Efsane Komutan Tarık Bin Ziyad

Kitabın Yazarı:Ahmet Yılmaz Boyunağa Kitap Türü:Çocuk Kitapları Yayınevi:Timaş Basım Yayınlandığı Yıl:1998 Sayfa Sayısı:208 ISBN:9789757544494 Kitap Puanı:7.9 / 10 | Yorum: 1

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al KitapYurdu:114,40 TL D&R:160,00 TL e-kitap,pdf,epub: *

7.9
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Efsane Komutan Tarık Bin Ziyad - Ahmet Yılmaz Boyunağa

Kitap Türü:Çocuk Kitapları, Tarihi

Puan Tablosu

Efsane Komutan Tarık Bin Ziyad Özet

Ahmet Yılmaz Boyunağa’nın yazdığı Efsane Komutan Tarık bin Ziyad, 10 yaş ve üzeri okurlara hitap eden bir roman. İlk kez 1998 yılında yayımlanan kitap, Genç Timaş Yayınlarının Doludizgin Romanlar dizisinde yer alıyor. Kapak resmini Uğur Köse’nin çizdiği kitapta 18 bölüm ve 208 sayfa bulunuyor. Kitaptaki tüm bölüm başlıklarının üstünde kapak resminin siyah beyaz hâli yer alıyor ve bundan kitapta başka görsel bulunmuyor. Kitabın sonunda ise okurları şifreli bir bulmaca bekliyor. Kitaptaki bilgilerin de yer aldığı sorulardan oluşan bulmaca tamamlandığında okurlar yazarın başka bir kitabının ismine ulaşıyor.

Kitabın adı Efsane Komutan Tarık bin Ziyad olsa da başkahraman Abdullah adında bir genç. Kitap, Tarık bin Ziyad ve Endülüs’ün Fethinden ziyade Abdullah adındaki gencin yaşadıklarını anlatıyor. Kitabın adının oldukça fazla beklenti oluşturması nedeniyle Tarık bin Ziyad’ın ve Endülüs’ün fethinin gölgede kalması pek hoş olmasa da Abdullah adlı gencin hikâyesi de oldukça sürükleyici ve güzel mesajlar içeriyor. Tarık bin Ziyad ve Endülüs’ün Fethi’yle ilgili fazla bir beklentisi olmayan okurların hoşuna gidebilecek bir eser. Ancak eserin, beklentisi yüksek okurları hayal kırıklığına uğratma olasılığı da epey yüksek.

Efsane Komutan Tarık Bin Ziyad Özeti

Hikâye, Şam Sarayından yola çıkan Abdullah ile beraberindekilerin İfrikiyye’ye varmasıyla başlıyor. Abdullah’ın İfrikiyye Valisi Musa bin Nusayr’a getirdiği nameyle Endülüs’e sefer düzenlenmesi için izin çıktığını öğreniyorlar. Endülüs’e düzenlenecek sefer hakkında konuşurlarken Musa bin Nusayr bu sefer için Berberi bir genç olan Tarık bin Ziyad'ı komutan olarak atayacağını ve Endülüs’ten bilgi toplaması için Abdullah adında bir genci görevlendirdiğini anlatıyor.

Kayrevan’da bunlar olurken Endülüs’ün doğusundaki bir ormanda da üç eşkıya önce iki papazı soyuyor, sonra da iki Yahudi tüccarı sıkıştırıyor. Tüccarlardan biri kaçarken uçuruma yuvarlanıp ölüyor, diğerinin ise bacağı kırılıyor. Üç eşkıya bacağı kırılan tüccarın altınlarına ve değerli eşyalarına el koymak üzereyken uzaktan üç atlı geliyor. Eşkıyalar, gelenlerin de zengin tüccarlar olduğunu düşünüp seviniyorlar. Ancak Abdullah, Bekir ve Ahmet adındaki atlılar eşkıyaların hayallerini suya düşürüyor ve zavallı üç adamı onların elinden kurtarıyor.

Abdullah ile yol arkadaşları Yahudi tüccarı da papazların yanına katıp yollarına devam etmek istiyorlar. Ancak Yahudi tüccar Allah rızası için Abdullah ile arkadaşlarından yardım istiyor. Bunun üzerine üç arkadaş aralarından yalnızca birinin Yahudiyle gitmesinin yeterli olacğına karar veriyor ve kimin gideceğini seçmek için kura çekiyorlar. Kura Abdullah’a çıkıyor ve Abdullah nişanlısı Zehra’ya abisi Bekir’le selam yolladıktan sonra Yahudiyle yola koyuluyor.

Abdullah Yahudi tüccar Yasef’i Cordoba’daki evine kadar götürüyor ve kısa bir süre Yasef’in misafiri olup ailesiyle tanışıyor. Bu sırada Yasef’in kızı Ester, Abdullah’a aşık oluyor. Ama çok geçmeden Abdullah’ın nişanlı olduğunu öğreniyor ve çok üzülüyor. Cordoba’dan ayrılırken de nişanlısına vermesi için Abdullah’a bir hediye takdim ediyor. Abdullah da nezaketsizlik etmemek için hediyeyi kabul edip yola koyuluyor. Bir süre sonra Kayrevan’a ulaşıyor ve birkaç gün sonra da Zehra’yla evleniyor.

