Gölgesizler romanı, adı bilinmeyen bir köyde geçer. Bu öyle bir köydür ki, buradan gizemli bir şekilde bazı köylüler kaybolmakta, sonra yine aynı gizemle ya köye dönmekte ya da hiç geri dönmemektedir. Köyden ilk kaybolan, Aynalı Fatma adlı bir kadındır. Bu kadın, Kurtuluş Savaşı zamanında yolu bu köyden geçen bütün asker kaçaklarını bedeniyle tatmin etmiş biridir. Günün birinde, dokuz karılı Asker Hamdi, Aynalı Fatma’nın evine yerleşir ve ona defalarca sahip olur. Bir zaman sonra, Aynalı Fatma bir daha geri dönmemek üzere dağlara doğru yürür. Asker Hamdi ise, onun evinde ölü olarak bulunur. Köyün yaşlıları arasında bu hikaye büyük bir gizemle anlatılır da anlatılır. Bilinmeyen şey, Aynalı Fatma ile Asker Hamdi’nin çocukları olup olmadığı; eğer varsa, bunların kimler olduğudur.
Köyden ikinci kaybolan kişi, köyün berberi olan Cıngıl Nuri’dir. “İçim sıkılıyor.” deyip bir gün köyü terk eder ve ailesini geride bırakır. Köyün muhtarı, Cıngıl Nuri’nin karısının devamlı muhtarlığa gelip kocasının bulunmasını istemesi üzerine, bazı köylülerle şehre gider ve köşe bucak Cıngıl Nuri’yi arar; fakat bulamaz. Tam on altı yıl sonra Cıngıl Nuri, saçı sakalı karışmış bir vaziyette köye geri döner. Onun niye köyden kaçtığı, gittiği yerde neler yaptığı ve niye geri döndüğü bilinemez. Kendisine başından geçenleri anlatmasını isteyen köylülere de oldukça mistik bir hikaye anlatır Nuri. Bu hikaye, içinden çıkılamaz, çözülemez bir hikayedir. Tam anlamıyla bir deli zırvasıdır.
Cıngıl Nuri’den sonra köyden kaybolan kişi, köyün en güzel kızı Güvercin’dir. Güvercin’in kendi isteğiyle mi köyü terk ettiği, yoksa biri tarafından mı kaçırıldığı köyde tartışma konusu olur. Muhtar ve Bekçi, Cennet’in Güvercin’e aşık olan oğlunu bu kayboluştan sorumlu tutarlar. Onun Güvercin’i kaçırdığını düşünürler; çünkü Güvercin, Cennet’in oğlunun aşkına karşılık vermemektedir. Muhtar ve Bekçi, Cennet’in oğlunu bir güzel döverler ve kızı nereye sakladığını sorarlar. Fakat; gencin ‘yok’a yazdığı mektupları gördüklerinde onun Güvercin’i kaçırmış olamayacağını düşünür Muhtar ve Bekçi. Ardından Cennet’in oğlunu serbest bırakırlar. Cennet’in oğlu ise bir süre sonra aklını yitirir ve “Kaar neden yağaar, kaaaar?” diye sormaya başlar. Diğerleri köyden kaçarak kayboldukları halde, Cennet’in oğlu kendi içerisinde kaybolmuştur. Güvercin; evlerin teker teker aranmasına ve komşu köylere haber salınmasına rağmen yine de bulunamaz. Bu sebeple Muhtar, ilçeye Güvercin hakkında kayıp duyurusu yapmak üzere gider.
Cennet’in oğlu, kendi içerisinde kaybolup delirdikten sonra köyden de kaybolur, kimse tarafından bulunamaz. Muhtar’ın ilçeye gittiği gün hiç kaybolmamış gibi birden ortaya çıkıverir. Elinde ise bir yılan bulunmaktadır. Cennet’in oğlunun dönüşü, tıpkı yıllar önce Cıngıl Nuri’nin köye dönüşü gibi olmuştur. Demek ki hayat, birbirini sürekli tekrar etmektedir.
