Ya kaçarsınız ya savaşırsınız. Ya korkarsınız ya da savaşırsınız. Vatan toprağın için ise gerekirse hançeri boğazına saplarsın.
Öncelikle Milli Mücadele Dönemini ve sonrasını anlatan Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ankara kitabı bir oturuşta bitireceğinizin habercisi olmaktan şeref duyarım.
Selma Hanım, İstanbul’da doğup büyümüş dönemin bilgili kadınlarındandır. Nazif Bey ile evlenince ise, eşinin işinden dolayı Ankara’ya taşınmışlardır. Tabi o dönem Milli Mücadele’nin olduğu, halkın zincir kopçaları gibi birbirine kenetlenmiş günleriydi.
Selma Hanım, Ankara’ya çok meraklı ve bu önemli şehirde yaşayacağı için heyecanlı bir şekilde gelmişti. Lakin Ankara’nın o dönemde ki izbeliği ve mahallede ki insanların ona göre olan tuhaf davranışları, Selma Hanımı büyük bir buhrana sokmuş ve hiç sevemediği ve istediklerini yerine getiremediği bu Ankara’dan nefret eder olmuştu.
Komşuları, Selma Hanımı hiç anlamıyor; Selma Hanım için yaban diyorlardı. İlerleyen günlerde Nazif Bey, Selma Hanımı eski arkadaşı Murat Bey ve ailesi ile tanıştırdı. Selma Hanım, sonunda Ankara’da bu kadar samimi bu kadar şen şakrak bir aile ile tanıştığından ise çok mutluydu.
Murat Bey’in komşularından olan zabıt Hakkı Bey ise bizim nice şerefli askerlerimizdendi. Ne zaman Nazif Beyler akşam yemeğine Murat Beylere gitseler, o akşam Hakkı Beyde Murat Beylere uğrardı.
Nitekim sohbetleri hep ülkenin durumu, savaşlar ve Milli Mücadele hakkında olurdu. Selma Hanım’da bu sohbetlere katılır ve can kulağıyla dinleyip, yorum yapardı.
Selma Hanım, eşi Nazif Bey’den şikâyetçiydi. Çünkü Nazif Bey, Selma Hanım ne isterse yapıyor, hem tertemiz v e ütülü kıyafetler giyiyor ama iş vatanı için savaşmaya gelince ise kaçıyordu. Zabıt Hakkı Bey ile ola sohbetlerinden sonra ise bu göze çarpan daha da büyük bir olay oldu. Hakkı Bey ile konuştukça içinde vatanı koruma isteği artıyor ve bu uğurda her şeyi yapabileceğini düşünüyor. Zaten kısa bir süre sonrada Selma Hanım cepheye gitmek istemiştir. Orada ki yaralı askerlere yardım etmek için.
Selma Hanım cepheye gidip geldikten sonra ise Ankara artık onun gözünde bambaşka yerlerdedir. Ankara artık bu vatanın kalbi olmuştur.
Nazif Bey’in korkaklığı ise Selma Hanımı bıktırmış ve Nazif Bey’den ayrılmıştır. Aradan geçen uzun yıllardan sonra ise Selma Hanım karşımıza Hakkı Bey ile evlenmiş olarak çıkar. Ama bu dönem savaş dönemi değil, modernleşme dönemi olarak anlatılmaktadır.
Ankara romanının ilk bölümünde ki Hakkı Bey yok artık! Ecnebi erkekleri ile dans eden Türk kadınlarını kınayan bu adam, şimdi kendisi ecnebi kadınlarla dans eder olmuştu. Askerliği bırakmış ve her gece başka bir baloya Selma Hanım ile katılmıştır. Sanki hiç asker olmamış gibi ham bir erkeğe dönüşmüştü. Asıl olay da buradan sonra ballıyor idi ya zaten.
Atatürk’ün inkılapları yayımlanmış ve insanlar buna o inkılapları uygulayacağız diye kendilerini maskara edişleri ve Selma Hanım’ın bu durum karşısında Neşet Sabit ile tanışıp gelişen dostlukları anlatılmaktadır.
