Ayfer Tunç, 70’li yıllardaki çocukluğu, sosyal yaşantıyı bize aktarır. 19 bölümden oluşmaktadır.
1-SAKLAMBAÇ OYNAYAN KALEYE MUM DİKSİN
70’li yıllarda çocuk olmak, 60’lı yıllara göre büyük şanstır. Günümüz çocuklarının her istediği önüne konulduğundan bu çocuklar tembelleşmiştir. 70’li yıllardaki bir çocuk, bahçe sulama sorumluluğunu alabilirken şimdiki çocuklar, saksıdaki çiçeklerden bile habersiz büyümektedir. 70’ler çocuğu dut ve ayva ağaçlarından meyve koparmayı, gül bahçesinden gül koparmanın nasıl bir şey olduğunu bilirken günümüz çocukları saksıdaki çiçeği devirmemek için çabalamaktadır. Yazar, sokağa çocuğu çıkarmanın usullerini anlatır. Gelenekçi anne ve modern anne vardır. Gelenekçi anne, çocuğunu sokağa çıkarmada bir ölçüt kullanmaz. Çocukları dışarı kışlayıp komşuda çene çalar. Çocukların beslenmesiyle ilgilenmez. Acıkan çocuk, annesinin komşuda olduğunu bilir. Çocuk acıkıp geldiğinde annesi, arkadaşlarından bir şeyler yaparak çocuğa yedirir. Modern anne, çocuğunu belli bir saatte dışarı çıkarır. Ne yiyeceğine, ne oyun oynayacağına, ne zaman dışarı çıkacağına anne karar verir. Modern anne çocuğu çok sıkmakta diğer anne ise hiç karışmamaktadır. Çocuğun her şeyine karışmak onu robotlaştırır. Karışmamak ise onu, başına buyruk hale getirir. İkisinin ortası bir anne olarak bu denge sağlanabilir. Eskiden çocuk parklarının yokluğundan dolayı çocukların ilk parkı arsalar ve yangın yerleri olmuştur. Çocuk parkları çocukların hayatına girdiğinde bile çocuklar rahatça oynayamazlar. Parktaki bekçi ile atışırlar. 70’ler çocuğu papatya ve ısırgan otunu bilir. Kiraz, ayva ve dut ağaçlarına çıkar. Meyve toplar. Şimdiki çocuklar ise kirazın ağaçta yetiştiğinden bile habersizdir. Eskiden her evde meyve ağaçları bulunmaktadır. Bunlardan birisi de dut ağacıdır. Dut ağacının meyvesi altına örtü açılıp silkelenerek toplanmaktadır. Bu ağacın meyvesi konu komşu ile mutlaka paylaşılır. 70’ler çocukları çevredeki her nesneye oyuncak olarak bakar. Diğer bir deyişle oyuncağa dönüştürür. Şimdiki çocuklar hazır oyuncaklara alışmış ve düşünemez hale gelmiştir. Bu dönemde çocukların vazgeçilmez oyunlarından biri futboldur. Bu oyunda çocuklar için süre önemsiz ve gol sayısına bağlıdır. Çocukken oynanan yakan top, istop ve ortada sıçan oyunları da özellikle kızların oynadığı popüler bir oyundur. İp atlama oyunu daha çok ortaokullu kızlar arasında tercih edilmektedir. Bu oyunu anneler dahi oynayabilmektedir.
