkırmızı parlak bir elma uzatır. Bulduğu elma ile çok mutlu olan kızını gören İsabiekov’un kafasında anıları canlanmaya başlar. Gençlik yıllarını hatırlar, o da bir gezi sırasında kıpkırmızı kocaman ve parlak bir elma bulmuştur. Bunu o dönem uzaktan uzaktan sevdiği kıza vermek için saklar. Kıza hediyesini vermek için sabırsızlanmaktadır. Kıza gidip elmayı verdiğinde kızın bunu hiç umursamadığını görür ve kurduğu bütün hayallerin yıkılışını seyreder. Ama daha sonra karısı ile karşılaşır ve tanışırlar. Karısı onun elmasını önemseyen gerçek kişidir. Hikaye örgüsü bu şekilde tamamlanıyor ve devamını isteyeceğimiz bir hikaye ile Kızıl Elma’yı bitiriyoruz.
Kitabın diğer bir hikayesi Oğulla Buluşma’dır. Bu hikayede oğlunu yıllar önce başka bir şehirde kaybetmiş bir babanın hikayesi anlatılıyor. Oğlunu kaybettiği şehre gitmek için yola çıkan ve yolda bir arkadaşına yoldaşlık eden bir olay örgüsü var. Baba yolda arkadaşlık ettiği kişiye nereye gittiğini sorar o da oğluna gittiğini söyler. Bunu duyan babanın içinde bir şeyler acır, ki bunu Aytmatov’un anlatımıyla adeta hissedebiliyoruz. Buna karşılık baba da oğlu ölmemişçesine, kendisinin de oğlu ile buluşmaya gittiğini söyler.
Bir sonraki hikayemiz Beyaz Yağmur. Bu hikayede en sevdiğim mesaj gençlerin hiçbir ayrım olmaksızın, buna cinsiyet de dahil, hayatın içinde çalışarak üreterek var olması gerektiğidir. Bunu okuyan herkes çok net bir şekilde anlayacaktır. Hikayede Zeynep Apa’nın kızı Saadet’in çalışmak Sovyetler’in çiftçi gruplarında çalışmak istiyor ve iş için evden ayrılıyor. Annesi ise sürekli yalnızlığından şikayet ederek kızının geri dönmesini istiyor. Bunlar olurken Saadet çalıştığı yerde Kasımcan ile tanışıp kısa zamanda annesine de haber vermeden evleniyor ve bunu duyan annesi oldukça üzülüyor ama aracılar ile durum tatlıya bağlanıyor. Genel olarak bu hikayenin akışında diğerlerinden farklı olarak daha kuvvetli ve net mesajlar görmek mümkündür.
Kitabın dördüncü hikayesi; Asker Çocuğu’dur. Bu hikayede babasını kaybetmiş bir çocuğun anısı anlatılıyor. Annesiyle şehirlerine gelen sinemayı izlemeye giden çocuk, beyaz perdede askerleri görünce ilgiyle izlemeye başlıyor. Nazilerin vurulduğunu gördükçe heyecanlanan ve sevincinden yerinde duramayan çocuk ekranda düşen kendi askerlerini görünce de onlara bir şey olmayacağını düşünüyordu. Sonra perdede kendi askerlerinden bazılarını gördü. Annesi birini gösterdi ve “bak bu senin baban” dedi. Bu askerin öldüğünü gören çocuk salonda bağırmaya başlar; “Gördünüz mü, bu benim babam.” Herkes çocuğu duymazdan gelir ama çocuk tekrarladıkça insanlar da dikkatini ona verir. Annesi çocuğu susturmak ister ama çocuk bağırdıkça bağırır. Bu hikayede çocuğun babası uzun yıllar önce savaşta ölmüştü ama o andan itibaren çocuğun içinde yaşamaya başlamıştı, ve çocuk bunu henüz fark etmemişti.
Kitaptaki son hikaye Deve Gözü. Bu hikaye aslında ayrı bir kitap olarak Doğu Almanya’da ders olarak da okutuluyordu. Felsefi yaklaşımlar içeren bir hikayedir. Bu hikaye hakkında çok da bilgi vermek istemiyorum çünkü bence kitabın en özel hikayelerinden biriydi, o nedenle en ince ayrıntısına kadar okunmasını öneriyorum.
Bütün bu hikayelerin birleştiği bu kitap, gerçekten keyifle okunacak, içinden güzel mesajlar çıkarılacak edebi bir eserdir.
Pınar Şimşek
Kızıl Elma Soruları ve Cevapları
Kızıl Elma kimin eseri?
Cengiz Aytmatov
Kızıl Elma türü nedir?
Öykü/Hikaye
Kızıl Elma kaç sayfa?
118
Kızıl Elma Yorumları
cengiz aytmatovun en kötü kitabı diyebilirim çoğu kitabını okudum bu biraz basit kalmış
01-11-2018 14:42
oldukça güzel bir hikayesi var ben beğendim
09-11-2018 17:09
arkadaşlar kızıl elma türü ne acaba? roman tarzında mı yoksa öykü kitabı mı her sitede farklı birşey yazıyor
25-05-2019 17:52
güzel bir öykü kitabı daha çnce cengiz aytmatovun kitaplarını okumuştum tarzını seviyorum kitaptaki bazı öyküler onun standardının altında ama genel olarak güzeller özellikle beyaz yağmur hoşuma gitti kendimden birşeyler buldum
17-03-2022 16:06
ogulla buşulma çok güzeldi diğer öyküler de güzel ama en çok o hoşuma gitti
15-10-2022 20:03
deve gözü özetini arıyorum yardımcı olacak var mı
20-06-2023 20:09
beş hikaye demiş dördünün özetini yazmış bir tek deve gözü özeti yok