Güvercin’in dayısı Rıza, kızın bulunması için imamın çeşitli büyüler yardımıyla bir çözüm bulabileceğine inanır. Fakat; Güvercin’in babası Reşit’i imamdan yardım almaya ikna etmesi lazımdır. Bunun için, Reşit’e, köyün evlenme çağındaki kızlarından birine ait birkaç tel saç bulup getirmesini söyler. Rıza, bu saçları oğluna verecektir. Oğlu ise imama gidip bir kıza sevdalandığını; ama kızın kendisini sevmediğini söyleyip ondan yardım isteyecektir. İmam da, büyü yapabilmek için kızdan birkaç tel saç isteyecek; tam o anda Rıza’nın oğlu Ramazan, kendisine verilen saçları imama uzatacaktır. Böylece imam kızın Ramazan’a aşık olması için büyü yapacaktır. Büyünün başarıyla sonuçlanması, Reşit’i, kızının bulunması hususunda imama başvurmak için ikna edecektir. Plan faaliyete geçirilir. İmam, büyüyü yapar. Ne var ki Ramazan, aynı gün, Reşit’in siyah atının nalları altında, köy meydanında can verir. Kendisine büyü yapılan kız olan Güldeben ise, ne yazık ki bir ölüye aşık olacaktır.
Ramazan’ı ezip kaçan atı vurmak için Rıza ve Reşit mavzerleriyle köyün çevresinde dolaşır. Bekçi de onlara yardım eder. Köyde bunlar oluyorken, Cennet’in oğlu değirmen tarafından, sırtında Güvercin’le gelir. Köylüler, Güvercin’i Cennet’in oğlunun kaçırdığını düşünüp onu öldürmek isterler.
Güvercin hamiledir; ancak kimden hamile kaldığı hakkında hiçbir şey söylememektedir. Babası Reşit, itirafta bulunması için kızı ahıra kapatır ve dışarı çıkmasına izin vermez. Dışarıdan da hiç kimse içeri girememektedir.
Bekçi, Cennet’in oğlunu köylülerden korumaya çalışmaktadır. Muhtar köye henüz gelmemiştir; bu nedenle muhtarlığın kapısı kilitlidir. Bekçi ise, Cennet’in oğlunu Muhtar gelene kadar en iyi şekilde sadece muhtarlıkta saklayabileceğini düşünür. Muhtarlığın kapısını kırmak için bir köylüden yardım ister. Kapı kırılınca, içeride Muhtar’ın kendisini astığını görürler.
Bekçi, Cennet’in deli oğluna acır ve onu salmak ister. Ancak Cennet’in oğlu, bir süre sonra, sahiplendiği yılan tarafından öldürülür. Güvercin ise doğurur; fakat doğurduğu şey, bir insan değildir. Dolayısıyla, Güvercin’i kaçıranın, son zamanlarda köyün etrafında dönen bir ayı olduğu anlaşılır.
Köyün uğursuzluk içerisindeki olayları, aslında yazarın, evinde kurduğu hayallerden ibarettir. Bu roman, birbirine paralel ilerleyen iki çizgide ilerler. Biri yazarın hayalidir ki bu hayale göre yazar, berberde traş olmak üzere beklemektedir. İkinci çizgi ise, berberde oturan yazarın, burada kurguladığı olaylardır ki bu da ‘Gölgesizler’in temelini oluşturur. Aslında her iki çizgi de, bakkala traş bıçağı almak için oğlunu gönderen yazarın hayalinden ibarettir. Dolayısıyla bu romanda anlatılan olaylar, hayal içinde hayalden başka bir şey değildir.
Gölgesizler romanının kurgusu oldukça şaşırtıcı ve sıradışıdır. Postmodernizmin izlerini barındıran bu roman, hayal ile gerçek arasında gidip gelir; ancak en sonunda, tüm her şeyin bir hayalden ibaret olduğunu söyler. Yazar, adeta bir roman kişisi gibi romanda yer alır. Olaylar, yazarın birkaç saat içerisinde yaşadığı şeylerden dolayı aklına düşen çağrışımlarla beslenir ve gelişir. Nihayetinde, romandaki kişilerin bir bir kayboluşları gibi bu roman da kaybolur gider.