2-BURDAYIM ÖRTMENİM
70’li yıllarda eğitim anlayışı tek tip öğrenci yetiştirmekten geçmektedir. Bu da öğrencileri okuldan soğutmaya yetmiştir. Her şeyden güzeli de okul alışverişidir. O dönemde okula yeni başlayanlara sırt çantası alınmaz. Bu çantayı genellikle liseliler almaktadır. Önlükler kir tutmayan siyah bir kumaştan yapılır. Üstüne de beyaz yaka takılmaktadır. İlkokul bitince ortaokulda etek, süveter ya da jile tarzı üniformalar giyilir. Kırtasiye, kitap alışverişi okulun ilk günü, öğretmenin istediklerine göre alınmaktadır. Defterler o gün de kaplanmaktadır. Yine kalemtraş açma kuyruğu, sık sık silgi kaybetme de bu dönemde sık karşılaşılan bir durumdur. Öğrencilerin sayı fasulyeleri gerçek fasulyedendir. Bu fasulyeler için bir kese dahi dikilmiştir. Günümüzde ise bu fasulyeler plastik halinde satılmaktadır. Okullarda pazartesi ve cumaları bayrak töreni yapılır. Andımız okunur. O dönemde şimdiki beyaz tahtalar yerine, kara tahtalar ve tebeşirler vardır. Okullarda tırnak ve hatta mendil kontrolü yapılmaktadır. Öğrenci bir kabahat işlerse tek ayak üzerinde bekleme cezası uygulanır. Sınıf başkanı ve başkan yardımcısı seçimleri yapılmaktadır. Eğitsel kollar öğrencilerin sosyalleşmesini sağlamaktadır. Eskiden bayramlar öğrenciler arasında daha coşkulu kutlanmakta ve sınıflar işbirliği ile süslenmektedir.
3-RADYOYU KAPAT TELEVİZYONU AÇ
Bu dönemde radyo yayınları devletin elindedir. Özel radyo kanalları henüz kurulmamıştır. TRT FM, dönemde en çok dinlenilen radyo kanalıdır. İnsanlar bu radyo kanalındaki program akışına göre hayatlarını şekillendirirler. Masa radyosu ve el radyosu en çok kullanılanlar arasındadır. İnsanlar piknikte, evde, bahçede sürekli radyo kullanmaktadır. Yayın sabah altıda başlar, akşam yedide yerini akşam haberlerine bırakır. İnsanların hayatına televizyon girmesiyle eski alışkanlıklar bir kenara bırakılmıştır. Televizyonlar evimizin başköşesinde yerlerini almıştır. Dünyada başka ülkeler olduğunu biliriz fakat insanlar körlük içerisindedir. Televizyon bu körlüğü hayatımızdan yok etmiştir. Bir yandan da kendisine bağımlı yapmıştır. Bu dönem izlenen diziler; Küçük Ev, Tatlı Cadı, Komiser Colombo, Görevimiz Tehlike, Avukat Petroçelli, Charlie’nin Melekleri, Tatlı Sert’tir. Üç İstanbul, Aşk-ı ve Memnu, Küçük Ağa, Ayaşlı ve Kiracıları izlenen Türk dizileri arasındadır. Çocuklar ise Taş Devri, Temel Reis’in çizgi dizilerini izlemektedir.
4-“SAZLIKLARDAN HAVALANAN BİR ÖRDEK GİBİ SESİN”
Bu bölüme İlhan İrem’in “Anlatamıyorum” şarkısının sözleri verilmiştir. 70’ler denince akla; Sezen Aksu, Ajda Pekkan, İlhan İrem, Erol Büyükburç, Alpay, Esmeray gibi sanatçılar gelir. Arabesk müziğinde; Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur ünlenmiştir. Zeki Müren Kibariye, Bergen de bu dönemin yankı getiren seslerindendir. 70’lerde konserler yerine gazinolarda şarkıcılar sahne almaktadır. Solcu şarkıcılardan; Zülfü Livaneli, Cem Karaca güzel bir giriş yapmıştır.
5-N’AYIR N’OLAMAZ
70’lerde sinama kültürü de yaygındır. Açık ve kapalı hava sinemaları olarak ayrılmaktadır. Yeşilçam’ın klişe sözleri o dönem insanlarını hüngür hüngür ağlatmaktadır.
