Hasan Ali Toptaş

Hasan Ali Toptaş Kimdir

Yakın tarihimizin en önemli yazarlarından bir tanesi olan Hasan Ali Toptaş 15 Ekim 1958 tarihinde Denizli’de doğmuştur. Kariyerine memurluk yaparak başlayan fakat yazarlığa gönül veren ünlü yazar yazmaya öyküler ile başlamış ve 1987 tarihinde ilk öykü kitabı olan Bir Gülüşün Kimliği ile yazarlık kariyerine başlamıştır. Daha sonra birçok roman ve öykü kitabına imza atan Hasan Ali Toptaş en büyük başarısını 1995 yılında yayınlanan Gölgesizler romanı ile yakalamıştır. Sinemaya da uyarlanan roman okurlar arasında da büyük beğeni toplamıştır.

Hasan Ali Toptaş Romanları & Kitapları & Eserleri:

Bir Gülüşün Kimliği (1987)
Yoklar Fısıltısı (1990)
Yalnızlıklar (1990)
Ölü Zaman Gezginleri (1993)
Sonsuzluğa Nokta (1993)
Gölgesizler (1995)
Kayıp Hayaller Kitabı (1996)
Ben Bir Gürgen Dalıyım (1997)
Bin Hüzünlü Haz (1998)
Uykuların Doğusu (2005)
Harfler ve Notalar (2007)
Heba (2013)
Başlarken Yalnızsın Bitirdiğinde Daha da Yalnız (2014)


8.1
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Hasan Ali Toptaş Kitapları

Beni Kör Kuyularda

Biz toplum olarak ne zaman bu kadar duyarsız ve anlayışsız olduk bilinmez ama hala bir umut varsa o umudu filizlendirmenin eseridir bu kitap.

Puan: 8.3 | Yorum: 4

Heba

Heba, heba olmuş birkaç hayatın öyküsüdür.

Puan: 7 | Yorum: 6

Uykuların Doğusu

Hayatları hüsran ile süren ve biten insanların dairesel bir anlatımla konu edildiği Hasan Ali Toptaş’ın Uykuların Doğusu isimli eseri keyifle okunabilecek bir kitaptır.

Puan: 7.8 | Yorum: 2

Sonsuzluğa Nokta

Çekingen bir ruhun kötü bir baba, yarım kalan bir ilişki ve yatalaklık ile imtihanını anlatan ve okuyucuyu Bedran ile empati yapmaya sevkeden Sonsuzluğa Nokta

Puan: 8.4 | Yorum: 3

Ölü Zaman Gezginleri

Hasan Ali Toptaş’ın Ölü Zaman Gezginleri adlı eseri 1992 yılında Çankaya Belediyesi ile Damar edebiyat dergisinin birlikte düzenlediği yarışmada birinci olur.

Puan: 8.2 | Yorum: 3

Ben Bir Gürgen Dalıyım

Ben Bir Gürgen Dalıyım, yazarın uyguladığı teşhis ve intak yöntemi sayesinde çocuklara doğa ve çevre bilincini aşılamak, tabiatla empati kurmak bakımından önemli bir kaynak görevi görmektedir.

Puan: 8.9 | Yorum: 10

Harfler ve Notalar

Toptaş, çocukluğunu geçirdiği Baklan’da, 8 yaşındayken başının arkasından, aldığı yaradan dolayı saç çıkmaması nedeniyle “Aynalı” lakabını alır.

Puan: 9 | Yorum: 6

Kuşlar Yasına Gider

Hasan Ali Toptaş’ın benzersiz sadelikte ve akıcılıkta yazdığı kitaplarından biri olan Kuşlar Yasına Gider son dönemlerde oldukça popüler kitaplar arasında yer aldı.

Puan: 8.8 | Yorum: 17

Bin Hüzünlü Haz

Hasan Ali Toptaş’ın 1998 yılında yayımlanmış olan ve adeta roman okuyucusuna verilmiş bir hediye olduğunu düşündüğüm eseri: Bin Hüzünlü Haz.

Puan: 6.7 | Yorum: 7

Kayıp Hayaller Kitabı

Hasan Ali Toptaş’ın 1996 yılında yayımlanan romanıdır. Esere baktığımızda düş-gerçeklik kavramları üzerine kurulmuş olaylardan oluştuğunu söylememiz mümkün.

Puan: 9.1 | Yorum: 3

Gölgesizler

Gölgesizler romanı, adı bilinmeyen bir köyde geçer. Bu öyle bir köydür ki, buradan gizemli bir şekilde bazı köylüler kaybolmakta, sonra yine aynı gizemle ya köye dönmekte ya da hiç geri dönmemektedir.