Hasan Ali Toptaş, Gölgesizler romanının sonuna kadar merak unsurunu muhafaza etmiş ve artarak ilerletmiştir. Bununla beraber; merak unsuru olan meselelerin pek çoğu cevaplanmadan bırakılmıştır. Köyde yaşanan olayların, gizemli kayboluşların, anlaşılmaz intiharların ve ilginç ölümlerin arkasındaki sebebi merak eden okuyucu, birden ilginç ve şoke edici bir sonla karşılaşır. Bu durum, romanı çarpıcı yaptığı kadar basitleştirmektedir de. Çünkü; yazar karmaşık olayları açıklamaktan kaçınmakta ve bunların hepsinin çağrışımlarla doğan hayalden ibaret olduğunu söylemekle yetinmektedir. Yine de yazar, bu sürpriz sonu planlamış olmalıdır; aksi halde, romanın en başından beri olaylar iki çizgi halinde gitmezdi.
Sonuç olarak denilebilir ki; Hasan Ali Toptaş, okuyucularını büyülü ve hayal ile gerçek arasındaki bir dünyaya sokmakta, onlara sürükleyici ve gerilimi yüksek bir hikaye sunmaktadır.
Hasan Ali Toptaş’ın ilk olarak 1993 yılında yayınlanan ve büyük beğeni toplayan romanı olan Gölgesizler okurlarına çok farklı ve gizemli bir hikayeyi sunuyor.
Hikaye İstanbul’da bir berberde başlıyor. Günlük hayatından sıkılıp bunalan berber bir gün dükkandan çıkar ve bir köye yolu düşer. Köydeki berber yıllar önce ansızın ortadan kaybolup köyü terk etmiştir. Bunun üzerine onun berber dükkanı yeni berbere kiralanır ve berberin yeni hayatı başlar.
Güvercin köyün en güzel kızlarından bir tanesidir. Bir gün ansızın ortadan kaybolur. Bunun üzerine köyün muhtarı ve bekçi kızı bulmak için arayış içine girerler. Herhangi bir sonuç alamayınca kızı kaçırabilecekler üzerinde dururlar ve bunun üzerine köydeki şair ruhlu bir genci sorguya alırlar. Muhtar onun suçlu olduğuna çok emindir ve bu yüzden döverek onu konuşturmaya çalışır ama gençten bir sonuç çıkmaz. Dahası dayak sonrası beyin zedelenmesi geçirir ve aklını yitirir.
Bu sırada köyün eski berberi de çıka gelir. Bunun üzerine ise eski berberin eşi ansızın ortadan kaybolur. Yaşanan olaylar muhtarı iyice çaresiz bırakır ve muhtar şehre giderek jandarmadan yardım almaya karar verir. Fakat muhtar bir daha geri dönmez.
Köylüler arasında Güvercin’i bulmak için bir aşk büyüsü fikri doğar ve uygulamaya geçerler. Fakat bu büyü bir gencin ölümü ile sonuçlanır. Köy iyice yaşanmaz hale geldiğinde berber şehre geri döner ve gazetede bir köyde genç bir kızı ayının kaçırdığına dair bir haber görür.
Hasan Ali Toptaş’ın Gölgesizler kitabı okumaya değer mükemmel bir hikaye sunuyor. İki farklı zamanda ve mekanda geçen hikaye bir taraftan okurların kafasını karıştırıp merak uyandırırken diğer taraftan yaşanan olaylar ile gerilim sunuyor. Romanın akıcı dili de okumasını kolaylaştırıyor.
Gölgesizler Soruları ve Cevapları
Gölgesizler kimin eseri?
Hasan Ali Toptaş
Gölgesizler türü nedir?
Yerli Romanlar, Gerilim, Gizem
Gölgesizler kaç sayfa?