Abdullah’ın Kayrevan’a dönüşünden kısa süre sonra Musa bin Nusayr, İspanya’ya bir keşif birliği gönderiyor. 500 kişilik birliğin içinde Abdullah, Bekir ve Ahmet de yer alıyor. Sorunsuz bir şekilde keşfi tamamlayan birlik dönüş yolunda Vizigotlarla çarpışmak zorunda kalıyor. Bu çarpışmanın ardından tekrar dönüş yoluna giriyorlar ve bu sırada içlerinde Abdullah’ın da bulunduğu 5 kayıplarının olduğunu fark ediyorlar. Bekir, Abdullah’ın kaybına çok üzülüyor ve bu haberi kardeşine nasıl vereceğini düşünüyor.

Çarpışmadan bir süre sonra cesetlerin olduğu alandan bir çingene topluluğu geçiyor ve ölmüş insanların üzerinde ne var ne yoksa alıyorlar. Bu sırada Esterella adında bir kız, cesetler arasında canlı birinin kaldığını fark ediyor. Bir insanı ölüme terk etmenin hoş olmayacağını ve eğer yaşarsa bu kişinin kendisine bir faydası dokunabileceğini düşünerek onu arabasına alıyor. Esterella’nın arabasına aldığı kişi, arkadaşlarının şehit olduğunu sandıkları Abdullah’tan başkası değil. Bir süre çingenelerle yaşamak zorunda kalan Abdullah, Esterella sayesinde iyileşiyor ama hafızasını kaybettiği için hiçbir şey hatırlamıyor.

At arabalarıyla mola vere vere yolculuk yapan çingeneler, bir süre sonra Cordoba’ya ulaşıyorlar. Burada gördükleri haksız muamele nedeniyle askerlerle çarpışıyorlar ve bu nedenle de taş ocağında çalıştırılmak üzere toplanıp götürülüyorlar. Cordoba’da bunlar yaşanırken Tarık bin Ziyad ve askerleri de fetih için hazırlık yapıyor. Bir süre sonra 7000 kişilik ordu Endülüs’e varıyor ve tüm ordunun karaya çıkmasının ardından Tarık bin Ziyad askerlerin önünde gemileri yaktırarak artık İfrikiyye ile hiçbir bağlantılarının kalmadığını söylüyor.

Abdullah ile çingeneler askerler tarafından götürülürken halkın dikkatini çekiyor ve o sırada dadısı Raşel’le alışverişte olan Ester de onları fark ediyor. Abdullah’ın da aralarında olduğunu görünce gözlerine inanamıyor ve hemen onu kurtarıyor. Böylece Abdullah çingenelerden ayrılıp Yahudi tüccar Yasef’in evine yeniden misafir oluyor. O günlerden birinde soyguncular Yasef’in evini yağmalamaya çalışıyor. Ancak Abdullah sayesinde tüm ev halkı birlik olup soyguncuları engellemeyi başarıyor.

Soyguncularla girdikleri çarpışma sırasında Abdullah kafasına bir darbe alıp bayılıyor ve ertesi sabah uyandığında hafızası yerine geliyor. Her şeyi hatırlayınca Yasef’in evinden ayrılıp hemen Müslüman birliğine katılan Abdullah, Bekir’le karşılaşıp Zehra’yı soruyor. Zehra’nın vefat ettiğini öğreniyor ve çok üzülüyor. Bu sırada fetih devam ediyor ve Tarık bin Ziyad, Abdullah’ı Toledo’ya gönderiyor. Abdullah, Toledo’da da önce Yasef’in oğlu Jakob’la sonra da Ester’le karşılaşıyor. Ester sayesinde Hz. Süleyman’dan kalan zümrüt sofranın peşindeki Jakob ile diğer Yahudileri ve Hristiyanları engellemeyi başarıyor.

Abdullah ile yanındakiler zümrüt sofrayı kurtardıktan sonra Ester, Abdullah’a Müslüman olduğunu ve kendisini burada bırakmamasını söylüyor. Bu haber karşısında büyük bir sevinç duyan Abdullah da rüyasında Zehra’nın kendisine “Esma’yla evlen” dediğini söyleyerek ona evlenme teklif ediyor. Esma ismini alan Ester, Abdullah’ın evlenme teklifini kabul ediyor ve kitap böylece sona eriyor.

Editör: Firdevs AÇAR

Efsane Komutan Tarık Bin Ziyad Soruları ve Cevapları

Efsane Komutan Tarık Bin Ziyad kimin eseri?

Ahmet Yılmaz Boyunağa

Efsane Komutan Tarık Bin Ziyad türü nedir?

Çocuk Kitapları, Tarihi

Efsane Komutan Tarık Bin Ziyad kaç sayfa?

208

Efsane Komutan Tarık Bin Ziyad Yorumları

ahmet yılmazın bu tür kitaplarını çok seviyorum tarihi kahramanlarımızı çok güzel anlatıyor

07-02-2024 18:27