Düzenlenen tüm gecelerde Neşet Sabit ile yan yana gelen Selma Hanım, bazı insanların Atatürk’ün inkılaplarını nasıl yanlış anladığını, eski milli Mücadele Döneminde ki halkın gerçek Türk halkı olduğu ile ilgili konuşmalar yapılmaktadır. Selma Hanım ne kadar yukarı kesimdeymiş gibi gözükse de aslında eski hayatını özlemiş faydalı bir insan olmayı canı gönülden istemişti.
Hakkı Bey ile artık eskisi gibi anlaşamayan Selma Hanım, birde Hakkı Beyin kendisini aldattığını duyunca Hakkı Bey ile yolları ayrılmıştır.
Ve bundan sonra da üçüncü bölüme Selma Hanım ile Neşet Sabit’in evliliğine geliyoruz.
Zaten bu bölümde de diğer bölümlerde olduğu gibi ilişkiler üzerinden dönemin sosyal yapısı ve gelişmeleri birebir aktarılmaktadır. Türk halkının ne kadar başaralı ve zeki olduğu gözler önüne serilmekte, Gazi’nin bize emanet ettiği bu vatanı canı gönülden sevmekteyiz.
Milli Mücadele ve sonrasını anlatan bu kitap, ne kadar onurlu ve muhteşem bir halktan geldiğimizi bir örneğini sunacak, Türk halkının inkılaplardan sonra nasıl değişime ayak uydurduğuna sizlerde şahit olacaksınız.
Hep duyduğum ama hiçbir zaman yaşamayacağımız o Milli Mücadele dönemini hissetmek için kesinlikle okunulması gereken kitaplardandır kendileri.
Yazan: Selin Gürcüoğlu
Ankara Soruları ve Cevapları
Ankara kimin eseri?
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ankara türü nedir?
Yerli Romanlar
Ankara kaç sayfa?
252
Ankara Yorumları
editör 10 vermiş gerçekten de 10 numara kitap sıkıcı bekliyordum ama süperdi
12-02-2018 20:51
bize okuma ödevi olarak verildi o yüzden okudum oldukça güzel bir konusu var
23-01-2019 22:51
ben de bir ankaralıyım ve en sevdiğim yazarlardan bir tanesi yakup kadri ankara kitabını da o yüzden severek okudum çok güzel bir roman
02-06-2019 16:02
süpersiniz ankara kitap özeti için çok çok teşekkür ederim sizinki hariç nettiki özetler çok kötü siz güzel yazmışsınız sağolun
07-08-2019 12:11
ben okurken sıkıldım yakup kadri karaosmanoğlu ankara romanı ile bence en kötü eserine imza atmış konusu genel olarak çok sıkıcı akıcı ilerlemiyor edebiyat okuyanların hoşuna gidebilir ama benim gitmedi
30-09-2019 12:33
bana yarın için acil yakup kadri ankara özet lazım buradaki uzun olmuş daha kısası gerekiyor hoca konuyu özet olarak bir paragraf ile anlatın demiş istanbula okuyan adama neden ankara isimli kitabın ödevi verilir onu da anlmıyorum
26-11-2019 21:58
hoca da bizden ankara roman özeti istedi burada harika yazılmış siteniz güzelmiş kim yapsı ise şahane olmuş böyle devam edin
06-02-2020 23:47
yakup kadri'nin eserlerinden ilk okuduğum bu oldu. yazarın üslubuyla birlikte durumu ele alış biçimini de beğendim. milli mücadele’nin son döneminden cumhuriyet dönemi’ne uzanan bir hikaye bu. selma hanım’ın üç farklı evliliğini konu ederken aynı zamanda onun eşlerinin kişiliği üzerinden dönemin özelliklerini ve getirilerini özetliyor yazar. ankara’nın dönem dönem durağanlaşması, bazen çalkalanması, kısacası savaştan ve toplumdan nasıl etkilendiği de gözler önüne seriliyor.