232
Gölgesizler Yorumları
kitabı okurken çok kafam karıştı tekrar okudum acayip bir konusu var insan zaman ve olaylar içinde kendini kaybediyor
26-08-2015 19:29
çok güzel bir kitap adam iyi yazmış
04-01-2016 08:04
kitabı okurken zaman içinde ben de kayboldum köydeki karmaşa ise aklımı allak bullak etti bir daha okumak lazım ya da yavaş yavaş okumak gerekli
07-01-2016 23:11
gölgesizler kitabı filminden daha iyiymiş
24-11-2016 00:56
çok kafa karıştırıcı bir kitap bir de açıklanmaya çok şey var mantık dışı o yüzden hiç sevmedim
02-12-2016 08:13
bence yazar kitabın içinden çıkamamış o yüzden saçmalamış böylece kafa karışıklığına neden olmuş millet anlamayınca da güzel kitap demek zorunda kalmış kitabın özeti bu yani
04-02-2017 22:02
çok saçma ve kafa akrıştırıcı bir kitap vermek istediği mesaj yok çok kötüydü
20-02-2017 18:28
ya bu kitap dünyanın en iyi kitabi once kitabini okuyup sonra filmini izledim ki fillmini izlerseniz eger sonunda bu kurgunun gercek yonunu goreceksiniz
24-02-2017 23:22
insanların bu kadar niye övdüğünü anlamadım. değişik ama sıkıcı
30-04-2017 21:08
cok guzel bi kitap anlatim ve benzeri seyler bakimindan kronolojik bi sirayla yaziliyo ama olaylar farli bizi sanki muhtar cennetin ogluboglunu döverken sanki bizde yanındayız gibi veya 2 katman var birincisi dış katman yazar berber dükkanındaki adam 2 katman ise iç yani köylüler yada onur gitaplarsa bulamadınız 2 lik var miyim yok muyum yada en önemlisi kaarr neden yağar kar çünkü kar gittiniz yerer de iz bırakır ayak izi gibi şeyler ama ardından kar yaşını hic bisey kalmaz yani hayatta sanki o yoldan hic yürümemiş gibi sanki hic dolaşmamış hic yaşanmamamis gibi iste bu yüzden güzel bi kitap yazmış h.a.t. ama çünkü insan golgesizler elinden bırakmak istemiyo şahsen çoğu kitapta böyledir hakkı verilen kitaplarda hemen okuyupta bitirmek istercesine biraz uzun bi yazı oldu ama 😏😏 umarim okur ve biraz bisey anlayıp on yargıyla yaklaşmadan kitabın tadını çıkartırsınız insan hayatta ne isterse önü görür sadece 1 pencereden dışarı bakana bir kac farkl i acıdan bakmak iyidir
kitabı anlamamış olmanız onu kötü ya da sıkıcı yapmaz sadece sizi kötü bir okuyucu yapar. postmodern romanın güzel örneklerinden
06-09-2017 03:47
superrrrrr bir kitap
ben
27-02-2018 21:33
okurken sıkıldım sanki yazar fazla iyimser davranmış günümüzde böyle olmaz olma ihtimali pek vermiyorum kitaptaki gibi karakterler gerçeklikle alakası yok yazar farklı bir dünyadan yazmış gibi belki de amacı oydu bilemiyorum ama sıkıcı kitap hoca gölgesizler özet istedi diye okudum kitap okumayı da severim ama bu kitabı beğenmedim
24-06-2019 18:51
gölgesizler kitap özeti ödevi vardı buradan yazdım 100 aldım çok mutluyum teşekkür etmek için geldim yazandan allah razı olsun
01-01-2020 22:17
gerçekten çok güzel bir kitap . ilk başta noluyo diyebilirsiniz ama olaylar silsilesi aşırı etkileyici. ama ben sonuna sinirlendim:))
11-02-2020 03:12
kitabını okumadım filmini izledim izleyince şaşırdım kimin eseri merak ettim çok acayip bir konusu var kitapta da böylemi merak ediyorum okumak isterim
24-03-2022 15:58
konusu güzel ilerliyordu ama sonunu beğenmedim daha farklı bekliyordum hayal kırıklığı oldu