6-GÜLE GÜLE GİY, ÜSTÜNDE PARALANSIN
Bu bölümde 70’lerde moda ele alınmıştır. Yırtık ve kirli giyinmenin ayıplandığı, temiz giyinmenin öncelik olduğu bir anlayış hâkimdir. İnsanlar her istediklerinde gardırop yenileyemez. Aileler de çocuklara tutumlu ve temiz olmayı aşılamaya çalışırlar. O dönemler televizyonda “Pasaklı Sally” adında bir dizi yayınlanmaktadır. Temizliğine dikkat etmeyenler Pasaklı Sally’e benzetilir. Ayakkabılar her pazar cilalanır. Babalar pazar günleri, misafir gelme ihtimaline karşı tıraş olmaktadır. Apartman topuk ayakkabı modası bu dönemde ortaya çıkmıştır. Çantalar kombini tamamlamada aksesuar olarak görülmektedir. Makyaj ve saçta olabildiğince abartılı ve çok işlem görmüş modeller tercih edilmektedir. İnce kaş, çil modası bu dönem moda olmuştur.
7-CANSIZ HATIRALAR VE DUYGU DEFTERİ
70’lerde fotoğraf çekilmek aile olmasının kanıtı gibi görülmektedir. İnsanların çok fazla imkânı olmasa da mutlaka belirli periyotlarla doğum, askerlik gibi bir çok özel günde fotoğraf çekilmektedir. Anı defterleri, askerlikte ve okulda gelenek haline gelmiştir. İnsanlar birbirlerine kendini hatırlatmak için bu deftere güzel cümleler yazmaktadır.
8-CEP FOTOROMAN, GÜZİN ABLA, TOMMİKS, TEKSAS
70’lerde gazete önemli bir ter tutar. İnsanların çoğunda gazete okuma kültürü vardır. Gazetelerde Güzin Abla adında ilişki uzmanı ve bu uzmana yöneltilen sorular oldukça geniş bir kitleye sahiptir. Evlilik ve arkadaşlık düşünenler rumuz yazarak gazetelerde eş aramaktadır. Kemal Tahir, Yaşar Kemal okunan yazarlar arasındadır.
9-ARKADAŞLIKLAR, AŞKLAR
Bu dönemde aşık olmak, günümüzden zor ve mücadeleci bir ruha sahip olmak demektir. İmkânsız aşklar, ailenin karşı çıktığı ilişkiler genellikle ayrılık veya intihar ile bitmektedir. Sevgililer birbirlerine mektup yazmakta ve birbirlerinin resimlerini saklamaktadır. Günümüzde bu kadar sabırlı ve mücadeleci olmak zordur.
10-ALLAH BİR YASTIKTA KOCATSIN
Bu dönemde evlenmeyen kişi ciddiye alınmamaktadır. Boşanma hoş karşılaşmamaktadır. Bu yüzden gençler eşlerini seçmede daha özenli davranmaktadır. Söz, nişan, kına, düğün ve çeyiz o dönemin yerine getirilmesi gereken aşamalardandır. Kız tarafı nişan, erkek tarafı düğünden mesuldür.
11-ANALI BABALI BÜYÜTSÜN
Kızların çeyizine kıyafet alınırken lohusalık dönemi unutulmamaktadır. Bebeğin cinsiyetini doğunca bilinmektedir. Bebeğe çeşitli kıyafet almak mümkün olmamaktadır. Bebeğin adını aile büyüklerinden birisi koymaktadır. Bebeğin dişi çıktığında diş buğdayı yapılır. Bebeğin kırkı çıktığında ise aile büyüklerinden bir kadın bebeği yıkamaktadır.
12-ALLAH RAHMET EYLESİN
70’lerde birlik beraberlik, komşu ilişkileri sağlamdır. Komşunun cenazesi varsa televizyon ve radyo açılmamaktadır. Akrabalar, cenaze olan eve gidip onlara yardım etmektedir.