Puan: 7.3 | Yorum: 20

Hasan Ali Toptaş ile ilgili yorumlar

gölgesizler ve ölü zaman gezginleri güzel kitapları diğerlerini okumadım okumak isterim

19-11-2016 22:31

kitapları çok kafa karıştırıcı bir çok sorunun cevabını vermiyor

29-11-2016 22:15

Merhabalar:)))) hasan ali toptaş bence bu kitabını gayet akıcı ve sade bir dille yazmış. Kitabın ismi " ben bir gürgen dalıyım " okunması gereken bir kitap bence. Bu kitapta insanların çevreye ve ağaçlara karşı ne kadar duyarsız olduğu anlatılıyor. Bir gürgen ağacının başından geçen olaylar çok güzel bir şekilde anlatılmış. Bu kitabı da hocamızın tavsiyesi üzerine okudum yani vize de çıkacak o ayrı mesele.
Neyse çok uzatmayayım şimdi yazarsam işin içinden çıkamam. Ya da biraz bahsedeyim gürgen ağacının yaşadığı yer çok güzeldir ama işin olumsuz tarafı da diğer ağaçların anlattığı kesilme korkusu vardır. Gürgen ağacı bunun bir gün karşısına çıkacağının farkındadır ve bu durum sürekli aklına gelir o kadar ki rüyasında bile görür. Ama rüyası biraz farklıdır insanlar tam onu kesecekken kanatlarını yani yapraklarını açıp uçmuştur daha sonra ise kendini gökyüzünde uçsuz bucaksız bir yere giderken bulur. Deyim yerindeyse " yağmurdan kaçarken doluya tutulmak " misali bir köye doğru gitmektedir, ve orada kendisini gören insanların kendisine taş fırlattığını görür ve bağırır, daha sonra bir ses duyar ve uyanır. Ancak o kadar ki bu rüyanın etkisinde kalmıştır bizim gürgen ağacı.
Gürgen ağacının birde köknar ağacı dostu vardır. Mevsimlerden kıştır ve heryer sis, soğuk ve sessizdir gürgen ağacı köknar ' ın sesini hiç duymaz o gün ve bunun üzerine içini bir şüphe sarar, daha sonra köknar ağacının yapraklarını yerde görür ve kesildiğini anlar bu duruma çok üzülür öyle ki aradan yıllar geçmesine rağmen unutamaz..... Daha sonra aynı durum gürgen ağacının başına gelir ve yaşadığı yerden çok uzaklara götürülür. Gürgen ağacının anında şöyle bir düşünce vardır eğer ki kesilirsem beşik ya da çocukların oynamak istediği tahtravelli olmak.. Gelgelelim gürgen ağacı gittiği her yerde insanların yaşadığı acılara ortak olur, gittiği yerde sürekli beklemek ve belirsizlik durumlarından şikayetçi olur. Bir de gürgen ağacının en korktuğu şey bir gün mapushane kapısı olmaktır. Ve başına gelen en kötü şeyde darağacı olmuştur, burada insanların asılarak kendini öldürmesi durumu onu çok mu çok üzer ve durumdan utanç duyar. Kendi kendine beni beşparmak dağlarına götürün orada gürgen dalı olmaya razıyım diyor.
Aslında buradan insanların çıkarması gereken dersler var insan ne oldum dememeli ne olacağım demeli her zaman. Yani hayat siz hayatınızı yaşarken başınıza gelen şeylerdir.
" cepheler bütün acımasızlılkarı ile insanoğlunun içindeydi. Toprağı titrete titrete yürüyen tanklar, art arda gümbürdeyen toplar ve durup dinlenmeden korkun kusan tüfekler insan oğlunun içindeydi. Hatta henüz icad edilmemiş silahlar da insanoğlunun içindeydi.
Yani insan bir savaş alanıydı. Ceket, gömlek, pantolon ya da etek giymiş, kravat takmış, traş olmuş, kokular sürmüş, bir savaş alanı. Gülümseyen bir savaş alanı . Öpen hatta okşayan, konulan, susan, çiçekler alıp çiçekler veren bir savaş alanı........
Peki, bir barış bahçesi olamaz mıydı aynı insan? Şöyle, güllerin kuş cıvıltılarına, kuş cıvıltılarının güllere karıştığı, mutlu yüzlerle dolu rengarenk bir barış bahçesi? ". Baya uzun oldu galiba görüşmek üzere

12-03-2017 16:02

tüm romanlarını okumaya çalışıyor şimdiye kadar okuduğum tüm kitapları çok güzeldi sevdiğim yazarların başında geliyor

23-02-2019 00:29

heba, gölgesizler, kayıp hayaller kitabı, sonsuzluğa nokta, ölü zamanalr gezginleri ve uykuların doğusu en iyi kitapları sanırım gölgesizler de en çok okunan kitabı olması gerekir filmi de yapılmıştı

04-12-2019 14:25

yoklar fısıltısı kitabını ekler misiniz?

02-03-2022 16:25

öldü mü pek adı duyulmuyor

15-05-2024 15:22