13-BAYRAMINIZI “KUTLULAR” ESENLİKLER DİLERİZ
70’lerde sevgililer günü, yılbaşı gibi özel günler bilinmemektedir. Yıldönümleri ve doğum günleri sessizce kutlanmaktadır. Sahurlara davulcular ile uyanılmaktadır. Bayramlarda baklava ikram edilir. Baklava beceremeyen kadınlar revani veya Kemalpaşa tatlısı ikram etmektedir.
14-AFİYET OLSUN
70’ler de enflasyon kendini göstermiştir. Pazara çıkan baba, anne cebine mutlaka bir file poşet sıkıştırmaktadır. Dar kesimli ailelerin yardımına veresiye veren bakkallar koşmaktadır. Gösteriş ve para ile görgüsüzlük yapmak ayıp karşılanmıştır. İnsanlar tel dolaptan buzdolabına yeni yeni geçmektedirler.
15-BİR MÂNİNİZ YOKSA, ANNEMLER SİZE GELECEK
Her an bir misafir gelebilir endişesi ile evler her zaman temizdir. Eskiden günümüz kadar iletişim olmadığından her an misafir gelebilir ve bu misafire hürmet gösterilmektedir. Kadınlar toplanarak altın ve dolar günü yapmaktadır. Misafirliğe asla eli boş gidilmemektedir. Gelen misafire kolonya, şeker ikram edilmektedir.
16-EVLERDE VE ÇEVREDE GÜNLÜK HAYAT
Günümüzde olduğu gibi kutu sütler bulunmamaktadır. Bu yüzden aileler sütçüden süt almaktadır. Gaz ve kömür sobaları yaygınlar. Bu sobaların yanında metal bir odun kovası bulunmaktadır. Baş ağrısı için televizyonlarda “Gripin” ilaç reklamları verilmektedir.
17-BİR HABER GÖNDER
70’li yıllarda mektup yazmak, uzakta biriyle haberleşmek için olmaz ise olmaz bir iletişim aracıdır. Seksenli yıllara gelindiğinde hemen hemen her evde bir telsiz telefon bulunmaktadır. Bu telefondan rumuz söylenerek rasgele arkadaş arayanlar bile vardır.
18-BİR YERDEN BİR YERE GİTME
70’lerde seyahat, küçük şehirlerde yürünerek yapılır. Şehirler arası yolculuk ise tanıdıkların arabasıyla yapılır. Murat ve Tofaş arabaları bu dönem çıkmıştır.
19-KÜÇÜK ŞEHRİN HALLERİ
KDV bu dönemde yeni yeni çıkmaya başlamaktadır. Televizyondan KDV tanıtım reklamları verilmektedir. Muhallebici ve pastaneye gitmek, sevgiliyle buluşmak yaygındır. Ailecek gazinoya gitmek o dönem etkinliklerinden biridir.
DEĞERLENDİRME
Ayfer Tunç’un “Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek” adlı kitabı 2001 yılında yayınlanır. 2003’te kitap Balkanika Ödülü alır. Ayfer Tunç, 70’li yılları bizzat yaşamış ve gördüklerini yaşantı olarak bu kitapta kaleme almıştır. 70’li yıllardaki insanların yaşantıları, gelenekleri, giyimleri, adetleri üzerine düşünülmüş bir kitaptır. Okuduğum bazı yerler beni duygulandırırken bazı yerler güldürdü. Genel kültür olarak da faydasını gördüğüm bir kitap oldu. Okumak isteyen arkadaşlara gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.
Yazan: B. Öğretmen
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek Soruları ve Cevapları
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek kimin eseri?
Ayfer Tunç
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek türü nedir?
Deneme
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek kaç sayfa?
440
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek Yorumları
kitap beni geçmişe götürdü anıları canlandırdı güzel zamanlardı o zaman bile eskiye baktığımızda güzel günlerdi derdik, o günden bu güne hep kötüye gitmişiz kitap sayesinde bunu farkettim
02-12-2021 12:08
pasaklı sally dizisini çok severdim kitapta tek sevdiğim şey adını görmek oldu eskiye götürdü yaşlı hissettirdi